Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/292 E. 2022/357 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18.0/.21
ESAS-KARAR NUMARASI : …
Taraf vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili şirketin iş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunulması konusunda faaliyet gösterdiğini, müvekkili ile davalı arasında 22.08.2016 başlangıç tarihli “…”, 16.01.2017 başlangıç tarihli … Hekimi Hizmet Alım Sözleşmesi” imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşmelere konu iş sağlığı ve güvenliği hizmetini davalı tarafa sunduğunu, davalının müvekkilince bu konuda düzenlenen faturalara itiraz etmediği gibi ödemediğini, sundukları Personel Görevlendirme Raporları, Hizmet Alan İşyeri ve Hizmet Veren arasında yapılan sözleşmeler ….. sisteminde mevcut olup, işbu belgelerde Hizmet Veren Kurum müvekkili şirket, Hizmet Alan İşyeri borçlu/davalı olan …. olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek, davalının itirazının 25.568,00 TL. asıl alacak ve 648,00 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.216,00 TL. üzerinden kısmen iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; aynı taraflar arasında daha önce Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/769 E. sayılı dosyası ile açılmış olan itirazın iptali davasında müvekkilinin davacı tarafın delil olarak sunduğu sözleşmeden kaynaklı bir borcunun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, her iki davada delillerin aynı olduğunu, davanın dayanağı olan icra takibine 16.01.2017 tarihli sözleşmeye dayalı olarak kesilen faturaların konu edildiğini, oysa müvekkilinin 16.01.2017 tarihli sözleşmeye taraf olmadığını, taraf olmadığı ve hizmet almadığı bir sözleşmeden kaynaklı olarak müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, sözleşmenin geçerli olduğunu ve faturaların tebliğ edilmiş olduğu varsayılsa dahi söz konusu hizmetin davacı tarafından müvekkilime hiç verilmediğini, hizmetin verildiğini davacının ispat etmesi gerektiğini, iş bu davaya konu icra takibindeki faturaların ilk başlatılan Ankara 28. İcra Dairesindeki icra takibinden sonraki aylık dönemlere ait olduğunu, davacının iddialarına göre ücretini alamayan bir firmanın hizmet vermeye devam etmiş olmasının olanaksız ve ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, faturaların tarihleri ve seri numaraları arasında kronolojik tutarsızlık bulunduğunu, faturaların tarih olarak ilerledikçe sıra numaralarının geri gittiğini savunarak, davanın reddine ve kötü niyetli davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Somut toplanan delillere göre somut uyuşmazlık öncelikle taraflar arasında mevcut ve geçerli bir akdi ilişkinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda, dosyamıza sunulan 22.08.2016 başlangıç tarihli “…'”incelendiğinde; dosyamız davacısı ile dava dışı dava dışı ……. arasında imzalandığı, davalı Şirketin bu sözleşmede taraf konumunda olmadığı tartışmasız ise de; sözleşme konusu iş sağlığı ve güvenliği hizmetinin sözleşmede imzası bulunmayan ve hizmet alan işletme olarak belirtilen dosyamız davalısı Şirkete verilmesinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
Diğer taraftan, dosyamıza sunulan 13/01/2016 tarih ve 149 sayılı Ticaret … Gazetesi örneğinin incelenmesinden; dosyamız davalısı Şirketin değinilen sözleşmeyi hizmet alan olarak imzalayan aynı dava dışı Şirketin Yönetim Kuruluna 3 yıl süre ile görev yapmak üzere seçildiği sabittir.
Yine, dava dilekçesi ekinde dosyamıza örneği sunulan 15/02/2017 tarihli “… ile Hizmet Alan İşyeri arasındaki İşyeri Hekimliği Sözleşmesi” ile 18/04/2017 tarihli “… ile Hizmet Alan İşyeri arsındaki İş Güvenliği Uzmanlığı Sözleşmesi” incelendiğinde; dosyamız davacısı Şirketin hizmet veren, dosyamız davalısı Şirketin ise; hizmet alan konumunda olup her iki Şirketin yetkili temsilcilerinin imzasını ve ayrıca dava dışı işyeri hekiminin imzasını içerdiği, sözleşme ile davalı Şirketin işyerinde davacı Şirket tarafından sözleşmede belirtilen koşullarda iş sağlığı ve güvenliği hizmeti verilmesinin kararlaştırıldığı sabittir.
Dosyamızda davalı Şirket vekili taraflar arasında imzalanan iş sağlığı ve güvenliği hizmet alımı sözleşmesini bulunmadığını ileri sürmüş ise de; davalı Şirketin yukarıda değinilen 15/02/2017 ve 18/04/2017 tarihli sözleşmelerde hizmet alan konumunda olduğu, her ne kadar dosyaya sunulan …… Sözleşmesinde davalı Şirketin yetkili temsilcisinin imzası bulunmamakta ve davalı Şirket anılan sözleşmeye taraf konumunda değil ise de; Mahkememiz’ce de denetime elverişli görülmekle benimsenen bilirkişi raporunda belirtildiği üzere dosyamıza….. celp edilen taraflar arasında düzenlenen…. davacı ve davalı arasında sözleşme konusu hizmetin verildiğine ilişkin onaylı belgeler dikkate alındığında; davalının iddiasının aksine taraflar arasındaki iş sağlığı ve güvenliği hizmeti verilmesine ilişkin akdi ilişkinin kurulduğunun kabulü gerektiği, bu durumda ise; davacının sözleşme konusu hizmeti ifa ettiğini usulüne uygun deliller ile kanıtlamasına rağmen davalı Şirketin dava konusu takibe dayanak faturaları ödediğine ilişkin ödeme belgesi sunamadığı, bu durumda ise; dosya kapsamına da uygun görülmekle benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü gerektiği …” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının kısmen iptaline takibin 21.056,00 TL asıl alacak ile takip tarihine kadar işlemiş 866,81 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.922,81 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebindeki koşullarda işleyecek faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, İİK 67 m. gereğince 4.384,56 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ederek, İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetinin verildiğini ispat eder niteliği olan ve resmi kurumlarca (noter tarafından tasdik olunan) onaylanarak firmalara teslim edilen, İş Sağlığı ve Güvenliği Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak tutulması ve davacı tarafından yerine getirilen faaliyetlerin, verilen hizmetin kayıt altına alınması zorunlu İş Sağlığı Ve Güvenliğine İlişkin Tespit ve Öneri Defteri kayıtlarının bulunması gerektiğini, ancak davacı tarafın müvekkili firmaya bu hizmeti sağlamaması nedeniyle bu kayıtların bulunmadığını, müvekkili firma tarafından İSG katip sisteminden, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı’nın hizmeti vermesi için onaylanmasının bu onaylanan uzman tarafından hizmetin verildiğini ispat eder nitelikte olmadığını, bunun yalnızca uzmanın hizmet verebilmesi için gerekli onay olduğunu, onayların verildiğini ancak hizmetin verilmediğini, davacının akdi ilişkinin varlığına delil teşkil eden bahsi mevzu sistem üzerinden tarafların karşılıklı olarak onayladığı uzmanlar tarafından verilen hizmetlerin kayıtlarının tutulması gereken tespit ve öneri defterini iş bu dava dosyasına ibraz edemediğini, Mahkemece kısmen reddine karar verilen kısım üzerinden müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, faturaların müvekkiline hiç tebliğ edilmediğini, buna ilişkin iadeli taahhütlü mektuptaki imzanın da araştırılması ve tebliğin usule uygun yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararı kaldırılarak/bozularak davanın reddine, aksi kanaatte olunması halinde reddedilen miktar bakımından lehlerine vekalet ücretine ve davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili fiziken dava dosyasına eklenmeyen ancak UYAP’ta kayıtlı bulunan katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, İlk derece Mahkemesince müvekkili tarafından dava konusu hizmetin verildiğinin kabul edildiğini, kendilerince dosyaya personel görevlendirme detay raporlarının ibraz edildiğini, yine dosya kapsamına alınan…. tarafından gönderilen İşyeri hekimliği sözleşmelerinin tetkikinde iş yeri hekimi olarak yer alan …’in göreve başlama ve görev sona erme tarihleri 15.02.2017 ile 21.03.2018 tarihleri arasında olmasına rağmen mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, yine görevlendirmelerde yer alan isimlerden … için görev tarih aralığı 18.07.2018-02.02.2019 iken bu husus göz ardı edilmek suretiyle hizmet verilen fatura dönemlerinin eksik olarak hesap edildiğini, …. Amaç ve Kapsam başlıklı maddesi altında düzenlenen 7. maddesinin ‘Sözleşme veya görevlendirmeleri Genel Müdürlükçe onaylanmayan işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personeli İş sağlığı ve güvenliği kanunu kapsamındaki görevlerine başlatılamaz ve yetkilerini kullanamazlar.’ hükmünü içerdiği, davalı şirketçe onaylanmaması halinde personelin yetkilerini kullanabilmelerinin mümkün olmadığını, bilirkişi tarafından görevlendirme raporları eksik tespit edilerek müvekkilinin alacağının eksik hesaplandığını, takip konusu faturaların müvekkilinin usulüne uygun olarak tutulmuş olan ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, HMK’nın 222. maddesi uyarınca davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi karşısında müvekkilinin ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma şartlarının gerçekleştiğini belirterek, istinaf başvurularının kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Davalı vekilinin istinaf itirazları yönünden;
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davalı vekilinin diğer hususlara ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Davacı vekilinin istinaf itirazları yönünden;
Dava, taraflar arasındaki “…” ile “…-İş Güvenliği Uzmanı-İşyeri Hekimi Hizmet Alım Sözleşmesi”nden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davanın dayanağını oluşturan icra takibi, “İş Sağlığı Hizmeti”, “İş Güvenliği Hizmeti” için 30.09.2017-31.12.2018 tarihleri arasında düzenlenmiş 15 ve 01.03.2018 tarihinde düzenlenmiş 1 fatura olmak üzere toplam 25.568,00 TL. bedelli 16 adet faturaya dayanmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, takibin dayanağı fatura tarihleri dikkate alınmaksızın dosyada bulunan Hekim … ile ilgili İşyeri Hekimliği Sözleşmesinde sözleşmenin başlama tarihinin 15.02.2017, bitiş tarihinin ise 21.03.2018 olduğu belirtilerek bu tarihler arasındaki 14 ay için davacının alacağı hesaplanmıştır. Dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerden işyeri hekimi dışında iş güvenliği uzmanlarının da görevlendirilmiş oldukları anlaşılmaktadır.
Buna göre, İlk derece Mahkemesince takip konusu tüm faturalar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı hesaplama yapılan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek, davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
III-Dairemiz kararının niteliğine göre davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığı değerlendirilmiştir.
HÜKÜM :
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davalı vekilinin diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)/b.2. maddesi uyarınca, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.10.2021 tarih ve 2020/412 E., 2021/672 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Davanın KABULÜ İLE; davalının Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2019/8818 E. sayılı takip dosyasına vâki itirazının KISMEN İPTALİNE, takibin 25.568,00 TL asıl alacak ile 648,00 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.216,00 TL ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebindeki koşullarda işleyecek faizi ile birlikte DEVAMINA,
2-İİK 67.m. gereğince 5.243,20 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.790,82 TL. karar ve ilam harcından peşin yatırılan 447,71 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.343,11 TL.’nin davalıdan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Bu dava kapsamında davacı tarafından yatırılan, 509,91 TL ilk masraf, 66,00 TL tebligat gideri, .112,10 TL. posta gideri, 750,00TL. bilirkişi ücreti, 220,70 TL. istinaf yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 1.658,71 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine”
III-Yukarıda (III) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
IV-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
V-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.497,54 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 374,40 TL.’nin düşümü ile kalan 1.123,14 TL.’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
VI-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
VII-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
02.02.2022 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 107.090,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 03.03.2022

….