Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/2105 E. 2022/1906 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 29/04/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/302E., 2022/354K.
DAVACI : …
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili şirketin … Hakkı İhalesine katılarak, 2,62 kr/kWh teklifi ile ihaleyi kazandığını, ihaleyi kazandıktan sonra taraflar arasında 10.10.2011 tarihinde “Res Katkı Payı Anlaşması” başlıklı sözleşme imzalandığını, … Kurumundan … 10.01.2012 tarih ve …. sayılı lisans alındığını, bu lisans kapsamında davaya konu res katkı payı tutarının davalı tarafından hesap edilerek müvekkiline gönderildiğini, müvekkilinin söz konusu bedele itiraz ettiğini, davalının yaptığı hesaplama hukuka uygun olmadığından müvekkilinin 3.169.836,77 TL ödemeyi yapmış ve geri kalan kısım içinde borçsuzluğunun tespiti bakımından iş bu davayı açmak zorunda kaldığını ileri sürerek, her türlü talep, dava ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 8.799.304,72 TL bedelli faturanın 5.629.467,95 TL’lik kısmı için müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, bedelin ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “… Uyuşmazlık Mahkemesinin 03/05/2021 tarih, 2021/225 E., 2021/313 K. sayılı ilamı da dikkate alındığında; Dava, davacı ve davalı arasında imzalanan 10/10/2011 tarihli rüzgar katkı bedeline ilişkin sözleşmeye (RES Katkı Payı Anlaşması) aykırı fatura düzenlediği ve davacının fahiş ve hatalı hesaplanan faturayı kısmen ödeme zorunda bırakıldığından bahisle, ödenmeyen kısım yönünden borçlu olunmadığının tespiti istemiyle açılmıştır.
… tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tabi, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir …teşekkülüdür. Üstün ayrıcalıklara sahip olan ve yükümlülükler rejimine tabi tutulan, sorumluluğu ile denetimi bir kamu otoritesi tarafından üstlenilen kamu hizmeti niteliğindeki elektrik iletim faaliyetini yürüten davalı … Genel Müdürlüğü ile davacı şirket arasında yönetmeliğe dayanarak düzenlenen katkı payı anlaşmasının idari sözleşme niteliği tartışmasız olduğu gibi, verilen yetkinin kullanımı sırasında kamu gücüne dayalı, re’sen ve tek yanlı olarak tesis edilen işleme karşı açılan davada RES katkı payına yönelik menfi tespit istemi bakımından uyuşmazlığın görüm ve çözümünde İdari Yargı yerinin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Belirtilen nedenlerle; 114/1-b ve 115/1-2.maddeleri gereğince yargı yoluna yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Uyuşmazlık mahkemesi kararlarının sadece somut dosya bakımından bağlayıcı olduğunu, diğer dosyalar bakımından emsal teşkil etmeyeceğini,uyuşmazlık mahkemesince aynı mahiyette uyuşmazlıklarda birbirinden farklı kararlar verildiğini, …’ın idare olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığını, …’ın 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) gereğince … (KİT) olarak, 29.06.2001 tarih ve 24447 sayılı … Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren esas sözleşmesi ile kurulmuş bir şirket olduğunu, …’ın iletim faaliyetlerini yürütmek üzere EPDK’dan iletim lisansı aldığını, …’ın …teşekkülleri faaliyetlerinde özel hukuk hükümlerine tabi olduğunu, taraflar arasındaki tüm sözleşmelerin özel hukuk sözleşmeleri olduğunu, adli yargının görevli olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki RES Katkı Payı anlaşması hükümlerine aykırı olarak istenen tutardan borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.11.2001 tarih ve 4-661 E., 1074 K; 22.03.2006 tarih ve 4-12 E., 95 K.; Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 26.10.2015 tarih ve 2014/9157 E., 2015/6877 K., 10.06.2015 tarih ve 2014/7403 E., 2015/4452 K.,03.02.2015 tarih ve 2014/5176 E., 2015/545 K.; 14.01.2014 tarih ve 2013/7390 E., 2014/82 K., Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 09.10.2013 tarih ve 11345 E., 15660 K., Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 19.06.2013 tarih ve 7895 E., 10514 K. sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere;
… Gazete’nin 14.12.1984 gün ve 18435 sayılı mükerrer sayısında yayınlanan ve ceza hükümleri hariç yayınlandığı tarihte yürürlüğe giren Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında 233 sayılı KHK’nın 2/1. maddesi uyarınca Kamu İktisadi Teşebbüsleri terimi, … ile Kamu İktisadi Kuruluşlarını ifade eder. Bu yasal düzenlemeye göre … sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan kamu iktisadi teşebbüsleridir. Kamu iktisadi kuruluşu ise, sermayesinin tamamı devlete ait olup, tekel niteliğindeki mal ve hizmetleri kamu yararı gözeterek üretmek ve pazarlamak üzere kurulan ve gördüğü bu hizmet dolayısıyla ürettiği mal ve hizmetler imtiyaz sayılan Kamu İktisadi Teşebbüsüdür.
233 sayılı KHK’nın 1. maddesinde …Teşekküllerinin ticaret şirketleri gibi verimlilik ve kârlılık ilkeleri doğrultusunda çalışacakları vurgulanmış, sonraki hükümlerde Teşebbüslerin Kuruluş ve müesseseler biçimde teşkilatlanacakları açıklanmış, 16. maddede kurulacak müesseselerin statülerini ve unvanlarını ticaret siciline tescil ve ilan ettirecekleri, bunların özel hukuk hükümlerine tabi olacakları, sorumluluklarının sermayeleri ile sınırlı bulunduğu, Genel Muhasebe Kanunu ile İhale Kanunu hükümlerinin bunlara uygulanmayacağı, Sayıştay denetimine tabi olmadıkları hükme bağlanmıştır. Kanun koyucunun özel hukuk hükümlerine tabi tutmak suretiyle, bunların birer ticaret şirketi veya tacir olduklarını benimsediği anlaşılmaktadır. … 233 sayılı KHK’nın verdiği yetki ile … Gazete’nin 9 Kasım 1984 sayısında yayımlanan Ana Statü ile kurulmuş olup, Statünün 3. maddesinde kurumun tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk, hususi hukuk hükümlerine tabi ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir Kamu İktisadi Kuruluşu olduğu açıklanmıştır. 12.8.1993 gün ve 93/4789 sayılı … Kurulu Kararı ile … A.Ş. (…) ve … A.Ş. (…) unvanı ile …Teşekkülleri oluşturulmuştur.
6102 sayılı TTK’nın 16/1. (6762 sayılı TTK’nın 18/1.) maddesinde, “Ticaret şirketleriyle amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler, kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere …, Belediye ve Köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu madde hükmünde sözü edilen kurum ve kuruluşların “kamu iktisadi kuruluşu” ve “kamu iktisadi teşebbüsü” olduğu kabul edilmektedir. 233 sayılı KHK’nın 2/1. maddesinde, kamu iktisadi teşebbüsleri deyiminin, yukarıda anıldığı gibi …teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşunun ortak adı olduğu ifade edilmiştir. Tüzel kişiliğe sahip olarak kurulan (KHK 233 md.4/1) bu teşebbüsler 233 sayılı KHK ile saklı tutulan konular dışında özel hukuk hükümlerine tabidir (K.H.K. 233 md. 4/2). Bunlar belli ölçüde de olsa da mali açıdan özerk kuruluşlar olup, Genel Muhasebe Kanunu, Devlet İhale Kanunu ve Sayıştay’ın denetimine bağlı değildir (K.H.K. 233 m.4/3). Kamu iktisadi teşebbüsünün tacir sıfatını kazanması için iki şarttan birinin yerine getirilmesi yeterlidir. Buna göre, 1- Kuruluş Kanunları uyarınca özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya 2- Ticari şekilde işletilmek üzere kurulmak gerekir.
233 sayılı KHK, 6102 sayılı TTK’nın 16/1. maddesine uygun düzenlemeler getirmiştir. 233 sayılı KHK’nin 4/2. maddesine göre kamu iktisadi teşebbüsleri, 233 sayılı KHK’de belirtilen konular dışında özel hukuk hükümlerine bağlıdır. Bir kamu iktisadi teşebbüsünün tacir sayılabilmesi için ticari şekilde işletilmek üzere kurulması da yeterlidir. Zira, TTK’nın 16/1. maddesi iki şartı birlikte aramamakta kendi kuruluş kanunları (ana statüleri) gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek cümlesinden sonra “veya” eki getirilerek “ticari şekilde işletilmek üzere kurulan” kurum ve kuruluşların da tacir sayılacağını belirtmektedir. Öğretide baskın görüş de bu doğrultudadır. (Bkz. Ali Bozer “Sosyal Sigortalar Kurumunun Tacir Sıfatı” Batıder, 1962, C.l, S.4 sh:576, Karayalçın, Ticari İşletme sh:209, Naci Kınacıoğlu, Necdet Özdemir Türk Ticaret Hukuku Başlangıç Hükümleri 5. Bası Ank.1984, Öcal, Akar, TTK.18/l maddesinin uygulanması hakkında bazı Düşünceler, Esader, 1975 S.l Sh:238, Prof.Dr.Sabih Arkan, Ticari İşletme Hukuku 4. Baskı Sh:118 vd. Y
rd. Doç. Dr. H. Ercüment Erdem, KİT’lerin Tacir sıfatı 1992 sh. 49-53 vd.)
Ticari işletme, 6102 sayılı TTK’nın 11/1. maddesinde, “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan, faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.” şeklinde tanımlanmıştır. 233 sayılı KHK’nın 2/3. maddesinde kamu iktisadi kuruluşları tarif edilirken, kendilerine verilen görev ve kamu hizmetlerini, ekonomik ve sosyal gereklere uygun olarak verimlilik ilkesi doğrultusunda yürütecekleri açıklanmıştır. Kamu iktisadi kuruluşları, tekel mahiyetinde hizmet üretmek ve pazarlamak amacıyla (KHK md.2/3) kuruldukları için üretim ve pazarlama faaliyetleri sırasında kâr elde edecekleri açıktır. Nitekim, 233 sayılı KHK’nın 35/3. maddesinde “… Kurulu’nca tespit olunan fiyatlar maliyetlerin altında bulunduğu takdirde, zarar ile birlikte, mahrum kalman kâr ait olduğu veya ait olduğu yılı izleyen yılın genel bütçesine konulacak ödenekle karşılanır. Mahrum kalman kâr miktarı, mal ve hizmetin satış maliyeti üzerinden % …. kâr payı tahakkuk ettirilerek belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu kamu iktisadi kuruluşlarının hususi hukuk hükümlerine tabi olacakları hükmü yanında, bunların …teşebbüsleri gibi mal ve hizmet pazarlarken sosyal amaç yanında verimlilik ilkesi doğrultusunda kâr amaçladıkları açıktır. Bu durumda hizmet ve faaliyet sırasında ticari şirketlerin amacı olan verimlilik ilkesi doğrultusunda çalışan, işlerinin hacim ve mahiyeti itibariyle ticari muhasebe tutan, ticari müessese şeklinde çalışan kamu iktisadi kuruluşlarının bu faaliyetleri nedeniyle tacir sayılmaları gerekir.
Somut olayda, davalı … A.Ş.’nin 29.06.2001 tarihli … Gazete’de yayımlanan anastatüsünün “Hukuki Bünye” başlıklı 3. maddesinde;
“1-Bu Anastatü ile teşkil olunan … A.Ş. (Teşekkül) tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir …’dür.
2- Teşekkül … bu Anastatü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tâbidir.
3- Teşekkül Genel Muhasebe Kanunu ile Devlet İhale Kanunu hükümlerine ve Sayıştay’ın denetimine tabi değildir.” hükmünün yer aldığı görülmektedir.
Uyuşmazlık, tacir olan taraflar arasında imzalanmış olan ve anastatünün “Teşekkülün Amaç ve Faaliyet Konuları” başlıklı 4. maddesi kapsamında kaldığı anlaşılan “RES Katkı Payı Anlaşması” ve eklerinin RES katkı payı ödemeleri ile ilgili hükümlerinden kaynaklanmakta olup, davalı da anastatüsüne göre özel hukuk tüzel kişisidir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Mezkur Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. Bu durumda mahkemece, davalı şirketin idare değil, özel hukuk hükümlerine tabi bir … olduğu, uyuşmazlık konusunun idari bir işlem veya eylem niteliğinde bulunmadığı, tacir olan taraflar arasındaki sözleşmenin idari bir sözleşme olamayacağı, emsal alınan Uyuşmazlık Mahkemesi kararının sadece somut dosyasını bağlayıcı olduğu gözönünde bulundurularak, yargı yolu yönünden mahkemenin görevli olduğunun kabulü ile, uyuşmazlığın esası incelenip, taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, aynı Kanunun 353/(1)-a.4. maddesi uyarınca esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, esası incelemeden Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/04/2022 tarih ve 2022/302E., 2022/354K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
II-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
III-İstinaf yoluna başvuranlarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk derece Mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
IV-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
30/11/2022 tarihinde, tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 01/12/2022
Başkan Üye Üye Katip