Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/355 E. 2022/301 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ …..
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

……

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye … Mahkemesi
TARİHİ : 02.12.2021 Tarihli Ara Karar
ESAS-KARAR NUMARASI : …….
İhtiyati tedbire itiraz eden vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
İhtiyati tedbir talep eden/ davacı vekili, müvekkili şirket … … & …. … (…)’nin, Almanya’da kurulu bulunan … … bünyesinde yer alan ve madencilik alanında doğal kaynak ve rezerv araştırmaları, jeofizik keşif hizmetleri, maden saha araştırmaları, veri değerlendirmeleri ve raporlama gibi faaliyetler yürüten bağımsız bir danışmanlık şirketi olduğunu, davacı müvekkilinin de …’nin İstanbul Merkez Şubesi olduğunu, davacı müvekkili … ile davalı…. (…), arasında imzalanan 19.07.2019 tarihli Eskişehir … Projesi sözleşmesi (Sözleşme …) ile müvekkili şirketin, davalı şirket … (EÜAŞ) ile imzaladığı sözleşme uyarınca üstlendiği birtakım işlerin kendisi tarafından yapılmasını taahhüt ettiğini, müvekkili …’nin Sözleşme …’da yer alan bu hizmetlerine karşılık iş başlangıcından önce mobilizasyon ücreti olarak ön avans niteliğinde 50.000,00-Euro+KDV, keşif sonuçlandırması ve saha ziyaretleri sonrasında 46.000,00-Euro+KDV’nin davalı tarafından, bu tutarların asıl iş sahibi … tarafından davalıya ödeme yapılmasından itibaren 15 gün içerisinde ödeneceğini, taraflar arasında imzalanan 30.09.2020 tarihli Ek Sözleşme ile (Ek Sözleşme …) müvekkilinin, Sözleşme … kapsamında yer alan kaynak tahmini raporu hazırlanması işine yardımcı olması için Eskişehir … Projesi kapsamında olmayan ve sonradan dahil edilen “3 boyutlu jeolojik modelleme çalışması” yapmayı da üstlendiğini, 3 boyutlu jeolojik modelleme yapılması işinin Ek Sözleşme …’ya dahil olduğunu, müvekkilinin bu hizmetine karşılık olarak da ayrıca 4.000,00-USD+KDV ödeme yapılması kararlaştırıldığını, Sözleşme … ve Ek Sözleşme …’nun müvekkiline yüklediği tüm borçların müvekkili tarafından sözleşmeye uygun şekilde yerine getirildiğini, hizmetler karşılığında davalı … adına 3 adet fatura düzenlediğini ve bu faturaları davalı şirkete teslim ettiğini, hizmetler karşılığında kesilen dava konusu faturaları kabul eden, bunların bir kısmını ödeyen davalının bu faturalardan doğan alacağa haksız şekilde itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, davalı tarafından takibe yapılan itirazın kaldırılarak müvekkilinin takibe konu alacağıyla alakalı olarak depo kararı verilmesi, müvekkilin alacağının depo edilmemesi halinde TTK m. 16 ve İİK m. 43 uyarınca iflasa tabi olan davalı şirketin iflasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, alacağın depo edilmemesi halinde davalının iflasına karar verilmesi ile tedbiren defter tutulmasına, ayrıca borçlunun taşınmaz, taşınır ve üçüncü kişiler üzerindeki alacakları üzerine tedbir konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce 25/10/2021 tarihli ara karar ile “İİK. 159/1. ve 161.maddeleri gereğince; Ankara … Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı davalı … …..ne ait malların DEFTERİNİN TUTULMASINA,
İİK. 161/1. maddesi gereğince defterin iflas idaresince tutulmasına,
İİK. 159/2.maddesi gereğince teminat alınmasına yer olmadığına,
davacı vekilinin tedbir talebinin kabulüne” karar verilmiştir.
İhtiyati tedbire itiraz eden/davalı vekili; müvekkili şirket aleyhine verilen tedbir kararının hatalı olduğunu, nitekim talebin daha önce reddedildiğini, öncelikle davacının alacağının varlığını ispat etmesi gerektiğini, ispat yükünün davacıda olduğunu, müvekkili şirketin borca batık olmadığını, tedbir kararı ile itibar kaybı yaşadığını beyan ederek, tedbir kararına itiraz etmiştir.
İlk derece mahkemesince; 02.12.2021 tarihli ara karar ile “…celp edilen davalı şirketin 2019-2020 yıllarına ait BA formlarının incelenmesinden 2019 ve 2020 yılında dava konusu olan beş adet fatura adedi kadar davacı şirket tarafından tanzim edilen faturaları davalının vergi dairesine beyan ettiği, bu surette tedbir kararı verilmesini gerektirecek, asgari ispat ölçüsünde davacı vekili tarafından yargılama safahatı itibariyle yeterli delil sunulduğu, defter tutulmaya ilişkin tedbir kararında İİK. 159/2 maddesi gereğince teminat alınmasına gerek olmadığı, davalı vekilinin itiraz sebeplerinin HMK. 394/2. maddesinde yer alan sebeplerde olmadığı kabul edilerek, itirazın reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati tedbire itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle: Müvekkilinin borçlarını ödememe, mal kaçırdığına yönelik bir eylemde bulunduğuna ilişkin bir belgenin sunulmadığını, Ankara 21. İcra Müdürlüğü 2021/26 İflas dosyasındaki işlemlerden görüleceği üzere müvekkili şirketin borca batık bir şirket olmadığını, malvarlığı bulunan bir şirket olup sayın mahkemenin aldığı ara karar sonrası yapılan işlemler nedeni ile de sicilinin maalesef bozulduğunu, Türkiye’nin kendi öz varlıkları ile uluslararası şirketlere ihtiyaç duymaksızın araştırma yapan tek firmasının maalesef bu karar ve uygulama sonrası ve bu kararın davacı tarafça devlet kurumlarına iletilmesi nedeni ile itibar kaybı yaşadığını, dava konusu olan tutarın mahkeme tarafından belirlendiğinde bu ödemeyi yapacak öz kaynaklara müvekkilinin sahip olduğunu beyan ederek, tedbir kararının kaldırılmasına yönelik itirazlarının reddine dair 02.12.2021 tarihli kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
İstem, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; ihtiyati tedbire itiraz eden vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye … Mahkemesi’nin 2021/298E. sayılı dava dosyasında verdiği 25/10/2021 tarihli ara kararına yönelik ihtiyati tedbire itiraz eden vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile kalan 21,40 TL’nin ihtiyati tedbire itiraz eden vekilinden alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
3-İstinaf yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
23/02/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,f ve m. 394/5 gereğince KESİN olmak üzere OYÇOKLUĞUYLA karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 24/02/2022

…..

KARŞI OY YAZISI

Davacı tarafından davalı hakkında faturaya dayalı alacağın tahsiline yönelik olarak iflas yoluyla takip başlatıldığı ve davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu açıktır. Dosya kapsamından, davacının alacak iddiasının, taraflar arasındaki belli işlerin yapılmasına dair hizmet sözleşmesi gereği ifa edildiği iddia edilen işlerin bedeline ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın İİK’nın 155 ve devamı maddeleri uyarınca açıldığı, yasal düzenleme gereği iflas talebinden evvel öncelikli olarak borçlunun itirazının kaldırılması talebinin tartışılması gerektiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, fatura konusu işlerin yapılıp yapılmadığı ve alacak miktarının iddia ve savunmalar kapsamında genel hükümlere göre incelenmesi ile alacağın maddi hukuk kurallarına göre tespiti gerektiği, alacağın varlığı ve itirazın kaldırılması gerektiği tespitinden sonra depo kararı ile gerekirse iflas kararı verileceği sabittir.
Somut dosyada; tedbir talebinin ve itirazın değerlendirildiği aşamada delillerin toplandığı, davalı borçlunun takibe itiraz konularının araştırıldığı gözetilerek, alacak yargılamayı gerektirdiği halde tedbirin kaldırılmasına ilişkin itirazın reddine dair ara karara karşı istinaf isteminin reddine karar verilmesinde isabet görmediğimden, sayın çoğunluğun kararına katılamamaktayım.

…..