Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/191 E. 2022/362 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16/07/2021
ESAS-KARAR NUMARASI : ….
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
Davacı vekili davalı borçlu şirketin konkordato teklifinin Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/09/2018 gün ve 2018/704 E-2020/288 K sayılı kararı ile tasdik edildiğini,
Müvekkilinin alacağının döviz cinsi üzerinden toplam 47.208,36 Euro olarak konkordatoya kaydettirildiğini ve dayanak belgelerin de sunulduğunu, alacak bildirimlerine herhangi bir itiraz gelmediğini,
Oylamada alacak miktarlarının 36.588,88 Euro ve 13.204,82 USD olacak şekilde döviz cinsi üzerinden bildirildiğini ve kabul oyu kullanıldığını,
Tasdik üzerine borçlu şirketin Aralık 2020 döneminden itibaren ödemelere başladığını ancak yapılan taksit ödemesinin döviz cinsi üzerinden hesaplanmadığını; ödeme aşamasına kadar yapılan borç bildirimine herhangi bir itirazda bulunmayan borçlunun, projesini tasdik ettirdikten sonra neye göre taksit ödemesi yaptığının müvekkili açısından bilinmediğini, borçlunun kötü niyetli hareket ettiğini, şirket yetkililerinden hukuki bir cevap alınamadığını,
Müvekkiline proje kapsamında yapılması gereken ödemenin, müvekkilinin alacağının döviz cinsinden 9 eşit taksite bölünerek ödeme günündeki kur üzerinden karşılığı Türk Lirası kadar olması gerektiğini, Türk Borçlar Kanunu’nun 99’uncu maddesinin işletilmesi gerektiğini ileri sürerek müvekkiline karşı gereği gibi ifa edilmeyen konkordatonun İcra ve İflas Kanunu’nun 308/e maddesi uyarınca kısmen feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın çekişmeli alacaklara ilişkin olup yasal bir aylık sürede açılmadığını, konkordato projesi dışında müvekkilin hiçbir kusur (?) ve sorumluluğunun bulunmadığını, davacı şirketin konkordato projesine olumlu oy kullandığını, müvekkilinin projeye uygun olarak ödemeleri yapmakta olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince “…Esasen davacı projeye göre ödemenin yapılmadığını iddia etmemektedir. Proje kapsamında yapılacak ödemenin döviz cinsinden yapılması gerektiğini iddia ederek konkordatonun kısmen feshini talep etmektedir.
Davacı şirketin alacağına dayanak yaptığı toplam 47.208,36 EURO, davalı kayıtlarında işlem tarihindeki kur dikkate alınarak TL’ye çevrilip ticari defterlere işlenmiş olduğundan ve davacı tarafından alacaklılar toplantısı öncesinde başka bir tarihteki kur dikkate alınması yönünde alınmış bir mahkeme kararı ol[m]aması nedeniyle, alacaklılar toplantısında nisapta dikkate alınacak oy hakkı bakımından, konkordato komiserliğince davalının konkordato talebi öncesi olan 31/12/2018 tarihli ticari defterlerinde yer alan miktar dikkate alınarak 252.324,81 TL alacak kaydının yapıldığı, davacının alacaklılar toplantısında kabul oyu kullandığı, davalı şirketin tasdik edilen ödeme projesinde belirlenen tarihlerde, nisapta yazılı tutarı dikkate alarak ilk iki taksit tutarı olan 28.036,09 TL’yi ödediği, bu durumda davacının konkordato projesine uyduğu anlaşılmakla davanın reddine…” karar verilmiştir.
HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve özellikle konkordato projesinde açıkça gösterilmedikçe yabancı para alacaklarının aynen ödenmesinin mümkün olmamasına (İİK m.294/VII. Yargıtay uygulaması için 19. HD. 08.10.2009/11846-9012; ayrıca bkz. Tunç Yücel, M.: Konkordato Mühletinin Alacaklılar Bakımından Sonuçları, İstanbul 2020, s.117 vd.; Tanrıver, S.: Konkordato Komiseri, Ankara 1993, s222 vd.; Pekcanıtez, H.:/Erdönmez, G.: 7101 sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, İstanbul 2018, s.156) göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/284 E., 2021/590 K sayılı dava dosyasında verdiği 16/07/2021 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile kalan 21,40 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
02/03/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
İİK m. 308/a gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 03/03/2022