Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/79 E. 2022/281 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2021
ESAS-KARAR NUMARASI :….

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili müvekkilinin müflis … …’nin Türkmenistan’daki şantiyesinde 15.01.2008-16.11.2015 tarihleri arasında elektrik işleri koordinatörü ve sorumlusu olarak çalıştığını, 2.252.074,78 TL alacağının kaydı için iflas idaresine yaptıkları başvurunun 1’inci sırada reddedildiğini ileri sürerek alacağın 1’inci sırada masaya kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı iflas idaresi vekili davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince “…davacının SGK kayıtları, yurtdışı giriş-çıkış kayıtları, belirsiz iş sözleşmesi, banka kayıtları ile tanık beyanlarına göre müflis şirket bünyesinde 17.01.2008-30.11.2015 tarihine kadar toplam 7 yıl, 10 ay 14 gün süre ile çalıştığı, 17.01.2008-30.04.2008 tarihleri arasındaki davacının aylık net ücretinin 8.000 USD, 01.05.2008-30.11.2015 tarihleri arasındaki aylık net ücretinin ise 100.000 USD olduğu, davacını çalıştığı dönemde toplam 938.000 USD ücret alacağına hak kazandığı, davacının banka hesabına yatırılan ücretin ise aynı dönemde 318.991,00 USD olduğu, bu suretle davacının talep edebileceği ücret alacağının 619.009 USD olup, 24.11.2016 tarihinde T.C. … …. efektif satış kuru üzerinden TL cinsinden alacağının mahkememizce re’sen yapılan hesaplamaya göre 2.114.472,84-TL olduğu kabul edilmiştir. Her ne kadar bilirkişi raporunda davacının talep ettiği alacağın tanık …’un beyanı gözetilerek 620.030,50 USD olduğu saikiyle rapor tanzim edilmiş ise de, davacı tanığının ödenmeyen ücrete ilişkin beyanına resmi banka kayıtları karşısında itibar edilemeyeceği mahkememizce kabul edilerek ve iflas idaresinin alacağı 1.sırada reddettiği ve alacağın sırası konusunda taraflar arasında niza bulunmadığı nazara alınarak, 2.114.472,84-TL davacı alacağının iflas masasına kayıt ve tesciline…” ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde:
– Kayıt kabul davalarında davacının iddiasını herhangi bir delille ispatlayabileceğini, bu davada delillerin yarışması gibi bir durumun söz konusu olmadığını; tanık delilinin de banka kayıtları kadar güvenilir olduğunu, tanık …’un şirket personelinin alacak kaydını ve ödemelerini yapan kişi olduğunu ve tanıklığının miktar itibariyle muteber olduğunu,
– Re’sen görülecek nedenlerle ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden esas hakkındaki talepleri gibi kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, iflas masasına kayıt istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki iflas sıra cetveline kayıt istemli davalar yerleşik uygulamada “kayıt kabul” davası olarak adlandırılmaktadır. Buradaki “kayıt” sözcüğü bir fiil olarak kaydetmek anlamında olmayıp; tapu kaydı, trafik kaydı gibi iflas sıra cetvelindeki her bir satıra verilen addır. Nitekim iflas daire ya da idareleri de alacak kaydı sırasında talep dilekçelerine de işaret etmek suretiyle alacağa bir “kayıt numarası” vermektedir. Bu nedenle hükümde alacağın masaya kaydına karar vermek yeterli olup, kayıt ve kabulüne şeklinde hüküm kurulmasına gerek yoktur.
Öte yandan “tescil” bir sicile kaydetme fiilidir ve iflas sıra cetveli bir sicil niteliğinde olmadığından “tescil” kararı verilmesi de hukuk tekniği bakımından doğru değildir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/282E., 2021/320K. sayılı dava dosyasında verdiği 27/05/2021 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL’den peşin olarak yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile kalan 21,40 TL’nin ihtiyati haciz isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
23/02/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLEkarar verildi. (GEREKÇELİ K. YAZIM T.: 23/02/2022)

….