Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1617 E. 2022/1448 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2022/1617
KARAR NO : 2022/1448

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25.04.2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2022/293 E., 2022/358 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili … ile davalı …A.Ş. arasında 28.01.2004 tarihinde sistem kullanım anlaşması imzalanarak 01.02.2004 tarihinde yürürlüğe girdiğini, bu anlaşmanın çeşitli tarihlerde revize edildiğini, son olarak ilgili dönem itibariyle 07.06.2012 tarihli anlaşmanın imzalandığını, ihalelerle ilgili davaya konu edilen Haziran 2012 dönemi 12.926,53-TL meblağlı, Temmuz 2012 dönemi 38.779,60-TL meblağlı ve Ekim 2013 dönemi 28.256,35-TL meblağlı sistem kullanım ceza faturalarının düzenlenerek davalı şirkete gönderildiğini, söz konusu faturaların şirket tarafından ihtarname ekinde iade edildiğini, ihtarnamelere cevap verilerek bahse konu faturaların yeniden davalı şirkete gönderildiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, iletim sisteminin hatalı kullanımı nedeniyle iletim sistemine verilen zarar karşılığı düzenlenen ve davalı tarafça ödenmeyen sistem kullanım ceza fatura bedellerinin son ödeme tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanun’un 51. maddesine göre işleyecek gecikme zammı oranında faizi ve gecikme faizinin KDV’siyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “…02/12/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanunun 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” …’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanuna ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Hukuk yargılamasında usul hükümlerinde yapılan değişiklikler (aksine geçiş ve yürürlük hükmü getirilmediği sürece) derdest davalarda derhal uygulanır. Bilindiği üzere; bir davaya hangi yargı kolunda bakılacağı konusu HMK’nın 114/1-b. maddesi gereğince dava şartıdır. HMK’nın 115/1. fıkrası gereğince anılan dava şartı yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Bu açıklamalar çerçevesinde değinilen yasal düzenlemenin yürürlüğünden sonra derdest olan dosyada mahkemenin yargı yolu itibariyle davaya bakmaya görevli olmadığı kanaatine varılmakla; açıklanan gerekçelerle HMK’nın 114/1-b. gereğince yargı yoluna ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK’nın 115/2. fıkrası gereğince davanın “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle usulden reddine…” karar verilmişir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Bir işlemin idare mahkemesinde dava konusu edilebilmesi için her şeyden önce bu işlemin, idarenin bir işlemi olması gerektiğini, teşekküllerinin tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir iktisadi devlet teşekkülü olduğunu, kurucusunun devlet oluşu ve bir kanun hükmünde kararnameye dayanmasının kamu hukuku müessesesi vasfı vermediğini, teşekküllerinin tacir olduğunu, tacir olma hükümlerinden yararlandığını ve sorumlu tutulduğunu, bu sebeple yaptığı işlerin ticari iş olarak kabul edileceğini, ticari dava sayılan bir uyuşmazlıkta görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, bir ticari işten doğan ve tarafların her ikisinin de özel hukuk tüzel kişisi olduğu bu uyuşmazlığın idare mahkemesinde görülmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen sistem kullanım anlaşması nedeni ile davacı tarafından tanzim edilip davalı tarafça ödenmediği belirtilen ceza faturalarından kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/293 E., 2022/358 K. sayılı dava dosyasında verdiği 25.04.2022 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
05.10.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 06.10.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …