Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/751 E. 2022/911 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
ESAS NO : 2022/751
KARAR NO : 2022/911

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

DAVACI
VEKİLİ
DAVALI
VEKİLİ

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 10.03.2022 tarih ve 2021/2586 E., 2022/1313 K. sayılı kararıyla, Dairemizin 02.12.2020 tarih ve 2019/1669 E., 2020/1582 K. sayılı kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine HMK’nın 373/3. maddesi uyarınca duruşma yapılmasına karar verildi, dosya incelendi;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalının … numaralı üyesi olduğunu, yapılan sözleşme gereğince üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, buna rağmen Kayseri 7. Noterliği’nin 27.08.2006 tarih ve … yevmiye nolu kur’a zaptı ile … ada, … parsel arası, A blok, sekizinci normal kat 24 nolu meskenin davalı tarafça tapuda devredilmediğini, müvekkilinin kur’a zaptı ve dava dilekçesinin ekinde yer alan ilişik kesme belgesi gereğince, 31.03.2011 tarihi itibarıyla dairenin mülkiyetini kazandığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile mülkiyetinin 31.03.2011 tarihi itibarıyla müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN SEYRİ VE SONUCU :
İlk Derece Mahkemesi’nce “… Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda: her ne kadar davacı tarafça dava, … ili … ilçesi … Mahallesi tapusuna kayıtlı … ada … parsel sayılı taşınmaz üzerinde yeralan A blok 8. kat 24 numaralı bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali istemi ile açılmış ise de, yargılama devam ederken dava konusu taşınmazın Kayseri 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/58 sayılı dosyasında yapılan takip nedeni ile dava dışı üçüncü bir kişiye satılmış olması nedeni ile davacı tarafça davaya HMK madde 125 gereğince tazminat davası olarak devam edilmesi talebi nedeni ile tazminat davası olarak devam edilmiştir. Bilirkişi heyetinden alınan 05/11/2018 tarihli raporda, davacının davalıya normal bir üyenin yapmış olduğu tüm ödemeleri yapmadığının tespit edildiği ve davacının yaptığı ödemeler yönünden endeksleme yapılması sonucu davacının 46.410,00 TL kadar davalıdan tazminat isteme hakkının olduğunun tespit edildiğinin belirtilmiş olduğu görülmüştür. Yukarıda açıklandığı üzere mahkememizce dava konusu taşınmazın değerinin 240.000 TL olduğu kabul edilerek bu miktar üzerinden değerlendirme yapılmış ve bilirkişi raporuda dikkate alınarak davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, 46.410 TL tazminat bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Davacı vekili 03.04.2019 havale tarihli istinaf dilekçesi ile; mahkeme kararının hatalı olduğunu, davacının talep edebileceği tazminat miktarının Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre eksik ödeme yapan davacının ödemelerinin güncellenmiş değerinin 176.616,02-TL ile davacının yaptığı ödemelere göre mahrum kaldığı tutar olan 46.410,11-TL’nin toplanması ile bulunacak 223.026,94-TL olduğunu bildirerek davanın kabulünü talep etmiştir.
Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucunda, 02.12.2020 tarih ve 2019/1669E., 2020/1582K. Sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne, 223.026,94-TL tazminat bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine şeklinde karar verilmiştir.
Davalı vekilince Dairemizin 2019/1669E., 2020/1582K. Sayılı kararına karşı temyiz yoluna başvurulmuştur.
Yargıtay’ca “…Davalı vekili temyiz dilekçesi ekinde davacının 09.12.2019 tarihli dilekçesi ile kooperatif ortaklığından ayrıldığını bildirdiğine, 20.12.2019 tarihinde de kooperatif yönetim kurulunca istifanın kabul edildiğine dair belgeler sunmuştur. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre; kooperatif üyeliğine bağlı olarak bir talepte bulunulması halinde üyelik sıfatının yargılama sonucuna kadar devam etmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece davacının kooperatif üyeliğinden istifa edip etmediği araştırılıp , istifa etmiş ise üyeliğe bağlı dava konusu tazminatı isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi için kararın bozulması uygun görülmüştür….” şeklinde karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, konut tahsis edilemeyen kooperatif ortağının tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizce, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 10.03.2022 tarihli bozma ilamına uyulmuştur.
Bozma sonrası davacı vekili 28.05.2022 tarihli dilekçesinde özetle müvekkilinin kandırılmak suretiyle istifaya zorlandığını bildirmiş, 31.05.2022 tarihli duruşmaya gelen davacı asil de benzer şekilde istifayı kabul etmiştir.
Dairemizce, davacının kooperatif üyesi olduğu ve kurada davacıya isabet eden dairenin davalı kooperatifin borcu için satıldığı , davacıya tahsis edilecek dairenin kalmadığı ve yargılama sırasında davacı talebinin tazminat davasına dönüştürüldüğü gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1.b.2 gereğince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz dilekçesine davacının 07.12.2019 tarihli kooperatif üyeliğinden istifa dilekçesi ve davalı koperatif yönetim kurulunun 20.12.2019 tarihli istifanın kabulüne ilişkin karar sureti eklenmiştir.
Davacının kooperatif üyeliğine bağlı tazminat isteyebilmesi için üyelik sıfatının yargılama sonucuna kadar devam etmesi gerekir. Davacının davalı kooperatif üyeliğinden 07.12.2019 tarihinde istifa ettiği ve istifasının davalı kooperatif yönetim kurulunca kabul edildiği, ve davacının da duruşmada istifa ettiğini kabul etmiş olması karşısında, yargılama sırasında davacının istifa nedeniyle kooperatif üyeliği sona erdiğinden ancak üyeliğe bağlı olarak talep edilebilecek tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Buna göre, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK 373/3 uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırarak, aşağıdaki gibi yeniden karar vermek gerekmiştir.
Davanın açıldığı tarihte davacı dava açmakta haklı olduğundan davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL’den peşin olarak alınan 170,78TL peşin harç ve 4.269,37TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 4.440,15TL’nin mahsubu ile kalan 4.359,45TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
31/05/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 01.06.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …