Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1664 E. 2022/1862 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1664 – 2022/1862
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2022/1664
KARAR NO : 2022/1862

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/07/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2021/298E., 2022/514K.
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :
Taraf vekillerince, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili şirketin Almanya’da kurulu madencilik alanında doğal kaynak ve rezerv araştırmaları, jeofizik keşif hizmetleri, maden saha araştırmaları, veri değerlendirmeleri ve raporlama gibi faaliyetler yürüten bağımsız bir danışmanlık şirketi olduğunu, İstanbul Merkez Şubesi ‘nin bulunduğunu, davalı ile arasında 19.07.2019 tarihli … Projesi sözleşmesi imzalandığını, davacının “standart çalışma prosedürleri üzerine başlangıç keşif eğitimi ve aylık denetim, … tarafından gerçekleştirilen 3 boyutlu model çalışmasının incelenmesi ve kaynak tahmini çalışmasının oluşturulması, ön fizibilite çalışmasının bir parçası olan ve … tarafından gerçekleştirilen tüm teknik çalışmaların incelenmesi ve JORC Koduna uygun şekilde bir ön fizibilite çalışması hazırlanması” hizmetlerini yerine getirmeyi kabul ettiğini, bu hizmetlere karşılık iş başlangıcından önce mobilizasyon ücreti olarak avans niteliğinde 50.000,00-Euro+KDV, keşif sonuçlandırması ve saha ziyaretleri sonrasında 46.000,00-Euro+KDV’nin davalı tarafından, bu tutarların asıl iş sahibi … tarafından davalıya ödeme yapılmasından itibaren 15 gün içerisinde ödeneceğini, taraflar arasında imzalanan 30.09.2020 tarihli Ek Sözleşme ile (Ek Sözleşme …) müvekkilinin, kaynak tahmini raporu hazırlanması işine yardımcı olması için … Projesi kapsamında olmayan ve sonradan dahil edilen “3 boyutlu jeolojik modelleme çalışması” yapmayı da üstlendiğini, üç boyutlu jeolojik modelleme yapılması işinin Ek Sözleşme …’ya dahil olduğunu, müvekkilinin bu hizmetine karşılık olarak da ayrıca 4.000,00-USD+KDV ödeme yapılması kararlaştırıldığını, Sözleşme … ve Ek Sözleşme …’nun müvekkiline yüklediği tüm borçların müvekkili tarafından sözleşmeye uygun şekilde yerine getirildiğini, Eskişehir/… sahasında 3 defa keşif ziyareti yaparak sahada … personeline gerekli eğitimi verdiğini, 3 boyutlu modelleme çalışmasını tamamladığını ve kaynak tahmin raporu hazırladığını ancak davalı tarafın avans ödemesi niteliğindeki mobilizasyon ücreti faturasını, saha ziyaretleri nedeniyle kesilen faturayı ödemediği için kaynak tahmini raporunu davalı ile henüz paylaşmadığını, müvekkilinin bu hizmetler karşılığında davalı … adına 3 adet fatura düzenlediğini ve bu faturaları davalı şirkete teslim ettiğini, her ne kadar saha ziyaretleri sonrası müvekkile ödenmesi gereken tutar Sözleşme …’da 46.000 Euro+KDV olarak kararlaştırılmışsa da iş sahibi EÜAŞ/… tarafından işin kapsamı daraltıldığı için (saha ziyaretlerinin 3’e indirilmesi ve … personellerine verilmesi planlanan eğitimin sahadaki çalışmaların bitmesi nedeniyle verilememesi) davalı tarafın talebi üzerine şimdilik bu hizmet için kalan hakları saklı olmak üzere 47.200,00-Euro üzerinden 15.10.2020 tarihli fatura kesildiğini, bu faturanın davalı tarafından kabul edilerek defterlerine işlendiğini, aynı şekilde, bu proje için müvekkili tarafından kesilen diğer bir fatura olan 18.11.2019 tarihli …no’lu 59.000,00-Euro faturanın da … tarafından açıkça kabul edildiğini, hatta bu faturaya ilişkin müvekkilinden ayrıca bir BA teyidi dahi istendiğini, davalının bu faturalardan doğan borçlarını ifa etmediği gibi takibe de haksız şekilde itiraz ettiğini, yine davacı DMT ile davalı … arasında imzalanan 14.03.2019 tarihli Çan Projesi Sözleşmesi uyarınca müvekkili şirketin Çanakkale Çan kireçtaşı sahasında “keşif eğitimi, süpervizyon, 3 boyutlu modelleme oluşturulması ve kaynak tahmin raporu hazırlanması” hizmetlerini vermeyi kabul ettiğini, müvekkilinin bu sözleşme kapsamında sahayı ziyaret ederek eğitim verdiğini, aylık raporlar ve nihai rapor hazırlayarak davalıya teslim ettiğini, Sözleşme Çan’ın 3 numaralı ekinde yer alan ödeme tablosuna göre müvekkilinin Sözleşme Çan çerçevesinde verdiği hizmetler karşılığında kendisine; iş başlangıcında mobilizasyon ücreti olarak 78.000 TL+KDV, saha ziyaretleri sonrasında 156.000 TL+KDV, kaynak tahmin raporu hazırlanmasından sonra ise 156.000 TL+KDV ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin Sözleşme Çan dolayısıyla davalı şirkete verdiği hizmetler karşılığında davalı … adına 3 adet fatura düzenlediğini ve bu faturaları davalı şirkete teslim ettiğini, davalının bu faturalara itiraz etmediğini ve kayıtlarına aldığını, davalıya kesilen bu faturalardan 01.04.2019 tarihli 280157 no’lu ve 92.040,00-TL bedelli faturanın tamamı ile 18.09.2019 tarihli 280163 no’lu ve 184.080,00-TL bedelli faturanın 172.000,00-TL’lik kısmının davalı tarafından müvekkiline ödendiğini, davalının tüm faturaları ve içeriklerini kabul etmiş olmasına karşılık 18.09.2019 tarihli 280163 no’lu faturanın bakiye kısmı olan 12.080,00-TL ile 07.04.2020 tarihli 184.080,00-TL bedelli GIB2020-2 no’lu faturadan doğan borçlarının toplamı 196.160,00-TL borcunu ifa etmediği gibi bu alacak yönünden de takibe haksız şekilde itiraz ettiğini, taraflar arasında Sözleşme …’ya ait 18.11.2019 tarihli …no’lu 59.000,00-Euro tutarlı faturanın yanı sıra 31.12.2019 tarihinde de genel hesap mutabakatı yapıldığını, mutabakat mektubuna göre davalı …’ın 31.12.2019 tarihi itibarıyla müvekkili DMT’ye 457.856,80-TL borçlu olduğunu kabul ettiğini, Beyoğlu 44. Noterliği’nin 12.02.2021 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle müvekkilinin Sözleşme …, Ek Sözleşme … ve Sözleşme Çan’dan doğan tüm bu alacaklarının ödenmesi istenmişse de davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu ihtarnameye cevaben davalı … tarafından keşide edilen ihtarnamede ise “ana anlaşmadan (Sözleşme … kastediliyor) bağımsız olarak 30.09.2020 tarihli ikinci bir sözleşme (Ek Sözleşme … kastediliyor) imzalandığı, bu sözleşmelerin birbirinden bağımsız ve farklı muhtevalar barındırdığı, Ek Sözleşme …’dan doğan alacağın ödenmesi için DMT tarafından Sözleşme … çerçevesinde kaynak tahmin raporu hazırlanarak …’a sunulması gerektiğinden” bahsedildiğini, aynı ihtarname ile davalı taraf müvekkili ile arasında olan sözleşmeleri hiçbir haklı neden bulunmadan feshederek müvekkilinin zararına sebep olduğundan işbu haksız fesih nedeniyle müvekkilinin uğradığı menfi ve müspet tüm zararlara ilişkin talepleri saklı tuttuklarını, taraflarınca 24.03.2021 tarihinde Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2021/4078 E. sayılı dosyasında davalı … aleyhine iflas yoluyla takip başlatılmışsa da davalı tarafından takibe konu borca haksız şekilde itiraz edildiğini, davalı tarafından takibe yapılan itirazın kaldırılarak müvekkilinin takibe konu alacağıyla alakalı olarak depo kararı verilmesi, müvekkilin alacağının depo edilmemesi halinde TTK m. 16 ve İİK m. 43 uyarınca iflasa tabi olan davalı şirketin iflasına karar verilmesi gerektiğini, itirazında haksız olan davalı yanın icra dosya borcunu faiz ve masrafları ile birlikte Mahkeme veznesine depo etmesi için yedi gün süre verilmesini, bununla birlikte müvekkili şirketin alacağının hiçbir şekilde teminat altına alınmamış bir borç olduğunu beyan ederek, davalının tüm malları için defter tutulmasına, ayrıca borçlunun taşınmaz, taşınır ve üçüncü kişiler üzerindeki alacakları üzerine öncelikle teminatsız, mahkememiz aksi kanaatte olması halinde uygun görülecek bir teminat bedeli karşılığında tedbir konulmasına, devrinin engellenmesine karar verilerek alacağın depo edilmemesi halinde davalı … …. Şti.’nin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı şirket tarafından birden fazla iş kaleminin üstlenildiğini, sözleşmede kararlaştırılan müvekkili şirket tarafından davacı şirkete ödenecek avansın kararlaştırılan bütün iş kalemlerinin davacı şirket tarafından yapılmasının garanti altına alınmasından bağımsız değerlendirilemeyeceğini, özetle bu avansın ödenecek olmasındaki amacın davacı şirketin sözleşmede kararlaştırılan işleri sözleşmeye uygun bir şekilde ifa edilmesi kapsamında olduğunu ancak davacı şirket sözleşmede belirtilen işleri sözleşmeye uygun bir şekilde ifa etmediğini, davacı şirketin sözleşme gereği ifa etmekle yükümlü olduğu “kaynak temini raporunun hazırlanması ve müvekkili şirkete teslim edilmesi” ve “ön fizibilite çalışma raporunun hazırlanması ve müvekkili şirkete gönderilmesi” işlerinin davacı şirket tarafından yerine getirilmediğini, sözleşmenin bütünlüğü ve sözleşmede davacı tarafından yerine getirilmesi gereken işlerin belirli bir takvimlendirmeye tabi tutulmadığı dikkate alındığında davacı şirketin ifa etmekle yükümlü olduğu edimleri yerine getirmediğinin görüldüğünü, sözleşmede kararlaştırılan denetim işini davacı şirketin sözleşmeye uygun bir şekilde yerine getirmediğini, tedbir talebinin reddedilmesi gerektiğini, Çan Sözleşmesi nedeniyle davacı şirkete herhangi bir borcunun söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…davacı şirket ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde tanzim edilen 14/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davacının 2019-2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, bu suretle yasal delil niteliğine haiz olduğu, davaya konu 5 adet faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olup davacı şirket ticari defterlerine göre faturalara istinaden davalıya ödeme yapılmadığı, nitekim davacı şirket ticari defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu, yine davalı şirket ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde tanzim edilen 17/01/2022 tarihli bilirkişi raporundan, davalının 2019-2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, bu suretle yasal delil niteliğine haiz olduğu, davaya konu faturalardan 3.540 USD’lik faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının defterlerine göre davacının davalıdan 1.021.095,05-TL alacaklı gözüktüğü, davalı defterlerine göre ise davalının davacıya 1.008.830,72-TL borçlu gözüktüğü, aradaki farkın davalının defterlerinde kayıtlı olmayan ve takibe konu edilen 3.540 USD tutarlı fatura ile takibe konu edilmeyen ve kur farkına ilişkin faturalardan kaynaklandığı, 3.540 USD tutarlı fatura bedeli ve işlemiş faizi hususundaki takdirin mahkemeye ait olduğunun rapor edildiği, her iki rapor mahkememizce değerlendirildiğinde takibin dayanağını oluşturan faturalardan 18/09/2019 tarihli 280163 seri numaralı 184.080,00-TL tutarlı faturanın (söz konusu faturanın bakiyesi olan 12.080,00-TL icrada takibe konu edilmiştir), 18/11/2019 tarihli …seri numaralı 59.000 Euro tutarlı faturanın, 07/04/2020 tarihli … seri numaralı 184.080,00-TL tutarlı faturanın ve 15/10/2020 tarihli … seri numaralı 47.200 Euro tutarlı faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olması ve birbirlerini doğrulaması nedeni ile mahkememizce kabul edildiği, söz konusu faturalardan dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğu, takibe konu edilen 3.540 USD tutarlı faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, söz konusu fatura içeriğinin “… şirketi adına … (EUAŞ) … Projesi Keşif Süpervizyonu ve Ön Fizibilite Çalışması (… (EUAŞ) ……Sözleşmenin Geçerlilik Koşulu olarak 3.000 USD + KDV (3.000 USD Plus VAT as amobilization fee and condition of contract effectiveness” şeklinde olduğu, söz konusu fatura içeriğindeki hizmetin davacı tarafından davalıya verildiğine dair de dosya kapsamına davacı tarafından bir delil sunulmadığı, bu nedenden ötürü mahkememizce söz konusu 3.540 USD’lik faturadan dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğunu ispatlayamadığı yönünde kanaatin oluştuğu, bu kanaatler çerçevesinde mahkememizin 26/05/2022 tarihli celsesinde; “Davalının Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2021/4078 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 12.080,00-TL., 184.080,00-TL., 59.000 Euro ve 47.200 Euro asıl alacak üzerinden ve TL cinsinden olan alacağa 19/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı, Euro cinsinden alacağa 19/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının 1 yıllık mevduata uyguladıkları Euro faiz oranı uygulanmak sureti ile davalının yapmış olduğu itirazın kesin olarak kaldırılmasına, Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,” şeklinde icra dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kesin olarak kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce İİK. 156. maddesi gereğince davalının itirazının kesin olarak kaldırılmasına karar verilmesi sonrası depo emrine esas olmak üzere asıl alacak, icra masrafı, vekalet ücreti ve tahsil harcı miktarı açıkça TL cinsinden 29/06/2022 tarihli bilirkişi ek raporuyla tespit edilerek davalı şirkete İİK. 158/2 maddesi gereğince mahkememizin 30/06/2022 tarihli celsesinde depo emrinin tebliğine karar verilmiştir. Davalı depo kararının gereğini yerine getirerek depo miktarını 05/07/2022 tarihinde mahkememiz veznesine yatırmakla davanın reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkemece, 3.540,00 USD tutarlı alacağın kabulün dışına çıkarılmasının kanuna ve usule uygun olmadığını, itirazın kaldırılmasına ilişkin iki ara karar bulunduğunu, bu alacağın da kabulüne karar verilmesi gerektiğini, 21.10.2020 tarihli GIB2020-6 nolu 3.540,00 USD tutarlı faturaya davalı tarafından yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğini, kayıtlara alınmamasının alacağın olmadığı anlamına gelmediğini, müvekkili şirketçe davalıya kesilen 21.10.2020 tarihli GIB2020-6 nolu 3.540,00 USD tutarlı faturanın e-fatura olduğunu, bu faturanın elektronik şekilde tanzim edilerek yine bu yolla davalı tarafa gönderildiğini, davalı bu faturayı almış olmasına karşın Türk Ticaret Kanunu’nun öngördüğü 8 günlük yasal süre içerisinde itiraz etmediğini, davalının bu faturayı ticari defterlerine kaydetmemiş olmasının kanunda kabul edilen karineyi ortadan kaldırmadığı gibi ispat yükünün yer değiştirmesine de neden olmadığını, bu faturanın da diğer faturalar gibi davalı tarafından sistem üzerinden kabul edildiğini ve itiraza uğramadığını, bu açıdan diğer faturalarla arasında bir farklılığın da söz konusu olmadığını, davalının kabul ettiği bir faturayı defterlerine kaydetmemesinin muhasebe standartlarına ve vergi mevzuatına da tamamen aykırı bir işlem olduğunu ve bu usuli eksikliğin davalı yararına yorumlanmasının doğru olmadığını, davacının ek sözleşme …’dan doğan borçlarını da ifa ettiğinden dava konusu 3.540 USD tutarlı faturanın da müvekkiline ödenmesi gerektiğini beyan ederek; yerel mahkeme tarafından verilen 26.05.2022 tarihli 1 numaralı ara kararın ve asıl kararının kısmen kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: İlk derece mahkemesi tarafından verilen kararın gerekçesinin olmadığını, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin feshine ilişkin inceleme yapılmaksızın karar verildiğini, müvekkili ile davacı arasında birbirinden bağımsız 14.03.2019 tarihli Çan Projesi Sözleşmesi, 19.07.2019 tarihli … Sözleşmesi ve 30.09.2020 tarihli 3 Boyutlu Kaynak Modelle Raporu olmak üzere eser sözleşmeleri imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeyi feshettiğini, taraflar arasındaki akdi ilişkinin, TBK’nın 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklandığını, müvekkilinin taraflar arasındaki sözleşmeyi sözleşmede belirtilen işlerin tamamlanmaması, raporların teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin ihalesini aldığı davacının da taşeronluğunu yaptığı işin kim tarafından ne zaman teslim edildiği ile ilgili … TES Proje Müdürlüğü’ne yazılacak tek bir müzekkere ile gerçek ortaya çıkacak iken işlem yapılmadığını, davacının taleplerinden biri olan 18.11.2019 tarihli 50.000 EU + KDV bedelli faturanın içeriğine bakıldığında taraflar arasındaki sözleşmenin dahi yerel mahkemece tarafından incelenmediğini, şöyle ki; müvekkili işveren ile davacı taşeron arasında imzalanan sözleşmede yapılacak olan işin takviminin ve ödeme tutarları belirlendiğini, sözleşme tarihinde belirlenen 50.000 Euro’nun “avans” olarak belirlendiğini ve ileride yapılacak olan işlerde belirlenen tutardan mahsup yapılarak belirlendiğini, faturanın kesildiği tarihte işin % 22’sinin yapılmadığını, kaldı ki yapılan işe bakıldığında işin yalnızca % 15’inin yapıldığının görüleceğini, davacının taleplerinden 15.10.2020 tarihli 40.000 EU + KDV bedelli faturanın içeriğine ve yapılan işe bakıldığında; 4 kez yapılacak olan saha ziyareti için 46.000 Eu + KDV yani 52.900 Euro yapacağını, saha ziyaretinin 3 kez yapıldığının kuşkusuz olduğunu, bu durumda hesaplanması gereken tutar 34.500 Euro + KDV’nin 40.710 Euro yapacağını, taşeronun istediğinin ise 40.000 Euro + KDV yani 47.200 Euro yaptığını, taşeronun bu durumda haksız olarak 6.490 Euro fazla talebinin (103.840 TL) mahkeme tarafından kabul edildiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki sözleşmeler gereği doğduğu iddia edilen alacağın ödenmemesi nedeniyle başlatılan iflas yoluyla takip kapsamında itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı ve davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddi ile tedbir isteminin de buna bağlı olarak reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/298E., 2022/514K. sayılı dava dosyasında verdiği 16/12/2021 tarihli kararına yönelik davacı ve davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Davacı ve davalı taraflardan alınması gereken harçlar peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına.
3-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
23/11/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
İİK’nin 164 ncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 23/11/2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır