Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/286 E. 2022/359 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27.10.2021
ESAS-KARAR NUMARASI ……
Taraf vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirkete 17.07.2011 ve 01.11.2011 tarihli kiralama sözleşmeleri ile davalı şirketin Gaziantep şantiyesinde kullanılmak üzere iki adet vinç kiraladığını, devamında davalının ihtiyaçları doğrultusunda vinç sayısının beşe çıkarıldığını, yaklaşık iki yıldır süren bu çalışmalarda müvekkilinin vinç kiraları karşılığında fatura keserek alacağını peyderpey tahsil ettiğini, son olarak kesilen üç adet faturanın ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2013/1585 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin tebliği ve borçlu şirket vekilinin süresinde itirazı üzerine takibin durduğunu, takip konusu alacağın dayanağının 3 adet fatura ve cari hesap alacağı olduğunu, davalının kesilen bu faturaları alarak defter kayıtlarına işlediğini, fakat uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen borcunu ödemediğini, şifahi olarak defalarca yapılan müracaattan da sonuca ulaşılamayınca yasal yollara müracaat etmek zorunda kalındığını, faturalara yasal süresinde itiraz etmeyerek defterine işleyen davalının borcunu ödemediği gibi kendisini borçtan kurtarmak amacıyla 02.01.2013 tarihinde borç miktarı kadar iade faturası düzenleyerek müvekkili şirkete gönderdiğini, müvekkilince kabul edilmeyen iade faturasının Büyükçekmece 7. Noterliği aracılığı ile 21.02.2013 tarihli ihtarname ile davalıya iade edildiğini, davalının, icra takibine asıl alacak ve ferilerine böyle bir borcu olmadığını beyan ederek itiraz ettiğini, yapılan işe ilişkin olarak faturaların yanı sıra davalıların elamanlarının da imzalarının bulunduğu iş puantaj kayıtlarının bulunduğunu, davalının borca itirazının kötü niyetle, alacağı sürüncemede bırakmak maksadı taşıdığını ileri sürerek, borçlunun itirazının asıl alacak bedeli olan 133.204,00-TL yönünden iptali ile takibin devamına, kötü niyetli davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirket tarafından müvekkili hakkında Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2013/1585 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, 12.02.2013 tebliğ tarihli ödeme emrine 14.02.2013 tarihinde itiraz edildiğini, davacının açmış olduğu işbu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında … Konutları inşaatı şantiyesinde kullanılmak üzere imzalanan makine kira sözleşmesi ile davacı şirketten vinç kiraladığını, davacı şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, icra takibine dayanak gösterdiği sözleşme hükümlerine aykırı davranışları nedeniyle müvekkili şirket tarafından 02.01.2013 tarihili iade faturası düzenlendiğini, söz konusu faturanın 22.02.2013 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiğini, bahsi geçen sözleşmenin feshinin davacının bilgisi dahilinde olduğunu, bu sebeple davacı şirket tarafından başlatılan icra takibinin haksız olduğundan 14.02.2013 tarihinde borca süresinde itiraz edildiğini, söz konusu sözleşme çerçevesinde müvekkilinin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddi ile haksız ve kötü niyetli davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Davacı vekili, 17.07.2011 ve 1.11.2011 tarihli makine kira sözleşmeleri ile davalı şirketin Gaziantep şantiyesinde kullanılmak üzere iki adet vinç kiralanıp ihtiyaçlar doğrultusunda sayının beşe çıkarıldığını, son 3 faturaya kadar ödemelerin yapıldığını, son 3 faturanın ödenmediğini, yasal sürede itiraz edilmeyip bilahare iade faturası düzenlendiğini yapılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı vekili, taraflar arasında düzenlenen makine kira sözleşmesi ile vinç kiralandığını, ancak davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenele iade faturası düzenlendiğini, sözleşmenin feshinden davacının bilgisinin olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2013/1585 sayılı dosyası celp edilmiş, davalı aleyhine 31.10.2012 tarihli fatura bakiyesi ile 31.11.2012 ve 31.12.2012 tarihli faturalara dayanılarak 133.204,00-TL asıl alacak ve işlemiş faizi için takip yapıldığı,davalının borca ve ferilerine itiraz ettiği görülmüştür. Yargılama sırasında davalı şirketin Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/253 sayılı kararı ile iflas ettiği, Ankara 21. İcra Müdürlüğü’nün 2014/7 iflas dosyasında iflas idare memurlarının katılımının sağlanarak taraf teşkilinin yapıldığı görülmüştür. Dava konusu alacakla lgili fatura ve belgeler, kira sözleşmeleri, ihtarnameler celp edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları da gözetilerek bilirkişiden rapor alınmış; taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı defterlerinde faturaların kayıtlı olup 163.207,21-TL alacağı göründüğü, ancak davalı muavin kayıtlarından 30.000,00-TL ödeme nedeniyle 133.204,00-TL üzerinden takip yapıldığı, davalı defterlerinde faturaların kayıtlı olduğu 133.207,00-TL iade faturası düzenlenerek borcun kapatıldığı ancak davacının cari hesaplarında düzeltme yapılarak alacağın 66.786,23-TL olduğu, davalı şirket düzeltilmiş kayıtlarında da aynı borcun bulunduğu, faturaların sözleşme hükümleri ve dayanak puantaj fişlerine göre tarafların cari hesap bakiyelerdeki düzeltmeler sonucu alacağın 66.786,23-TL olduğu tespit edilmiştir. Davalı vekili her ne kadar sözleşmeyi davacı bilgisi ile fesh ettiklerini bildirmiş ise de, fesih davacı tarafça kabul edilmemiş olup davalı tarafça iade faturasının neden düzenlendiği, sözleşmenin ne şekilde yerine getirilmediğine ilişkin bir açıklama ve ispat da yapılamamıştır. İkinci alacaklılar toplantısının yapılması beklendiği, alacağın kayıt kabul davasına dönüşmesi üzerine masaya başvurunun yapıldığı, çekişmeli alacak olarak kabulü üzerine iflas tarihine kadar işlemiş faiz hesabının yaptırılıp Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce karar verildiği, istinaf edilmesi üzerine görev yönünden kararın kaldırılarak dosyanın mahkememize geldiği, dosya içeriğinden gereken araştırmanın yapıldığı, delillerin toplandığı, bilirkişi raporunun hükme yeterli olduğu…” gerekçesiyle “…Davanın kayıt kabul davasına dönüştüğü gözetilerek kısmen kabulüne, 77.062,61-TL’nin davacı …. alacağının Ankara 21. İcra Müd. 2014/7 İflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Yargılama safahatında karara dayanak gösterilen bilirkişi raporlarına detaylı bir şekilde itiraz etmiş olmalarına rağmen itirazlarının gerektiği gibi incelenmediğini, davacının defterlerinin incelemesinde, cari hesap ekstresine göre davalının davacıya 2012 yılı sonu itibarıyla 163.207,21-TL borçlu olduğunun beyan edildiğini, bunu belgeleyen cari hesap ekstresinin de gösterildiğini, buna mukabil bilirkişi raporunda, davalı firmanın davacıya 66.420,77-TL’lik iade faturası düzenleyebileceğinin ve bu miktar mahsup edildikten sonra bakiye 66.786,23-TL alacaklı olduğunun belirtildiğini, davalının kayıtlarında mevcut olmayan böyle bir iade faturasının düzenlenebileceği beyan edilerek yine olmayan bu fatura bedelinin toplam alacaktan mahsup edilmesinin ve tüm itirazlara rağmen bu şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme dayanak tutulan bilirkişi raporlarında ayrıca müvekkili şirketin de yevmiye no. 114-120-125’te düzeltme yaptığının raporda belirtildiğini, fakat gerçekte böyle bir düzeltme kaydı olmadığı gibi olmayan bu düzeltme kaydına göre bilirkişinin rapor tanzim ettiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, ancak kayıt kabul davalarında ispat külfetinin davacı üzerinde olduğunu ve davacı tarafın her türlü şüpheden uzak, kesin ve net deliller ile davasını ispatlayamadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının ticari defter ve kayıtlarının uyumsuz olduğunun, ticari defterlere işlenen kayıtlar ile yapılan işin gerçekleşme oranlarının birbirini doğrulamadığının açık bir şekilde tespit edildiğini, davalı müflis hakkında iflas kararı verildiğinden, huzurdaki davanın kayıt-kabul davasına dönüştüğünü, kayıt-kabul davalarında tahsile değil alacağın iflas masasına kaydına karar verilmesiyle yetinilmesi gerektiği gibi bu tür davalarda İİK’nın 195. maddesi uyarınca iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle asıl alacak ve fer’ilerinin hesaplatılıp bu miktarın kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerekeceğini, yine kayıt kabul davalarının, alacağın iflas masasına kaydı istemine ilişkin olup belirli bir miktarın ödenmesine yönelik bulunmadığından, bu tür davalarda vekalet ücreti ve harcın maktu olarak belirlenmesi gerektiği hususları değerlendirme dışı bırakılarak tesis edilen kararın hatalı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı ve davalı vekilinin diğer istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2-a)Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacağın iflas masasına kaydının kabulü istemine ilişkindir.
Takibe konu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafça düzenlenen iade faturasının ise davacı tarafça iade edildiği ve deftere işlenmediği sabit olmasına rağmen değişik gerekçe ve varsayıma dayalı hesaplama yapan mali müşavir bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır. Bu itibarla, söz konusu faturalar nedeni ile davacının davalıdan 133.204,00-TL asıl alacak ve icra takip tarihi olan 11.02.2013 tarihinden iflas tarihi olan 10.04.2014 tarihine kadar işlemiş avans faizi toplamı 20.503,38-TL olmak üzere toplam 153.707,38-TL alacaklı olduğu ve davanın işbu miktar üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekmiş, bu amaçla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK m 353/1,b,2 uyarınca kararı düzelterek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
b)Kayıt kabul davalarında harç ve vekalet ücreti maktudur. Buna rağmen nispi harç ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru bulunmamış, davalı vekilinin istinaf itirazları bu yönden kabul edilerek HMK m 353/1,b,2 uyarınca kararı düzelterek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer nedenlere yönelik İSTİNAF BAŞVURUSUNUN AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE.
II-Yukarıda 2/a bendinde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin; 2/b bendinde açıklanan nedenlerle de davalı vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile:
Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/354 E., 2021/555 K. sayılı dava dosyasında verdiği 27.10.2021 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:

“1-Davanın kabulü ile 153.707,38-TL alacağın iflas masasına kaydına.
2-Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına.
3-Davacı tarafça yatırılan 1.580,80-TL harç, 519,50-TL posta masrafı, 191,50-TL tebligat gideri ve 550,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.841,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.Ü.Ü.T uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
6-Yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın gideri içerisinden alınarak yatıranlara iadesine.”

III-Peşin alınan istinaf karar harçlarının karar kesinleştiğinde ve istek halinde iadesine.
IV-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
02.03.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 04.03.2022
…..