Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1151 E. 2022/1115 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
…..

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 15/12/2021
ESAS-KARAR NUMARASI : …..
Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
Dava konkordatonun feshi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davalı tarafından davacı yanın “gecikmiş” borçlarının ödendiği saptanarak konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; yargılama giderleri ise davalı üzerine yüklenmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde:
– Müvekkilinin tasdik edilen konkordato projesine sadık kalmaya gayret ettiğini ancak içinde bulunulan ekonomik darlıktan ötürü taksitlerde gecikmelerin yaşanabildiğini,
– Taksitlerin gecikmesi sebebiyle açılan davalarda müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesinin müvekkilini zor durumda bırakacağını ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını istemiştir.
HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE
Mahkeme içi, iflas öncesi adi konkordato İİK’nın 285 ve izleyen maddelerinde düzenlenmiştir. Yasada konkordato tanımlanmamıştır fakat öğretide yaygın olarak kabul edilen tanıma göre konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi borçlarının alacaklılar tarafından yasada gösterilen nitelikli çoğunlukla kabul edilmesi ve yetkili makamın (mahkemenin) onayı ile gerçekleşen ve borçlunun borcun bir kesiminden kurtulmasını ve/veya ödeme şeklinin borçlu yararına değişmesini sağlayan bir kolektif icra biçimidir (Kuru, B.: İcra İflas Hukuku, C.IV, 3.b., İstanbul 1997, s.3585; Arslan, R./Yılmaz, E./Taşpınar Ayvaz, S.: İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, 3.b., Ankara 2017, s.541; Ulukapı, Ö.: Konkordatonun Feshi, Konya 1991, s.8; Tanrıver, S./Deynekli, A.: Konkordatonun Tasdiki, Ankara 1996, s.29; Kale, S.: Sorularla Konkordato (İflas Dışı ve İflas İçi Adi Konkordato), İstanbul 2017, s.2).
Bu ilkelere göre konkordato borçlu için borçlarını ödemesi ve işletmesini olası bir iflas durumundan kurtararak faaliyetini sürdürmesi ve bu arada istihdam ve katma değer yaratarak ekonomiye katkıda bulunmasını amacını da güder.
Konkordatosu tasdik edilen borçlunun tasdik edilen proje çerçevesinde borçlarını ödemesi gerekir. Çünkü konkordato onun için tanınmış bir imkandır ve tasdik edilen konkordato projesi alacaklılara yönelik olarak, alacaklarını tam ve derhal değil, aksine projede gösterilen biçimde tahsilat yapmak noktasında bir zorlama içerir. Borçların projeye uygun biçimde ödenmesi, toplantıda red oyu kullanmış alacaklılar üzerine mahkeme kararı ile oluşturulan hukuki baskı karşısında artık bir zorunluktur. Ödeme aşamasında borçluya ilave tolerans gösterilmesi beklenemez.
Nitekim İcra ve İflas Kanunu’nun 308/e maddesi düzenlemesine göre “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir.”
Konkordatonun feshi davası belirli bir tutarın ödenmesine ilişkin eda davası değil, konkordatonun feshini sağlayan inşai bir davadır.
Somut olayda borçlunun 2021 yılı Nisan ayında ödemesi gereken taksit başta olmak üzere, davanın açıldığı tarihe kadar oluşan taksit borçlarını gününde ödememesi konkordatonun davacı açısından feshi için yeterli bir nedendir. Borcun sonradan ödenmiş olması davacının fesih isteme hakkını ortadan kaldırmadığı gibi mahkemeyi de bağlamaz. Tutarın sonradan ödenmesi de zaten doğmuş bulunan fesih hakkını ortadan kaldırmaz. Bu nedenle davanın kabulü gerekirken konusuz kaldığına hükmedilmesi doğru değildir.
Taraflarca getirilme ilkesinin geçerli olduğu ve davalı yanca cevap verilmeyerek inkar edilmiş sayılan davada mahkemece kayyımdan re’sen rapor istenmesi de usule uygun değildir.
Ancak istinaf edenin sıfatına göre yukarıda açıklanan hususlar kaldırma nedeni yapılmamıştır.
Bütün bu nedenlerle davacı davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olup yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin davalı üzerinde bırakılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesi kararına yönelik davalı istinaf nedenlerinin reddi gerekmiştir (HMK m.353/1-b.1).
HÜKÜM
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/849E., 2021/1091K. sayılı dava dosyasında verdiği 15/12/2021 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken harç peşin olarak alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
29/06/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
İİK m. 308/a gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 30/06/2022

…….