Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1200 E. 2022/1687 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1200 – 2022/1687
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
( DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR )

ESAS NO : 2022/1200
KARAR NO : 2022/1687

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/03/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2020/426E., 2022/180K.

KONKORDATO İSTEYEN :
VEKİLİ :
BİRLEŞEN ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2020/459 ESAS SAYILI DOSYASINDA
KONKORDATO İSTEYEN :
VEKİLİ :
İSTİNAF EDEN ALACAKLILAR
ALACAKLI :
VEKİLİ :
ALACAKLI :
VEKİLİ :
ALACAKLI :
ALACAKLI :

Bir kısım alacaklılar vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352’nci maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İstemci şirketler vekili müvekkillerinin olağanüstü hal ve sonrasında pandemi süreci ile ulusal ve uluslararası piyasalarda meydana gelen ekonomik sorunlar nedeniyle borçlarını ödeyememe tehlikesi altında bulunduklarını ileri sürerek; istemci gerçek kişiler bakımından da bunların istemci şirketlerin borçlarına kefil olduklarını bildirerek konkordato mühleti verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince:
İstemci … AŞ’nin projesinin İcra ve İflas Kanunu’nun 302’nci maddesinde gösterilen çoğunlukla kabul edilmediği gerekçesiyle adı geçenin tasdik talebinin reddine,
Diğer istemciler yönünden Yasa’nın aradığı nisabın sağlandığı, teklif edilen tutarın borçluların kaynakları ile orantılı olduğu, kabul edilen konkordato projesine göre teklif edilen ödeme tutarının borçluların iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek miktardan fazla olacağı, rapor tarihi itibariyle İcra ve İflas Kanunu’nun 206’ncı maddesinin 1’inci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödendiği ve mühlet içerisinde komiserin izniyle akdedilmiş ödenmemiş borçların bulunmadığı gerekçesiyle adı geçenlerin konkordato projelerinin adi alacaklar yönünden tasdiki ile “adi alacaklıların alacaklarının tasdik kararını müteakip 6 ay ödemesiz ve ödemesiz dönemden sonra gelmek üzere 60 ay taksitle ödenmesine” ve istemcilerin rehinli alacaklılara ilişkin konkordato projesinin tasdik talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
1. Alacaklı …vekili istinaf dilekçesinde:
– Müvekkilinin istemcilerden … AŞ’ye 2.000.000,-EURO kredi kullandırdığını, diğer istemcilerin bu kredi sözleşmesine kefil olduklarını ve ilk derece mahkemesince satışı engellenen … parselde bulunan taşınmaz üzerine müvekkili lehine ipotek tesis edildiğini,
– İcra ve İflas Kanunu’nun 307’nci maddesine aykırı olarak birikmiş faiz alacaklarının bulunduğunu ve satışın bu koşulda ertelenmesinin yasaya aykırı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının bu yönden düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
2. Alacaklı … vekili istemci … yönünden sunduğu istinaf dilekçesinde:
– Adı geçen istemcinin projesinin gerçekçi ve uygulanabilir olmadığını,
– Komiserler kurulu raporunun bu istemciye ilişkin kısmının objektif ve denetlenebilir olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının bu istemci yönünden kaldırılmasını istemiştir.
3. Alacaklı … vekili istinaf dilekçesinde:
– İstemci şirketlerin borca batık olmadıklarını, diledikleri takdirde borçlarını konkordato olmaksızın da ödeyebileceklerini,
– İstemcilerden …’nin 31.12.2021 günlü rayiç bilançosuna göre varlıklarının borçlarının iki buçuk katından fazla olduğunu, cari oranın sektör ortalaması 1,60 iken istemci bakımından bu oranın 2,73 olduğunu,
– Bütün istemcilerin kaynaklarının borçlarını rahatlıkla karşılayabilecek durumda olduğunu,
– Faizsiz olarak kabul edilen konkordatonun müvekkilinin zararına olduğunu,
– Alacaklarının eksik kabul edildiğini,
– Konkordatonun iyiniyetli olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
4. Alacaklı … vekili istinaf dilekçesinde:
– Projenin tasdiki halinde kurum alacaklarının tahsilinin tehlikeye gireceğini,
– İleride elde edilecek gelirler düşünülerek ödeme planı yapıldığını,
– Projenin gerçeği yansıtmadığını, uygulanabilir olmadığını,
– Ödeme tarih ve tutarlarının açık olmadığını, projenin belirsizlik ve eşitsizlik yarattığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I- Alacaklı … vekilinin prim alacaklarına dair istinaf istemi yönünden:
SGK Başkanlığının prim alacakları 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 88/16. maddesine göre, İcra ve İflas Kanununa göre değil 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre takip ve tahsil edilmektedir. Bu Kanuna tâbi alacaklar konkordato hükmünün dışında kaldığından (İİK m.308/c) SGK alacaklarının konkordatodan etkilenmediği sonucuna varılmaktadır. Konkordatodan etkilenmeyen alacakların itirazlarının dikkate alınması gerekmediği gibi bunların alacaklılarının toplantıya çağrılmasına da gerek bulunmamaktadır. Diğer bir ifade ile SGK Başkanlığının prim alacakları yönünden konkordatonun tasdikine ilişkin karara karşı istinaf yoluna başvurmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olduğu gibi istinaf yasa yoluna başvurulması için de aranan bir şarttır.
Açıklanan nedenlerle alacaklı … vekilinin prim alacakları yönünden istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğundan usulden reddi gerekmiştir.
II- Alacaklı … vekilinin istinaf istemi yönünden:
Karara karşı alacaklı … vekili tarafından istemcilerden … yönünden istinaf yoluna başvurulmuş olup istinaf aşamasında 29.08.2022 günlü dilekçesiyle istinaf başvurusundan feragat ettiğini açıklamıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 349’uncu maddesinin 2 numaralı fıkrası uyarınca adı geçen alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
III- Alacaklılar … ve … vekillerinin istinaf başvuru sebepleri yönünden:
A) Alacaklı … vekilinin nisaba dahil edilen alacağın eksik hesaplandığına yönelik istinaf başvuru sebebi yönünden:
İcra ve İflas Kanunu’nun 300’üncü maddesi uyarınca konkordato komiseri yazdırılan alacaklara karşı borçlunun beyanını alır. Borçlunun itiraz ettiği alacaklar çekişmeli hale gelir. Bu durumda alacaklının yapması gereken şey, alacağının itirazlı kısmının ne şekilde nisaba dahil edileceği hususunda mahkemeden karar almaktır (İİK m.302/VI). Nitekim somut olayda mahkemece bu yönde verilen kararlar dosyaya yansımıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, mahkemenin bu konuda verdiği kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediği için çekişmeli alacakların ayrıca dava konusu edilmesine imkân sağlanmıştır (İİK m.308/b).
Açıklanan nedenlerle çekişmeli hale gelmiş alacakların istinaf sebebi yapılmasına ve bu tutarların bölge adliye mahkemesince belirlenmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Bunlar dışındaki itirazların tasdik kararının istinafı aşamasında ileri sürülerek nisabın yeniden oluşturulması yoluna gidilmesi mümkün değildir. Komiserlerin bu yöndeki sorumlulukları saklıdır.
… vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvuru sebebinin reddi gerekmiştir.
B) Alacaklılar … ve … vekillerinin diğer istinaf başvuru sebepleri yönünden:
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince alacaklılar … ve … vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
C) Kaldırma ve yeniden esas hakkında hüküm kurma gerekçesi (HMK m.353/1-b.2) :
1– İcra ve İflas Kanunu’nun 285’inci maddesine göre konkordato, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için talep edebileceği kolektif (külli) bir tasfiye biçimidir.
Düzenlemeden de anlaşılabileceği gibi konkordato mühleti verilmesinin ve dolayısıyla konkordatonun temel koşulu vadesi geldiği hâlde borçların ödenememesi veya ödenememe tehlikesinin bulunmasıdır (İİK m.285). Borçlarını vadesinde ödeyebilecek olan borçlunun konkordato başvurusu kabul edilemez.
İşletme uygulamasında bu ölçütün “aciz hali” ya da “aciz haline düşme riski” olarak tanımlandığı kabul edilmektedir (Öztek, S. ve diğerleri: Yeni Konkordato Hukuku, 7101 ve 7155 Sayılı Kanunlarla Değişik İcra ve İflas Kanunu m. 285-309 Şerhi, Ankara 2019, Adalet yay., m.285, n.29; Atalay, O.: Konkordato Reformu Hakkında Değerlendirmeler, 7101 Sayılı Kanunla Konkordato ve Elektronik Tebligat Konularında Getirilen Yenilikler, Lexpera Seminer, İstanbul 4 Mayıs 2018, s.115; Karakaş, C.F.: Borca Batık Olmayan Borçlunun Tenzilat Konkordatosu İstemi ve Seçenekli Konkordato Projesi, Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Dergisi, C.XVI, 2020/3, S.47, s.781 vd.).
Aciz hali, borçlunun ödeme vasıtalarından -görece- uzun bir süre ile yoksun olması ve bu nedenle muaccel para borçlarını ödeyememesi durumu olarak tanımlanmaktadır (Üstündağ, S.: İflas Hukuku, 8.b., İstanbul 2009, s.8; Budak, A.C.: “Ödeme Güçlüğü ve Ödeme Aczi İçindeki İşletmelerin Kurtarılması ve Türk Konkordato Hukuku”, Türk, İngiliz ve ABD Hukukunda İşletmelerin Ödeme Güçlüğü Sorunları ve Banka İlişkileri Sempozyumu, İstanbul 1993, s.70; Karakaş, s.783).
Aciz halinin varlığını belirlemek için finansal tablo analizinde kullanılan temel oran (rasyo) “cari oran”dır. Bu oran dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynaklara (borçlara) bölünmesi ile bulunur ve nakit ya da nakde kolaylıkla çevrilebilen varlıklarla, bir yıl içinde ödenmesi gereken borçların karşılanıp karşılanmayacağı konusunda bilgi verir.
Esasen kısa vadeli borçların ödenememesi ya da ödenememesi tehlikesi konkordatoya başvuru için yeterli olmakla birlikte varlıkları borçlarının kat be kat üstünde olan borçlular için konkordatoya müracaat kabul edilemeyeceği yerleşik Yargıtay uygulaması halindedir (Yargıtay İİD. 01.10.1964 gün ve 1964/12958; bkz. Altay, S./Eskiocak, A.: Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 5.b., İstanbul 2019, s.670).
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde istemci … Şirketi’nin
Dönen varlıkları : 97.063.987,29 TL,
Duran varlıkları : 85.628.721,28 TL ve
Varlıklar toplamı : 182.692.708,57 TL

Kısa vadeli borçları : 35.575.834,54 TL,
Uzun vadeli borçları : 36.788.647,-TL ve
Borçlar toplamı : 72.364.481,54 TL’dir.

Konkordato komiserler kurulu raporunda da belirtildiği gibi sektör ortalaması 1,60 olan cari oran, bu şirket için 2,73 mertebesindedir ve şirketin nakit ya da nakde kolaylıkla çevrilebilen varlıklarıyla, bir yıl içinde ödenmesi gereken borçlarını rahatlıkla karşılayacağı; öte yandan varlıklarının, borçlarının yüzde 252,46 oranında karşıladığı anlaşılmaktadır.
Refah içindeki bir şirketin konkordatoya başvurması her şeyden önce İcra ve İflas Kanunu’nun 285’inci maddesinde aranan temel koşula aykırıdır.
Açıklanan nedenle bu şirketin konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmelidir.

2– İstemci …’nin mali tablolarına bakıldığında (sınırda) borca batık olmadığı, sektör ortalaması 1,17 olan cari oranın ise 1,04 mertebesinde olduğu görülmektedir. Bir diğer ifade ile şirketin nakit ya da nakde kolaylıkla çevrilebilen (dönen) varlıklarının, bir yıl içinde ödenmesi gereken (kısa vadeli) borçlarını karşılayabilmek konusunda başabaş noktasına yakın olduğu anlaşılmıştır. Bu koşullarda ve özellikle ülke ekonomisindeki enflasyonist ortama rağmen faiz önerilmemesi karşısında ödemesiz sürenin uzun olduğu ve bunun nedeninin de açıklanmadığı dikkate alınmıştır.
Tasdik edilen konkordato “adi alacaklıların alacaklarının tasdik kararını müteakip 6 ay ödemesiz ve ödemesiz dönemden sonra gelmek üzere 60 ay taksitle ödenmesine” şeklinde formüle edilmiştir.
Dosya 10.03.2022 günü karara çıkmış, ilk derece mahkemesince Dairemize gönderilmek üzere 20.06.2022 günü gönderme formu düzenlenmiştir.
Bu haliyle ödemelerin 10.03.2023 günü başlatılması gerekse de yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde bu tarih öne çekilmek, ödeme günü netleştirilmek ve taksitlerin eşit miktarlarda olması hususu vurgulanmak suretiyle “ilk taksit 2023 yılı Ocak ayından başlamak üzere her ayın en geç son günü olacak biçimde altmış ay eşit taksitlerle ödenmesine” biçiminde düzeltilmiştir (İİK m.305/son).

3– İlk derece mahkemesi kararında Yasadaki ibare tekrarlanarak gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almak üzere kayyım tayin edilmiş ise de bu görevlerin birbiriyle örtüşmediği dikkate alınarak kayyım sadece gözetimle görevlendirilmiştir (bkz. Çankal, E./Karakaş, C.F.: Konkordato Kayyımının İşlevi Üzerine Düşünceler, Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Dergisi, C.XVII, 2021/2, S.49, s.571 vd.).

4– İlk derece mahkemesince “İ.İ.K.’nun 308/b maddesi uyarınca alacakları itiraza uğramış olan tüm alacaklılara tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren 1 ay içerisinde dava açabileceklerinin ihtarına, dosya kapsamı itibariyle İ.İ.K.’nun 308/b-2 maddesi gereğince depo kararı verilmesine yer olmadığına,” karar verilmiştir.
Oysa alacağı itiraza uğrayan alacaklı, alacağın tâbi olduğu zamanaşımı süresi içinde, dilediği zaman alacağını dava konusu edebilir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinde düzenlenen bir aylık süre, çekişmeli alacaklar için depo kararı verilmiş olması halinde, alacaklının bu depodan yararlanması için getirilmiş bir süredir. Bir diğer ifade ile eğer mahkemece depo kararı verilmişse bu paradan ancak bir ay içinde dava açan alacaklılar yararlanır. Alacağını daha sonra dava eden alacaklı, bu paradan yararlanamaz. Fakat bu süre alacaklar için öngörülmüş bir azami hak düşürücü süre değildir.
İlk derece mahkemesince depo kararı verilmediğinden, İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinde düzenlenen bir aylık sürenin de bir anlamı kalmamıştır. Esasen yasadan kaynaklanan düzenlemenin mahkeme kararına aktarılmasına da gerek bulunmamıştır.
Açıklanan nedenle, ilk derece mahkemesi kararında bu husus da karardan çıkartılmıştır.
HÜKÜM :
I- Alacaklı … vekilinin istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğundan USULDEN REDDİNE,
II- … vekilinin İSTİNAF BAŞVURULARININ FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
III- Alacaklılar … ve … vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan istinaf başvuru sebeplerinin ESASTAN REDDİNE,
IV- Yukarıda (III-C) sayılı bentte açıklanan nedenlerle, alacaklılar …ve …vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1-b.2 gereğince Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/426 E., 2022/180 K sayılı dava dosyasında verdiği 10/03/2022 tarihli KARARININ DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
“1- Asıl dosyada istemci … Anonim Şirketi ile … Şirketi’nin konkordato talebinin İcra ve İflas Kanunu’nun 305/c ve 308’inci maddeleri gereğince REDDİNE,
İstemciler hakkında ilk derece mahkemesinin 16/12/2020 tarihli kararı ile verilen kesin mühletin sona erdiğinin tespitine, bu kararla verilen tedbirlerin kaldırılmasına, tedbirlerin kaldırılması hususunda ilgili yerlere yazılmasına,
İstemciler yönünden kesin mühletin kaldırılması nedeni ile İcra ve İflas Kanunu’nun 294, 295, 296 ve 297’nci maddelerinde düzenlenen sonuçların kalkmış olduğunun tespitine,
Komiserler kurulunun görevinin sona erdiğinin tespitine,
İstemcilerin konkordato talebinin reddedildiğinin İcra ve İflas Kanunu’nun 288’inci maddesi gereğince ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
2- Asıl dosyada istemciler … ile birleşen Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/459 Esas sayılı dosyasında istemciler …’ın konkordato projesinin TASDİK TALEBİNİN ADİ ALACAKLAR YÖNÜNDEN KABULÜNE,
Adi alacaklıların alacaklarının, ilk taksit 2023 yılı Ocak ayından başlamak üzere her ayın en geç son günü olacak biçimde altmış ay eşit taksitlerle ödenmesine,
İstemcilerin rehinli alacaklılara ilişkin konkordato projesinin tasdik talebinin reddine,
Komiserler kurulunun görevinin sona erdiğinin tespitine,
İcra ve İflas Kanunu’nun 306’ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetimle görevli olarak SMMM …’ın tasdik karar tarihi itibari ile göreve başlamak üzere kayyım olarak görevlendirilmesine,
Kayyım tarafından borçluların ve işletmelerinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir ilk derece mahkememize rapor sunulmasına,
Kayyıma aylık 2.000,-TL ücret takdirine, kayyımın göreve başlama tarihinden itibaren ödenecek 36 aylık ücretin (72.000,-TL) konkordato talep eden şirket tarafından mahkeme veznesine depo edilmesine,
İstemciler yönünden kesin mühletin kaldırılması nedeni ile İcra ve İflas Kanunu’nun 294, 295, 296 ve 297’nci maddelerinde düzenlenen sonuçların kalkmış olduğunun tespitine,
3- İcra ve İflas Kanunu’nun 308/b-2 maddesi gereğince depo kararı verilmesine yer olmadığına,
4- İcra ve İflas Kanunu’nun 306/son maddesi gereğince, hüküm fıkrasının aynı Yasa’nın 288’inci maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
5- İcra ve İflas Kanunu’nun 307’nci maddesi gereğince istemciye ait ve işletmenin faaliyetinde kullanılan rehinli … parseldeki fabrika binası olan taşınmazın muhafaza altına alınması ve satışının ilk derece mahkemesi kararı tarihi olan 10.03.2022 gününden itibaren bir yıl süre ile ertelenmesine,
6- Asıl dosyada alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik 26,30 TL harcın istemcilerden alınarak Hazineye gelir kaydına,
Birleşen dosyada alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik 26,30 TL harcın istemcilerden alınarak Hazineye gelir kaydına,
7- İstemciler tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine (HMK m.333),
8- Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına”

V-a)Alacaklılar …ve …’ndan peşin olarak alınan istinaf karar harçlarının iadesine.
b) Alacaklı …’den peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine.
c) … harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına.
VI- İstinaf yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
VII- HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
02/11/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
İİK m. 308/a gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 07/11/2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır