Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/2016 E. 2022/1801 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
U S U L D E N R E D D İ )
ESAS NO : 2022/2016
KARAR NO : 2022/1801

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ :… ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 21/09/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2003/443 E.
DAVACI : …
VEKİLİ :
İHTİYATİ TEDBİRİN
KALDIRILMASINI
İSTEYEN-DAVALI : … -…
VEKİLİ : Av. …-(E-Tebligat)

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İSTEMİN ÖZETİ :
Davalı … vekili 22.08.2022 tarihli dilekçesinde; mahkemeden defalarca talep etmelerine rağmen haksız ve somut delile dayanmayan tek taraflı soyut beyanlar üzerine konulmuş bulunan orantısız tedbirlerin kaldırılması taleplerinin reddedildiğini, müvekkilinin tedbirler nedeniyle ticaretinde zarar gördüğünü, tasarruf hakkının kısıtlandığını ve mağdur olduğunu belirterek, haksız tedbirler nedeniyle yasal hak ihlaline dayalı tazminat davası açma hakları saklı kalmak kaydı ile teminat mektubu karşılığı tüm tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMANIN SEYRİ VE SONUCU :
İlk derece Mahkemesince istinafa konu ara kararı ile; “Dosyanın incelenmesinde; mahkememizin 14.07.2003 tarihli tensip tutanağının 12. maddesi ile davalılar adına kayıtlı taşınmaz varsa taşınmazların bu kişilerin … Konut Yapı Kooperatifinde adlarına tahsis edilmiş bağımsız bölüm varsa bu bölümün veya bu kişilerin kooperatifte üyelik durumları söz konusu ise üyelik haklarının başkasına devir ve temlik edilmemesi için tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir veya kooperatif üyelik haklarının devredilmemesi için üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği, davalılar adına bir kısım kayıtlı taşınmazlar üzerine tedbir konulduğu, davalı tarafça ihtiyati tedbirin kaldırılmasının önceden de talep edildiği, mahkememizce ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İhtiyati tedbir 6100 sayılı HMK 389 ve devamı madddelerinde düzenlenmiştir. Yasal düzenlemeye göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK 395. maddesi de “Aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen veya hakkında bu tedbir kararı uygulanan kişi, mahkemece kabul edilecek teminatı gösterirse, mahkeme, duruma göre tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verebilir. Teminatın tutarı, tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına göre; türü ise 87. maddeye göre tayin edilir. İtiraza ilişkin 394. maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Tüm dosya kapsamına göre; dava, kooperatif yöneticileri olan davalılar aleyhine açılan sorumluluk/tazminat davası olup, kooperatif yöneticileri hakkında derdest bir ceza davasının bulunduğu, ceza davasında verilen kararın henüz kesinleşmediği, ayrıca her ne kadar davalı zararı karşılamaya yetecek miktarda malvarlığı olduğunu iddia etmiş ise de, temin edilen tapu kaydı ve araç mahrumiyet bilgilerine göre, davalı adına kayıtlı taşınmazlar ve araçlar üzerinde çok sayıda haciz bulunduğu, bu haliyle dosyamızda mevcut durum itibarıyla ihtiyati tedbir kararının teminat karşılığı kaldırılması yönünde herhangi bir değişiklik de olmadığı” gerekçesiyle, davalı …’ün ihtiyati tedbirin teminat karşılığı kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; devam eden davada müvekkili adına kayıtlı tüm taşınmazlar ile şirketlerde bulunan ve kooperatifte bulunan hisselerine; müvekkili aleyhine açılan soruşturmada savcılık aşamasında alınan ve baştan sona maddi hatalar ile dolu, çelişkili eksik bilirkişi raporu ve buna istinaden açılan ceza davası nazara alınarak teminatsız olarak üçüncü şahıslara devrini engellemek hususunda ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bu tedbirlerin kaldırılması yönündeki tüm taleplerinin reddine karar verildiğini, davaya dayanak olan ceza dava dosyasında müvekkilinin aklandığını ve kooperatifi zarara uğratmadığının ortaya çıktığını ve beraat ettiğini, tedbirlerin üzerinden 20 yıldan fazla zaman geçmiş olup mahkemece ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklendiğini, müvekkilinin tacir olduğu, mal varlığını ekonomik ve ticari sebepler ile satabileceği veya kredi kullanabileceği, şirketteki paylarını devir etmek isteyebileceği aşikarken haksız ve 20 yıldır devam eden tedbirler sebebi ile maalesef ticari hayatının riske edildiğini ve ekonomik özgürlüğünün tümü ile kısıtlandığını, tedbir konulan taşınmazların değeri toplam 10.000.000,00 TL iken dava değerinin 100.000.00TL olduğunu, dava değeri ve ihtiyati tedbir ile kısıtlanan mal varlığının değeri dikkate alındığında ölçülülüğün söz konusu olmadığını, her ne kadar kararda taşınmazlarda haciz bulunduğu beyan edilmişse de bunlar kamusal hacizler olup yapılandırıldığını ve ödendiğini, mahkemece müvekkilinin suçu sabitmiş gibi değerlendirme yapıldığını, tedbir kararının hiçbir teminata bağlanmadığını, davacı kooperatif tasfiye halinde olup müvekkilinin haksız dava ve tedbirler nedeni ile uğradığı zararlar için başvuracağı yasal takiplerin semeresiz ve sonuçsuz kalma ihtimalinin ortaya çıktığını, kooperatifin bireyselleştiğini ve tüm mal varlığını üzerinden çıkardığını, müvekkilinin dava değeri olan 100.000,00 TL.’yi karşılar nitelikte teminat mektubunu dosyaya sunmaya hazır olduğu belirtildiği halde bu taleplerinin de reddedildiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve öncelikle teminatsız olarak, aksi halde dava değeri kadar banka teminat mektubu karşılığında ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif önceki yöneticilerinin sorumluluğuna dayalı tazminat davası olup, davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması isteminin reddine dair ara kararı istinafa konu edilmiştir.
Dosya kapsamından,
14.07.2003 tarihli tensip tutanağının 12. maddesi ile davalılar adına kayıtlı taşınmaz varsa taşınmazların, bu kişilerin … Konut Yapı Kooperatifinde adlarına tahsis edilmiş bağımsız bölüm varsa bu bölümün veya bu kişilerin kooperatifte üyelik durumları söz konusu ise üyelik haklarının başkasına devir ve temlik edilmemesi için tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir veya kooperatif üyelik haklarının devredilmemesi için üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği, yine davacı vekilinin talebi ile 30.09.2005 tarihinde davalının bazı taşınmazlarının tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmuş olduğu, davalı …’ün 28.11.2013 tarihinde tedbirlerin kaldırılması talebiyle mahkemeye başvurduğu, Mahkemenin 17.12.2013 tarihli ara kararıyla davalı vekilinin talebinin reddine karar verildiği, davalı tarafça 24.02.2022 tarihinde öncelikle tüm tedbirlerin kaldırılması, aksi halde en azından teminata bağlanarak ve dava değerine göre uyumlu ve yeterli bir mülkün üzerinde bırakılması talebiyle başvurulduğu, Mahkemece 06.04.2022 tarihli ara kararıyla isteminin reddine karar verilmiş olduğu, davalı vekilince bu defa 22.08.2022 tarihli dilekçesiyle ihtiyati tedbirin teminatsız olarak, aksi halde teminat karşılığı kaldırılmasını istediği, Mahkemece istinafa konu 21.09.2022 tarihli ara kararıyla istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı … yönünden hüküm altına alınan ihtiyati tedbir tarihleri göz önüne alındığında talebinin, HMK’nın 396. maddesindeki durum ve koşulların değişmesi nedeniyle ihtiyati tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına yönelik olduğunun kabulü gerekmiştir.
HMK.’nın 396. maddesi; “(1) Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir.
(2) İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” hükmünü haizdir.
HMK.’nın 341/1. maddesi hükmüne göre ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
Öte yandan, “Durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına” ilişkin düzenleme yapan 396. maddenin ikinci fıkrasında, kanun yollarını düzenleyen HMK.’nın 391. maddesinin son fıkrasına veya 394. maddesinin beşinci fıkrasına atıf yapılmamış olduğundan, durum ve koşulların değişmesi sebebine dayalı tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması istemi ile ilgili mahkemece verilecek kararın istinafı olanaklı değildir. Aksi hal, 396. maddenin gerekçesinde de belirtilen “…hal ve şartların değişmesi, hukuki bir değerlendirmeden daha çok, maddi şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı bir husustur. Ayrıca, aynı yargılama süreci içinde, birçok kez hal ve şartlarda değişiklik olması sebebiyle, tedbirde değişiklik yapılması veya kaldırılması, bu yönde talepte bulunulması ya da talebin reddi söz konusu olabilir. Her talepten sonra verilecek karar hakkında kanun yoluna başvurulması, ihtiyati tedbirler için kanun yoluna başvurulmasında istenen amacı da sağlamayacaktır. Kanun yolunun açılmış olmasının amacı, ihtiyati tedbirlerle ilgili temel hukuki ve prensip hatalarının önüne geçmektir. Bu sebeple, ihtiyati tedbirin reddi ve ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkanı getirilmiştir…” denilmek suretiyle ortaya konulan kanun koyucunun iradesine de aykırı olacaktır.
Kanun koyucunun ihtiyati tedbire dair kanun yollarına ilişkin düzenlemeleri bilinçli, özenli, ayrıntılı ve açık bir şekilde yapması, ihtiyati tedbir talebinin reddi ve ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkânını getirmesi, HMK’nın 395. ve 396. maddelerinde ise bilinçli şekilde aynı kanunun 394/5. fıkrasına atıf yapmaması karşısında, davalı … vekilinin durum ve koşulların değiştiği iddiası ile tedbirin kaldırılması talebi üzerine Mahkemenin vermiş olduğu karara karşı, kanun yolu, dolayısıyla istinaf yolu kapalıdır. Ancak itiraz yolu açıktır. Dolayısıyla, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nın 396/2. maddesi hükmü gereğince itiraz dilekçesi olarak dikkate alınması ve bu taleplerle ilgili mahkemece olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, istinaf yolu kapalı olduğu halde dosyanın Dairemize gönderilmiş olması doğru olmadığından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK.’nın 341. ve 352/(1)-ç. maddeleri uyarınca, davalı … vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN USULDEN REDDİNE,
2-Davalı … vekilince yatırılan istinaf harçlarının istek halinde iadesine,
3-İstinaf giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … vekilince yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
5-Karar tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
16.11.2022 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17/11/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza