Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/386 E. 2022/396 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

……

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13.10.2021
ESAS-KARAR NUMARASI :……
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, 4628 sayılı ….. ile elektrik iletimi için müvekkilinin tek yetkili ve görevli olarak kabul edildiğini, bir iletim sistem kullanıcısının sistem kullanım ve bağlantı anlaşmasını müvekkili ile imzalamasının mevzuat gereği olduğunu, davalının davaya konu edilen dönem itibariyle bağlı ortaklığı olan … ile 2006 yılından itibaren sözleşme yapılması için görüşmeler başladığını, bu esnada dahi …’ın iletim sistemini fiilen kullandığını, 2011 yılında …’ın sistem kullanıcısı olarak uymak zorunda olduğu teknik yükümlülükleri ihlali nedeniyle dağıtım sisteminden kaynaklanan sebeplerle bir gün içerisinde üç ve daha fazla arızaya sebep olarak kesicilerin açmasına neden olduğunu, iletim sisteminde zarara yol açan ve bu tarihten sonra da aynı zarar verici eylemi devam eden sistem ihlali sebebiyle 31.03.2011 ve 30.06.2011 tarihli iki adet fatura kesildiğini, bu bedellerin ödenmediğini, …’ın borçlarının davalı … tarafından devralınmasını öngören borç nakil sözleşmesinin 16.08.2013 tarihinde imzalanarak yürürlüğe girdiğini, borcun … tarafından da ödenmediğini belirterek sistem kullanım ihlali nedeniyle uğranılan zarar sebebiyle kesilen 31.03.2011 tarihli 573515 nolu 1.799.611,38-TL, 30.06.2011 tarihli 579032 nolu 2.099.805,25-TL bedelli fatura alacaklarının faturaların son ödeme tarihlerinden başlamak üzere davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, derdestlik ve kesin hüküm, yargı yolu itirazında bulunduklarını, faturaların hukuka aykırı bir şekilde ön şart yerine getirilmeden kesildiğini, faturalar tarihi itibariyle … ile davacı arasında imzalanmış herhangi bir sistem kullanım anlaşması bulunmadığını, imzalanan borç nakil sözleşmesi kapsamında …’ın … 31.05.2013 tarihine kadar olan borçlarının devralındığını, hukuka aykırı olarak kesilen faturalar nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “…02.12.2020 tarihli … Gazetede yayımlanan, 25.11.2020 tarihli 7257 sayılı Kanunun 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” …’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun’a Ek Madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Yürürlüğe giren 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
…’ın özel hukuk hükümlerine tabi olduğunu ve tacir sıfatı bulunduğunu, bu nedenle yerel mahkeme tarafından davanın görev yönünden reddine karar verilmesinin usule ve mevzuata aykırı olduğunu, bir işlemin idare mahkemesinde dava konusu edilebilmesi için her şeyden önce idarenin bir işlemi olması gerektiğini, davalının özel hukuk tüzel kişisi olup, idare eylemi ya da işlemi bulunmadığını, uyuşmazlığın bir fatura alacağına dayalı, yani bir ticari işe ilişkin olduğunu, bu yüzden davanın ticaret mahkemelerinin görev alanına girdiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, iletim sisteminin hatalı kullanıldığı iddiası ile iletim sistemine verilen zarar karşılığı düzenlenen sistem kullanım ceza ücretine ilişkin faturaya konu alacağın tahsili istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/253 E., 2021/623 K. sayılı dava dosyasında verdiği 13.10.2021 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
09.03.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 10.03.2022
……