Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1787 E. 2022/1564 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2022/1787
KARAR NO : 2022/1564

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23.06.2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/392 E., 2022/482 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkiline gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesinin 09.04.2019 tarihinde, 89/2 haciz ihbarnamesinin ise 15.10.2021 tarihinde, ikamet ettiği adreslerde (Rize ve Ankara’da) kimsenin olmaması nedeniyle mahalle muhtarlarına bırakıldığını fakat her iki tebliğde de haber verme kağıtlarının müvekkilinin ikamet ettiği adreslere ait dairenin kapısına yapıştırılmadığını ve/veya yapıştırılan haber verme kağıdının harici üçüncü kişilerce alınmış olduğunu, bu yolla da kesinleşen haciz ihbarnameleri neticesinde davaya konu üçüncü haciz ihbarnamesinin yasa gereği müvekkiline tebliğe çıkartıldığını, müvekkilinin birinci haciz ihbarnamesine konu alacaktan kendisine tebliğ edilen üçüncü haciz ihbarnamesi ile haberdar olduğunu beyan ederek takip dosyasında borçlu olan dava dışı ….Ltd. Şti.’ne karşı davacının borçlu olmadığının tespitine, haksız olarak davacıyı haciz ihbarnamesinde taraf gösteren davalı aleyhine davaya ve haciz ihbarnamesine konu yapılan alacak tutarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “…6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
İİK’nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nun 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 12.04.2016 tarih ve 3568 E., 6425 K. ve 17.12.2015 tarih ve 7065 E., 17162 K., sayılı ilamları, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/1808 E., 2021/1814 K. sayılı ilamı)
01.10.2011 tarihinden sonra bu madde uyarınca açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK’nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:476)
İİK’nun 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, taraflar arasındaki uyuşmazlık hakkında yargılama yapmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevli bulunduğundan HMK’nun 114/c. maddesi gereğince mahkemenin görevsizliğine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Eldeki davanın, dayanağı olan ve davalı yanca takibe konu edilmiş dava dışı üçüncü hükmi şahıs ile aralarındaki cari hesap özetine ilişkin olması nedeniyle mutlak ticari dava olduğunu, TTK’daki amir hükümler, takibe dayanak alınmış belge ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin konuya ilişkin uygulamadaki görüşleri/kararları gereği davayı görmekle görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu belirterek yerel mahkemenin görevsizlik kararı vermesinin hatalı olduğunu beyan ederek kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, İİK m 89/3 uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/392 E., 2022/482 K. sayılı dava dosyasında verdiği 23.06.2022 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
19.10.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 20.10.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …