Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1748 E. 2022/1821 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)
ESAS NO : 2022/1748
KARAR NO : 2022/1821

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/07/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2021/444E., 2022/682K.
DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLİ :

Davacı ve davalı …. vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davacının kooperatif ortağı olduğunu ve ortaklığının devam ettiğini, tüm edimlerini yerine getirdiğini, 11/07/2011 tarihinde noter huzurunda çekilen kurada … Parsel üzerindeki B Blok Zemin Kat 3 numaralı bağımsız bölümün çıktığını, kura sonrasında dokuz ortak hariç tüm ortakların tapularının devredildiğini, dokuz ortağa taşınmazların tapusunun “haklarında cezai soruşturma olduğu” ileri sürülerek verilmediğini, bu arada davalı kooperatifin borcundan dolayı Ankara 19. İcra Müdürlüğünde 2013/16460 esas numarasıyla takip başlatıldığını, söz konusu takip nedeniyle taşınmazın satışının istendiğini ileri sürerek, B Blok Zemin Kat 3 numaralı bağımsız bölümün davalı kooperatife ait tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde dava konusu taşınmazın değerinin saptanarak şimdilik 50.000,00TL’nıin yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2013/16460 E. sayılı dosyasında davaya konu bağımsız bölüm üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle tazminat talebini 900.000,00 TL. olarak artırmıştır.
Davalı Kooperatif vekili ; dava konusu dairenin diğer kooperatif üyeleri gibi davacı adına tescili için 20.04.2017 ve 24.04.2017 tarihli yazılarla yasal başvuru yapılmış olmasına karşın tapu müdürlüğü tarafından davacının da içlerinde bulunduğu dokuz üye için haklarında cezai soruşturma olduğu gerekçesi ile tapu tescilinin yapılmadığını, kusurlu yanın gayri yasal hareket ederek tapu tescilini yapmayan ilgili … olduğunu, davanın adı geçene ihbarını istediklerini, davalı kooperatif üyesine noter kurası ile tahsis edilen dava konusu dairenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline bir direngenlikleri olmadığını, tapu iptali ve tescili talebini kabul ettiklerini ancak müvekkili davanın açılmasında kusurlu olmadığından aleyhine yargılama giderleri ve Avukatlık ücretine hükmedilmemesini istediklerini savunarak, dava konusu talebin kabulüne, aksinin kabulü halinde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …: davayla ilgilerinin bulunmadığını savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “… çekilen kura sonucunda davacıya isabet eden konutun kat mülkiyeti tapusunun verilmesi için kooperatifçe Etimesgut Tapu Müdürlüğüne başvuruda bulunulmasına rağmen ceza soruşturması ileri sürülerek davacı adına tapu düzenlenmemiş, sonrasında da daireler icra satışına konu olmuştur.
Davalı kooperatif ürettiği konutlarının 9 adedi haricindekileri çektiği kur’a tutanağına göre üyelerine tahsis etmiş, bu kapsamda tapularınıda devretmiştir. Davacınında dahil olduğu 9 üyeye çıkan taşınmazların tapusunu ise “haklarında cezai soruşturma olduğu” gerekçesiyle vermemiştir. Davacının üyelikten kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirdiği, kur’a tutanağına göre kendisine tahsis edilen taşınmazın tapusunu talep etme hakkını kazandığı taraflarında kabulündedir. Öte yandan, bu durum 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 23. maddesinde açıklanan “ortaklar hak ve vecibelerde eşittir” şeklindeki ilkesininde bir sonucudur. Buna göre, ortaklıktan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getiren davacı diğer ortaklar gibi kur’a neticesinde kendisine tahsis edilen taşınmazın tapusunu talep edebilecektir. Bu düşünce Anayasa’mızda 35. Maddesinde düzenlenen ve ancak kamu yararı gerekçesi ile sınırlandırılabilecek mülkiyet hakkı ile de uyumludur.
Mahkememizce davacılardan … İnşaat A.Ş.’ne husumetin yöneltilip yöneltilmeyeceği tartışılmış, bu kapsamda bu davalının tapu iptal ve tescil davasında mülkiyetin kendisine ait olmaması nedeniyle, … İnşaat A.Ş.’ne husumet yöneltilemeyeceği göz önüne alınarak … İnşaat A.Ş. hakkındaki davanın usulden reddine karar verilmiş, bununla burlikte davalılardan Kooperatifin ferdileştirme işlemini talep ettiği ancak dava dışı Tapu Müdürlüğü tarafından işlem yapılmadığı dikkate alındığında dava açılmasında kusurunun olmadığı” gerekçesiyle, davanın kooperatif yönünden kabulü ile, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına yeniden tapuya tesciline, … İnşaat AŞ hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçelerinde dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan hacizlerin kaldırılmasının da talep edildiğini, mahkemece bu talepleri ile ilgili olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığını, bunun yanında davalı kooperatif aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek İlk derece Mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2013/16460 Esas sayılı dosyasındaki hacizlerin kaldırılmasına, olası bir satış halinde mahkeme kararı sonuçsuz kalıp müvekkilinin telafisi imkansız zarar ve mağduriyete uğrayacağından satış işlemlerinin durdurulması yolunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Davalı … İnş. San. ve Tic. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki savunmalarını da tekrar ederek, davanın usulden reddinin hatalı olduğunu, zira taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmadan yargılamanın sona erdirildiğini, bu davada başvurunun özünü oluşturan sıfat müessesinin, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişki olduğunu, her ne kadar mahkemece hüküm sonucu “dava dilekçesinin pasif husumet şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine” şeklinde tesis edilmiş ise de sıfat yokluğunun dava şartı teşkil etmemesi ve bu yönde verilen bir kararın esasa ilişkin bir hüküm mahiyeti taşıması nedeniyle aslında davanın usulden değil esastan reddedildiğinin aşikar olduğunu, diğer davalı kooperatifin, müvekkile, ticari ilişkilerinden kaynaklı borcu olması üzerine müvekkilce kooperatif adına kayıtlı taşınmazlar üzerine haciz konulduğunu; haciz akabinde satış aşamasına geçilmesi nedeniyle diğer davalı kooperatif üyeleri (eldeki işte davacı) müvekkili ile diğer davalı kooperatife husumet yönelterek seri tapu iptal tescil davaları açtığını, eldeki davada müvekkili hakkında davanın esastan reddi kararının elzem olduğunu, zira somut olay dairesinde müvekkilinin sadece alacağını tahsil etmek isteyen bir alacaklı olarak işlemlere girişmişse de bir çok seri davada kendisine husumet yöneltildiğini; hatta ve hatta hukuka aykırı olarak dosya konusuyla bire bir bağlantılı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/410 E. , 2022/470 K. sayılı kararında aleyhine yargılama giderlerine dahi hükmedildiğini, söz konusu seri davaların müvekkili şirketi yıprattığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir istemi yönünden;
İcra işlemleri ancak icra hukukuna ilişkin ilkeler çerçevesinde durdurabilir. (İİK m. 22) genel mahkemelerde ancak rızai temliklerin önlenmesi için tapu siciline şerh verilebilir (TMK m. 1010). Bir davadan söz edilerek cebri icra satışının önlenmesine ilke olarak yasal olanak bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle davacı vekilinin icra dairesince yürütülen satış işlemlerinin tedbiren durdurulması isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
II-1-Davacı vekilinin istinaf itirazları yönünden;
Dava, kooperatif ortaklığına bağlı olarak tahsis edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili, aksi halde bedelinin tahsili ve kaydı üzerindeki haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 297/(1)-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2. fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Anılan 297/(1)-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. HMK’nın 297/(2). maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir.
Somut olayda dava dilekçesinde, davalı kooperatif adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemi yanında, aynı taşınmaz ile ilgili satış işlemlerinin Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2013/16460 E. sayılı dosyasında yürütüldüğü, bu nedenle davalı şirket hakkında dava açılması gerektiği belirtilerek, anılan icra dosyasında konulan haczin kaldırılması istenmiştir. İlk derece Mahkemesince dava konusu taşınmazın davalı kooperatif adına kayıtlı tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmişse de, davacı tarafça davalı şirkete husumet yöneltilmesinin nedenini teşkil eden haczin kaldırılması istemi ile ilgili hüküm kurulmamıştır.
Kanunda belirtilen sınırlar ve kurallar çerçevesinde hem maddi, hem de hukuki denetim yapılan istinaf kanun yolunda, HMK’nın 353/(1)-b-2, maddesi, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlemesini içermekte ise de, somut olayda, taleplerden biri hakkında hüküm kurulmamış olup, hakimin hangi hükmü oluşturmak istediği belli olmadığından, maddi ve hukuki denetime elverişli bir hüküm bulunduğundan söz edilemez.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve taleplerden her biri hakkında hüküm içeren nitelikte karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Kararın niteliğine göre, davacı vekilinin diğer, davalı … İnş. San. ve Tic. A.Ş. vekilinin tüm istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin REDDİNE,
II-Yukarıda (II-1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, esası incelemeden Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/07/2022 tarih ve 2021/444 E., 2022/682 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
III-Yukarıda (II-2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer, davalı … İnş. San. ve Tic. A.Ş. vekilinin tüm istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
IV-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde iadesine,
V-İstinaf yoluna başvuranlarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk derece Mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
VI-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
16.11.2022 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17/11/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır