Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2021
ESAS-KARAR NUMARASI : …
Taraf vekillerince, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, davalının genel kurulca ortaklardan tahsili kararlaştırılan aidat, ek ödeme, ara ödeme gibi bedellerin bir kısmının ödememesi üzerine başlatılan takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek, 26.500,00 TL alacak yönünden itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı kooperatifin üyesi iken 10.09.2012 tarihi itibariyle kooperatif ortaklığından istifa ettiğini, istifa üzerine kooperatif yönetimince yapılması gereken işlemler yapılmayınca bu kez de istifa iradesini 18.10.2012 tarihli noter ihtarnamesi ile davacı kooperatife bildirdiğini, ihtarnamenin davacı kooperatife 23.10.2012 tarihinde tebliğ edildiğini, dava konusu takipte borcun sebebi olarak gösterilen ve ödeme emrine eklenen 2014 yılı genel kurul kararında aidat ödenmesine dair bir karar bulunmadığı gibi ödeme emri ekinde tebliğ edilen 2011 yılı genel kurul tutanağında gösterilen aidatların da davacı tarafça daha önceden yapılan takip sırasında müvekkili tarafından kooperatife ödendiğini, istifa tarihinden öncesine ait herhangi bir aidat borcu bulunmadığını, davacının mükerrer talepte bulunduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce; daha önce yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen kararın Dairemizin 2018/825 E, 2021/177 K Sayılı kararı kaldırıldığı, davacının davalıdan talep edebileceği alacağın 17.500,00 TL olduğu, davacının talep ettiği alacağın, davalının konutunun da içinde bulunduğu tüm konutlar için
kooperatifin katlandığı maliyetler ve uhdesinde tuttuğu yasal yükümlülüklerden davalı payına düşen
miktar olduğu, yüklenicinin yaptığı iş karşılığı talep ettiği alacak, inşaat ve imalat dönemine ilişkin vergi
borçları, site için yapılması gereken bakım onarım ve ikmal inşaat işleri tasfiye sürecinde karşılanıp,
kooperatifin tasfiyesini sonuçlandırmak için zorunlu olarak karşılanması gereken tasfiye giderleri
niteliğinde olduğu, davalının her konut sahibi ortak gibi bu giderlerden hissesine düşen miktarı ödemek zorunda olduğu, aksi halde istifa etmeyen ortaklar aleyhine durum oluşacağı, davalının ise sebepsiz zenginleşeceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile takibin 17.500,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Gerekçeli karara esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, bilirkişinin yalnızca aidat alacaklarına ve genel giderlere bakarak hesaplama yaptığını, tasfiye giderlerinden davalı ortağın sorumlu olduğu ilkesini göz ardı ederek eksik şekilde hesaplama yaptığını, dava dosyasındaki beyan dilekçelerinde belirttikleri ve dilekçe eklerinde de mahkemeye sunmuş oldukları şekilde, tasfiye sürecinde olan kooperatifin çokça tasfiye masraflarının olduğunu ve halen daha devam ettiğini, diğer taraftan davalının istifa ettiği döneme kadar olan aidatlardan da sorumluluğunun bulunduğunu, burada da bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde belirttikleri gibi halen daha davalının müvekkili kooperatife aidat borcu bulunduğunu, bu durumda mahkemece yapılması gerekenin, aidat ve ek ödemelerden kalan miktarın, tasfiye safhasında müvekkilinin yaptığı ödemelerin, vergi borcu nedeniyle müvekkilinin yaptığı ödemelerin ve diğer tasfiye aşamasında yapılan borç ödemelerinin hepsinin hesaplanıp davalının yaptığı ödeme varsa bunların hesaplanarak düşülmesi ile bulunması gerektiğini, bu kalemlerin eksik hesaplandığını beyan ederek, kararın aleyhe olan yönlerden kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: İlk derece mahkemesi kararının kabul edilen miktarının Mahkemenin başka dosyasına konu edildiğini, incelemenin yeterli olmadığını, üye olmayan eski ortaktan üyeymiş gibi kooperatif mevzuatına göre talepte bulunulmasının usulsüz olduğunu, ilk derece mahkemesinin 2020/282 ve 2021/111 esas sayılı dosyalarında da davacı kooperatifin müvekkilinden aynı nitelikte aidat alacağı adı altında taleplerde bulunduğunu, bu dosyaların taraflarının, konusunun aynı olmasının, biri hakkında verilecek kararın diğerlerini etkileyecek nitelikte olması ve mükerrerlik oluşmaması için usul ekonomisine de uygun olması nedeniyle davaların birleştirilmesi yönündeki taleplerinin dikkate alınmadığını, üç farklı talep dosyasında, dosyalar birleştirilmediği için üç alacak kararı verilmesi durumunda aynı döneme ilişkin mükerrerlik oluşturacak üç karar ortaya çıkacağını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif aidat ve diğer parasal yükümlülükler nedeniyle davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-Dairemizin daha önceki 2018/825 E, 2021/177 K sayılı kararında belirtildiği üzere;
Bir kooperatif ortağı, istifasının noter ihtarı ile kooperatife ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar aidat borçlarından 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/son maddesi uyarınca sorumlu olup, üyelerin ödemeleri arasındaki eşitliğin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarih itibariyle bu şekilde sağlanması gerekir. Kural olarak ortak, üyesi olduğu kooperatifin belirlediği inşaat finansmanı ve genel giderlere ilişkin aidat borçlarının, sonradan istifa etmiş ya da ihraç edilmiş olsa dahi istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar doğan kısmından sorumludur. Davanın salt istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce ya da sonra açılmış olması olgusu, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce doğan bu sorumluluğu kaldırmaz. Nitekim, anılan Kanun’un 27/son cümlesinde, ortaklığın düşmesinin ortağın anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmeyeceği düzenlemesine yer verilmiştir.
İstifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihten sonra doğan aidat borçlarından ortak sorumlu değil ise de, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden sonra daireyi kooperatife geri vermesi gerekirken vermeyip, kullanmaya devam etmiş ve/veya genel hizmetlerden yararlanmakta ise, bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden talep halinde sorumlu olacaktır.
Öte yandan; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 81. Maddesine göre, konut yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Yasanın 81/2. ve anasözleşmenin 85/son madde hükümleri uyarınca, ortak konutunu istifa nedeniyle geri verme yükümlülüğünde değil ise de, istifa tarihine kadar inşaat finansman gideri, genel giderler ve tasfiye giderinin tamamından sorumludur. Kooperatif tarafından üyeler lehine yapılan faydalı harcamalar da TBK’nun vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talep edebilir.
Mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yapılması sonucu alınan bilirkişi raporuna göre karar verilmiş ise de; davalı yanın istinaf dilekçesinde andığı aynı mahkemeye ait 2020/282 ve 2021/111 E sayılı dosyalarının bulunduğu ve bu dosyaların taraflarının aynı olduğu, farklı bilirkişiler tarafından inceleme yapıldığı anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesinin anılan dosyalarının Uyap ortamından sınırlı şekilde incelenmesi sonucunda; tarafları aynı olan 2021/111 E sayılı dosyada 24.01.2022 tarihinde karar verildiği, 6.000,00 TL yönünden davalı hakkında başlatılan başka bir takibe itirazın iptal edildiği, hükme esas olan ve … ve … tarafından hazırlanan 19.10.2021 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında, devam eden diğer dosyalardaki alacak kalemleri bilinmediğinden vergi borcuna ilişkin kısmın netleştirilemediği açıkça belirtilmiştir. Yine tarafları aynı olan 2020/282 E sayılı dosyada 11.04.2022 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, 5.000,00 TL yönünden davalı hakkında başlatılan başka bir takibe itirazın iptal edildiği, dosyada …, … ve …’dan alınan 12.07.2021 tarihinde alınan raporun sonuç kısmında da diğer dosyadaki rapora benzer şekilde, devam eden diğer dosyalardaki alacak kalemleri bilinmediğinden vergi borcuna ilişkin kısmın netleştirilemediği ifade edilmiştir.
Bu açıklamalar kapsamından, davacı kooperatiften istifa eden davalı hakkında parasal yükümlülüklere ilişken birden fazla dava olduğu, alacak kalemlerinin ve dönemlerinin yukarıda anılan ilke ve yasal düzenlemelere göre birlikte belirlenmesi ve değerlendirilmesi ile gerekirse dosyalara vakıf bilirkişilerden yeniden rapor alınması suretiyle bir karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, taraf vekillerinin bir kısım istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/(1).a.6. maddesi uyarınca, esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
2-Kararın kaldırılması nedenine göre taraf vekillerinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1,a.6 gereğince, Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/115E., 2021/885K. sayılı dava dosyasında verdiği 30/12/2021 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Kaldırma nedenine göre taraf vekillerinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
3-Peşin alınan istinaf karar harçlarının taraflara iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
13/04/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 10/05/2022
….