Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/452 E. 2022/456 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ ….

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

…..

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 01.07.2021
ESAS-KARAR NUMARASI : ……
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.10.2017 tarih ve 2015/1565 E. 2017/662 K. sayılı dosyası ile … Kooperatifinin iflasına karar verildiğini, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi iken istifa ettiğini, çıkma payı alacağının kaydı için masaya yaptığı başvurunun alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle reddedildiğini ileri sürerek, kayıt kabul isteminin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı İflas İdaresi vekili; davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, davacının alacak talebini doğrular nitelikte yeterli ve geçerli belge ibraz edilmediğini, alacağın varlığına yönelik şüpheden uzak nitelikte başvuru gerçekleştirilmediğini, bu sebeple davacının öncelikle kooperatif üyesi olduğunun ispatlanması, sonrasında iflas tarihinden önce istifa ettiğinin tespiti ile istifanın kabulü ve nihayetinde ödenen paraların ispatının gerektiğini, bu hususların ispatı halinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde dava konusu talebin haklılığının ortaya çıkacağını, alacağın muaccel olup olmadığının tartışılması gerektiğini, zira istifa eden üyenin çıkma alacağının kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye sokması halinde ödemenin ertelenmesi hakkının bulunduğunu, kooperatifin iflas halinde olmasının buna gösterilecek en iyi gerekçe olduğunu, bu hali ile alacağın muaccel hale gelmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı ve deliller, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemeleri kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; dava kayıt kabul davasıdır. Davacının masaya kaydını istediği alacak müflis kooperatiften istifa ettiği iddiasına dayanarak talep ettiği çıkma payı alacağıdır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17. maddesinde kooperatiften çıkan ya da çıkarılan ortakların kooperatifle nasıl hesaplaşacağına yönelik düzenlemeler yer almaktadır. Davacının hisse devir almak suretiyle kooperatife ortak olduğu, kooperatif davacının ortaklık devir sözleşmesinde, tapuda devir ve tescilini yapacağını kabul ettiği, konutu yaparak kura çekimi sonucunda ortak … adına tapuda devrini yaptığı, … isimli kişinin ise kooperatifin kendisine mülkiyetini devrettiği konutu 26/11/2012 tarihinde dava dışı … isimli kişiye sattığı, kooperatifin ürettiği konutun mülkiyetini ortağına devrettikten sonra mülkiyet durumuna ilişkin değişikliği takip imkanı bulunmadığı, böyle bir sorumluluk yüklenemeyeceği, davacının …’den noter devir sözleşmesi ile devraldığı 13 nolu taşınmazın 26/11/2012 tarihinde dava dışı … tarafından dava dışı … isimli kişiye tapuda devredildiği, dolayısıyla ortaklık hissesinin davacıya devredildiği tarihte devre konu olan 13 numaralı taşınmazın dava dışı … adına tapuda kayıtlı olmadığı, bu durumda davacının bedelini ödediğini iddia ettiği konutu kooperatiften değil ortaklık hissesini devraldığı … isimli kişiden talep etmesi gerekeceği, hisse devir tarihinde hisseye tekabül eden konutun kooperatif mülkiyetinde bulunmadığı, davacının 08/03/2013 tarihinde ortak olduktan sonra 07/04/2013 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu yedek üyesi seçilmiş olmasına göre bu durumu bilmesi gerektiği, davalı kooperatifin davacının devir aldığı ortaklık hissesine tekabül eden konutu üreterek kura tarihinde ortak olan dava dışı …’e tapuda mülkiyet devrini yaptığı, her konut için olduğu gibi …’e verilen konut için de şerefiye bedeli ve tapu işlemlerinin gerektirdiği ek masraflar ile genel kurulca kabul edilen tutarda aidat talep ve tahsil edildiği, davacının adına 31.12.2014 tarihinde kayıtlı bulunan 198.250,00 TL’nin, …’in kurada adına isabet eden ve kooperatif tarafından mülkiyeti …’e devir edilen 13 numaralı bağımsız bölüm için kooperatife yapılan ödeme olduğu, davalı kooperatifin davacıdan yaptığı karşılıksız bir tahsilat söz konusu olmadığı, 13 nolu konut kooperatife iade edilmediği sürece bu konut için kooperatife yapılan ödemelerin çıkma payı olarak davacıya ödenmesinin mümkün olmadığı, davacının 13 nolu konutu veya bu konuta bağlı ortaklık hissesi için yaptığı ödemeleri talep edebileceği mercinin kooperatif değil ortaklık hissesini devir aldığı … olması gerektiği” belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın istifa nedeniyle çıkma alacağı / kayıt kabul olduğunu, istifa nedeniyle müvekkilinin kooperatif ile bağı kalmamış iken tapuyu alan kişiye husumet yöneltmesi gerektiği mantığının bilirkişinin mantığı olduğunu, hukuku ve mevzuatı uygulayacak olannın hakim olduğunu, dava dışı kişiye karşı çıkma alacağı istenemeyeceğini, davanın konusunun tapu iptali ve tescil olmadığını, bilirkişi tarafından müvekkilinin gider payı düşüldükten sonra 198.250,00 TL çıkma payı alacağının hesaplandığını, müvekkilinin çıkma payı alacağının ödenmesinden sonra tapu iptal ve tescil davasının 3. kişiye veya …’e yöneltilmesi gerektiğini, müvekkilinin …’den tapu talebinde bulunamayacağını, ayrıca arsa sahiplerinin iskânı yapılmadan kooperatif üyelerine tapu devri yapılmasının haksız ve usulsüz olduğunu, tapu devri yapıldığı için bu tip sorunların çıkmasının kaçınılmaz olduğunu, istifa halinde eğer tapu müvekkili üzerinde olsa idi kooperatifin tapuyu müvekkilinden talep edeceğini, tapu kaydının müvekkili tarafından değil, davalı müflis kooperatif tarafından devredildiğini, dolayısıyla müvekkiline sorumluluk yüklenemeyeceğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere göre İlk derece Mahkemesi kararının sonucu itibariyle hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

II-Dava, kayıt kabul istemine ilişkindir.
Kooperatifler Kanunu’nun 13. maddesi “Yönetim kurulu, anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir.” hükmünü içermektedir. Ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurur. Yukarıda anılan 13. maddenin yazılış biçimi ortağın istifasının kooperatifçe kabulünü gerekli kıldığı izlenimi yaratmakla beraber noter aracılığı ile yapılan bildirime özel önem verilmek suretiyle, noter aracılığı ile yapılan bildirimin kabulünün gerekli bulunmadığı vurgulanmıştır. Bu durumda ortağın yenilik doğurucu nitelikteki istifa iradesini ilk olarak noter vasıtasıyla kooperatife duyurması ortaklıktan çıkmanın gerçekleşmesi için yeterlidir.
Davacının delil listesi ekindeki evrak kapsamından, Niğde 3. Noterliğinin 08.05.2017 tarih ve …. Y. sayılı istifa ihtarının muhatabı kooperatife iki kez tebliğe çıkarıldığı, ikisinde de tebliğ edilemediği, istifanın davalıya tebliğine dair dosyada herhangi bir belge olmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekilince muhtelif dilekçelerinde istifa ihtarının davalı kooperatife tebliğ edilmiş olduğunun ısrarla belirtilmiş olması karşısında, ilgili noterliğe yazı yazılarak istifa ihtarının davalı kooperatife tebliğ edilip edilmediği sorulmuş, davalı kooperatife tebligat yapılmadığı cevaben bildirilmiş, dosyada da bulunan bila tebliğ evrakı örnekleri gönderilmiştir.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, davacının davalı kooperatife ulaşmış bir istifa bildiriminin olmadığı, buna göre muaccel bir çıkma payı alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde esasa ilişkin gerekçelerle davanın reddi doğru olmamıştır.
Davalı “Müflis … Kooperatifi İflas İdaresi” olmasına ve dava dilekçesinde de doğru olarak belirtilmiş olmasına rağmen İlk derece Mahkemesince gerekçeli karar başlığında davalı olarak “Ankara 21. İflas İdaresi (2017/26 İflas Sayılı Dosyası)” olarak yazılmış olması, HMK’nın 297/(1)-c maddesi hükmüne aykırı olmuş, Dairemiz kararında davalı unvanı düzeltilmiştir.
Bu durumda Dairemizce yargılamada bulunan eksiklik tamamlanarak karar verildiğinden HMK’nın 353/(1)-b.3. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararı gerekçesi yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
III-Davacının iflas tarihinden önce davalı kooperatife Kooperatifler Kanunu hükümlerine uygun olarak ulaşmış bir istifa bildirimi bulunmuş olsaydı;
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17/1. ve anasözleşmenin 15. maddeleri gereğince, kooperatiften ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, bilançonun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir. Bu talep, kooperatif ortaklığına tahsis edilen taşınmazın tapu kaydından bağımsız olarak ileri sürülebilecek bir haktır.
Kural olarak, kooperatif ortaklığından istifa edenlerin, kooperatifçe ortakları için yaptırılan daireler üzerinde hakkı kalmayıp, dairenin kooperatife iadesi ile ancak ayrıldıkları yıl bilançosuna göre payına düşeni talep edebilmesi mümkündür. Başka bir deyişle, ortaklıktan çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahil ortaklıktan kaynaklanan tüm hakların kooperatife iadesi gerekir. (Yargıtay 23. HD. 13.12.2012 tarih ve 5200 E., 7357 K., 22.05.2012 tarih ve 769 E., 3526 K. Yargıtay 11. HD. 13.03.2008 tarih ve 2006/11210 E., 2008/3143 K., 13.03.2008 tarih ve 2006/11193 E., 2008/3190 K. sayılı ilamları)
Bu kuralın istisnası 1163 sayılı Kanun’un 81/2. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddede, “Konut yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Ancak tescil tarihinden itibaren 6 ay içerisinde usulune uygun şekilde anasözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz. (Ek cümle: 3/6/2010-5983/2 md.) Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar.” hükmü kabul edilmiştir.
Bu varsayımda, kooperatifin ayrı bir dava ile kooperatif ortaklığına tahsisli taşınmazın tapu kaydının iptalini, kooperatif ortağı veya kötüniyetli devralanlardan talep edebileceği, bunun mümkün olmaması halinde ise değerini isteyebileceği, bu davada ortağın çıkma payı alacağının ödenip ödenmediğinin de araştırılacağı; çıkma payı alacağının tahsili /kayıt kabulü davasında ise koşulları oluşmuşsa istifa ya da ihraç edilen ortağın çıkma payı alacağını isteyebileceği kabul edilmelidir.
HÜKÜM :
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 353/(1)-b.3. maddesi uyarınca, Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.07.2021 tarih ve 2018/537 E., 2021/457 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Davanın REDDİNE,
2-Bu karar nedeniyle alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davanın niteliği gereği maktu vekalet ücreti olan 4.080,00 TL’nin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,”
III-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
IV-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
V-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
16.03.2022 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 16.03.2022
……..