Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1177 E. 2022/1110 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21.03.2022
ESAS-KARAR NUMARASI :……
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili şirket ile dava dışı … arasında akdedilen ……işine ilişkin olarak davalı şirket …… sayılı montaj tüm riskler sigorta poliçesi düzenlendiğini, anılan poliçe döneminde … köyünde, … isimli şahsın arpa ekili tarlasına elektrik tellerinin düşmesi sonucunda yangın çıktığı iddiası ile Şanlıurfa 2. AHM’nin 2013/225 esas sayılı dosyası ile … aleyhine dava ikame edildiğini, davanın müvekkili şirkete ihbar edilmediğini, kararın kesinleşmesi ile ödeme yapmak zorunda kalan …’ın, yapılan ödemenin müvekkili şirketten rücuen tahsilini talep ettiğini, müvekkilince davalı şirkete ihbar ve ödeme talebi ile başvuruda bulunulmuşsa da ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 21.329,36-TL’nin davalıya ihbar ve ödeme talebinde bulunulmasından itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu edilen zararın poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davacı sigortalının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, zira ödemediği bir bedeli müvekkili şirketten talep ettiğini, mal varlığında doğmuş herhangi bir zararı bulunmadığını, talep edilen tutarın fahiş olduğunu, dolayısıyla gerçek zararın tespiti gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “…Somut olayda; davacı ile dava dışı … arasında 16.06.2011 tarihli, Şanlıurfa İl Müdürlüğü sorumluluk alanında bulunan elektrik dağıtım şebekelerinin arıza onarım ve bakımı işine ilişkin sözleşme düzenlendiği, davacı ile davalı arasında ise; Şanlıurfa ili, … ve … ….işine ilişkin olarak 13732017 no’lu … sigorta poliçesi düzenlendiğini, poliçe döneminde dava dışı … tarafından Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde 2013/2256 E. sayılı dosya kapsamında, … aleyhine tazminat istemli dava açıldığı, iş bu dava neticesinde hükmedilen 21.329,38-TL’nin … tarafından …’e ödendiği, … tarafından iş bu ödemenin 16.06.2011 tarihli sözleşmeye istinaden davacı … A.Ş.’nden talep edildiği, ancak dava tarihi itibariyle davacının herhangi bir ödemesinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
TBK’nun 73. maddesi gereğince, rücuen tazminat davası açılabilmesinin ilk şartı, tazminatın tamamının ödenmesidir. Dava tarihi itibariyle davacı tarafça tazminatın ödenmediği, bu suretle, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-h maddesi uyarınca davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın usulden reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davanın, sigorta poliçesi kapsamında meydana gelen bir zararın karşılanması talebi olduğunu, TBK’nun 73. maddesinde haksız fiil kapsamında yapılan ödemenin rücuu gibi bir talebin olmadığını, tamamen sigorta poliçesinden ve sigortalı-sigortacı ilişkisinden kaynaklandığını, sigorta poliçesinden de anlaşılacağı üzere zararın karşılanması için müvekkilinin öncelikle ödeme yapması gibi şartın olmadığını;
Yaptırılan sigortanın sorumluluk sigortası olduğunu, zarar gören üçüncü kişinin zararını karşılayan üst işverenin, aralarındaki sözleşme hükümlerine ve poliçenin kapsamı içerisinde olan olaya dayanarak müvekkili aleyhinde istem ileri sürdüğünü, müvekkilinin, …’a söz konusu bedeli ödeme tehditi altında olduğunu, bu durumda davalının TTK’nun 1474. maddesi gereğince de müvekkilin zararını karşılaması gerektiğini;
Dava konusu olayın poliçe kapsamındaki işin yapılması sırasında gerçekleştiğini, mahkeme kararı ile işverenin kusurunun bulunduğuna karar verildiğini ve oluşan zararın üst işveren tarafından tazmin edildiğini, üst işverenin sigortalı ya da sigorta ettiren gibi sıfatı bulunmadığını, bu nedenle oluşan zararı davalı şirketten tazmin etme şansı bulunmadığını;
Poliçenin özel şartlarında ekili ve dikili alanlara verilen zararların ayrıca ve açıkça kapsama dahil edildiğini, zarar gören dava dışı … tarafından 03.07.2012 tarihinde tarlasında gerçekleşen yangına ilişkin olarak talepte bulunulmuş olup zararın teminat kapsamında olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, montaj bütün riskler sigorta poliçesi kapsamında verilen 3. şahıs mali mesuliyet teminatına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/707 E., 2022/187 K. sayılı dava dosyasında verdiği 21.03.2022 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
29.06.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 30.06.2022

…..