Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/2160 E. 2022/1937 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2022/2160
KARAR NO : 2022/1937

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27.09.2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2021/56E., 2022/646K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde/duruşmalı yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili …’nın, ‘…’ isimli emlak ofisi aracılığı ile davalı …’tan … nolu bağımsız bölümü 101.500,00.TL ödeyerek 07.09.2012 tarihinde tapuda satın aldığını, bu arada müvekkilinin …’ı hiç görmediğini, tapu devrini …’ın vekalet verdiği kişi ile yaptığını, müvekkilinin satın alması anında gerek emlakçı gerekse de … vekili müvekkiline kooperatif ortaklık hissesinden hiç bahsetmediğini, daireyi piyasa fiyatının üstünde aldığını, müvekkilinin daireyi satın almasından 3 ay sonra 2012 yılı Aralık ayında; daha sonra kooperatif başkanı olduğunu öğrendiği davalı kooperatifin halen başkanı olan …, o dönemde yeni taşındığı sitenin yöneticisi olduğundan müvekkili ile karşılaştığında siteye yeni taşındığı için sitede güvenlik görevlisi vs. işler nedeniyle site yönetimine imzalaması gereken belgeler olduğunu söylediğini, müvekkilinin de siteye yeni taşındığından prosedür gereği site yönetimine imzalaması gereken belgeler olduğunu düşünerek o anda gözlüğü de yanında olmadığından hatırlamadığı belgeleri güvene dayalı olarak imzaladığını, ayrıca ilgili dönemde psikiyatrik ilaç kullanan müvekkilinin iradesinden de söz edilemeyeceğini, müvekkiline herhangi bir suret vermediğinden imzaladığı belgenin siteye yeni taşınması nedeniyle prosedür gereği imzalatılan belge olduğunu düşündüğünü, daha sonra ise davalı kooperatif müvekkiline, icra takibi yaparak Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/961 E. sayılı dosyasında itirazın iptali davası açtığını, davalı kooperatif tarafından icra takibi yapılması ve müvekkilinin hiçbir şekilde ortak olmadığını belirterek, borca itiraz etmesi üzerine Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/629 E. Sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığını, yine bu davada da başlangıçta ortaklık hisse devri sözleşmesinin sunulmadığını, delil listesinde sayılmadığını, hep gizlendiğini ancak bu dosyada alınan ve daha önce hiç sunulmayan 17.12.2012 tarihli hisse devir sözleşmesi bulunduğu bilirkişi raporu ile öğrenildiğini, müvekkilince yeni ortaya çıkan söz konusu adiyen düzenlenen ortaklık hisse devir sözleşmesinin, ya kaldırılarak imzalatılan belgelerden ya da tamamen imzası taklit edilerek üretilen belge olduğunu düşündüklerini, çünkü site yönetimine imzalanacak belgeleri gerek gözlüğü olmadığı için okuyamaması, gerekse de ilgili tarihte psikiyatrik ilaç kullanması nedeniyle ilacın etkisiyle ne imzaladığını bilmediğini, müvekkilinin hiçbir şekilde ortaklık hissesi devralma gibi bir iradesi olmadığını, müvekkilinin hukuk bilgisizliğinden faydalanarak ve de kandırarak imzalatılan ortaklığa giriş ve hisse devir sözleşmesi, müvekkilinin iradesini yansıtmadığı için, bir başka deyişle site yönetimine ‘güvenlik görevlisi vs. işler’ için belge imzaladığını düşünerek güvene dayalı imzaladığı belge olduğunu sanması nedeniyle söz konusu belgelerin geçersiz olduğunu, ilk açılan Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/961 E. sayılı dosyasında ortaklık senedinin iradesi dışında imzalatıldığını savunduğunu ve ortaklık sıfatını kabul etmediğini, müvekkilinin hukuk bilmediğinden ve ortaklık senediyle ortak kaydetmesinin sonuca etkili olmadığını, kooperatifin daire tahsis ettiğini de ispat etmesi gerektiğini öğrenen müvekkilinin mali durumu da uygun olmadığından ve hukuk bilmediğinden bu yönde bir dava açmadığını, ancak daha sonra açılan Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/629 E. Sayılı dosyasında, 2020 Ekim ayında verilen bilirkişi raporuyla ayrıca hisse devir sözleşmesinin de bulunduğunu öğrenmesi üzerine müvekkilince Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, ortaklık senedi / hisse devir sözleşmesi (imza müvekkilime ait ise) psikiyatrik ilaç kullanan müvekkiline hile ve desise ile imzalatılmış olduğundan geçersiz olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin ortaklık iradesi bulunmadığından ortaklık sıfatı da bulunmadığını ileri sürerek, bu konudaki muarazanın giderilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı taraf, kanun ve ana sözleşme gereğince müvekkili kooperatifin ortağı olduğunu, ortaklık senedi davacı tarafça imzalanmış olup soyut ve haksız iddiaları yerinde olmadığını, davalı tarafın tamamen kötüniyetli olduğunu, TBK 30 vd. maddeleri uyarınca uyuşmazlık konusunun onandığını, özellikle müvekkili kooperatif tarafından davacı aleyhine başlatılan Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/961 e. sayılı dosyasının 22/06/2015 tarihli duruşma zaptında bu hususların açıkça beyan edildiğini, bir yıllık hak düşürücü sürenin üzerinden dahi 5 yıl geçtiğini, tüm bu nedenlerle haksız ve yersiz bir şekilde açılan davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Davacı Davalı …’tan bağımsız bölüm satın aldığını, bağımsız bölümü satın aldıktan sonra kooperatif başkanı olan …’ın site yönetimine ait evraklar olduğunu söyleyerek belgeler imzalattığını, yanında gözlüğü olmadığı için belgeleri okuyamadığını, Ankara 11 Asliye Ticaret Mahkemesinin görülen itirazın iptali davasında kendisine dava dilekçesi ve ortaklık senedi gönderildiğinde üye olduğunu anladığından söz konusu ortaklık senedi ve hisse devir sözleşmesinin davacının kandırılmak sureti ile imzalatıldığından davacının ortaklık iradesi olmadığından davacının kooperatif üyesi olmadığının davalı …’ın ortak olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Dava söz konusu hisse devir sözleşmesi ve ortaklık senedinin davacının kandırılmak sureti ile hile ile imzalatıldığından ve gerçek iradesini taşımadığından geçersiz sayılması ve kooperatifin ortağı olmadığının tespiti davasıdır. 6098 sayılı yasanın 36 maddesinde hile düzenlenmiştir. Buna göre Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir, aldatılan taraf hakkını kullanmak sureti ile hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Bunun için hak düşürücü süre öğrenme tarihinden itibaren 1 yıldır.
Dosya içerisinde bulunan hisse devir sözleşmesinin incelenmesinden hisse devrinin 17/12/2012 tarihli olduğu, Ankara 9 Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen kooperatifin aidat alacağı için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında alınan bilirkişi raporunda davalı …’nın kooperatif genel kurullarına çağrıldığı, hazirun cetvellerinde yer aldığına yönelik tespitler de değerlendirildiğinde davacının üye olduğunu öğrendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde hile sebebine dayalı olarak hisse devir sözleşmesi ile bağlı olmadığı yönünde itirazda bulunmadığından ve dava açmadığından davanın aşağıdaki şekilde reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Müvekkiline ortaklık hisse devir sözleşmesi imzalatıldığı hususunun Ankara 9. ATM’nin 2019/629 E. Sayılı dosyasından alınan 05.10.2020 tarihli bilirkişi raporunun tebliğ edildiği 11.10.2020 tarihinde öğrenildiğini, iş bu davanın ise 26.01.2021 tarihinde açıldığını, dolayısıyla öğrenme ile davanın açılması arasında geçen sürenin 2,5 ay olup, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığını, genel kurul çağrı davetiyesinin hiçbirisinin müvekkiline tebliğ edilmediği gibi hazirun cetvelleri incelendiğinde hiçbirisinde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, müvekkilinin hiçbir genel kurula katılmadığını, davacının hazirun cetvelinde ortak gösterilmesinin hukuki değeri bulunmadığını, Ankara 9. ATM’nin 2019/629 E. Sayılı dosyasında 17.12.2012 tarihli ortaklık hisse devir sözleşmesi delil olarak gösterilmediği gibi bir örneğinin de dosyaya sunulmadığını, anılan davaya dayanak icra takibine itiraz dilekçelerinde de ortak olmadıklarını, hisse devralınmadığını, emlakçı aracığılı ile tapuda daire satın alındığı hususlarını itiraz konusu ettikleri halde anılan davadaki dava dilekçesinde ortaklık hisse devir sözleşmesinden bahsedilmeksizin sadece müvekkilinin kooperatif ortağı olduğu belirtilerek ve başkaca hiçbir açıklama yapılmaksızın itirazın iptalinin dava edildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık, davacının kooperatif üyesi olmadığının tespiti ve bu yöndeki muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/56E., 2022/646K. sayılı dava dosyasında verdiği 27.09.2022 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli harç peşin olarak alındığından tekrar harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
07.12.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 08.12.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır