Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1803 E. 2023/53 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(İ S T İ N A F D İ L E K Ç E S İ N İ N R E D D İ)
ESAS NO : 2022/1803
KARAR NO : 2023/53
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2021
ESAS-KARAR NUMARASI : 2021/739 E.-2021/885 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :

Taraf vekillerince tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; davalı kooperatifçe üyesi iken ihraç edilen müvekkiline yaptığı ödemelerin ödenmediğini, davalı aleyhine icra takibine başlandığını, Kooperatifler Kanununun 17/2 maddesine göre alınmış bir karar olmamasına ve ayrıca yapılacak ödeme kooperatifin varlığını tehlikeye düşürmemesine karşın davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; icra takibine yapılan itirazda davacının ödemiş olduğu üye aidatından genel gider borçlarının düşülmesinden sonra kooperatifi mali yönden sıkıntıya sokmayacak şekilde ödeme yapılacağının belirtildiğini, 2014 hesap yılı genel kurulunda çıkarılan üyelere üye aidatlarının bir takvime bağlanarak ödenmesi hususunda yönetim kurulunun yetkilendirildiğini, yönetim kurulunun Temmuz 2015 tarihinde almış olduğu kararda davacının da içinde bulunduğu üyeliğine son verilmiş üyelerin toplam üye aidatlarının 2015 yılı Kasım ayından itibaren her üye için aylık 3.000,00 TL olarak iade edilmesine karar verdiğini, davacı tarafça banka hesap numarası bildirmesi halinde her ay 3.000,00 TL tutarında olmak üzere genel giderler düşüldükten sonra toplam aidatın aylık taksitlerle ödeneceğini, davacının alacağına itiraz edilmediğini, genel giderlerin hesaplanıp düşülmemesi ve alacak tutarının belirsiz olması nedeniyle davacının haksız ve kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesinin 02.10.2017 tarih ve 2015/380 E., 2017/575 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, itirazın 37.697,50 TL asıl alacak ve 1.877,65 TL faiz olmak üzere toplam 39.575,15 TL yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, alacak likit olduğundan 7.915,03 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 17.11.2021 tarih ve 2018/1203 E., 2021/1720 K. sayılı kararıyla; “İİK’nın 62/son maddesi, “Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır.” hükmünü içermektedir.
Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2015/3421 E. sayılı dosyası kapsamından; davacı-alacaklı tarafından 40.000,00 TL. asıl alacak, 4.725,00 TL. işlemiş faiz ve 56,67 ihtarname masrafı olmak üzere toplam 44.781,67 TL.’nin tahsili için ilamsız icra takibine başlandığı, ödeme emrinin 18.02.2015 tarihinde borçlu kooperatife tebliğ edildiği, borçlu tarafından sunulan 25.02.2015 tarihli dilekçede, “Müvekkil kooperatif üyesi iken ihraç edilen alacaklının toplam aidat alacağından mahsup (koop. genel gider borçları) edildikten ve kooperatifi mali yönden sıkıntıya sokmayacak bir şekilde ödeme planı yapıldıktan sonra ödeme yapılması gerektiğinden iş bu borca itiraz ediyoruz.” denildiği, İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Görüldüğü üzere davalı-borçlu vekilince icra dosyasına sunulan dilekçede, genel gider borçları yönünden icra takibindeki tutara itiraz edilmiş, kalan kısmın ödeneceği bildirilmiştir. Davalı-borçlu kooperatifçe itiraz edilen tutar bildirilmediğinden dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü doğru olmamış, icra takibinin kesinleşmiş olduğu değerlendirilmiştir. Davacı-alacaklının kesinleşmiş icra takibine devam ederek alacağının tahsili için gerekli icra işlemlerine devam etmesi mümkün olup, iş bu itirazın iptali davasını açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, davanın HMK’nın 114/(1)-h ve 115/(2). maddeleri uyarınca hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” denilerek, davalı vekilinin diğer hususlara ilişkin istinaf itirazları incelenmeksizin, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-a.4. maddesi uyarınca esası incelemeden İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesince; “Davalı-borçlu kooperatifçe Ankara 28.İcra Müdürlüğünün 2015/3441 E sayılı icra dosyasına yaptığı itiraz dilekçesinde, itiraz edilen tutar bildirilmediğinden dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü mümkün olmadığı ve icra takibinin kesinleşmiş olduğu değerlendirilmiştir ve kesinleşmiş icra dosyasına davacının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar bulunmadığı” gerekçesiyle, davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile dava şartları yönünden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; istinaf konusu karardaki gerekçenin aksine, borçlu vekili tarafından İcra Müdürlüğüne verilen 25.02.2015 tarihli dilekçe ile sadece borcun bir kısmına itiraz edilmediğini, “kooperatif genel gider borçlarının toplam aidat alacağından mahsup edildikten ve kooperatifi mali yönden sıkıntıya sokmayacak şekilde ödeme planı yapıldıktan sonra ödeme yapılması gerektiğinden iş bu borca itiraz ediyoruz.” denilerek açıkça borcun tamamına itiraz edildiğini, borcun tamamına itiraz edildiğinden İİK’nın 62/son maddesinin uygulanmasına imkan bulunmadığını, dolayısıyla istinaf konusu kararın açıkça yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece davacının talep ettiği üyelik bedelini müvekkilinin ödemeyi kabul etmesine ve ancak ödemeyi yapacağı hesap numarasını bildirmesini davacıdan talep etmesine rağmen davacı bu taleplerimize itibar etmeden itiraz edilmiş gibi itirazın iptali davasını açmış olmakla, kötü niyetli olduğunu ortaya koyduğu halde sadece davanın reddine karar verildiğini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine dair taleplerinin Mahkemece dikkate alınmadığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Davalı vekilinin istinaf itirazları yönünden;
Alacak davalarında istinaf (kesinlik) sınırı belirlenirken, yalnız alacağın aslı (asıl talep) nazara alınır: faiz, icra tazminatı (İİK m. 67, m. 69., m. 72) ve (ihtarname, delil tespiti ve yargılama giderleri gibi) giderler hesaba katılmaz. (Prof. Dr. Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medenî Usul Hukuku, Ağustos 2016) Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 09.10.2018 tarih ve 451 E., 17783 K., Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 01.10.2018 tarih ve 12965 E., 20570 K., Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 07.11.2013 tarih ve 10767 E., 18588 K. sayılı ilamları da bu yöndedir.

Temyiz sistemi yönünden de mevcut bulunan, istinaf yoluna başvurulabilmesinin belirli bir miktarla sınırlandırılmasının benzeri hükmün (HUMK m.427) Anayasaya aykırılığı gerekçesiyle açılan davada Anayasa Mahkemesi; 20.01.1986 tarih ve 23/2 sayılı kararında, “..bu sınırın davaların hızlandırılması ve Yargıtay’ın iş yükünün bir ölçüde azaltılmasının amaçlandığı, bu sınırlamanın kamu yararına yönelik olduğu ve hak arama hürriyetinin de kamu yararı dikkate alınarak sınırlanabileceği…” gerekçesiyle, anılan hükmün Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiştir.
İlk derece Mahkemesince hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığı sebebiyle davanın reddine karar verilmiş olup, davalı tarafça kötüniyet tazminatı yönünden istinaf yasa yoluna başvurultur. Davalı aleyhine hüküm altına alınan bir tutar olmadığından karar davalı yönünden kesin niteliktedir.
Kesin olan kararlara yönelik istinaf istemleri yönünden HMK’nın 346/(1) maddesi uyarınca mahkemece bir karar verilebileceği gibi, aynı Kanun’un 352. maddesi maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce de karar verilebileceğinden, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b. maddeleri uyarınca davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava, çıkma payı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesindeki hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve özellikle Dairemizin kaldırma kararına uygun olarak karar verilmiş olmasına göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle; HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b. maddeleri uyarınca davalı vekilinin İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle; HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubuyla kalan 99,20 TL.’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
5-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
18/01/2023 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 238.730,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 19/01/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza