Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/203 E. 2022/408 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11.01.2021
ESAS-KARAR NUMARASI : ….
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müflis …’den olan alacakları için İstanbul …. TMSF’nin 2008/1 (Ankara İflas Müdürlüğünün 2007/30 E.) sayılı dosyasına alacak kaydı talebinde bulunduklarını, ancak TMSF tarafından gönderilen ek sıra cetvelinin 13 ve 18. bentlerinde yer alan alacak kayıt taleplerinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddedildiğini, anılan alacakları ile sıra cetvelinde hiç belirtilmeyen gecikme zammı alacağının 6183 sayılı Kanunun 52. maddesinde belirlenen esas alacak gibi değerlendirilmesi ve kaydedilmesi gerektiğini ileri sürerek, sıra cetveline itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Müflis … İflas İdaresi vekili cevap dilekçesinde; iflas tasfiye işlemlerinin TMSF Tasfiye Dairesi Başkanlığının 2008/1 sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, davacının alacak kaydı başvurusunun iflas idare memurluğunun 29.11.2010 tarihli kararı ile alacak yargılamayı gerektirdiğinden reddine, 3 (A) kapsamında imtiyazlı alacak olarak değerlendirilmesine karar verildiğini, ek sıra cetveline kaydı istenen dava konusu alacakların ilk sıra cetvelinde kaydı yapılan alacak ile aynı olduğunu, mükerrerlik oluşturduğunu, ayrıca … Taah. … tarafından yapılan ödemeler sonucu vergi borçlarının bir kısmı kapatılmış olup talep edilen alacak miktarları hesaplanırken bu ödemelerin dikkate alınmadığını, asıl alacak, gecikme zammı ve faizlerinin hatalı hesaplandığını, müflis … iflas masasına kaydı talep edilen alacakların bir kısmının müflisle ilgisinin olmadığını, ayrı tüzel kişilikleri olan şirketlere ait olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesinin 18.01.2017 tarih ve 2011/521 E., 2017/53 K. Sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile davacının iflas idare memurluğunun 11.06.2009 tarih 13 nolu kararının iptali için yapmış olduğu talebin reddine, 1.121.766,63 TL toplam alacak için kayıt-kabul talebinin kabulü ile 6183 sayılı yasa gereğince alacağın iflas masasının 1. sırasına yazılmasına, davacının 02.06.2010 tarihli 18 nolu başvurusu kısmen kabul edilerek, 556.175,96 TLlik alacağın 6183 sayılı yasa gereğince iflas masasının 1. sırasına kaydına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Hükme karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 08.03.2018 tarih ve 2018/262 E., 2018/324 K. sayılı kararıyla; “…Bu durumda mahkemece, tüzel kişiliği haiz Fon tarafından İİK hükümlerinden yararlanılarak düzenlenen ve idari işlem niteliğinde bulunan sıra cetvelinin dava konusu edildiği, davalı Müflis … iflas idaresinin TMSF adına tasfiye yürüttüğü, gerçek hasmın TMSF olduğu, bu cetvelde davacının alacağı ile ilgili alınan kararın iptalini amaçlayan davacının alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı varsa cetvelin davacı alacağı ile ilgili kısmının iptali ile ilgili inceleme yapıp karar vermenin Adli Yargının görevi dahilinde olmadığı, anılan kararın iptali üzerine idarece yeni bir karar alınarak davacının alacağının cetvele kayıt ve kabulüne karar verileceği gözönünde bulundurulup, HMK’nın 114/(1)-b ve 115/(2). maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde uyuşmazlığın esası incelenerek hüküm kurulması doğru olmamıştır. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 17.10.2017 tarih ve 2015/7940 E., 2017/2722 K., 11.01.2016 tarih ve 2015/721 E., 2016/9 K., 11.06.2015 tarih ve 2014/5898 E., 2015/4495 K,. 05.06.2014 tarih ve 1112 E., 4346 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir.)” denilerek, HMK’nın 353/(1)-a.4. maddesi uyarınca esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılması nedenine göre, taraf vekillerinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesince; “Ankara BAM 23. Hukuk Dairesi’nin yukarıda bahsedilen 08/03/2018 tarihli kararında da belirtildiği üzere; tüzel kişiliği haiz Fon tarafından İİK hükümlerinden yararlanılarak düzenlenen ve idari işlem niteliğinde bulunan sıra cetvelinin dava konusu edildiği, davalı Müflis … iflas idaresinin TMSF adına tasfiye yürüttüğü, gerçek hasmın TMSF olduğu, bu cetvelde davacının alacağı ile ilgili alınan kararın iptalini amaçlayan davacının alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı varsa cetvelin davacı alacağı ile ilgili kısmının iptali ile ilgili inceleme yapıp karar vermenin Adli Yargının görevi dahilinde olmadığı, anılan kararın iptali üzerine idarece yeni bir karar alınarak davacının alacağının cetvele kayıt ve kabulüne karar verileceği gözönünde bulundurulduğunda, davanın adli yargının görev alanında olmayıp idari yargının görev alanında…” olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı (6100 Sayılı HMK’nın 114/b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından) yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk derece Mahkemesi kararının yasaya ve yerleşik kararlara aykırı olduğunu, açılan davanın kayıt kabul davası olduğunu, İİK’nın 235. maddesi uyarınca bu davanın iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesinde açılacağının emredici hüküm olarak tartışmasız olduğunu, dolayısıyla Bankacılık Yasası gereği TMSF tarafından yürütülen iflas dosyalarının da bu hükme tabi olduğunu, zira iflas tasfiye işlemleri her ne kadar Bankacılık Yasası gereği TMSF tarafından yapılırsa dahi iflas ile ilgili davaların görülmesi ve sıra cetvelinin tanziminin İcra İflas mevzuatına göre yapıldığını, yine müflis iflas idaresi davada avukatla temsil edilmemesine rağmen davalı tarafa vekalet ücreti hükmedildiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve duruşmalı olarak istinaf mahkemesinde görülmesine, bunun mümkün olmaması halinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesindeki hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle Dairemizin 08.03.2018 tarih ve 2018/262 E., 2018/324 K. sayılı kararına uygun olarak karar verilmiş olmasına göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Dava, kayıt ve kabul istemine ilişkindir.
Davalı iflas idaresi vekille temsil edilmemesine karşın lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek, yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.01.2021 tarih ve 2021/2 E., 2021/9 K. sayılı DÜZELTEREK, YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Davanın dava şartı (6100 Sayılı HMK’nın 114/b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından) yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Görevli mahkemenin idari yargı olduğunun tespitine,
3-Taraflar harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nın 333. maddesi hükümlerine göre taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın iadesine,”
III-Karar tebliği işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
09.03.2022 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 10.03.2022
….