Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/656 E. 2022/605 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/656 – 2022/605
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2022/656
KARAR NO : 2022/605
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 30.11.2021
ESAS-KARAR NUMARASI : 2021/649 E., 2021/748 K.
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ : Av. Haydar KANICIOĞLU – (E-tebligat)
Davacılar vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacılar vekili, davacıların murisi …’in 09.03.2009-14.11.2014 tarihleri arasında … sigorta sicil numarası ile davalı şirketin Ankara Gölbaşı’nda bulunan mağazasında çalıştığını, iş akdinin 14.11.2014 tarihinde davalı tarafından haksız yere feshedildiğini, fesih sonrası işçilik alacaklarının da ödenmediğini, davalının işçisi …’in 03.08.2019 tarihinde vefat ettiğini belirterek kendisine ödenmeyen işcilik haklarının, mirasçılarına ödenmek üzere davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “…Taraflar arasındaki ihtilafın; Davalının iflas tarihi itibari ile davacıların murisinin davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Ankara 21. İflas İdaresi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak 2. alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığına, davacının iflas masasına başvuru yapıp yapmadığına ilişkin belgeler, Ankara 35. İş Mahkemesi’nin 2016/563 esas sayılı dosyasını bir örneği, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/314 esas sayılı dosya aslı getirtilerek dosya içerisine eklenmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, mevcut davanın sıra cetveline itiraz davası olduğu, davacı tarafından iflas masasına yapılan başvuruya ilişkin red kararının 20.09.2020 tarihinde davacılar vekiline tebliğ edildiği, söz konusu tebliğden itibaren İİK’nun 235/1. maddesi gereği 15 günlük süre içerisinde mevcut davanın açılmasının gerektiği, söz konusu sürenin hak düşürücü süre olduğu, mevcut davanın açılış tarihi itibari ile 15 günlük hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından davanın reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Yerel mahkemenin vermiş olduğu kararda İİK’nun 235. maddesinin öne sürüldüğünü, ilgili maddede belirtilen sürenin kesin olmadığını, aynı Kanunun 236. maddesinin geç başvuruyu düzenlediğini, davanın esasına girilmeden bu şekilde verilen kararın yasaya ve gerçeklere aykırı olduğunu, kaldı ki hem yerel mahkemenin karar tarihi itibariyle hem de istinaf kanun yoluna başvurdukları tarih itibariyle iflasın kapanmadığını ve henüz tasfiyenin gerçekleşmediğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, iflas sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, iflas Türk hukukunda İcra ve İflas Kanunu ile düzenlenmiş özel nitelikli bir statüdür. İflas tasfiyesi de anılan Yasa’nın gösterdiği kurallara göre yapılır. Bu tasfiye biçimi Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen tasfiyeden farklı hüküm ve sonuçlara sahiptir. Ayrıca bir çok yasal düzenlemede “müflis” için getirilen birtakım kısıtlamalar bulunmaktadır. İflas etmiş gerçek ya da tüzel kişilere “müflis” denilmekte olup, başlıkta yazıldığı şekilde “TASFİYE (İFLAS) HALİNDE” ibaresi yasaya uygun olmadığından karar başlığı bu şekilde düzeltilmiştir (HMK m.304/1).
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/649 E., 2021/748 K. sayılı dava dosyasında verdiği 30.11.2021 tarihli kararına yönelik davacılar vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 248,73-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 168,03-TL harcın talep halinde davacılara iadesine.
3-Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
13.04.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nin 364 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15.04.2022
Başkan Üye Üye Katip