Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1314 E. 2022/1501 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(H Ü K M Ü K A L D I R A R A K
Y E N İ D E N H Ü K Ü M K U R U L M A S I)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

ASIL DOSYA
DAVACILARI :
Dairemizin 16.06.2020 tarih ve 2019/2304 E., 2020/746 K. sayılı kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20.04.2022 tarih ve 2020/6129 E., 2022/3175 K. sayılı kararıyla bozulmasına karar verilmesi üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m. 373/(3). maddesi uyarınca, duruşma yapılmasına ve tarafların duruşmaya davet edilmesine karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’ın 03.02.2011 tarihinde … San. Ve Tic. Ltd Şti isimli işyerinde meydana gelen patlamada hayatını kaybettiğini, Ankara 10. Ağır Ceza mahkemesinin 2011/256 esas sayılı dosyasında alınan raporda belirtildiği üzere … San ve Tic. Aş.’nin lisanssız olarak doğalgaz satış ve dağıtımını yapması ve bu amaçla oksijen tüplerine doğalgaz doldurması ve murisin ölümüne neden olan patlamanın meydana gelmesine doğrudan neden olduğu için sorumlu olduğunu, … San. A.Ş.’nin yaptırması zorunlu olan Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigortası yaptırmadığını, bu nedenle … Hesabına karşı dava açıldığını, müvekkillerinden …’nın eş, davacı … ve …’ın babalarının desteğinden mahrum kaldıklarını, murisin tamamen kusursuz olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak suretiyle … için 500,00-TL, … için 250,00-TL … için 250,00-TL olmak üzere şimdilik 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi itibari ile işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilin talep etmiş, yargılama sırasında 23.11.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … için 142.410,97-TL, davacı … için 3.840,56-TL, davacı … için 17.229,36-TL olarak talebini artırmıştır.
Birleşen dosyada …vekili özetle; Davacı … …’ın oğulları … ve …’ın 03.02.2011 tarihli patlamada hayatını kaybettiğini, destekten yoksun kaldığı belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline talep etmiş, yargılama sırasında 23.11.2018 tarihli dilekçe ile talebini 68.266,43-TL’ya çıkarmıştır.
Davalı … Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyada görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğunu, davanın konusu talebin zamanaşımına uğradığını, patlamanın gerçekleştiği ve müteveffanın çalışanı olduğu … San ve Tic. Ltd. Şti.’nin tehlikeli maddeler zorunlu sorumluluk sigortasını yaptırması gerektiğini, yaptırılması gereken poliçenin yaptırılmamış olması nedine ile müvekkil kurumun sorumluluğunun bulunmadığını, müteveffanın çalışanı olduğu … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin olay nedeni ile sorumluluğunun bu poliçe kapsamında değerlendirilebileceğini, … San. A.Ş.’nin yaptıracağı Tehlikeli Maddeler Sorumluluk sigortasının kendi faaliyet alanı ile sınırlı olacağı ve kendi faaliyet alanı ile ilgili üçüncü kişilerin zararını karşıladığını, iş bu sigortanın … San ve Tic. Ltd. Şti.’nde meydana gelen patlamayı kapsamadığını, … Sanayi A.Ş.’nin yaptırmak zorunla olduğu poliçe kapsamında sorumluluk söz konusu olmadığından davanın reddi gerektiğini, Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/151 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda bu yönde görüş bildirildiğini, meydana gelen patlamanın bu şirketlerin yaptıracağı poliçenin teminatı kapsamında olmaması itibari ile sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini savunmuştur.
YARGILAMANIN ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi’nce “…ihbar olunan … A.Ş.’nin tıbbi ve sanayi tüplerden oksijen, argon, karbondioksit, azot gazlarının otomatik sistemle dolumu ve dağıtımı üzerine çalıştığı, tehlikeli maddeler zorunlu sorumluluk sigortası genel şartları kapsamında mesleki faaliyeti bulunduğu, söz konusu tehlikeli maddeler zorunlu sorumluluk sigortasını yaptırmak mecburiyetinde olduğu ve bu poliçenin mevcut olmaması nedeniyle 5684 sayılı Kanunun 14. maddesi ile … Hesabı yönetmeliğinin 9. maddesi gereğince, davalı … Hesabının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu (bkz benzer konuda T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/14852 esas ve 2015/553 karar sayılı 19.01.2015 tarihli ilamı), davacıların destekleri … ve …’ın ihbar olunan … San. Ve Tic.Ltd. Şti.’de çalışmakta iken işyerinde bulunan oksijen tüplerinin patlaması neticesi öldükleri, mahkememizce temin edilen bilirkişi raporunda davacıların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatlarının hesaplandığı, gerekçeli, hüküm vermeye yeterli bulunması ve hadiseye uygun düşmesi nedeniyle bu raporun hükme esas alındığı, dolayısıyla dava dışı … A.Ş.’nin tehlikeli maddeler zorunlu sorumluluk sigortasını yaptırma zorunluluğunun bulunduğu, patlama sonucu meydana gelen rizikonun bu sigorta teminatı kapsamında kaldığı ve böylece meydana gelen zarardan davalı … Hesabının sorumlu olması gerektiği, dava açmadan evvel davalıya yapılan başvuru bulunmadığından dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanması gerektiği, ceza yargılamasının sonucunun beklenilmesinin iş bu davanın hukuki tahlil ve çözümü yönünden yargılamaya bir katkısının bulunmayacağı anlaşıldığından, belirsiz alacak davası şeklinde açılan dava sonucu tespit olunan miktara, dava tarihinden itibaren avans faiz uygulanması..” gerektiği kanaatine varılarak asıl davanın kısmen kabulüne, 142.410,97-TL destekten yoksun kalma tazminatının davacı …’ya, 585,00-TL destekten yoksun kalma tazmiantının davacı …’a, 13.966,73-TL destekten yoksa kalma tazminatının davacı …’a dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen davanın kabulüne 68.266,43-TL destekten yoksun kalma tazminatının her iki oğlu … ve …’in vefatı nedeniyle davacı …’e dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacı …’e ödenmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 16.06.2020 tarih ve 2019/2304 E., 2020/746 K. sayılı kararıyla;
“a)- Asıl davanın kısmen kabulü ile, davacılardan … için 136.946,44-TL … … için 562,00-TL … … için 13.430,80-TL’nin sigorta limiti ile sınırlı kalmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
b)-Birleştirilmesine karar verilen davanın kabulü ile davacı …için 68.266,43-TL’nin sigorta limiti ile sınırlı kalmak üzere dava tarihi itibariyle işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile birleşen davanın davacısı … …’a ödenmesine, ” karar verilmiştir.
Dairemiz kararına karşı taraf vekillerince temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20.04.2022 tarih ve 2020/6129 E., 2022/3175 K. sayılı kararıyla;
“…1- Dava, destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Hesabından tahsili istemine ilişkindir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK’un 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK’nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da imkansız kılmaktadır.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince 16.06.2020 tarihli kısa kararda “…. … için 562,00 TL” “…için 68.266,43 TL” şeklinde karar verildiği, gerekçeli kararda ise hükme esas alınan rapora göre garame hesabı sonunda davacı … için 562,55 TL, … için 65.646,94 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmetmek gerektiği ifade edilmiş ancak kısa karardaki gibi hüküm kurulmuş olmakla, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratır ve infazda tereddüt oluşturur şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın re’sen bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına …” karar verilmiştir.
Dairemizce bozma sonrası HMK 373/3. Maddesi gereğince duruşma açılarak, taraf vekillerine bozmaya karşı diyecekleri sorulmuş ve usul ve yasaya uygun bozma kararına uyularak, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Sorumluluk Sigortası yaptırılmaması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Hesabı’ndan tahsili istemine ilişkindir.
Dava konusu olay 03.02.2011 tarihinde, saat 11.00’da … Ltd. Şti. ve aynı gün saat 19.20 sıralarında … San. Ltd. Şti.’nde meydana gelen patlama sonucu … Ltd. Şti.’nde çalışan davacıların desteğinin vefatı suretiyle olmuştur.
Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/256 E.,2015/192K. sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; patlamaların … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’ne ait binalarda aynı tarihte farklı zamanlarda meydana geldiği, … lisansını beklemeden doğalgaz dolumu, taşınması ve satış organizasyonunu sevk edip yönlendiren, olayın başından itibaren yeterli tedbirleri almayan … A.Ş. ve … Ltd. Şti’nin bir kısım yetkilileri ve yetkili personelinin kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu gerekçesiyle taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak suçundan hürriyeti bağlayıcı cezayla cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
Davalı tarafından, davacı … Ltd. Şti.’de çalıştığından Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının (TMZMSS) Genel Şartlar A.4.ç maddesi gereğince uğranılan zararın teminat dışı olduğu, … A.Ş.’nin de mesleki faaliyet alanı gereğince davacının yaralanması nedeniyle yaptırmak zorunda olduğu TMZMSS’nin kapsamı dışında kaldığı belirtilerek … Hesabının sorumlu tutulamayacağı savunulmuş ise de yangının dolum öncesi tüplerin içinde kalan oksijenin doğalgaz dolumunu takiben reaksiyona girerek kullanıcı personelin vanayı açması ile birlikte aniden patlaması sonucu meydana geldiği, … San. Tic. A.Ş. tarafından bu tüplerin dolumu, satışı ve dağıtımının yapıldığı, tehlikeli maddeler ile iştigal eden … A.Ş.’nin mesleki faaliyeti gereği yaptırmak zorunda olduğu sigortayı yaptırmadığı, sigortanın kapsamının belli bir coğrafi alan ile sınırlandırılamayacağı, bu hususların Yargıtay aşamasından geçerek kesinleştiği (Yargıtay 11. HD’nin 19.01.2015 gün ve 2014/14852E., 2015/553 sayılı onama kararı ile 24.11.2015 gün ve 2015/5153-12452K sayılı karar düzelme isteminin reddi, 02.05.2019 gün ve 2019/74E., 2019/3351K.) bu nedenle … Hesabının sorumlu olacağı kanaatine varılmıştır.
Öte yandan dava konusu iki ayrı işyerinde meydana gelen patlamada 20 ölü ve 43 yaralı bulunduğu anlaşılmaktadır. Zarar görenlerin sayısı birden çok ve zarar görenlerin tazminat alacakları sigorta sözleşmesinde öngörülen teminat tutarından fazla ise zarar görenlerin sigortacıdan isteyebilecekleri tazminat talepleri, sigorta tutarının, tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulmalıdır. Davalı tarafından olayda zarar gören diğer davacılar için de ödeme yapıldığı ve zararın garameten paylaştırılması gerektiği savunulmuş olup Dairemizce garame hesabına esas alınmak üzere … A.Ş.’nin kurumlar vergisi satış hasılatı tespit edilmiş, … Hesabından dava konusu olayda zarar görenlere halen ne miktarda ödeme yaptıkları ve açılan davaların bildirilmesi istenmiştir. Buna göre; olay tarihi itibariyle kişi başı bedensel zarar teminat limiti 200.000,00-TL, olay başı teminat limiti ise 3.200.000,00-TL’dir. Dava konusu olayda zarar görenlerin davalı … Hesabından talep ettiği zarar miktarı 3.327.688,67-TL olup zarar görenlere 609.240,82-TL ödeme yapıldığı belirtilmiştir.
Somut olayda; asıl davada; dava konusu patlamada vefat eden destek …’ın geriye eşi … ile çocukları … ve … kalmıştır. Birleştirilen davada ise; destekler … ve …’ın vefatı ile geriye anneleri …kalmıştır.
Dairemizce, uyuşmazlık konusu olayda 20 ölü ve 43 yaralı bulunması dikkate alınarak … Ltd. Şti.’nin satış hasılatı ve kullanım tutarı gözetilmek suretiyle gerektiğinde garame hesabı yapılarak, SGK tarafından davacılara bağlanan aylık ve sair ödemeler ile bunların peşin sermaye değerlerinin rücuya tabi olup olmadıklarına göre tazminat indirilmesinin gerekip gerekmediği de belirlendikten sonra tazminat miktarının tespiti bakımından duruşma açılarak hesap bilirkişisinden rapor alınmıştır.
Hükme esas alınan 03.04.2020 tarihli raporda; asıl davada davacılar yönünden bağlanan peşin sermaye değerinin yarısı indirilmiş, birleştirilen davada davacı … için SGK tarafından bir gelir bağlanmadığından indirime tabi tutulmamış, 5510 sayılı Kanunun 21/1 ve 4 . fıkraları uyarınca tazminattan indirim yapılmak suretiyle asıl davada … için 142.410,97-TL, … için 13.966,73-TL ve … için 585,00-TL ve birleştirilen davada … için 68.266,43-TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmış olup Dairemizce İlk Derece Mahkemesince garame indirimi yapılmaksızın bu miktarlar üzerinden karar verilmesi doğru görülmemiş, garame hesabı sonucu ve bozma sonrası uyulan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20.04.2022 tarihli bozma ilamı doğrultusunda, 3.327.688,67-TL tazminat talep edilen davalı kurumun 3.200.000,00-TL teminat limiti ile sorumlu olduğu ve toplam 609.240,82-TL ödediği gözetildiğinde asıl davada … için 136.946,44-TL, … için 13.430,80-TL ve … için 562,55-TL ve birleştirilen davada … için 65.646,94-TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Asıl davanın kısmen kabulü ile, davacılardan … için 136.946,44-TL … … için 562,55-TL … … için 13.430,80-TL’nin sigorta limiti ile sınırlı kalmak üzere dava tarihi olan 11.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacılara ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca hükmolunan miktar üzerinden alınması gereken gereken 10.310,69-TL harçtan peşin alınan 27,70-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 10.282,99-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 23.640,97-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama gideri olarak 55,40-TL Başvurma harcı, 27,70 TL-Peşin harç, 4,10-TL Vekalet harcı, 785,62-TL ıslah harcı ile sekseniki tebligat gideri 861,00-TL, üç müzekkere gideri 28,20-TL, iki bilirkişi ücreti 1.800,00-TL olmak üzere toplam 3.562,02-TL’nin kabul ve red oranı dikkate alınarak 3.288,77-TL’nin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, kalan masrafın davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Görevsiz mahkemede yapılan yargılama nedeniyle 54,40-TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Görevsiz mahkemede yapılan yargılama nedeniyle AAÜT’nin 6. maddesi gereğince takdiren 4.600,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
1-Birleşen davanın kısmen kabulü ile davacı …için 65.646,94-TL’nin sigorta limiti ile sınırlı kalmak üzere dava tarihi olan 17.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 4.484,34-TL harçtan peşin alınan 27,70-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.456,64-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 2.619,49-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Görevsiz mahkemede yapılan yargılama nedeniyle AAÜT’nin 6. maddesi gereğince takdiren 4.600,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İstinaf Harç ve Giderleri Yönünden:
1-Peşin alınan istinaf karar harcının davalıya iadesine.
2-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin red kabul oranlarına göre 123,03-TL’sinin davacılardan alınmasına 697,18-TL’sinin davalı üzerinde bırakılmasına, avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin red kabul oranlarına göre 25,31-TL’sinin davalıdan alınmasına 4,46-TL’sinin davacılar üzerinde bırakılmasına, avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve birden fazla duruşma yapıldığından 5.500,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine
5-HMK m. 359/3 gereğince karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
11.10.2022 tarihinde, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda, taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17.10.2022

Başkan Üye Üye 1 Katip