Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1163 E. 2022/1108 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1163 – 2022/1108
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)
ESAS NO : 2022/1163
KARAR NO : 2022/1108
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2021
ESAS-KARAR NUMARASI : 2021/355 E.-2021/799 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; … Kurumunca müvekkil şirkete,Van ilinde kurulacak olan … Ayrancılar Hidroelektrik santrali üretim tesisinde 14.06.2007 tarihinden itibaren 49 yıl süreyle üretim faaliyeti göstermek üzere Elektrik Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca üretim lisansı verildiğini, … Ayrancılar HES’in 25.03.2011 tarihinde işletmeye girdiğini, müvekkil şirketin davalı …’la imzaladığı bağlantı ve sistem kullanım anlaşması doğrultusunda elektrik üretim faaliyetinde bulunduğunu, müvekkili şirketin bağlantı ve sistem kullanım anlaşmaları kapsamında davalı şirkete ödediği bedelleri Enerji Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat gereğince işletmeye giriş tarihi olan 25.03.2011 tarihinden, 2016 Mart ayına kadar %50 teşvik indirimi ile ödediğini, akabinde EPDK tarafından alınan 17.09.2020 tarihli kararda, “Elektrik Piyasası Daire Başkanlığı’nın 15.09.2020 tarihli ve 52111265-38944 sayılı başkanlık makamına müzekkeresi çerçevesinde; 6446 sayılı elektrik piyasası kanununun Geçici 4. maddesinin 1. ( a) bendi kapsamında sistem kullanım bedelleri üzerinden uygulanan indirim teşvikinin, sadece üretim tesislerinin veriş yönündeki sistem kullanım bedelleri üzerinden uygulanması gerektiğine”ne karar verildiğini, bunun üzerine davalı … tarafından gönderilen yazı ile EPDK kurul kararı kapsamında 2011 Mayıs- 2016 Mart dönemlerine ait tüketim yönlü iletim sistemi kullanımı için 36.952,17 TL tutarlı fatura düzenlenerek bedelinin ödenmesinin talep edildiğini, müvekkilince faturaya itiraz edilerek iade edildiğini ancak davalının gönderdiği yazı ile müvekkili şirketin düzenlemiş olduğu 11.03.2021 tarihli faturayı kabul etmediğini ve fatura bedelinin ödenmesini talep ettiğini, müvekkilinin fatura bedelini ihtirazı kayıt ile 19.03.2021 tarihinde davalıya ödemek zorunda kaldığını, davalı şirketin faturaya dayanak gösterdiği kurul kararının Elektrik Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, Mülga 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna eklenen geçici 14/1-c maddesindeki iletim sistemi sistem kullanım bedellerinden beş yıl süreyle yüzde elli indirim yapılacağına ilişkin sürenin en son 31.12.2020 tarihine kadar uzatıldığını, madde metninde veriş/çekiş şeklinde bir ayrım yapılmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla EPDK tarafından 17.09.2020 tarihinde verilen kararın davalı şirket tarafından geriye yürütülerek müvekkili şirket hakkında 2011-2016 dönemine ait borç tahakkuk ettirilmesinin kabul edilemez nitelikte olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin tüm hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla 36.952,17 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; 02.12.2020 tarih ve 31322 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7257 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek eklenen (d) bendi ve aynı Kanun’un 39. maddesi ile eklenen Ek Madde 1 uyarınca davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, davacının dava konusu  fatura tutarını müvekkili Teşekkülünün banka hesabına yatırdığını, Mülga 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa 09.07.2008 tarihli ve 5784 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 14. maddenin, birinci fıkrasının (c) bendinin, “c) 31/12/2012 tarihine kadar ilk defa işletmeye girecek üretim ve otoprodüktör lisansı sahibi tüzel kişilere aşağıdaki teşvikler sağlanır: Üretim tesislerinin, işletmeye giriş tarihlerinden itibaren beş yıl süreyle iletim sistemi sistem kullanım bedellerinden yüzde elli indirim yapılır” hükmünü amir olduğunu, 14.03.2013 tarihli 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun, Arz Güvenliğinin Sağlanmasına Yönelik Düzenlemeler başlıklı Geçici 4. maddesi ile, “(1) Kısa dönemde gerekli arz kapasitesinin yeterli bir yedekle oluşturulması amacıyla, 31/12/2015 tarihine kadar ilk defa işletmeye girecek üretim lisansı sahibi tüzel kişilere, aşağıdaki teşvikler sağlanır. Bu sürenin beş yıla kadar uzatılmasına Bakanlar Kurulu yetkilidir. a) Üretim tesislerinin, işletmeye giriş tarihlerinden itibaren beş yıl süreyle iletim sistemi sistem kullanım bedellerinden yüzde elli indirim yapılır.” hükmünün kabul edildiğini, bu sürenin en son 14.12.2014 tarihli ve 2015/8317 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 31.12.2020 tarihine kadar uzatıldığını, müvekkilince bu Kanun hükümleri kapsamında 09.07.2008 tarihinden sonra ilk defa işletmeye giren üretim tesislerine iletim sistemini tüketim ve üretim yönlü kullanımlarına istinaden iletim bedeli faturalarında hem tüketim ve hem de üretim yönlü sistem kullanım bedellerinde beş yıl süre ile %50 teşvik uygulaması yapıldığını, ancak bu arada EPDK’nın 17.09.2020 tarihli ve 9548 sayılı kararı ile ” ….6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun Geçici 4. üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sistem kullanım bedelleri üzerinden uygulanan indirim teşvikinin, sadece üretim tesislerinin veriş yönündeki sistem kullanım bedelleri üzerinden uygulanması gerektiğine” karar verildiğini, bu karar üzerine müvekkilince üretim tesisleri için Eylül 2020 tarihi itibarıyla düzenlenen iletim bedeli faturalarında sadece üretim yönlü sistem kullanım bedellerinde teşvik uygulandığını, tüketim yönlü sistem kullanım bedellerinin ise teşviksiz hesaplandığını, müvekkilince EPDK kararı doğrultusunda geçmiş dönemlerde tüketim yönlü olarak uygulanan teşvik nedeniyle müvekkili aleyhine sebepsiz zenginleşen davacıya önceki döneme ait tutarların iadesi için davaya konu faturanın düzenlendiğini, kanunda teşvik indiriminin amacının arz kapasitesinin yeterli bir yedekle oluşturulması olarak belirtildiğini, santrallerin tükettiği elektrik bedellerine de indirim uygulamanın talebin artmasına sebep olacağını ve kanunun amacı ile örtüşmeyeceğini, müvekkili Teşekkül tarafından teşvik indirimine yönelik davacı adına tesis edilmiş herhangi bir idari işlem bulunmadığını, sadece davacı ile imzalanan Sistem Kullanım Anlaşması ve bu anlaşma gereği düzenlenen iletim bedeli faturalarının söz konusu olduğunu, özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren müvekkilinin EPDK kararı ile Kanundaki teşvik indiriminden müvekkili aleyhine haksız kazanç sağladığı anlaşılan davacı Şirketten sağladığı haksız kazancın iadesini TBK’nın 77 ve devamı maddelerindeki sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak istemesinin hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “02/12/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre ‘İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak’ …’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun’a ek madde 3 ile ‘8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.’ hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanun’un yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Hukuk yargılamasında usul hükümlerinde yapılan değişiklikler derdest davalarda derhal uygulanır. Bir davaya hangi yargı kolunda bakılacağı konusu HMK’nın 114/1-b maddesi gereğince dava şartıdır. HMK’nın 115/1. fıkrası gereğince anılan dava şartı yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Bu nedenle 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yukarıda izah edilen Kanun hükmü kapsamında uyuşmazlık konusu davanın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği” gerekçesiyle dava şartı (Yargı Yolunun Caiz Olmaması) yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na 25.11.2020 tarihli 7257 sayılı Kanun’un 39. maddesi ile getirilen Ek Madde 3’e göre 8. maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargıda görüleceği düzenlenmiş olmakla birlikte somut uyuşmazlığın konusunun bu madde kapsamında olmadığını, zira somut uyuşmazlıkta, yukarıda zikredilen hüküm kapsamında bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarından kaynaklanan bir para cezası, yaptırım ya da cezai şartın söz konusu olmadığını, kanuni düzenlemenin getiriliş gerekçesine göre iletim sistemi işletme güvenliği üzerinde risk oluşturan kullanıcıların keyfi kullanım durumlarının ve ihlallerin önlenebilmesi için davalı şirket …’ın görev ve yükümlülükleri arasına bir caydırıcılık unsurunun eklendiğini, dolayısıyla somut uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin adli yargı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere davalı şirketin de dilekçelerinde somut uyuşmazlıkta kendisinden sadır olan bir idari işlem olmadığını belirttiğini savunarak, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki Sistem Kullanım anlaşmasına dayalı olarak düzenlenen ve ihtirazı kayıtla ödenen fatura bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
02.12.2020 tarih ve 31322 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe göre 7257 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 33. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun “İletim faaliyeti” başlıklı 8. maddesinin …’ın görev ve yükümlülüklerini düzenleyen 2. fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere eklenmesine ve sonraki bentlerin buna göre teselsül ettirilmesine karar verilen bent, “d) İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak.” hükmünü, yine aynı Kanunun 39. maddesi ile 6446 sayılı Kanuna eklenen ek maddenin, “(1) 8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmünü içermektedir. .
Somut uyuşmazlıkta davalı … tarafından geriye dönük olarak düzenlenen faturanın, Mülga 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa 09.07.2008 tarihli ve 5784 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 14. maddenin birinci fıkrasının (c) bendi ile 14.03.2013 tarihli 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun, Arz Güvenliğinin Sağlanmasına Yönelik Düzenlemeler başlıklı Geçici 4. maddesine aykırı olarak düzenlendiği iddiasıyla, ihtirazı kayıtla ödenen fatura bedelinin istirdatı istenmektedir. Dava konusu fatura, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun “İletim faaliyeti” başlıklı 8. maddesinin …’ın görev ve yükümlülüklerini düzenleyen 2. fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere eklenen (d) bendi kapsamında düzenlenmiş bir ceza faturası değildir.
Bu durumda İlk derece Mahkemesince, uyuşmazlığın tacir olan taraflar arasında imzalanmış olan “Sistem Kullanım Anlaşmasından” kaynaklanmakta olduğu, TTK’nın 4. maddesi uyarınca nispi ticari dava olduğu, aynı Yasa’nın 5. maddesi uyarınca Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu, somut uyuşmazlıkla ilgili İdari Yargının görevli olduğuna ilişkin yasal bir düzenleme olmadığı gözetilerek, uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde yargı yolu dava şartı konusunda yanılgılı gerekçeyle karar verilmesi doğru olmamıştır.
Buna göre Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/(1)-a.4. maddesi uyarınca esasını incelemeden İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/(1)-a.4. maddesi uyarınca, esasını incelemeden Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.12.2021 tarih ve 2021/355 E., 2021/799 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
3-Davacı vekilince istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk derece Mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
4-Karar tebliği işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
29.06.2022 tarihinde, HMK’nın 353/(1)-a. ve 362/(1)-g maddeleri uyarınca, KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 30/06/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip