Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1942 E. 2023/1436 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1942 – 2023/1436
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)
ESAS NO : 2022/1942
KARAR NO : 2023/1436

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2021/238 E.-2022/127 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili 19.04.2021tarihli dava dilekçesinde; 07.07.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasında … otobüsünün … isimli yayanın ağır yaralanmasına neden olduğunu, Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçen 2010/491 E., 2013/596 K. sayılı kararı ile davalı … Genel Müdürlüğü ve şöför Murat Gökçegöz aleyhine 89.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğini, müvekkilince bu ilama dayalı olarak başlatılan Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2016/21691 E. sayılı dosyasına bu tutarların ödendiğini, kaza yapan sürücünün kullandığı otobüsün davalı sigorta şirketince sigortalandığını, ödenen tutarların tahsili için Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2019/17093 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve TTK’nın ilgili maddeleri gereğince sigorta sözleşmesinden kaynaklanan talep ve dava haklarının 2 yılda müruru zamana uğradığını, zaman aşımı süresi ve itirazın iptali davası açılması için ön görülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu,
Sigorta poliçesinin 4. maddesi uyarınca manevi tazminatın poliçe kapsamı dışında tutulduğunu, poliçenin 1. maddesinde yargılama giderlerine ilişkin teminatın devreye girmesi için sigortacının yazılı onayı dahilinde yapılacak dava, takip ve ilam masraflarının teminat kapsamına alındığının kararlaştırıldığını, davaya konu icra takibinde davacının müvekkili şirketi borçlandırmak istediği yargılama giderlerinin müvekkili şirketin onayı alınmaksızın yapıldığını, bu sebeplerle yargılama giderleri ve manevi tazminattan müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını,
Sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını,
Savunarak, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Kazaya karşılan aracın davalı tarafından 31.12.2007 ile 31.12.2008 tarihleri arasında üçüncü şahıs mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında, aracın hizmeti sırasında 3. Şahıslara vereceği kazalar nedeniyle sigortalandığı,
07.07.2008 tarihinde dava dışı …’ın sigortalı araç sürücüsünün neden olduğu kaza sonrasında açmış olduğu tazminat davasında, davacı aleyhine Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/491 Esas, 2013/586 Karar sayılı dava dosyasında davacı aleyhine 89.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL ise manevi tazminatın tahsiline karar verildiği,
Hükmün davacı yan tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 06.10.2016 gün ve 2016/7729 Esas, 2016/8654 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği,
22.12.2016 tarihinde Ankara 26. İcra Dairesi’nin 2016/21691 Esas sayılı takip dosyası ile ilamın icra edilerek infaz ile kapatıldığı,
Karar düzeltme isteminin ise Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 06.07.2017 gün ve 2017/767 Esas, 2017/7256 Karar sayılı ilamı ile reddine karar verildiği,
26.12.2019 tarihinde ise davalı aleyhine Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2019/17093 Esas sayılı takip dosyasında ilamsız takibe başlanıldığı,
03.12.2020 tarihinde arabuluculuk sürecinin başlatıldığı, 28.12.2020 tarihinde sürecin anlaşamama ile sonuçlandığı,
19.04.2021 tarihinde ise eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2918 Sayılı KTK.’nun 109/4. maddesinde motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu haklarının, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiği ve rücu edilecek kimseyi öğrendiği tarihten başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmıştır. Zamanaşımının oluşması için ödemenin yapılmış olması ve rücu edilecek kişinin öğrenilmesi gerekir.
Tüm dosya kapsamının bir bütün halinde değerlendirilmesinde; rücuya konu alacağın davacı tarafından takip dosyasına ödenmesi ile 22.12.2016 tarihinde kapatıldığı, hükmün ise karar düzeltme isteminin reddi ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 06.07.2017 tarihli ilamı ile kesinleştiği, davacının ise rücuya konu alacak için 26.12.2019 tarihinde Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nü 2019/17093 Esas sayılı takip dosyası ile takipte bulunduğu anlaşılmakla dosya kapsamında rucü zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı tarafından ceza zamanaşımının uygulanacağı iddia edilmiş ise de, KTK’nın 109/3.maddesinde düzenlenen ceza (uzamış) zamanaşımı, sadece KTK’nın 109/2. maddesi gereğince motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların haksız fiil sorumlularından tazmini talebi ile açılan davalar için öngörülmüştür. Eldeki davada, haksız fiil faili aleyhine açılan bir tazminat davası olmayıp ZMSS poliçesine dayalı olarak davacının kendi âkidi davalı sigorta şirketi aleyhine açılmış olduğundan KTK’nın 109/3. maddesindeki zamanaşımı hükmünün olaya uygulanması olanağı da bulunmamaktadır.” gerekçesiyle, zamanaşımı definin kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki açıklama ve iddialarını tekrar ederek, davalı tarafın davaya konu Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/491 E. sayılı dosyada dava devam ederken ihbar edildiğini, ayrıca 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesinde, “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların giderilmesine ilişkin istemler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği günden başlayarak 2 yıl ve her halde kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zaman aşımına uğrar” denildiğini, trafik sigortası kapsamında tazminat isteminin trafik kazası sonucu zarar görenin zararı ve tazminat sorumlusunu öğrendiği tarihten başlayarak 2 yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrayacağını, ancak tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zaman aşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımının uygulanacağını, dava dışı sürücü aleyhine Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesinde dava açılmış olup, davalı şirkete karşı yapılan rücuun zaman aşımına uğramadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.05.2013 tarih ve 2012/4-1814 E., 2013/715 K. sayılı kararında rücuen tazminat davalarında zaman aşımı süresinin 10 yıl olduğunun açıklandığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dava, üçüncü kişiye mahkeme kararına dayalı olarak ödenen tutarların, taraflar arasındaki sigorta poliçelerine dayalı olarak tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından taraflar arasında 31.12.2007-31.12.2008 tarihleri için düzenlenmiş Üçüncü Şahıs Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ve yine 31.12.2007-31.12.2008 tarihleri için düzenlenmiş Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi bulunduğu, dosyada Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin sadece ilk sayfasının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça, kaza yapan sürücünün kullandığı otobüsün kullandığı otobüsün davalı sigorta şirketi tarafından sigortalandığı açıklandıktan sonra, yaya …’ın yaralanması ile sonuçlanan 07.07.2008 tarihli trafik kazası nedeniyle dava dışı yayaya mahkeme kararına dayalı olarak ödenen zarar tutarının tahsili istenmiş olup, istemin hangi poliçeye dayandığı açıklanmamıştır. İlk derece Mahkemesince davacı taraftan hangi poliçeye dayalı olarak talepte bulunulduğu konusunda açıklama alınmamış, gerekçeli kararda davanın üçüncü şahıs mali sorumluluk sigorta poliçesine dayalı olarak açıldığı nitelendirilmesi yapılmasına karşın, gerekçe bölümünde eldeki davanın ZMMS poliçesine dayalı olarak açıldığı belirtildikten sonra Karayolları Trafik Kanununun 109. maddesine dayalı olarak davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 31. maddesi hakimin davayı aydınlatma ödevini düzenlemiş olup, 297/(1)-c maddesi de, hükmün “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” kapsayacağını içermektedir.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, uygulanacak poliçe hükümlerinin belirlenmesi ve istinaf incelemesi yapacak Dairenin de tespiti yönünden önemli olduğundan, davacı taraftan hangi sigorta poliçesine dayalı olarak talepte bulunulduğu konusunda açıklama alındıktan sonra uyuşmazlığın esasının bu açıklama doğrultusunda incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması HMK’nın 31 ve 297/(1)-c maddeleri hükümlerine aykırı olmuştur.
Bu durumda Dairemizce, HMK’nın 355 ve 353/(1)-a.6. maddeleri uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararının esası incelemeden kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Kararın kaldırılması nedenine göre davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355 ve 353/(1)-a.6. maddeleri uyarınca, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.02.2022 tarih ve 2021/238 E., 2022/127 K. sayılı kararının ESASI İNCELEMEDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
4-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk derece Mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,

5-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
27/09/2023 tarihinde, HMK’nın 353/(1)-a ve 362/(1)-g maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2023

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza