Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1907 E. 2022/1718 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1907 – 2022/1718
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

ESAS NO : 2022/1907
KARAR NO : 2022/1718

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06.04.2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2021/814 E., 2022/264 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı … şirketinin dağıtım sistemine bağlantısı yapılmış olan ve 401…302 tesisat nolu lisanssız güneş enerjisi üretim tesisinin, davacı tarafından kurulup işletildiğini, söz konusu tesisle ilgili olarak, davacı ile davalı arasında “Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması” imzalandığını, tesisin işletildiği dönem boyunca haksız yere fazladan tahsil edilen sistem kullanım/dağıtım bedellerinin davacıya iadesi gerektiğini, talepleri üzerine başlatılan dava şartı arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma olmaması üzerine işbu davanın ikame edildiğini, lisanssız elektrik üreticisi olan davacı ile dağıtım şirketi olan davalı arasındaki özel hukuk uyuşmazlığından (alacak) kaynaklandığını, husumetin davalıya yöneltilmesi gerektiğinin belirtildiğini, 01 Ocak 2017 tarihi itibarıyla üreticiler arasında ayrıma gidilerek lisanssız üreticilerden daha fazla sistem kullanım bedeli alınmaya başlandığını, dava konusu tahsilatın Elektrik Piyasası Kanunu’na aykırı olduğunu, dağıtım bedellerinin nasıl belirleneceğinin 6446 sayılı Elektrik Piyasaları Kanunu’nun 17/6-ç. maddesinde lisanslı ve lisanssız ayrımı yapılmaksızın ve sistem kullanım/dağıtım bedelinin belirleme yönteminin ve uygulanmasının Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar’da düzenlendiğini, sistem kullanım/dağıtım bedelinin farklılaştırılabilmesinin ön koşulunun davacının üretim tesisinin dağıtım sistemi üzerinde ek maliyet oluşturması gerektiğini, davalı şirketin ek maliyet sebebinin ortaya koymadan sanki ek maliyet varmış gibi davacıdan fazla fahiş miktarda tahsilat yaptığını, ortaya çıkan tüm maliyetin davalıya ait olduğunu, davalı dağıtım şirketi tekel olup, taraflar arasındaki sözleşmenin genel işlem koşullarını içerdiğini, dava konusu olayın sözleşmeyle doğduğunu ve sözleşmenin tek taraflı hazırlandığını, uyuşmazlık konusu bedelin genel tarife üzerinde tahsil edilmesi gerektiğini, tahsilatın normlar hiyerarşisine aykırı ve dava konusu alacağın belirsiz alacak olduğunu beyan ederek davacıdan dava tarihine kadar dağıtım sistemi üzerinde ek maliyet oluşturduğu gerekçesi ile fazladan tahsil edilen sistem kullanım/dağıtım bedelleri yanında bunlara işletilen KDV’lerle birlikte oluşan toplam tutar için şimdilik 1.000,00-TL alacağın davalıdan tahsiline ve alacağa konu bedellere, her bir faturada fazla ödenen tutarlara ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek bankalarca mevduata uygulanan azami faiz veya herhalükarda en yüksek ticari faiz/değişen oranda avans faizi uygulanmasına, yargılama gideri ile vekalet ücretinin (dava ve arabuluculuk) davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarına yer vermek suretiyle lisanssız elektrik üreticisi ile dağıtım şirketi arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğini belirttiğini, Elektrik Piyasası Kanunu’nun geçici 20. maddesine göre, kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümlerinin uygulanacağını, dağıtım şirketlerinin lisanslı ve lisanssız elektrik üreticilerine uyguladığı tarifelerin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlendiğini, davacı tarafın alacak talebinin EPDK’nın düzenleyici işlemi olan kararları ve bu kararların eki tarifeler olduğunu, bu alacak talebinin temelinin düzenleyici bir işlem olarak uygulanması zorunlu tarifeler olduğu dikkate alındığında açılan davanın görülme yerinin idari yargı olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, lisanssız elektrik üretimin esas itibari ile ve temel olarak ticari bir faaliyet olmayıp amacın kişilerin kendi elektriklerini üreterek sadece ihtiyaç fazlasını sisteme geri vermelerini sağlamak olduğunu, kendi ihtiyacı için elektrik üreten bir kişinin fazlasını siteme sunduğu zaman dağıtım sistemine getireceği yükün dikkate alınarak mevzuat düzenleyici tarafından farklı sistem kullanım bedeli düzenlendiğini, davacı tarafın lisanssız elektrik üretiminden ziyade kanunun etrafın dolaşmak suretiyle adeta bu işi ticari bir faaliyet olarak tasarladıklarını ve hakkın kötüye kullanımını da ikrar ettiklerini, Lisanssız Elektrik Üreticileri için Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşmasına dayalı olarak düzenlenen faturalara itiraz etmeyen davacı tarafın fatura içeriğini kabul etmiş olduğunu, haksız ve fazla şekilde tahsil olunduğu iddia edilen dağıtım bedellerinin iadesini talep edemeyeceğini, dava konusu tesisatla ilgili geçici kabulün yapılmasından sonra Lisanssız Elektrik Üreticileri İçin Dağıtım Sistem kullanım anlaşması imzalandığını, bu sözleşme uyarınca sistem kullanım için öngörülen sürenin geçici kabulün yapıldığı tarih olup, sistem kullanım/dağıtım bedellerinin tahakkuk ettirildiğini beyan ederek huzurdaki davanın öncelikle görevli olan idari yargı yoluna başvurulmadığından bahisle usulden reddine, belirsiz alacak davasına konu edilmesi mümkün olmayan davanın kısmi veya tam davaya dönüştürülerek oluşursa harç eksikliğinin giderilmesi için davacı tarafa 1 hafta kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde eksiklikler giderilmediğinde dava sartı yokluğu ve dava dilekçesinde netice-i talebin net olarak açıklanmaması sebebiyle davanın usulden red edileceğinin ihtar edilmesine, aksi halde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Somut olayda taraflar arasında akdolunan 02.09.2019 tarihli Lisanssız Elektrik Üreticileri İçin Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması’nın kurum tarafından belirlenen genel hükümler içeren birinci bölümünün 15. maddesinde “Dağıtım Şirketi ile kullanıcının bu anlaşmanın hükümleri üzerinde mutabakata varamamaları halinde taraflar, anlaşmazlığın çözümü konusunda Kuruma yazılı olarak başvuruda bulunabilir. Anlaşmazlıklar Kurum tarafından çözüme kavuşturulur”. hükmünü içermektedir. Madde hükmüne göre taraflar arasında bu maddenin yorumu veya çözümü de Kuruma aittir.
Taraflarca akdolunan Sistem Kullanım Anlaşması’nın 15. maddesine göre öncelikle başvuru koşulunun yerine getirilmediği, şayet başvuruda bulunulmuş olsa da bu kez kurumun idari bir işlemi sözkonusu olacağından idari yargının görev alanında olacağı anlaşılmaktadır.
Keza somut olayda, yukarıda belirtilen Uyuşmazlık Mahkemesi ve Danıştay 13. Dairesi’nin kararları ile taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması uyarınca hat kayıp bedelinin iade edilmesi istemine ilişkin davada tarafları (davacı ve davalı) … dışında şirketler olduğu olayda Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 16.09.2021 tarih ve 2021/613 Esas, 2021/161 Karar sayılı kararında belirtildiği şekilde “02.12.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 25.11.2020 tarihli 7257 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” …’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun’a Ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir Bu bağlamda, 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin yaptırım uyuşmazlıklarının idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği, bu bağlamda tarafları … dışında şirketler hakkında ve konusu sistem kullanım bedeli olan davada yargı yolunun idari yargı olduğu anlaşılmıştır.
Kamu hizmeti niteliğindeki … faaliyetini yürüten davalı ile davacı şirketler arasında mevzuat çerçevesinde verilen yetkinin kullanımı sırasında kamu gücüne dayalı, re’sen ve tek yanlı olarak tesis edilen özel hukuk kişilerinin yerine getirdiği idari faaliyetler bakımından ortaya çıkabilecek hukuki uyuşmazlıkların çözümünde “kamu hizmeti olduğunu belirttiği faaliyet kapsamında yapılan hukuki tasarrufun niteliğinin ve sözleşme konusu bedele ilişkin hükmün taraflar dışında, idarenin iradesini yansıtan bir idari işlem niteliğinde olması ve bu işlemin ise idari yargı denetimine tabi olması karşısında sistem kullanım bedelinin belirlenmesine ilişkin tasarrufa yönelik davanın görüm ve çözümünde uyuşmazlık için davacı Sistem Kullanım Anlaşması’nın 15. maddesi gereğince Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na başvuru koşulunun yerine getirilmediği, 15. madde hükmüne göre taraflar arasında bu maddenin yorumu veya çözümünün de Kuruma ait olduğu, şayet Kurum’a başvuruda bulunulmuş olması halinde bu kez kurumun idari bir işlemi sözkonusu olacağından işlemin denetimi idari yargının görev alanında olacağı gibi mülga Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nin 9. ve 23. maddelerinde ve 19.06.2020 tarih, 31160 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nin 9. ve 19. maddeleri hükümlerinin ve bu hükümlere dayanılarak yapılan işlemin niteliği ile … dışında şirketler hakkında ve konusu sistem kullanım bedeli olan davada Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 16.09.2021 tarih ve 2021/613 Esas, 2021/161 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere yargı yolunun caiz olmamasından dolayı davanın usulden reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Dava dışı …’ın elektrik piyasasında konumunun ve işlevinin 6446 sayılı Kanun’un “iletim faaliyeti” başlıklı 8. maddesinde düzen altına alındığını, anılan hükme yapılan ilaveyle …’a bazı idari yaptırım uygulama yetkileri verildiğini ve bu işlemlerden doğan uyuşmazlıkların idari yargıda çözümleneceğinin açıkça belirtildiğini, halbuki işbu davada hasım mevkiindeki şirketin … değil, … A.Ş. olduğunu, aynı şekilde işbu davanın konusunun, herhangi bir şekilde … tarafından tesis edilen bir işlem de olmadığını, dolayısıyla istinafa konu karara dayanak tutulan kanun hükümlerinin, açıkça işbu dava konusu olayla ilgili olmadığını;
… şirketlerinin tahsil ettiği bedellerden kaynaklı davalarla ilgili olarak Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarının istikrarlı şekilde adli yargının görevli olduğu yönünde olduğunu, nitekim işbu davanın konusunun da, müvekkili şirketin, taraflar arasındaki özel hukuk hükümlerine tabi dağıtım sistem kullanım anlaşması kapsamında davacıdan fazladan bedel tahsil edilmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkin olduğunu, ayrıca uyuşmazlık konusu tahsilatın mevzuat çerçevesinde verilen yetkinin kullanımı sırasında kamu gücüne dayalı, re’sen ve tek yanlı olarak tesis edilen işlem olmadığından işbu davanın görevden reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu;
Anayasanın açık hükmü gereği, yargı yetkisini kullanan hakimlerin, Anayasaya ve kanunlara göre karar verdiklerini, bunun sonucu olarak, idarenin düzenleyici işlemlerinin, yapılacak yargılamalarda hakimler için doğrudan bağlayıcı nitelikte olmadığını, gerçekten de hukuka aykırı idari düzenleyici işlemlerle hakimleri bağlamanın Anayasa’ya göre mümkün olmadığını, aksinin kabulünün erkler ayrılığının ihlali anlamına geleceğini;
Gösterilen içtihatlar ve öğretideki görüşler de nazara alınarak adli yargı hakiminin önüne gelen uyuşmazlığa uygulanacak düzenleyici işlemin, Anayasa’nın 124 ve 138. maddelerine göre normlar hiyerarşisi çerçevesinde yorumlamasının yetkisi ve görevi olduğu sabitken huzurdaki davada mahkemenin görevsizlik kararıyla dosyadan el çekmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında akdedilen dağıtım sistem kullanım anlaşmasından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
02.12.2020 tarih ve 31322 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe gire 7257 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 33. maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 8. maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere eklenmesine ve sonraki bentlerin buna göre teselsül ettirilmesine karar verilen bendin, “d) İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak.” hükmünü, yine aynı Kanunun 39. maddesi ile 6446 sayılı Kanuna eklenen ek maddenin, “(1) 8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmünü içerdiği anlaşılmıştır.
7257 sayılı Kanunun 33. maddesi ile eklenen bent, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun “İletim faaliyeti” başlıklı 8. maddesinin …’ın görev ve yükümlülüklerini düzenleyen 2. fıkrasına (ç) bendinden sonra eklenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davalı … A.Ş. tarafından düzenlenen sistem kullanım / dağıtım bedellerinin fazla tahsil edildiği iddia edilen kısım istenmiş olup, davalı tarafından, eklenen (d) bendi kapsamında düzenlenmiş sistem kullanım ihlâlleriyle ilgili ceza faturaları söz konusu değildir.
Bu durumda İlk derece Mahkemesince, uyuşmazlığın tacir olan taraflar arasında imzalanmış olan ve özel hukuk hükümlerine tabi “Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşmasından” kaynaklanmakta olduğu, TTK’nın 4. maddesi uyarınca nispi ticari dava olduğu, aynı Yasa’nın 5. maddesi uyarınca Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu, somut uyuşmazlıkla ilgili idari yargının görevli olduğuna ilişkin yasal bir düzenleme olmadığı gözetilerek, uyuşmazlığın incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde yargı yolu dava şartı konusunda yanılgılı gerekçeyle karar verilmesi doğru olmamıştır.
Buna göre Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/(1)-a.4. maddesi uyarınca esasını incelemeden İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/814 E., 2022/264 K. sayılı dava dosyasında verdiği 06.04.2022 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
09.11.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 10.11.2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır