Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/552 E. 2022/621 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ

(İ S T İ N A F D İ L E K Ç E S İ N İ N R E D D İ)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
…..

İNCELENEN KARARIN ……

İstemciler vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, HMK m. 352 gereğince, yapılan ön inceleme sonucu, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İstem, iflasın kaldırılmasına ilişkindir.
Hukuk uygulamasında “süre” bir yükümün yerine getirilmesi veya bir işlemin yapılması için yasa veya yargıç tarafından belirlenen zaman dilimidir. Hukuk yargılamasında süre kavramı daha teknik bir anlama sahiptir. Buna göre: “Dava ile ilgili bir işlemin yapılması amacıyla mahkeme veya ilgililer için yasayla ya da yasanın verdiği yetkiye dayanarak hakim ya da ilgili kimse tarafından tayin olunan belirli bir zaman dilimine süre denmektedir” (bkz. Tercan, E.: Medeni Usul Hukukunda (Kesin Sürelerin Kaçırılması Halinde) Eski Hale İade – Hali Sabıka İrca-, Ankara 2006, s.38; Taş Korkmaz, H.: “Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na Göre Hakimin Belirlediği Süreler ve Bu Sürelerin Hukuki Dinlenilme Hakkı ile İlişkisi”, MİHDER 2008/10, s.413; Akil, C./Gül, M. A.: “Medeni Yargıda Hakimin Kanuni Süreyi Kararında Yanlış Göstermesi Problemine İlişkin Düşünceler”, TBBD 2018/136, s.168).
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun çok açık düzenlemesine göre “Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez.” (HMK m.90/1).
Yasa ile belirlenmiş bir süreye uymamanın sonucu o hakkın düşmesi, kendiliğinden son bulmasıdır. Taraflardan birine tanınan hakkın süresinde kullanılmayarak düşmesi halinde karşı taraf lehine de kazanılmış bir usuli hak doğar.
İİK’nın 182/2. maddesinin ikinci cümlesi, “…İflâsın kaldırılması hakkında verilen hükme karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir.” hükmünü içermektedir.
Burada Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin 1 numaralı fıkrasının ç bendinde gösterilen “…varsa kanun yolları ve süresini” de karara yazmak gerektiği yönündeki ilkenin durumu da değerlendirilmelidir. Bilindiği gibi yasal düzenlemeler farklı nitelikte hükümler içerir. Emredici hükümler hakimi ve tarafları bağlarken, yedek veya tanımlayıcı hükümler sadece yol göstericidir. Bu çerçevede emredici hükümler doğrudan bozma sebebi olurken, yedek hükümlere aykırılık açıkça yasa yoluna getirilmedikçe dikkate alınmaz. Bu bağlamda hükmün kuruluşuna ilişkin 297. madde düzenleyici bir hükümdür. Kararın ne şekilde kaleme alınması gerektiğini ifade eder ve hakimden karara karşı gidilebilecek yasa yolu ve süreyi göstermesini ister. Ancak bunun yapılmamış olması tek başına bozma nedeni değildir. Nitekim bu madde çerçevesinde yazılan kararlardaki basit hataların tashih yolu ile (HMK m.304) düzeltilmesi her zaman mümkündür. Oysa hakim bu süreyi hatalı göstermişse devreye aynı Yasa’nın emredici (âmir) nitelikteki 90. maddesi girer. Bu maddenin düzenlemesi karşısında hakimin bu süreyi on beş gün ya da iki hafta olarak belirleme yetkisi olmadığı gibi bir an için böyle bir belirleme yaptığının düşülmesi halinde bunun tarafları ve özellikle de istinaf edeni ve pek tabiidir ki Bölge Adliye Mahkemesini bağlamayacağı açıktır.
İstinaf veya temyiz yolu kapalı olan bir kararda hakimin yasa yolunun açık olduğunu göstermesi halinde “…varsa kanun yolları ve süresini” göstermeye ilişkin ilke (HMK m.297/1-ç) çerçevesinde (tarafın yanıltıldığı ve hak kaybına uğratılmaması gerektiği endişesiyle) yasa yolu denetimi yapılmadığına göre benzer hata süre için gündeme geldiğinde yine denetim yapılmamalıdır.

Somut olayda, mahkemenin gerekçeli kararı istemciler vekiline 17.02.2022 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf başvuru dilekçesi ise 02.03.2022 tarihinde verilmiştir. Yasal on günlük sürenin son günü 27.02.2022 pazar gününe geldiğinden, 28.02.2022 pazartesi günü akşamı dolmuştur. Dolayısıyla istinaf başvuru dilekçesi on günlük istinaf süresi geçtikten sonra verilmiştir. Kararda istinaf süresinin 2 hafta olarak gösterilmesi sonuca etkili değildir.
Süresinden sonra yapılan istinaf istemleri hakkında, HMK’nın 346/(1) maddesi mahkemece bir karar verileceği gibi, aynı Kanun’un 352/(1)-c maddesi hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce de karar verilebileceğinden istemciler vekilinin vekilinin süresinden sonra sunduğu istinaf dilekçesinin reddi gerekmiştir.
KARAR :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-c maddeleri uyarınca istemciler vekilinin İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE,
2-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine,
3-İstemciler tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
13.04.2022 tarihinde, İİK’nin 182/2. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

GER. KARAR YAZIM TARİHİ : 14.04.2022

…..