Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1712 E. 2022/1644 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1712 – 2022/1644
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ

(H Ü K M Ü K A L D I R A R A K
Y E N İ D E N H Ü K Ü M K U R U L M A S I)
ESAS NO : 2022/1712
KARAR NO : 2022/1644
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/234 E.-2022/496 K.
KONKORDATO İSTEYEN :
VEKİLİ :
ALACAKLI :
VEKİLİ :

Konkordato isteyen vekili ile alacaklı … A.Ş. vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İSTEMİN ÖZETİ :
Konkordato isteyen vekili; müvekkili firmanın nakit akışının çeşitli sebeplerle olumsuz etkilendiğini, ileriye dönük olarak kesilen çeklerin ve finans kurumlarına olan borçların zamanında ödenememesi riski doğduğunu, sebeplerle konkordato talebinin zorunlu hale geldiğini, müvekkilinin borçlarını nakit akışına uygun olarak vadelendirilmesi halinde ödeyecek ekonomik güce sahip olduğunu, borçlarını 2023 Eylül ayından itibaren 36 ay eşit taksitli faizsiz olarak ödeyeceğini belirterek, öncelikle geçici, daha sonra kesin mühlet verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince;
İstemci şirket yönünden 01.04.2022 tarihinde İİK’nun 286. ve 287. maddeleri gereğince 3 ay geçici mühlet verildiği,
“İİK 287/5. maddesi yollamasıyla geçici mühlet döneminde de uygulanan İİK. 292. maddesinde yer alan “İflasa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi halinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar verir.
a-Borçlunun malvarlığının korunması için iflasın açılması gerekiyorsa
b-Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa,
c-Borçlu 297’nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa
d-Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse” şeklindeki amir düzenleme çerçevesinde;
Geçici konkordato komiserler kurulunun mahkememize ibraz etmiş olduğu 12/01/2022 tarihli rapor ile, geçici konkordato komiserler kurulunun mahkememizin 17/01/2022 tarihli celsesindeki sözlü beyanları ve yine konkordato talep eden şirket yetkili temsilcisinin İİK. 292/son maddesi uyarınca mahkememizin 17/01/2022 tarihli celsesindeki sözlü beyanı doğrultusunda yapılan değerlendirmede; Talep edenin konkordato ön projesinde belirtmiş olduğu Erzincan Olimpik Yüzme Havuzunun Güçlendirilmesi İşi, Erzincan ili İliç Hükümet Konağı Yapım İşi ve Zonguldak İli Muslu Belediyesi Santral Sahası İşi’nin ilgili idare ve müteahhitleri tarafından feshedilerek sonlandırıldığı yine talep edenin konkordato ön projesinde bahsedilen … Holding ile … Limited Şirketi arasında yapılacak olan ve talep edeninde … Limited Şirketi’nin taşeronu olarak çalışacağı 25.000.000,00-USD tutarındaki Aydın-Denizli yolu yapım işine ilişkin 2022 yılının Mayıs ayında sözleşmesinin imzalanıp, Haziran ayında işe başlanacağı ön görülmesine rağmen belirtilen sözleşmenin geçici mühlet süresi içerisinde imzalanmaması yine talep edenin konkordato ön projesinde belirtilen … İnşaat Limited Şirketi’ne 30.000.000,00-TL’lik malzeme satışı yapılması ön görülmesine rağmen geçici mühlet süresi içerisinde bu konuda hiçbir ilerlemenin olmaması, talep edenin ön projedeki ön gördüğü hedeflere ulaşmaktaki çabasının geçici konkordato komiserler kurulu tarafından yetersiz görülmesi ve aynı zamanda kesin mühlete geçilmesi sürecinde konkordato ön projesinin revize edilmesinin daha gerçekçi olacağının belirtilmesi ve yine geçici konkordato komiserleri kurulu raporunun 26. sayfasında belirtilen ve muhtemel alınması ön görülen işlerden 2 tanesinin yukarıda bahsedilen konkordato ön projesinde geçen … Holding ve … Limited Şirketi ile imzalanması ön görülen (Ön projeye göre Mayıs’ta sözleşme imzalanması, Haziran’da işe başlanması gerekirken 15 Temmuz 2022’de imzalanması ön görülüyor.) sözleşmeler olması, diğer … ..Limited Şirketi ve … Mühendislik şirketleri ile imzalanması ön görülen sözleşmeler ile ilgili de geçici mühlet süresi içerisinde sözleşmelerin imzalanacağına yönelik ön görüşmelerin yapıldığı veya buna dair alt yapı çalışmalarının yapıldığına dair geçici komiserler kuruluna ya da mahkememiz dosyasına herhangi bir belge sunulmaması nedeni ile mahkememizde söz konusu talep edenin konkordato ön projesinin sadece devam eden Bodrum İşi göz önüne alındığında işlemeyeceği yönünde kanaatin oluştuğu, bu nedenden ötürü talep edenin geçici mühlet kararının kaldırılmasına ve konkordato talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Konkordato talep edenin, konkordato talebi red olduğundan şirketin borca batıklık durumu ve iflas kararının verilip verilmeyeceğinin de ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. Geçici konkordato komiserler kurulu tarafından verilen raporda talep eden şirketin varlıklar toplamının 48.319.083,05-TL olduğu, borçları toplamının ise 77.540.563,69-TL olduğu, şirketin -29.221.480,64-TL tutarında borca batık olduğunun rapor edildiği görülmüştür. Bilindiği gibi borca batıklık durumunun çıkartılması için şirketin varlıklarının rayiç değerinin tespiti gerekir. Mevcut olayımızda geçici konkordato komiserler kurulu tarafından geçici mühlet içerisinde talep eden şirketin varlıklarının rayiç değer araştırması yapılmamıştır. Ancak borca batıklık değerlendirilirken özellikle rayiç değerlendirilmesi gereken gayrimenkuller ve araçlara yönelik değerler davacı tarafın bizzat konkordato başvurusunda bulunurken kendisi tarafından belirlenen rayiç değerler esas alınmıştır. Mevcut olayımızda gayrimenkullerin değeri şirket kayıtlarında kaydi değeri 1.887.445,00-TL olarak gözükmesine rağmen borca batıklığa ilişkin rayiç değerlendirilmede bizzat konkordato talep edenin 28/02/2022 tarihli konkordato raporu ekindeki rayiç bilançodaki değeri olan 6.750.000,00-TL borca batıklıkta dikkate alınmıştır. Yine 2 adet araca ilişkin rayiç değer konkordato başvurusunda 1.250.000,00-TL olarak belirlenmesine rağmen komiserler kurulu tarafından borca batıklıkta 2.500.000,00-TL alınmıştır. Tesis, makineler ve cihazlar konkordato başvurusunda talep eden tarafından rayiç değer olarak 2.272.000,00-TL alındığından geçici komiserler kurulu tarafından da borca batıklıkta aynı değer esas alınmıştır. Demirbaşlar, şirket kayıtlarında ve dava tarafından rayiç değer olarak 1.253.432,30-TL gösterilmesine rağmen komiserler kurulu tarafından borca batıklıkta 2.333.400,00-TL alınmıştır. Söz konusu borca batıklıkta dikkate alınan rayiçler bizzat davacı tarafın konkordato başvurusunda bulunurken bildirmiş olduğu rayiç değerlerdir. Bir malın değerini en iyi bilen o malın sahibidir. Mevcut olayımızda da davacı tarafından şirketteki kaydi değerlerin çok üstünde rayiç değerler konkordato başvurusunda bulunulurken bildirilmiş ve bu rayiç değerler mahkememizce de kabul edilerek borca batıklık değerlendirilmesinde esas alınmıştır. Konkordato başvurusu yapılırken bildirilen rayiç değerlerin geçici mühlet süresi içerisinde enflasyondaki artışıda mahkememizce karar aşamasında değerlendirilmiş ancak söz konusu rayiç değerlerin enflasyon oranında artırılması borca batıklığı değiştirmediği görülmüştür.
Konkordato talep eden tarafından her ne kadar bağlı ortaklardan olan 12.126.900,82-TL’lik alacağın borca batıklıkta esas alınması talep edilmiş ise de bilindiği gibi borca batıklıkta şüpheli alacakların değerlendirmeye dahil edilemeyeceği, kaldı ki söz konusu alacak kaleminin konkordato başvurusu yapılırken konkordato talep eden tarafından sıfır olarak alındığı, komiserler tarafından da bağlı ortaklardan olan alacağının şüpheli alacak olarak değerlendirildiği göz önüne alındığında mahkememizde söz konusu alacağın sıfır olarak alınması yönündeki geçici komiserler kurulu raporuna iştirak edilmiş ve talep edenin bu konudaki itirazına itibar edilmemiştir.
Konkordato talep eden tarafından bilançoda yer alan 159 avans hesabının borca batıklıkta esasa alınması talep edilmiş ise de söz konusu avanslar karşılığında faturaların kesilmesi, şirket bilançolarında konkordato başvurusunda bulunulurken avansların 7.605.930,00-TL gözükmesine rağmen konkordato başvurusunda 159 avansların 2.154.267,00-TL alınması, geçici komiserler kurulu tarafından söz konusu avansların şüpheli olarak değerlendirilmesi nedeni ile mahkememizde geçici komiserler kurulu raporun iştirak edilmiş ve 159 avanslar borca batıklıkta sıfır alınarak talep edenin bu konudaki itirazına itibar edilmemiştir.
Konkordato talep eden tarafından bilançoda yer alan 101 hesabının 12.442.955,00-TL olarak borca batıklıkta esas alınması talep edilmiş ise de geçici komiserler kurulu raporunda söz konusu hesabın 01/04/2022 tarihli bilançoda 10.955.505,00-TL olarak gözüktüğü ve bu değer üzerinden borca batıklığa esas alındığı bildirildiğinden mahkememizde komiserler kurulu raporuna itibar edildiği zira komiserler kurulunun talep edenin dayanağı olan bilançodan daha yeni tarihli olan 01/04/2022 tarihli bilançoya göre bu tespiti yaptıkları anlaşılmış ve talep edenin bu konudaki itirazına itibar edilmemiştir.
Talep eden şirket yetkilisi tarafından duruşmada Uganda’da ki fabrikanın borca batıklık değerlendirilmesine katılmadığı iddiası karşısında aynı duruşmada dinlenen geçici komiserler kurulu şirket kayıtlarında böyle bir mal varlığının bulunmadığı belirtildiğinden ve talep edenin söz konusu mal varlığının şirket kayıtlarında bulunduğuna yönelik ya da söz konusu fabrikanın şirkete ait olduğuna dair dosyaya beyan dışında herhangi bir delil sunmadığından mahkememizce talep eden şirket yetkilisinin bu konudaki itirazına itibar edilmemiş, geçici komiserler kurulunun beyanına itibar edilmiştir.”
Gerekçesiyle, İİK. 287/5 maddesi yollamasıyla İİK 292. maddesi uyarınca geçici mühlet kararının kaldırılmasına, konkordato isteminin reddine, istemci şirketin iflasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Konkordato isteyen vekili istinaf dilekçesinde;
İlk derece Mahkemesince dosya içerisinde bulunan belge ve beyanlar değerlendirilmeden, hatta konkordato ön projesinde sunulan bilgi ve beyanlar dahi incelenmeden hüküm kurulduğunu, hükmün dayanak ve gerekçesi olarak gösterilen rapor ve duruşma tarihlerinin istem tarihinden önceki tarihler olarak belirtildiğini,
Yine gerekçede konkordato ön projesinde geçen … Holding ve … Limited Şirketi ile imzalanması ön görülen sözleşmeler ile ilgili ön görüşmelerin yapıldığı veya buna dair alt yapı çalışmalarının yapıldığına dair geçici komiserler kuruluna ya da mahkeme dosyasına herhangi bir belge sunulmadığı yolundaki gerekçenin de kabulünün mümkün olmadığını, …’in 30.06.2022 tarihli duruşmadaki beyanı ve 15.06.2022 tarihli komiser heyeti raporunda bilgilendirme yapıldığına ilişkin açıklamalar yer aldığını,
Gerekçede ön projenin sadece devam eden Bodrum işi göz önüne alındığında işlemeyeceği yönünde kanaatin oluştuğu görüşüne yer verildiğini, komiserin ve müvekkili şirket yetkilisinin duruşmadaki bu konudaki beyanlarının dikkate alınmadığını, müvekkili şirketin sadece geçici mühlet içerisinde dahi yıl sonuna kadar tamamlanacak ve toplam kârlılığı yaklaşık 8.000.000,00 TL civarında olan sözleşme imzaladığını, görüşmeleri olumlu yönde devam eden diğer sözleşmeler de düşünüldüğünde konkordato talebinin reddine karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu,
Müvekkili şirket hakkında iflas kararı verilebilmesi için menkul ve gayrimenkullerin güncel eksper raporlarının alınması gerektiğini, bu konudaki kendilerinin ve komiser heyeti taleplerinin değerlendirilmediğini, Mahkemece enflasyon oranındaki artışın karar aşamasında dikkate alındığı belirtilmiş olsa da bu hususta herhangi bir fiyat değerlendirmesinin dosyada bulunmadığını, Mahkemenin … bilgi gerektiren bir hususta gayrimenkulü dahi görmeden bilirkişiymişcesine değerlendirme yapmasının hukuk kurallarına aykırı olduğunu,
Gerekçeli kararda, ”Tesis, makineler ve cihazlar konkordato başvurusunda talep eden tarafından 2.272.000,00 TL alındığından komiserler kurulu tarafından borca batıklıkta aynı değer esas alınmıştır.” şeklinde gerekçe gösterilmişse de bu durumun dosya içerisindeki belgelerle uyuşmadığını, 31.05.2022 tarihli bilançoda bu değerin 5.984.496,25 TL. olarak gösterildiğini, komiser heyetince sunulan 15.06.2022 tarihli raporda da ekspertiz kurumları tarafından henüz değerlendirme yapılamaması nedeniyle gerçek değerlendirmenin yapılamadığının bildirildiğini,
Tüm itirazlarına rağmen, İlk derece Mahkemesince müvekkilinin bağlı ortaklardan olan alacağı olan 12.126.900,82 TL.’nin, konkordato başvurusu yapılırken konkordato talep eden tarafından sıfır olarak alındığı, komiserler tarafından da bu alacağın şüpheli alacak olarak değerlendirildiği gerekçesiyle borca batıklık hesaplanırken dikkate alınmadığını, Komiser Heyetinin 30.06.2022 tarihli duruşmada bu hususta bir inceleme yapmadıklarını belirttiğini, ayrıca konkordato ön projesinde “133 bağlı ortaklıklardan olan alacakların bakiyenin tamamı bağlı ortaklardan olan alacaklar olması sebebiyle 232 bağlı ortaklıklardan olan alacak bakiyesine eklenmiştir” şeklinde açıklama yapıldığını, bağımsız denetim raporunda da ilgili alacakların belirtildiğini,
İlk derece Mahkemesince “şirket bilançolarında konkordato başvurusunda bulunulurken avansların 7.605.930,00 TL gözükmesine rağmen konkordato başvurusunda 159 avansların 2.154.267,00 TL alınması, geçici komiserler kurulu tarafından söz konusu avansların şüpheli olarak değerlendirilmesi nedeni ile mahkememizde geçici komiserler kurulu raporun iştirak edilmiş ve 159 avanslar borca batıklıkta sıfır alınarak talep edenin bu konudaki itirazına itibar edilmemiştir.” şeklindeki gerekçesinin gerçeği yansıtmadığını, söz konusu alacağın konkordato ön projesinde ”159 Verilen Sipariş Avansları: Bakiyenin 3.994.745,28 TL’si firmanın grup firmalarına verdiği avanslar olup tamamı 232 Bağlı Ortaklıklardan Alacaklar bakiyesine eklenmiştir. Bakiyenin 1.456.917,78 TL’si … İNŞ. A.Ş. İŞ ORTAKLIĞI’na verilen avans olup ilgili tutarın, iş ortaklığı uhdesindeki işlerin finansmanı için aktarıldığı, ancak iş ortaklığı üzerindeki işlerden zarar kaydedildiği, bu kapsamda bakiyenin tahsil edilemeyecek olması nedeniyle sıfırlanmıştır.” şeklinde belirtildiğini, bu durumun dahi dosya kapsamındaki belge ve projelerin ne komiser heyetince ne de mahkemece yeterince incelenmeden karar verildiğini gösterdiğini,
İlk derece mahkemesince ”Konkordato talep eden tarafından bilançoda yer alan 101 hesabının 12.442.955,00-TL olarak borca batıklıkta esas alınması talep edilmiş ise de geçici komiserler kurulu raporunda söz konusu hesabın 01/04/2022 tarihli bilançoda 10.955.505,00-TL olarak gözüktüğü ve bu değer üzerinden borca batıklığa esas alındığı bildirildiğinden mahkememizde komiserler kurulu raporuna itibar edildiği zira komiserler kurulunun talep edenin dayanağı olan bilançodan daha yeni tarihli olan 01/04/2022 tarihli bilançoya göre bu tespiti yaptıkları anlaşılmış ve talep edenin bu konudaki itirazına itibar edilmemiştir.” şeklinde gerekçe yazılmış ise de belirtilen 101 hesabının alınan çekler hesabı olması ve gösterilen değerlerin 31.05.2022 tarihli mizanda ve komiser raporunda 120.000,00 TL. olarak yazılmış olması karşısında bu gerekçenin anlaşılamadığını,
İlk derece mahkemesince ”Talep eden şirket yetkilisi tarafından duruşmada Uganda’da ki fabrikanın borca batıklık değerlendirilmesine katılmadığı iddiası karşısında aynı duruşmada dinlenen geçici komiserler kurulu şirket kayıtlarında böyle bir mal varlığının bulunmadığı belirtildiğinden ve talep edenin söz konusu mal varlığının şirket kayıtlarında bulunduğuna yönelik ya da söz konusu fabrikanın şirkete ait olduğuna dair dosyaya beyan dışında herhangi bir delil sunmadığından mahkememizce talep eden şirket yetkilisinin bu konudaki itirazına itibar edilmemiş, geçici komiserler kurulunun beyanına itibar edilmiştir.” şeklinde gerekçeye yer verildiğini, konkordato ön projesinde müvekkili şirketin ortağı olduğu yurtiçi ve yurtdışı tüm firmalar ve ortaklık oranlarının ayrıntılı olarak sayıldığını, bunlar arasındaki … firmasının ortaklık yapısı ve müvekkili şirketin payının fabrikanın fotoğrafları ile birlikte açıklandığını, dosyadaki belge ve evrakların ne komiser heyetince ne de mahkemece yeterince incelenmediğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, müvekkili şirketin aktifinde bulunan taşınır ve taşınmaz mallarla ilgili eksper raporu düzenlenmesini, müvekkili şirket mizanında bulunan komiserlerce incelenemediği açıkça beyan edilen kalemlerin incelenmesi, duruşma günü dahi anlaşma sağlanan işlere ilişkin olarak revize proje sunulabilmesi adına geçici mühletin iki ay uzatılmasını, İİK’nın 36. maddesi uyarınca iflas kararının uygulanmasının durdurulmasını, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde bir yıl kesin mühlet verilmesini istemiştir.

Alacaklı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; konkordato isteminin reddine dair karara karşı istinaf itirazları bulunmadığını, fakat istemci hakkında iflasın açılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, aldırılan raporlarda sabit olduğu üzere borçlunun malvarlığının korunması için iflasın açılmasının gerekmediğini, aleyhe hiç bir hususu kabul etmemekle birlikte borçlunun mali durumunda iyileşme ve iyileşme ihtimali olup, istemci borçlu aleyhinde iflas kararı verilmesinde hukuki yarar olmadığını, konkordato sürecinde dava teorisinin aksine yargılama sırasında değişen sermaye artırımı, iş ortaklığı yapılanması vs. gibi durumların da nazara alınması, değişen hususların projenin uygulanabilirliğine etkisinin tartışılması gerektiğini, ayrıca, İİK’nun 308. maddesinde düzenlenen iflas şartlarının değerlendirilmesi (borca batıklığın tespiti) gerektiğini, istemci borçlunun mali durumunda iyileşme görülmekle birlikte ve de aktif malvarlığı pasifinden az olmamakla birlikte borçlu açısından iflas koşulları oluşmadığını, borçlunun İİK’nın 297. maddesine aykırı eylem ve işlemlerde bulunmadığını, bu hususun 26.04.2022 tarihli duruşmadaki komiser beyanıyla sabit olduğunu, konkordato geçici mühleti içerisinde istemci borçlunun işlemlerini komiserin nezareti altında devam ettirdiğini, mahkemenin izni alınmadan rehin tesis etmediğini, kefil olmadığını, ivazsız tasarruflarda bulunmadığını, taşınmazını, işletmenin devamı için önem arz eden taşınırını ve işletmenin devamlı tesisatını devretmediğini ve takyit etmediğini, istemci borçlunun konkordato isteminden feragat etmediğini, iflas kararıyla birlikte alacaklıların alacaklarına kavuşma imkanının sona erdiğini, İlk derece Mahkemesi kararındaki aleyhe hususları kabul etmediklerini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının iflasın açılması yönünden kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-İstem, konkordatonun tasdikine ilişkindir.
Konkordato bir borçlunun belirli bir zaman dilimi içindeki tüm borçlarını, alacaklıları tarafından kanunda öngörülen nitelikli çoğunlukla kabul edilmiş ve yetkili makamca onaylanmış olan önerisi doğrultusunda ve kendisi için daha elverişli bulunan şartlar çerçevesinde ödenmesini mümkün kılmak üzere, ona yasa tarafından tanınmış bir hukuki imkândır.
Talep dilekçesi ekinde İcra ve İflâs Kanunu’nun 286’ncı maddesindeki belgeleri sunan borçluya mahkemece geçici mühlet verilir ve geçici komiser atanır.
Konkordato komiseri konkordato prosedürünün objektif ve tarafsız biçimde yürütülmesi ve sağlıklı biçimde işleyebilmesi; borçlu ile alacaklıların menfaatlerinin dengelenmesi ve bu suretle bunlar arasında bir anlaşma zemini yaratılmasında etkin rol oynar (Tanrıver, S.: Konkordato Komiseri, Ankara 1993, s.27-28). Konkordato komiseri borçlu ile alacaklılar ve mahkeme arasında köprü rolü oynar ve konkordatonun tamamlanmasını sağlar (Altay, S./Eskiocak, A.: Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 4.b., İstanbul 2018, s.137 vd.).
İcra ve İflâs Kanunu’nun “Konkordato komiseri ve alacaklılar kurulu ile bunların görevleri” başlıklı 290’ıncı maddesine göre komiserin görevleri şunlardır:
a) Konkordato projesinin tamamlanmasına katkıda bulunmak.
b) Borçlunun faaliyetlerine nezaret etmek.
c) İcra ve İflâs Kanunu’nda verilen görevleri yapmak.
d) Mahkemenin istediği konularda ve uygun göreceği sürelerde ara raporlar sunmak.
e) Alacaklılar kurulunu konkordatonun seyri hakkında düzenli aralıklarla bilgilendirmek.
f) Talepte bulunan diğer alacaklılara konkordatonun seyri ve borçlunun güncel malî durumu hakkında bilgi vermek.
g) Mahkeme tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmek.
Geçici komiserlerin temel görevi borçlunun talep dilekçesi ekinde sunduğu mali tabloların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı ve (gerekirse revize edilmesine de katkı sağladıkları) ön projenin başarıya ulaşıp ulaşamayacağı hakkında kanaat belirtmek ve bu çerçevede kesin mühlet verilmesi hususunda mahkemeyi aydınlatmaktır.
Komiserler borçlunun sunduğu bilgi ve belgeleri inceleyip denetlemeli, somut olaya ya da hukuka uygun bulmadıklarını düzeltmesini borçludan istemelidir. Komiserin “Konkordato projesinin tamamlanmasına katkıda bulunmak” (İİK m.290/II) şeklinde açıklanan görevi çerçevesinde borçlunun öngörmediği bazı hususları komiserlerin öngörmesi, borçluyu konkordatonun başarıya ulaşması ve tasdik edilmesi için gereken hususlarda yönlendirmesi de gerekir. Nitekim 30.01.2019 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan “Konkordato Komiserliği ve Alacaklılar Kuruluna Dair Yönetmelik” komiserlerin bu görevi ifa edebilmesi için hangi nitelikleri haiz olmaları ve hangi eğitimleri almaları gerektiğini göstermektedir.
Borçlunun iflası tercih edilebilecek son seçenek olmalıdır (Budak/Tunç Yücel, Öztek-Konkordato Şerhi, m.292, no.8). Komiserlerin şirketin iflasından önce konkordatonun başarıya ulaşmasının ne şekilde mümkün olabileceğini, borçluyla birlikte değerlendirmeleri gerekir.
Konkordatonun amacı borçların ödenmesidir. Bu işletmenin iyileştirilmesi suretiyle olabileceği gibi tasfiyesi suretiyle de olabilir. Eğer borçlunun iyileşmesi mümkün görülmüyorsa tasfiyesinin, konkordatonun amacına ulaşması bakımından iflasa göre daha iyi sonuç doğurup doğurmayacağı da değerlendirilmelidir. Zira işi ve sektörü yakından tanıyan borçlunun, şirketin varlıklarını icra ve iflas organlarının yapacağı tasfiyeden daha verimli biçimde (daha düşük maliyetle ve daha yüksek değerlerle) tasfiye edebileceği düşüncesi yaygındır.
Bir an için şirketin iyileşmek suretiyle borçlarını ödeyemeyeceği kabul edilse bile şirketin kendini tasfiye etmesi ve belirli bir makul tenzilatla alacaklıların alacaklarına kavuşabilmesi ihtimali üzerinde durulmalıdır.
İlk derece Mahkemesince, imzalanması ön görülen sözleşmeler ile ilgili geçici mühlet süresi içerisinde sözleşmelerin imzalanacağına yönelik ön görüşmelerin yapıldığı veya buna dair alt yapı çalışmalarının yapıldığına dair geçici komiserler kuruluna ya da mahkeme dosyasına herhangi bir belge sunulmaması nedeni ile mahkemede konkordato ön projesinin sadece devam eden Bodrum İşi göz önüne alındığında işlemeyeceği yönünde kanaatin oluştuğu gerekçesiyle geçici mühlet kararının kaldırılmasına ve konkordato talebinin reddine, istemci şirket borca batık durumda olduğundan iflasına karar verilmiştir.

Geçici Konkordato Komiserler Kurulunun 15.06.2022 tarihli raporunda özetle; istemci şirketin üstlenmiş olduğu işlerinden bazılarının tasfiye halinde olduğu, bazılarının feshedildiği, geriye 14.06.2022 tarihinde imzalanan Muğla İli Bodrum İlçesinde bulunan 26 adet Özel Villa İnşaatının İnce İşler Alt Yapı ve Çevre Düzenlemesi İşi’nin ve sözleşme beklentisi bulunan işlerin kaldığı, şirketin borca batık durumda olduğu, şirket aktifinde bulunan gayrimenkullerin, taşıtların, tesis makine ve cihazlar ile demirbaşların rayiç değerlerinin ekspertiz kurumları tarafından henüz değerlendirilmediği ve söz konusu maddi duran varlıklarla ilgili ekspertiz raporu çalışmalarına henüz başlanamadığı, şirketin iflas tehlikesi haline göre konkordato ön projesinin uygulanmasına devam ile alacaklıların alacaklarına en uygun şartlarda kavuşmasının şirketin içinde bulunduğu duruma bakıldığında muhtemel olmadığı ve fakat, borçlu şirket ve işletmenin faaliyetlerinin sürdürülmesinin genel ekonomik fayda bakımından da önemli katkılarının gerçekleşebileceği ve nihayette konkordato ön projesinin revize edilmesi durumunda kesin mühlet sürecinde daha nesnel, gerçekçi ve uygulanabilir olabileceği tespit ve görüşü bildirilmiştir.
İstemci şirket yetkilileri tarafından komiserler kurulunun alınması muhtemel işlerle ilgili bilgilendirildiği anlaşılmaktadır.
Konkordato borçluyu borcundan kurtarırken alacaklıları da belirli tenzilat ve/veya vade ile alacaklarına kavuşturmak amacıyla getirilmiş bir hukuki müessesedir. Alacaklıların oyuna başvurularak borçlunun işletmesini iyileştirmesi veya iflas tasfiyesine nazaran daha iyi şartlarla tasfiye etmesine imkân tanınması gerekir.
İlk derece Mahkemesince, istemci şirkete 01.04.2022 tarihinde üç ay geçici mühlet verildikten sonra komiserler kurulunun da katkılarıyla revize proje sunulmasına imkan tanınmadan, alacaklıların oyuna başvurulmaksızın, sadece alınması muhtemel işlerle ilgili ön görüşmeler yapıldığı ya da alt yapı çalışmaları yapıldığına dair belge sunulmadığı gerekçesiyle konkordato projesinin başarıya ulaşamayacağı sonucuna varılması ve uygun bir yarar-zarar denetimi yapılmaksızın şirketin doğrudan iflasının açılması doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, konkordato isteyen vekili ile alacaklı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile İİK’nın 293/2. maddesi uyarınca İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve istemci şirkete kesin konkordato mühleti verilmesine ve komiserin görevlendirilmesi de dahil olmak üzere diğer işlemlerin yapılması için dosyanın İlk derece Mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.
II-Kararın kaldırılması nedenine göre konkordato isteyen vekilinin borca batıklığın belirlenmesine yönelik istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, konkordato isteminde bulunan … İnşaat A.Ş. vekili ile alacaklı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile İİK’nın 293/2. maddesi uyarınca, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.06.2022 tarih ve 2022/234 E., 2022/496 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, konkordato isteyen şirkete 27.10.2022 tarihinden itibaren 1 YIL SÜRE İLE KESİN MÜHLET VERİLMESİNE, komiserin görevlendirilmesi de dahil olmak üzere müteakip işlemlerin yürütülmesi için dosyanın İlk derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle, konkordato isteyen vekilinin diğer hususlara ilişkin istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
III-Konkordato isteyen ve alacaklı … A.Ş. tarafından yatırılan istinaf karar harcının iadesine,
IV-Konkordato isteyen ve alacaklı … A.Ş. tarafından yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
V-Karar tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
27.10.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nın 293/1. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2022

Başkan
Üye
Üye
Katip