Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1279 E. 2022/1283 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1279 – 2022/1283
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2022/1279
KARAR NO : 2022/1283

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/04/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2021/30E., 2022/273K.
KONKORDATO TALEP EDEN :
VEKİLİ

İstemci şirket vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İstemci vekili “…… Pazarlama Limited Şirketi’nin 1996 yılında kurulduğunu, müvekkili şirketin pandemi dönemine kadar ekonomiye bağlı belirli dönemlerde mali sıkıntılar yaşadığını, bu durumun kısa sürelerde çözüme bağlandığını, ancak pandemi döneminden önce kamu kurumları için ihale usulü inşaat yapan şirketler ile malzeme tedarik sözleşmesi imzalayan müvekkili şirketin bu dönem içerisinde bu inşaat şirketlerinin hak edişlerini tahsil edememeleri ve sonucunda müvekkili şirkete olan borçlarını da ödeyememe sebepleri ile ciddi mali sıkıntılar yaşamaya başladığını, hem tedarik sözleşmesi ile çalışan firmaların zor duruma düşmesi hem de ticaret yapılan diğer şirketlerin pandemi döneminden fazlaca etkilenmesi sebebi ile inşaat piyasasında yaşanan nakit sıkıntılarının şirketi olumsuz etkilediğini, gelir analizlerine bakıldığında şirketin geçici bir likidite problemi yaşadığını, özellikle vade yapılandırması sonucunda bu durumun düzeleceğini, şirketin net işletme sermayesinin 31/12/2020 tarihi itibariyle 16.226.702,10 TL olup, 2019 yılı sonu itibariyle 14.129.058,76 TL olduğunu, ancak şirketin stoklarının reel sayımda 3.921.287,64 TL olarak belirlendiğini, işletme sermayesini kaybettiğini, kısa vadeli borçlanmanın dönen varlık artışlarına yakın seyretmesi nedeniyle şirketin net işletme sermayesinin düşme eğiliminde olduğunu, şirketin asit test oranının 0,72 seviyelerinde olmasının şirketin borç yapılandırmasını ortaya koyduğunu, projeler için ihtiyaç duyulan finansmanın kısa vadeli yabancı kaynaklar ile karşılandığını, bunun da kaynaklar içinde öz kaynakların payını azalttığını, şirketin 2019 yılı sonunda aktiflerinin %67’si kadar kısa vadeli borçlandıkları, 31/12/2020 tarihi itibariyle bu oranın %72 oranında olduğunu, kredilerin uzun vadelere yayılması durumunda şirketin likidite sorununu çözebilecek olduğunu, şirketin vadeye ihtiyacı bulunduğunu, şirketin bilanço dönemi sonrasında da cari ödemelerini yapmak maksadıyla teminatlı ve teminatsız kredi kullandığını, borçların yapılandırılmasının elzem olduğunu, kısa vadeli borçlarını aksatmayan şirketin çok kısa sürede borçlarını ödeyemez hale geleceğini, şirketin ciro sorunu yaşamadığını, tahsil problemi nedeniyle borçlandığını, kısa vadeli borçların uzun vadeye yayılması suretiyle net işletme sermayesinin normale döneceğini, şirketin iflastan korunması gerektiğinden bahisle müvekkili hakkında geçici mühlet kararı verilmesini, yasada yazılı tedbirlere hükmedilmesini, kesin mühlet tayin edilerek akabinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini…” talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince konkordato komiserler kurulu nihai raporuna göre teklif edilen tutarın iflas halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olduğu, ancak teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığı gibi İcra ve İflas Kanunu’nun 302’nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki nisabın da sağlanamadığı, öte yandan istemcinin varlıkların muhtemel satış tutarlarına göre düzenlenen bilanço uyarınca borca batık durumda bulunduğu gerekçesiyle konkordato tasdik talebinin reddine ve istemci şirketin iflasına karar verilmiştir.
İstinaf eden istemci şirket vekili:
– Yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını,
– Müvekkili şirketin borca batık olmadığını, geçici bir likidite problemi yaşadığını,
– Müvekkili şirketin mühlet içinde işlerini toparladığını ve borçlarının bir kısmını ödediğini, yapılandırma ile kalan borçlarını da ödeyebileceğinin anlaşıldığını,
– Konkordatonun tasdiki halinde alacaklıların da korunmuş olacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve istemin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
İstem, konkordatonun tasdikine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve özellikle konkordatonun tasdiki için yasanın aradığı çoğunluk koşulunun sağlanamamasına ve varlık/borç dengesinin isabetle belirlenmesine, istemcinin de hesap tarzı bakımından açık bir gerekçe gösterilmemesine göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince istemci şirket vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/30 E., 2022/273 K sayılı dava dosyasında verdiği 07/04/2022 tarihli kararına yönelik istemci şirket vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin olarak alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına.
3-İstemci şirket vekili tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
14/09/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
İİK m. 308/a gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 14/09/2022

Başkan Üye Üye Katip