Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1574 E. 2022/1336 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)
ESAS NO : 2022/1574
KARAR NO : 2022/1336

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08/03/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2021/431E., 2022/191K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
Dava inançlı işlem yolu ile davalı adına satın alınan kooperatif payının iptali ile davacının ortak olarak kabulüne karar verilmesi istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince “…Davada kooperatifin taraf olmadığı, davaya konu edilen konut yapı kooperatifi niteliğindeki kooperatife ait hissenin dava dışı üçüncü bir kişi adına kayıtlı olduğu, dava sebebinin taraflar arasında var olduğu savunulan inançlı işlem hukuki nedenine dayalı olarak devredilen kooperatif hissesinin iadesi istemine dayandırıldığı ve uyuşmazlığın Kooperatifler Kanunu’ndan veya Türk Ticaret Kanunu’nun 3 vd. hükümleri kapsamında ticari işten kaynaklanmadığı…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
Davanın konusu davalı adına yapılan kooperatif ortaklık kaydının silinmesi ve davacının ortak olarak kaydı istemine ilişkin olduğuna göre davanın olası kabulü halinde kayıt işlemini yapacak kooperatif hakkında bir dava açılması ve bu dava ile birleştirilmesi için davacıya süre verilmesi ve varılacak sonuca göre bir karar oluşturulması gerekir.
Bu bakımdan kooperatifler hukukuna ilişkin davanın asliye ticaret mahkemesince incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı ve yerinde olmayan gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1-a.3 gereğince Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/431 E., 2022/191 K sayılı dava dosyasında verdiği 08/03/2022 tarihli kararın ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
19/09/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 353/1-a ve 362/1-g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 23/09/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …

KARŞI OY YAZISI
I
Saygıdeğer çoğunlukla aramızdaki görüş ayrılığı davacının, eldeki davanın olası kabulü halinde kararın infazını mümkün kılmak amacıyla payları devre konu edilen kooperatif aleyhine dava açması ve bu davanın eldeki dava ile birleştirilmesinin sağlanmasına zorlanıp zorlanamayacağı ve burada varılan sonuca göre görevli mahkemenin hangisi olduğu noktasında toplanmaktadır.
II
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24’üncü maddesinin 2 numaralı fıkrasına göre Kanunda açıkça belirtilmedikçe hiç kimse kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamaz.
Res inter alios acta ilkesi gereği bir dava sonucunda verilen hüküm ancak davanın tarafları ve onların halefleri için hüküm ifade eder. Davada taraf olmayan kimsenin o dava sonucunda elde edilecek hükümden kendi lehine hak çıkartması ya da bu hükmün getirdiği borçla sorumlu tutulması mümkün değildir.
Davanın açılması ve sürdürülmesi basit bir işlem olmayıp, sağlam bir ön hazırlığa ve dikkatli bir takibe ihtiyaç gösterir.
Davacı davasını açarken dava konusunu (talep sonucunu) istediği hukuki korumayı sağlayacak biçimde belirlemeli, bu sonuca varmak için izleyeceği yolu yargılama hukuki ilkeleri bağlamında vakıaları ve bu vakıaları ispatlayacak delilleri saptayıp, usul hukuku hükümleri çerçevesinde dile getirip sunmalı ve davasının kabulü halinde amacına uygun infazı sağlamayı hedeflemelidir.
Davacının istemi inançlı işlem yolu ile davalı adına satın alındığını ileri sürdüğü kooperatif payının iptali ile davacının ortak olarak kabulüne karar verilmesi yönündedir. Ne var ki davacı ortaklık iddia ettiği kooperatifi davalı olarak göstermemiştir. Bu haliyle davasının olası kabulü halinde elde edeceği mahkeme kararıyla payın gerçek sahibi olduğunu ancak davalıya karşı ispatlamış olacak fakat bu kararı dava dışı kooperatife ileri süremeyecek, bir diğer ifade ile o karara dayalı olarak dava dışı kooperatifi kendisini ortak yapmaya zorlayamayacaktır.
Bu durumun davacının iradesi ve bilinçli tercihi olduğunu kabul etmek gerekir. Davacının iradesi yerine geçerek dava konusunun mahkemece belirlenmesi mümkün olmadığı gibi sırf infazı mümkün kılmak için davacıyı bir dava açmaya zorlamak da yukarıda gösterdiğim yasal düzenlemeye açıkça aykırıdır.
Davacı belki bu yola gitmeyecektir.
Dava doğrudan Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hukuksal kuruma dayandırılmadığı gibi taraflar tacir ve istem de tarafların ticari işletmeleri ile ilgili değildir. Dava ile mülkiyetinin saptanması istenen şey sadece kendi aralarındaki bir ortaklık payından ibarettir.
III
Gelinen noktada davacıyı, dava dışı kooperatife karşı bir dava açmaya zorlamanın ve bu müstakbel ve muhtemel davanın asliye ticaret mahkemesinde açılacağına ilişkin yasal düzenleme çerçevesinde (Koop K m.99) eldeki davanın da -ileride birleştirileceği öngörüsü ile- asliye ticaret mahkemesinde görülmeye devam edilmesini söylemenin yasaya aykırı olduğu düşüncesini taşıdığımdan, saygın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılamıyorum.

Hakim – Üye …