Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/674 E. 2022/718 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22.06.2018
ESAS-KARAR NUMARASI :…
Asıl ve birleşen davada davalılar vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Asıl davada davacı … ve birleşen davada davacı … vekili 18.04.2011 tarihli dava dilekçelerinde; müvekkillerinin davalı S.S. … … … …’ne müracaat ederek üyelik başvurusunda bulunduklarını, başvuruları kabul edilerek mutabık kalınan tutarların ödenmesi karşılığında asıl davada davacıya C-4 Blok 76 no.lu, birleşen davada davacıya C4 Blok 75 nolu bağımsız bölümlerin tahsis edildiğini, ayrıca kooperatifçe talep edilen emlak vergisi borcunun, veraset intikal vergisi ve kadastro harcının ödendiğini, su ve elektrik aboneliği açtırıldığını, müvekkillerince davalı kooperatif yetkilileri ile yapılan görüşme ve … … Müdürlüğünden alınan bilgi neticesinde müvekkillerine ait iki adet dükkanın davalı … adına 08.03.2011 tarihinde tescil edildiğinin öğrenildiğini, … ve oğlu …’ın kooperatif yerleşkesinde iş yapan müteahhit olduklarını, kooperatif yetkilileriyle ve davacılar ile tanışıklıkları olduğunu, yani … kaydına güvenen iyi niyetli 3. kişi olarak adlandırılmalarının mümkün olmadığını ileri sürerek, dava konusu 76 nolu bağımsız bölümün … kaydının iptali ile asıl davada davacı müvekkili adına, 75 nolu bağımsız bölümün … kaydının iptali ile birleşen davada davacı müvekkili adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 25.000,00 TL.’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılar tarafından ödenen emlak vergisi, veraset intikal vergisi ve kadastro harcı, … ödenen kartlı sayaç bedeli ile … EDAŞ’a ödenen güvence ve sözleşme bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davacı vekilince 22.12.2015 tarihli dilekçe ile dava değerleri 85.000,00 TL olarak artırılmıştır.
Asıl ve birleşen davada davalı Kooperatif vekili cevap dilekçesinde; davacıların müvekkili kooperatife miktarı belirlenememekle birlikte bir kısım ödemeler yaptığının doğru olduğunu, ancak kooperatifin kuruluş aşamasında davaya konu 15273 … 1 parselin tamamına üye kaydedilemediği için 15.06.1999 tarihinde davacıların işyerinin bulunduğu C3 ve C4 Blok olarak projelendirilen alanın henüz inşaat başlamadan arsa halinde dava dışı …’a satıldığını, 2009 yılında kooperatif yönetiminin değişmesi üzerine eski Başkanın kooperatif defter ve kayıtlarını … yönetime vermek istememesi üzerine, kooperatifin şu anki yönetiminin bu işlemlerden ve alınan paralardan … devirleri yapıldıktan sonra haberdar olduğunu, …’ın kooperatiften bağımsız olarak C3 ve C4 Blok olarak projelendiren inşaatı tamamladığını, inşaatın tamamlanmasının ardından dava konusu yerin davacılar tarafından kullanılmaya başlanıldığını, yani bu işyerinin davacılara ait olduğunu …’ın iyi bildiğini, C3 ve C4 Blokta bulunan işyerleri ve dairelerin tamamının … tarafından inşaat aşamasında ve sonrasında haricen satılmış olduğundan … yönetimin haberinin olmadığını, ancak …’a verilen … ferağlarının ardından davacıları mağdur etmek istemeyen müvekkili kooperatifin … ile yaptığı görüşme neticesinde davacılara işyerlerinin 15.06.1999 tarihli protokolün dışında tutulduğu, kooperatife … tarafından ödenen arsa bedelinin bu durum gözetilerek belirlendiği ancak bu konuların yazılı hale getirilmediği hususlarının öğrenildiğini, tapuları … ve … adına devredeceği yönünde söz veren müteahhidin bu sözünü tutmadığını, müvekkilince davacılara D1 Blokta bulunan 130 m²’lik iş yerlerinden birinin gayrimenkul bedellerini takas-mahsup etmek şartıyla teklif edildiğini ancak … ve …’in bu teklifi kabul etmediklerini, … devrini yerine getirme yükümlülüğünün davalı …’a ait olduğunu savunarak, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı … … vekili cevap dilekçesinde; davacıların davalı kooperatife üye olmadığını, bu nedenle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığını, davalı kooperatifin davacılara vermesi gereken gayrimenkulü vermemesinin müvekkilini bağlamadığını, müvekkili hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, dava dışı …’ın müvekkilinin babası olmasının da durumu değiştirmediğini, davacıların …’a dava konusu taşınmazlardan dolayı bir ödeme yapmadıklarını, taşınmazların bedelinin davalı kooperatife ödendiğinin davacıların beyanları ile sabit olduğunu savunmuştur.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “…davacı …’in 76 no’lu, davacı …’in 75 no’lu taşınmazlar için dava dışı iş yeri kooperatifine üye olarak kabul edildikleri, 1999 yılında iş yeri kooperatifinin faaliyetlerine son vererek kooperatif faaliyetlerinin davalı … … tarafından devam edildiği, davacıların üye olarak davalı tarafından benimsenmek suretiyle taşınmazlara ilişkin ödemelerin kabul edildiği, davacıların taşınmazları fiilen kullanarak 3. kişilere kiraladıkları, her ne kadar iş yeri … ile … kooperatifinin tüzel kişilikleri farklı olsa da iş yeri kooperatifinin önce fiilen daha sonra da resmen terkin edilmek suretiyle tüzel kişiliğinin sona erdiği, davalı kooperatif tarafından davacıların üye olarak kabul edildikleri, buna rağmen davacılara tahsis edilen taşınmazın davalı kooperatif ile dava dışı müteahhit … … arasında yapılan inşaat sözleşmesi de etkili olarak … …’ın oğlu diğer davalı …’a satıldığı” gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulü ile asıl ve birleşen davada davacıların davalı kooperatifin ortağı olduklarının tespitine, davalı … … … adına kayıtlı … …. …. taşınmazın … kaydının iptali ile asıl davada davacı; 75 nolu taşınmazın … kaydının iptali ile birleşen davada davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı Kooperatif vekili istinaf dilekçesinde: öncelikle davacılar yönünden üyelik tespiti kararının hatalı olduğunu, davacıların 1163 sayılı Kooperatifler Yasası anlamında müvekkili kooperatifle hak ve yükümlülükler anlamında hiçbir ilişkiye girmediklerini, … iptali ve tescil kararının müvekkili de sorumlu tutulacak şekilde verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin bu davada hasım olamayacağını, husumetin S.S. … … … … … … ve …’a yöneltilmesi gerektiğini, dosyada bulunan iki adet kök rapor birbiriyle çelişik olduğu halde çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, müvekkili kooperatife bugüne kadar hiçbir aidat ödemesi olmayan, genel kurullarda haklarında alınmış “sabit – peşin ödeme” kararı olmayan davacıların üye olarak kabul edilemeyeceklerini, davacıların üye kabul edilmelerini gerektirecek hiç bir belgeyi imzalamadıklarını, müvekkili kooperatifin hiç bir genel kuruluna katılmadıklarını, davacıların dava dışı … kooperatifinin defterlerinde üyelik kayıtlarının bulunduğunun bilirkişi raporlarıyla ortaya çıktığını, davacılar vekilince sunulan “Mahsup Fişi” başlıklı belgede davacılardan …’in karşısında 2.992,00 TL, …’in karşısında ise 3.264,00 TL yazmasına rağmen, bu rakamların müvekkili hesabına hiç geçmediğini, zaten … kooperatifinin kasasında bu para olmadığından müvekkil uhdesine geçen davacılara yönelik bir hakkın da söz konusu olamayacağını, müvekkili kooperatif ile dava dışı S.S. … … … … … Kooperatifinin birleşmesinin gerçekleşmediğini, dava dışı bu kooperatif hesaplarından müvekkili kooperatif hesaplarına para aktarımı olduğu iddiasının gerçek olmadığının ortaya konulduğunu, oysa davacıların 1997 yılından 1999 yılı Kasım ayına kadar aidatlarını herhangi bir faaliyeti olmadığını belirttikleri bu kooperatife yatırdıklarını, davacıların yatırdıkları aidatların yine iş yeri kooperatifince kullanıldığını, İlk derece Mahkemesi kararında müvekkili kooperatif ile davacılar arasında sözleşme yapıldığı, kooperatif kaşesiyle davacılar adına “Tahsis Belgesi” düzenlendiğinin belirtildiğini, bu değerlendirmelerin eksik ve hatalı olduğunu, bahse konu tahsis belgesinin üyelik ilişkisinin ispat vasıtası olamayacağını, davacıların müvekkili kooperatifle aynı parselde olmaları nedeniyle … ve doğalgaz aboneliklerinde kolaylık sağlamak amacıyla verildiğini, İlk derece Mahkemesi kararında müvekkili kooperatifin dahli olmayan işlemlerin “kooperatif” denilmek suretiyle genellendiğini, oysa bu işlemlerin müvekkilince değil … kooperatifince gerçekleştirildiğini, müvekkilinin dava dışı … kooperatifine ait olduğu iddia edilen işyerlerini satmadığını, ….diğer yarısı teşkil eden (üzerine dava konusu işyerlerinin bulunduğu C3 ve C4 Blokun inşa edildiği) arsada bulunan daire ve işyerlerinin müvekkili üzerinden satışının yapılmasının tek nedeninin, müvekkilinin arsa sahibi olması ve aynı parsel üzerinde bulunmaktan kaynaklı projenin de yeknesak olmasından kaynaklandığını, söz konusu parselin yarısının 15.06.1999 tarihinde – diğer davalı …’ın babası – dava dışı …’a satıldığını, müvekkilinin daha önceden yapılan bu arsa satışı nedeniyle ve bu arsa üzerinde inşa edilen … ve daireleri …’ın belirlediği şahıslara sadece … ferağını verdiğini, davacıların bir başka kooperatife yaptığı ödemeden … … yöneticilerinin sorumlu olduğunu, iş bu davada davacılar lehine bir hak tesisi yönüne gidilecek ise diğer davalı …’ın “kötü niyeti” gözetilerek ve dava dışı … … üzerinden hüküm verilmesi gerektiğini, davacıların iddia konusu gayrimenkuller ile ilgili ödedikleri vergi ve harçların zaten müvekkili kasasına girmediğini, kooperatif ortağının kooperatife karşı yükümlülüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini, İdarelerin kooperatif üyesi olup olmadığına bakmaksızın aynı parselde bulunan tüm ve vergi ve harçları müvekkiline kestiklerini, müvekkilinin ise bu meblağları hem kendi ortaklarından hem de davacılar gibi kendi ortağı olmayan C3 C4 blokta bulunan … veya konut sahiplerinden “…” başlıklı matbu yazılarla istediğini, toplanan paraların da yine daire – … numaraları adına ilgili idareye müvekkili tarafından yatırıldığını, müvekkilinden alınan söz konusu makbuzlar ve bu vergilerin toplanabilmesi için yazılan matbu yazıların da davacıların müvekkili kooperatifin ortağı olduğu anlamına asla gelmeyeceğini, davacıların bulunduğu C3 C4 blokta bulunan hiçbir … veya meskenin zaten müvekkili ile üyelik ilişkisi bulunmadığını zira bahse konu alanın müvekkili kooperatiften ayrı olarak inşa edildiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … vekili istinaf dilekçesinde; İlk derece mahkemesince HMK’nın 27. maddesindeki Hukuki Dinlenilme Hakkı ilkesine aykırı olarak davalı taraf olarak açıklama ve ispat haklarının yeterli bir şekilde değerlendirilmediğini, ara kararları ve nihai kararın somut ve açık olarak gerekçelendirilmediğini, hükme esas alınan 16.02.2017 tarihli ikinci kök raporun hatalı, eksik ve yetersiz olup önceki raporla çelişkili olduğunu, kök raporlar arasındaki açık çelişkinin giderilmesi zımnında alanında uzman başka (üçüncü) bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılmasına ilişkin talepleri Mahkemece dikkate alınmadan ikinci kök rapor esas alınarak karar verildiğini, dava dışı …’ın dava konusu taşınmazların bulunduğu arsayı satın aldığı olgusu ile davalı kooperatifle bu şahıs arasında yapılan 29.11.2010 tarihli protokol yokmuş gibi davranıldığını, dava konusu taşınmazların bulunduğu 15273 … 1 parsel boş bir arsa iken kooperatif genel kurul kararı ile 14.10.2009 tarihinde yapılan satış protokolü ile arsanın ödemeleri yapıldıktan sonra müvekkilinin babası … tarafından satın alındığını, bu parselin üzerine müteahhit … tarafından arsanın da kendisine ait olmasına binaen 20 daire ve 20 dükkanın inşaatı yapılıp bitirildiğini, davalı kooperatifle yapılan 29.11.2010 tarihli protokolde belirtildiği üzere … tarafından satış yapılan kişilere tapuda ferağlarının verildiğini, davalı kooperatif ile … arasında söz konusu protokol düzenlenirken protokolde davacılara ilişkin istisnai bir hüküm konulabilecek iken konulmamasının müvekkilin babasının bu konuda bir kabulü olmadığının kanıtı olduğunu, dava konusu taşınmazlar davalı kooperatife ve davacılara ait olmayıp, davacıların da davalı kooperatifin üyesi olmadıklarını, kooperatife zımnen ortaklık diye bir şey olmadığını, 01.04.2018 günlü (ilk) raporda belirtildiği üzere, mevcut delil durumu itibariyle davacılar için iptal koşullarının oluşmadığını, davacıların müvekkilinden talep edebilecekleri hiçbir şey olmadığını, kaldı ki davalı kooperatifin davacılara vermesi gereken gayrimenkulü vermemesinin müvekkilini bağlamayacağını, davacılara karşı dava konusu taşınmazları tahsis ettiğini belirten davalı kooperatifin sorumlu olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl ve birleşen davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Asıl ve birleşen dava, kooperatif üyeliğine bağlı olarak tahsis edildiği iddia edilen işyerlerinin … kayıtlarının iptali ile tescili, mümkün olmazsa bedellerinin tahsili, yapılan muhtelif ödemelerin tahsili istemlerine ilişkindir.
-Öncelikle dosya Dairemize ilk gönderildiğinde 2014 tarihinden sonrasına ait bir kısım evrak ve belgenin, davalı … …’ın istinaf dilekçesinin dosya ekinde bulunmadığı görülmüş, 20.03.2019 tarihli yazı ile İlk derece Mahkemesinden bu evrak ve belgeler istenmiştir.
İlk derece Mahkemesince 29.11.2019 tarihli yazı ile 2014 yılına ait evrak ve belgelerin gönderildiği belirtilerek bir kısım belgeler gönderilmişse de, ilk yazımızdaki eksikliklerin tamamlanmadığı ve birleşen davanın dosya içerisinde olmadığı görülerek dosya 24.11.2021 tarihinde İlk derece Mahkemesine geri çevrilmiştir.
İlk derece Mahkemesince dosya 07.03.2022 tarihinde … ile Dairemize gönderilmiş, bu defa yapılan incelemede 2014 yılından sonrasına ait evrak ve belgelerin, duruşma zabıtlarının, gerekçeli kararın ve davalı … …’a ait istinaf dilekçesinin eklendiği görülmüş ancak birleşen Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin davacı … tarafından açılan 2011/278 E. sayılı dosyasına dosya içerisinde rastlanmamıştır.
İlk derece Mahkemesince öncelikle birleşen davanın titizlikle aranarak dosya içerisine eklenmesi gerekmektedir.
-Dosya kapsamından,
Davacıların … kayıtlarının iptali ile adlarına tescilini talep ettikleri …. nolu işyerleri ile ilgili olarak davalı S.S. … … … … adına 26.05.2006 tarihinde kat irtifakı kurulduğu, 08.03.2011 tarihinde her iki taşınmazın “satış” açıklamasıyla tapuda davalı … … adına tescil edilmiş olduğu,
Davacıların, dava dışı S.S. … … … … … … Yönetim Kurulunun 10.05.1997 tarih ve 23, 24 nolu kararları ile C Blok 75 ve 76 nolu dükkan üyeliklerine kabul edilerek kendilerine 12 ve 13 nolu üyelik numarasının verildiği, davacıların belgelerini sundukları ve dükkan bedeline mahsuben yaptıklarını belirttikleri ödemelerini bu kooperatife yaptıkları, bu kooperatifin 26.09.1998, 30.06.1999 tarihli genel kurullarında davacıların 12 ve 13 nolu ortaklar olarak kayıtlı bulundukları ve genel kurullara çağrıldıkları ancak katılmadıkları, bu tarihten sonraki genel kurulların incelenmediği,
Davalı S.S. … … … …’nin üye kayıt defterlerinde davacıların isimlerinin yer almadığı, ortaklığa kabullerine dair yönetim kurulu kararları bulunmadığı, davacıların ortak olduklarını iddia ettikleri tarih ile dava tarihi olan 18.04.2011 tarihleri arasında yapılan genel kurullarda bu kooperatifin kayıtlı ortakları arasında isimlerinin bulunmadığı ve kendilerine genel kurul çağrısı yapılmadığı, davacıların davalı kooperatifçe istenmesi üzerine emlak vergisi, veraset ve intikal harcı ödemelerini bu kooperatife yaptıkları,
Davalı S.S. … … … … ile dava dışı … arasında yapılan 15.06.1999 tarihli protokolle, davalı kooperatife ait arsanın sonradan üzerine C3 ve C4 nolu blokların yapılmış olan kısmının haricen …(davalı … …’ın babası)’a satıldığı,
Davalı S.S. … … … … tarafından “İlgili Makama” hitaben davacılara verilen 26.02.2002 günlü yazılarda C3 … 75 ve 76 nolu dükkanların tahsisinin davacılara yapılmış olduğunu bildirdiği,
Davalı S.S. … … … … tarafından davacılara gönderilen “…” başlıklı matbu yazılarla emlak vergisi, veraset ve intikal vergisi ödemelerinin istendiği,
Davalı S.S. … … … … tarafından dava tarihinden sonra yapılan 29.04.2012 tarihli genel kurulda, açılan iş bu dava yönünden sulh görüşmelerinde bulunmaya, gerektiğinde D-1 ve 2 nolu işyerlerinin devrine, mümkün olmaması halinde 70.000,00 TL.’ye kadar para ödenmesi konusunda yönetime yetki verilmesi ve karara bağlanmasının görüşüldüğü, davanın gidişatının kooperatif lehine ve aleyhine olması durumuna göre her türlü görüşmelerde bulunması konularıyla ilgili yönetime yetki verilmesinin oy çokluğuyla kabul edildiği,
Anlaşılmıştır.
-Bilirkişiler … ve Hakkı Hasgül tarafından sunulan 03.04.2014 tarihli raporda; yukarıdaki tespitler yapıldıktan sonra, dava dışı S.S. … … … … … …’nin davalı kooperatif ile birleşerek dağılıp dağılmadığına ilişkin belgelerin, bu kooperatife ait 30.06.1999 tarihinden sonrasına ait genel kurul tutanaklarının, çağrı listelerinin ve hazirun cetvellerinin, yevmiye defterlerinin dosyaya kazandırılması, bundan sonra davacıların … iptali ve tescil olmazsa tazminat taleplerinin değerlendirileceği belirtilmiş, mahkemece bu eksiklikler dosyaya kazandırıldıktan sonra aynı bilirkişilerden ek rapor alınması gerekirken bilirkişiler … ve …’dan rapor alınarak karar verilmiştir.
Mahkemece raporları hükme esas alınan ikinci bilirkişi kurulunca; dava dışı S.S. … … … … … …’nin genel kurul tutanakları, hazirun cetvelleri incelenmeksizin, davalı kooperatif tarafından düzenlenen dava konusu işyerlerinin davacılara tahsis edildiğine dair 26.06.2002 tarihli yazılar, davalı kooperatifçe “…” hitabıyla davacılara gönderilen emlak vergisi, veraset ve intikal vergisi ve kadastro harcının talep edildiği yazılar, davalı kooperatifin dava tarihinden sonra yapılan 29.04.2012 tarihli genel kurulundaki iş bu dava ile ilgili “davanın gidişatının kooperatif lehinde veya aleyhinde olması durumuna göre her türlü görüşmelerde bulunmaya konularıyla ilgili yönetim kuruluna yetki verilmesi”ne dair genel kurul kararı birlikte değerlendirilerek, davacıların davalı kooperatifin zımnen ortağı oldukları kabul edilmiştir. İlk derece Mahkemesince de, davacıların “ortak olduklarının tespiti” yönünde bir talepleri olmamasına karşın, talep aşılarak davacıların davalı kooperatifin ortağı olduklarının tespitine, dava konusu bağımsız bölümlerin davalı … … adına olan … kayıtlarının iptali ile ayrı ayrı davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
-Dairemizce yapılan incelemede, dava dışı S.S. … … … … … … ile ilgili sonradan dosyaya kazandırılan genel kurul tutanaklarından davacıların 30.06.1999 tarihinden sonraki genel kurullarda da hazirun listelerinde isimlerinin bulunduğu, daha sonra davacılara ait 12 ve 13 nolu ortaklıkların başka şahıslar adına kayıtlı olduğu, daha sonra da hazirun cetvellerinde 12 ve 13 nolu ortaklıkları yer verilmeksizin ortaklık numaralarının 11’den 14’e atladığı belirlenmiştir.
-Yargıtay 11. ve 23. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre, Kooperatif ortaklığı, kooperatif yetkili organlarının bu hususta alacağı açık bir kararla gerçekleşebileceği gibi, bu hususta açık bir karar olmasa bile kooperatifin bu kişi ile üyesi sıfatıyla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, belirli miktarda ödeme kabul etmesi veya konut tahsis ve teslim etmesi ve tadilata izin verilmesi şeklinde somut ilişkiler ile zımnen de gerçekleşebilir.
Davacıların davalı S.S. … … … …’ne zımni üyelikleri bulunduğu kabulüne dayanak yapılan “İlgili Makama” hitaben davacılara verilen 26.02.2002 günlü yazılarda C3 … 75 ve 76 nolu dükkanların tahsisinin davacılara yapılmış olduğu bildirilmiş olup, bu yazılarda üye olduklarının kabulüne dair benimseme bulunmamaktadır. Yine davalı kooperatifçe davacılardan “…” başlıklı matbu yazılarla emlak vergisi, veraset ve intikal vergisi ödemelerinin istenmiş olması, istenen ödemelerin üye aidatına yönelik olmaması ve davalı kooperatifin arsa sahibi sıfatıyla bu ödemeleri yapması gerektiğinden üyeliklerin benimsenmesi olarak yorumlanamaz. Davalı kooperatifin 29.04.2012 tarihli genel kurulunda alınan, davacılarla sulh görüşmelerinde bulunmak ve işyerleri devri yapmak üzere yönetime yetki verilmesi ile ilgili kararın da davacıların üyeliklerinin benimsendiği olarak kabul edilmesi hatalı olmuştur.
Davacılar yönünden de, davalı kooperatifin hiç bir genel kuruluna çağrılmamaları, genel kurullara katılmamaları, bu hususu sorgulamamaları, dava konusu işyerleri ile ilgili ödemeleri davalı kooperatife yapmış olmamaları birlikte değerlendirildiğinde davalı kooperatif ortaklığını benimsedikleri söylenemez, Öyle ki iş bu dava ile davalı kooperatifin ortağı olduğunun tespitini istememişler, salt … iptali ve tescil, olmazsa bedelinin tahsilini talep etmişlerdir.
İlk derece Mahkemesince, dava dışı dava dışı S.S. … … … … … …’nin davalı kooperatif ile birleşerek dağılmamış olduğunun belirlenmiş olduğu da gözetilerek, davacıların dava dışı kooperatifteki dava konusu taşınmazlarla ilgili 12 ve 13 nolu ortaklıklarının akıbetinin ve dava dışı … … ile dava dışı … arasındaki ilişkinin bilirkişi incelemesiyle net ve tereddütsüz olarak araştırılması, sonucuna göre … iptali ve tescil, olmazsa tazminat taleplerini davalı kooperatife yöneltmelerinin mümkün olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken delillerin eksik araştırılıp değerlendirilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, asıl ve birleşen davada davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Asıl ve birleşen davada davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile, HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi uyarınca, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22.06.2018 tarih ve 2011/273 E., 2018/519 K. sayılı kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine,
3-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine,
4-Kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
27.04.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/(1)-a ve 362/(1)-g maddeleri uyarınca, KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 28.04.2022