Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1867 E. 2022/1848 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1867 – 2022/1848
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2022/1867
KARAR NO : 2022/1848

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27.12.2021
ESAS-KARAR NUMARASI : 2014/836 E., 2021/868 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davacı firma ile davalı arasında 2011 tarihli … Doğalgaz Hattının Boru Hidrostatik Testleri, Kurutulması ve … Atılması İşi sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 7. maddesinde işin 2011 Kasım ayı sonunda tamamlanması ve teslim edilmesinin kararlaştırıldığını, davalının üzerine aldığı işi yasal süresinde bitiremediğini, idarece kabul görmediğini, müvekkili firmaya sözlü olarak bildirildiğini, yine sözleşme hükümlerine uygun olarak 15.11.2012 ve 17.11.2012 tarihlerinde, işin idarece kabulünün yapıldığını, üzerine aldığı işi yasal süresinde bitirtemeyip müvekkili firma tarafından tamamlanmasına rağmen davalıya bütün ödemelerin, sözleşmede belirtildiği şekilde yasal süresi içinde yapıldığını, davalının kalan bir kısım borcuna karşılık da iş makinelerini müvekkili firmaya bıraktığını, davalının hem işi sonlandırıp hem de parasını alamamış gibi göstererek ağustos ayında müvekkili firmaya sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, davalının tek taraflı bu fesih beyanının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, “sözleşmenin feshi” başlıklı 12. madde incelendiğinde, davalının böyle bir yetkisi olmadığını, davalının fesih beyanıyla, “bu makinelerin sözkonusu işle bir alakası olmadığını ve kendisine iadesini” iddia ve talep ettiğini, davalının ayrıca yakın tarihte vinç kiraladığını ve müvekkili firmanın kontrolünde bulunan şantiye arazisine dışarıdan sarkıtarak iş makinelerini habersizce vince yükleyerek götürme teşebbüsünde bulunduğunu, firma elemanlarının müdahalesi ile bunu başaramadığını, dava sonuna kadar aleyhine durum oluşmaması ve alacaklarının garanti altına alınması gerekçesiyle makinelerin müvekkili firma uhdesinde kalması için müvekkili lehine makineler üzerine tedbir konulmasını talep ettiklerini, taahhüt ettiği edimleri sözleşmeye uygun şekilde ve yasal süresi içinde yerine getiremeyen davalıdan, haksız ve hukuka aykırı feshi nedeniyle alacaklarının tahsilini talep etme zorunluluğu doğduğunu beyan ederek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile feshi nedeniyle şimdilik 50.000,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının sözleşme gereği davalıya ödemesi gereken 180.000,00-TL avansı davalıya ödemediğini, davalının şahsi 200.000,00-TL civarındaki parasına el konulduğunu, işin ana müteahhidi ……Ltd. Şti.’nde 28.11.2011 tarihinde makine mühendisi olarak 1 yıl çalıştığını ve bu firmadan hiçbir ücret alamadığını, bu şirketin ana taşeronun ise……Ltd. Şti. olduğunu, bu firmada ise Kasım, Aralık 2011 ve Ocak 2012 aylarında ortalama 4 işçi ile çalışmış olduğunu, toplam 16 bölüme bölünmüş işin 3 tanesinin bitirildiğini ve sözleşme uyarınca da 40.000,00-TL hak ediş elde edildiğini, fakat işin başlaması, bazı ekipmanların alınabilmesi ve bazı işlerin yaptırılabilmesi için avans talep edilmesine rağmen peyder pey bazı ödemelerin yapıldığını, ancak verilen çeklerin üç adedinin arkasının yazılması üzerine davalı tarafından ekipmanların davacı şirket elinde bırakılarak İstanbul’a dönüldüğünü ve bu tarihten sonra da birçok şifahi görüşmeye rağmen anlaşmanın olamadığını, davalıya 31.12.2011 tarihinde 9.636,00-TL+KDV’lik anlaşma olmadan şantiye kullanım bedeline istinaden fatura kesilip gönderildiğini, bu faturayı kabul etmediklerini ve hak ediş bedeli ve şirkete bıraktıkları makine kiralarının ödenmesini ihtaren bildirdiklerini, 03.08.2012 tarihli anlaşmanın 1 yıllık olduğu ve davalı hak edişlerinin yapılmaması nedeniyle sözleşmeyi tek taraflı fesih ettiklerini iadeli taahhütlü olarak ve mail ile karşı tarafa bildirerek, makine kira bedelinin ödenmesinin istendiğini, davalının Ocak 2013’de ekipmanları teslim almak üzere 1 vinçle gittiğini ancak ekipmanların kendilerine verilmediğini ve bunun üzerine de davalı tarafından Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulunulduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep edilmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/763 Esas sayılı dosyasında; 18/01/2017 tarihinde verilen karar ile, davacı şirket olan Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün… Ticaret Sicili numarasında kayıtlı bulunan…. Ve San. Ltd. Şti.’nin iflas erteleme talebinin reddine, iflas erteleme talebine dayalı olarak açılan davada verilen tedbir kararlarının kaldırılmasına, Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün… Ticaret Sicili numarasında kayıtlı bulunan …. Ve San. Ltd. Şti.’nin iflasına, iflasın 18/01/2017 saat 12:30 itibariyle açılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
…. Ve San. Ltd. Şti. Hakkında Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/01/2017 tarih ve 2014/763 Esas sayılı ilamı ile iflas kararı verildiği ve iflas tasfiye işlemlerinin Ankara İflas Müdürlüğü’nün 2017/2 sayılı dosyası ile yürütüldüğü, bu nedenle davacı müflis şirket açısından ikinci alacaklılar toplantısı henüz yapılmadığından İİK 194. Maddesi uyarınca yargılamanın ikinci alacaklılar toplantılar toplantısının yapılmasından 10 gün sonrasına kadar durdurulmasına karar verilmiş, müflis şirket hakkında verilen iflas kararının 21/02/2019 tarihinde kesinleştiği ve Ankara 21. İcra Dairesinin 2017/2 İflas sayılı 04/05/2021 tarihli yazısı ile; …. Ve San. Ltd. Şti.’nin iflas tasfiye işleminde ikinci alacaklılar toplantısının 04/05/2021 tarihinde yapıldığı ve toplantı tutanağının bir örneği mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
…Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde; dava iflas alacağının sıra cetveline kayıt kabul istemine ilişkin olup (İİK madde 235) gereğince mahkememizce alacak için bilirkişiler tarafından inceleme yapılarak rapor alındığı anlaşılmıştır. Dava, uyuşmazlık konusu sözleşmenin davalı yanca haklı feshedilip feshedilmediği, sözleşme ile üstlenilen yükümlülüklerin taraflarca yerine getirilip getirilmediği, davacı yanın bir alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarına ilişkin olduğu, yukarıda ayrıntılı şekilde anlatılan Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.01.2017 tarihli ve 2014/763 Esas sayılı ilamı ile; dava devam ederken iflas kararı verildiği, iflas tasfiye işlemlerini bu aşamada Ankara İflas Müdürlüğü’nün 2017/2 sayılı dosyası ile yürütüldüğü ve müflis şirket hakkında verilen iflas kararı 21.02.2019 tarihinde kesinleştiği, sıra cetveli işlemleri bittiğinde ikinci alacaklılar toplantısının yapıldığı, buna ilişkin tutanağın dosyamıza sunulduğu, davanın bu aşamada kayıt kabul davasına konu bir alacak olduğu, buradaki masaya başvurabileceği, davanın ve talebin hukuki dayanağının İİK’nun 235. maddesi olduğu ve bilirkişi raporları değerlendirilmiş olup, davacı tarafın, davalının sözleşmeyi haksız feshinden dolayı öncelikle ön ödeme olarak davalıya ödenmiş olan 218.940,84-TL’nin hiçbir iş yapılmaması sebebi ile davacıya iadesi ve davalıya ait makinelerin davalının borcuna karşılık davacıda kalmasına karar verilmesini talep etmiş ise de davacı tarafın yaptığı iş, davacıya bırakılan makinelerin kira bedeli hesaplandığında, davacı tarafın, davalıdan bakiye 47.429,78 TL alacağı kaldığı, davalıya verilen iş dolayısıyla şantiyede kullanılmış malzemeye istinaden, davalıya fatura edilmiş 11.371,49-TL’nin davacıya ödenmesi talep edilmiş ise de, bu husus belgelendirilemediğinden talebin yerinde bulunmadığı, davacının gecikme cezasına ilişkin talebinin yerinde olmadığını belirten bilirkişi raporları değerlendirilerek hükme esas alınmış, 47.429,48-TL davacı alacağının İflas masasına kayıt ve kabulüne ilişkin davanın kısmen kabulüne…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Müvekkili……Ltd. Şti. hakkında Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.01.2017 tarih ve 2014/763 Esas sayılı kararı ile iflas kararı verilmiş olup iflas tasfiye işlemlerinin Ankara 21. İcra (İflas) Dairesinin 2017/2 sayılı dosyası ile yürütüldüğünü, ancak davalı firma hakkında tesis edilmiş herhangi bir iflas kararı bulunmadığı halde alacağın iflas masasına kaydına karar verildiğini, verilen kararın icrasının mümkün olmadığını, bu durum karar celsesinde taraflarınca açıklanmış ise de hüküm kurulması aşamasında dikkate alınmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece, denetime elverişli ve gerekçeli bilirkişi raporu ve ek raporu uyarınca davalının sözleşmeyi haksız feshi nedeni ile davacının 47.429,28 TL alacaklı olduğunu kabulde hukuka aykırı bir yön bulunmamakla birlikte, ilk derece mahkemesince hükmün oluşturulma biçimi doğru olmayıp, düzeltilmesi gerekmiştir.
Kararın düzeltilme gerekçesine temel oluşturması bakımından iflas idaresi ve iflas masasının hukuki niteliği ve bunlar tarafından ya da bunlar aleyhine açılan davalara değinilmesi gerekmiştir.
İflasın açılması ile birlikte müflisin haczi kabil bütün malları, hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa (yığın, topluluk) oluşturur ve bu malvarlığı topluluğu alacakların ödenmesine tahsis olunur (İİK m.184).
İflas masasının yasal temsilcisi iflas idaresidir (İİK m.226). İflas idaresi alacakları kayıt ve tahkik edip sıra cetvelini düzenler, müflisin davalı olduğu davaları takip eder, yasal koşullar oluştuğunda masa mallarını paraya çevirerek borçları öder. İflas idaresi aynı zamanda müflisin alacaklı olduğu hallerde bu alacakların tahsili için gereken davaları açar ve icra takiplerini yapar.
Uygulamada “kayıt kabul davası” olarak adlandırılan, yasal adı sıra cetveline itiraz davası olan dava esasen müflisten alacaklı olup bu alacağı sıra cetvelinde hiç ya da tam olarak gösterilmeyen alacaklının iflas sıra cetvelinin incelenmek üzere iflas dairesine bırakıldığı hususunun ilanından itibaren on beş gün içinde açtığı (İİK m.235) ve asıl amacı o iflas tasfiyesinden kimin, hangi tutar üzerinden pay alacağını göstermek üzere düzenlenen sıra cetvelinin olabildiğince doğru yapılmasını sağlamaktır (ayrıntılı bilgi için bkz. Karakaş, C.F.: Yargılama Süreci ve İflâs, “Yeniden Yapılandırılması Gereken Bir Kurum Olarak İflas ve Konkordatonun İşlememesinin Sebepleri” konulu XIII’üncü MİHBİR Toplantısı, Ankara 2017, s.293 vd.).
Oysa iflas idaresinin, müflisin alacakları için açtığı davalar bakımından ne bu fonksiyondan ne de bu nitelikten söz edilebilir. Mesela bir borçlu tarafından iflas idaresi aleyhine açılan tapu iptali ve tescil ya da menfi tespit davası, tamamen kendi kuralları içinde görülür. Aynı şekilde müflisin yasal temsilcisi sıfatıyla iflas idaresi tarafından açılan ve/veya yürütülen davalarda da o dava türüne uygun hüküm -somut olayda tahsil hükmü- kurulmalıdır.
Gelinen noktada, eldeki davada iflas eden tarafın davalı değil davacı olduğu göz ardı edilerek ve davanın İİK m 235/2 uyarınca sıra cetveline itiraz kaydına ilişkin olduğu benimsenerek alacağın iflas masasına kaydına karara verilmiş olması, özellikle hükmün infazının mümkün olmaması nedeni ile usul ve yasaya aykırıdır. Dairece yapılan değerlendirme sonucu HMK m 353/1-b.2 uyarınca tahsil hükmü kurulmak suretiyle kararı düzelterek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/836 E., 2021/868 K. sayılı dava dosyasında verdiği 27.12.2021 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:

“1-Davanın kısmen kabulü ile, 47.429,48 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
Fazlaya ilişkin istemin reddine.
2-Alınması gereken 3.240,00-TL harçtan peşin alınan 854,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.386,00-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından yatırılan 24,30-TL başvuru harcı ve 854,00-TL peşin harç toplamı 878,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
4-Davacı tarafından yapılan 238,28-TL posta ve tebligat gideri, 2.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.438,28-TL yargılama giderinin ret-kabul oranına göre 2.312,70-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine. Kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına.
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
6-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine.”

II-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine.
III-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
23.11.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 28.11.2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır