Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/2083 E. 2022/1858 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2083 – 2022/1858
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2022/2083
KARAR NO : 2022/1858

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 30/09/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/628 E.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili adi ortaklığın davalı ile imzaladığı Kalifiye Yardımcı Hizmet Alımı Sözleşmesi gereği edimlerini tamamladığını, hizmet işinden kaynaklanan bütün sigorta primlerini süresinde ödediğine ilişkin belgeler ile vergi ödemelerini süresinde yaptığına ilişkin belgeleri davalı idareye tevdi etmesine rağmen …. …Şubesi’nden alınan 15.04.2016 tarih ve 90.000,00 TL bedelli teminat mektubunun müvekkiline iade edilmediğini, davalı İdare tarafından “yüklenicinin iş kanunundan doğan yükümlülüklerden sorumlu olduğu belirtilerek” teminat mektubunun iade edilmeyeceğinin bildirildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 11.4. maddesinde müvekkili şirketin, davalı idareye bir borcunun bulunmaması ve SSK İlişiksizlik Belgesinin davalı idareye sunulmasının ardından teminat mektuplarının yükleniciye iadesine ilişkin açık hüküm bulunduğunu, Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda da bu yönde hüküm bulunduğunu, müvekkili ile davalı idare arasında geçici kabul ile kesin kabulün yapılıp işin sonlandırıldığı, ihale neticesinde herhangi bir risk ortaya çıkmadığı hususlarının taraflarca kabul edildiğini, kesin kabul ile Hizmet Alımları Kabul Yönetmeliği uyarınca müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu kalmadığını, İş Kanununun 112. maddesinde kıdem tazminatlarından üst işverenlerin sorumlu olduğu ve alt işverenlere rucü edilemeyeceğinin belirtildiğini, sözleşmede müvekkiline açık bir sorumluluk yüklenmediğini, müvekkili şirket nezdinde çalışan tüm işçilerin yeni dönemde ihaleyi başka bir şirketin almasıyla yeni şirkete devredildiğini, Yargıtay’ın da kökleşmiş içtihatlarında işyeri devri halinde işçilerin kıdem tazminatına hak kazanmayacakları, işçilik alacaklarının devralan şirkete devredileceğinin kabul edildiğini, işin bitiminden itibaren 3 yıl geçmesine rağmen müvekkili şirketin hukuki sorumluluğu kalmadığı dikkate alınmadan teminatın iade edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, teminat mektubunun garanti ettiği süre içinde meydana gelen bir uyuşmazlık olmadığını, idarenin ihale döneminden kaynaklı talep ettiği risk olmadığını, işin bitiminden sonra yargılaması devam eden ve kesinleşmemiş, sonucunun ne olacağı belli olmayan işçilik davaları için müvekkilince verilen teminat mektubunun idare nezdinde tutulmasının hatalı olduğunu, davalının teminat mektuplarını nakde çevirmesi halinde müvekkili şirket açısından telafisi güç ya da imkânsız zararların doğmasının da söz konusu olduğunu, davalının her an teminat mektubunu nakde çevirme riskinin müvekkilinin ticareten yatırım yapmasını engellediğini ileri sürerek, öncelikle teminat mektubu bedelinin davalı İdareye ödenmesinin tedbiren engellenmesine, sonuç olarak teminat mektubunun iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İstinafa konu Ara Karar tarihinde davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “6100 sayılı HMK’nın 389/1 maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmü bulunmaktadır. Aynı kanunun 390/3 maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmü bulunmaktadır.
Tedbir kararının verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulları çerçevesinde iddiaların delillendirilmesi, dosyaya sunulması gerekir.
Bu bağlamda dava dilekçesi ekinde sadece kesin teminat mektubunun bulunması, taraflar arasında yapılan sözleşmenin sunulmaması ve ayrıca sözleşme uyarında davacının tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğine ve vergi borcu ile işçilik haklarına yönelik tüm ödemelerin yerine getirildiğine yönelik yaklaşık ispat koşuluna uygun nitelikte delil sunulmaması ve ayrıca esas hükümle oluşacak sonuca yönelik bir ihtiyati tedbir uygulanmasına karar verilemeyeceği” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hem Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nda hem de taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmede belirtildiği üzere teminat mektubunun veriliş amacının işin sonunda davalıya ve SGK’ya borcun olmayacağının teminat altına alınma olduğunu, müvekkili şirketin SGK’ya ve vergi dairesine herhangi bir borcu olmamasına karşın davalı tarafından teminat mektuplarının iade edilmediğini, müvekkilinin SGK borcu olmadığına ilişkin iddialarının ispatı için SGK’ya müzekkere yazılarak ilgili yazının talep edilmesi gerektiğini, İlk derece Mahkemesince hukuka aykırı olarak tedbir taleplerinin reddedildiğini, davalının, müvekkili şirketin teminat mektuplarını haksız bir şekilde nakde çevirmesi halinde müvekkili açısından gecikme sebebiyle ciddi bir zarar doğmasının söz konusu olacağını, bu riskin müvekkilin ticareten yatırım yapmasını engellediğini, müvekkilinin ticari hayatını bitirecek olan mektup bedelinin en azından bir anda nakde çevrilmemesi için davalının tasarruf yetkisini sınırlandırmasa da bankanın ödeme yapmasını engelleyecek şekilde tedbir karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmede teminat mektubunun iadesi şartlarının açıkça düzenlendiğini, bu şartlar gerçekleşmesine karşın mektubun iade edilmediğini, kesin kabul ile ihale neticesinde herhangi bir riskin ortaya çıkmayacağı taraflarca kabul edildiğinden teminat mektubunun iade edilmesi gerektiğini, Yönetmeliğin 12. 4. 1. maddesinde kesin kabul ile müvekkilinin davalıya borçsuz hale geldiği ve buna göre mektubun iade edilmesi gerektiği hususlarının açıkça düzenlendiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi Ara Kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı olarak verilen teminat mektubunun iadesi istemine ilişkin olup, teminat mektubu bedelinin davalıya ödenmemesi ne yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararı istinafa konu edilmiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesindeki hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin 23.09.2022 tarihli Ara Kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin 23.09.2022 tarihli Ara Kararına yönelik İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
23.11.2022 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-f ve 391/(3) maddeleri uyarınca, KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 23/11/2022

Başkan
Üye
Üye
Katip