Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1145 E. 2022/1410 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2022/1145
KARAR NO : 2022/1410

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 02/03/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2021/568E., 2022/131K.
TALEP EDEN ALACAKLI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Talep eden alacaklı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Talep eden alacaklı vekili, davalı şirketin başvurusu üzerine 04/11/2020 tarihinde konkordatonun tasdikine karar verildiğini, müvekkili bankanın projede o tarihte likit alacaklarının kabul edilip, gayri nakdi kredilerine ilişkin alacaklarının kabul edilmediğini, projenin tasdikinden sonra davalı firmanın kötü niyetli olarak elindeki işleri bitirmeyerek, iş sahibi … Bakanlığı’ndaki gayri nakdi teminat mektuplarının nakde dönmesine sebep olduğunu,… Bakanlığı’nın başvurusu üzerine toplam 3.431.000,00 TL teminat mektuplarından dolayı ilgili kurumlara ödeme yapıldığını, davalının gerekçeli kararda yer alan 20/06/2021 tarihli yükümlülüğünü yerine getirmediğini, proje kapsamında ilk taksiti bile ödeyemeyen borçlunun fazladan 3.431.000,00 TL’yi ödeyebilecek olmasının beklenemeyeceğini, davalının borçlarının toplamda 2.025.000,00 TL miktarla 3 adet taşınmazla ipotek altında olduğunu, bankanın durumunun nakde dönen teminat mektubu kadar ağırlaştığını, davalının projeyi kötüniyetle hazırlayarak muaccel olan ve henüz nakde dönmemiş borçlarını projenin dışında tutarak mahkemeyi ve dolayısıyla nisaplara olan etkilerinden dolayı hem bankayı hem de tüm alacaklıları yanılttığını, borçlunun kötü niyetle davranarak gayri nakdi borçlarını nakde çevirerek muaccel hale getirdiğini ve alacaklı bankayı büyük zarara uğrattığını, borçlunun kötüniyetli olması nedeniyle konkordatonun tamamen feshi gerektiğini, borçlunun hareketinin iyiniyetli olduğuna kanaat getirilir ve konkordatonun tamamen feshine karar verilmez ise projeye uygun olarak 20/06/2021 tarihinde hiçbir ödeme yapılmadığı için konkordatonun müvekkili açısından kısmen feshini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının konkordato projesine konu alacaklarının müvekkili şirkete ait taşınmazlar üzerine tesis edilen ipotekler ile teminat altına alındığını, davacının davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, ayrıca Ankara 30. AHM’nin 2020/653 ve 30 AHM’nin 2021/279 Esas sayılı dosyalarında eser sözleşmesinin haksız feshi ile bu kapsamda alacak taleplerine ilişkin açılan davaların bekletici mesele yapılması gerektiğini, esas yönünden teminat mektuplarına konu işlerin haksız ve hukuka aykırı olarak feshedilmesi nedeniyle dava konusu olduğunu, haksız fesih nedeniyle uğranılan zararın tazmini için müvekkili tarafından dava açıldığını, … Bakanlığı tarafından sözleşmelerin haksız olarak feshedildiğini, huzurdaki uyuşmazlık kapsamında müvekkilinin kötü niyetinden bahsedilmesinin mümkün olmadığını, teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tek başına kötü niyet göstergesi olmadığını belirtmiş ve dilekçede bildirdiği diğer sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Her ne kadar davacı taraf, tasdik tarihinden sonra nakde dönen teminat mektubu bedelleri nedeniyle alacağın ipotek bedelini aştığı ve rehinle temin edilmeyen alacaklarının mevcut olduğunu iddia etmiş ise de, teminat mektuplarının tasdik tarihinden sonra nakde dönmüş olması nedeniyle bundan doğan alacağın, konkordatoya tabi alacak haline getirmeyeceği, zira İİK 308/c maddesi gereğince tasdik edilen konkordatonun sadece talep tarihinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olduğu, tasdik tarihiden sonra doğan alacaklar için konkordatonun mecbur olmadığı, bu nedenle konkordatodan önce doğan davacının 1.738.143,49 TL’lik nakdi alacağının mevcut olduğu ve bu alacağın da rehinli olması nedeniyle konkordatoya tabi olmadığı, gerek mühlet gerekse tasdik tarihinden sonra doğan alacakların konkordatoya tabi olmaması nedeniyle davacının konkordatoya tabi alacağının bulunmadığı kabul edilmiştir.

Davacı taraf tamamen fesih talebi yönünden gerekçesini, davacının projeyi kötü niyetle hazırlayarak muaccel olan ve henüz nakde dönmemiş borçlarını proje dışında tutarak mahkemeyi ve alacaklıları yanıltmasını ve tasdik tarihinden sonra işlerini kötü niyetli olarak bitirmeyerek teminat mektuplarının nakde dönmesine sebep olmasını göstermiştir.
İİK 308/f maddesine göre konkordatonun tamamen feshini her alacaklı isteyebilir. Ancak doktrinde rehinli alacaklılar ile bir malın aynından doğan amme alacaklıları ve imtiyazlı alacakların konkordatoyu feshettirmekte hukuki yararlarının bulunmadığı görüşü savunulmuştur. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s. 1526, Ankara, 2013)
Yukarıda açıklandığı üzere davacının konkordato yargılamasında mevcut olan nakdi 1.738.143,49 TL alacağının rehinli alacak niteliğinde olduğu, İİK 308/c maddesi gereğince söz konusu alacağın konkordatoya tabi olmadığı, bu nedenle bu alacak miktarı yönünden davacının konkordatoyu tamamen feshettirmekte hukuki yararının bulunmadığı, zira konkordato projesine tabii olmaksızın rehinli alacağının takip ve tahsilde tasdik kararından sonra (somut olayda mahkememizin tasdik kararının 8 nolu bendi gereğince İİK 307 maddesi gereğince 1 yıllık süre geçtikten sonra) herhangi bir engelin bulunmadığı, konkordatonun tamamen feshi talebinin reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Konkordatonun tamamen feshi için gerekçe olarak gösterilen, konkordato projesinde gayri nakdi alacakların proje dışında tutulmasının, yani borçlu tarafından alacağın bir kısmının kabul edilmemesinin, konkordatonun tasdikinin kötü niyetle yapıldığına sebep teşkil etmeyeceği, zira borçlu tarafından alacağın bir kısmı veya tamamı kabul edilmediğinde çekişmeli hale gelecek alacak için alacaklının İİK 302/6 maddesi gereğince mahkemeye başvurarak alacağının hesaba katılmasını talep edebileceği ve çekişmeli alacak için esas hakkında dava açarak konkordato kapsamında alacağının tahsilini sağlayabileceği, esasen kabul edilmediği belirtilen gayri nakdi alacağın tazmin edilmediği sürece konkordatonun kabulünde hesaba katılamayacağı, bu yönden davalı tarafından gayri nakdi alacağın kabul edilmemesinin kötü niyetli hareket olarak değerlendirilemeyeceği, tasdik tarihinden sonraki teminat mektuplarının nakde çevrilmesine sebebiyet vermenin de konkordatonun İİK 308/f kapsamında feshi için sebep teşkil etmeyeceği, zira eylemin konkordatonun tasdikinden sonraki döneme ilişkin olduğu, oysa ki fesih için kötü niyetli hareketin konkordatonun tasdikini sağlamaya yönelik olması gerektiği anlaşılmakla esas yönünden de konkordatonun tamamen fesih şartlarının mevcut olmadığı kabul edilmiştir.
Bu nedenlerle konkordatonun tamamen feshi talebinin reddine karar verilmiştir.
Konkordatonun kısmen feshi yönünden yapılan değerlendirmede de, İİK 308/e maddesi gereğince konkordatonun kısmen feshini isteyebilecek alacaklının proje kapsamında kendisine ödeme yapılmayan alacaklı olduğu, yukarıda açıklandığı üzere davacının konkordatoya tabi alacağının bulunmadığı, bu şekilde davacının konkordatonun feshinde hukuki yararın bulunmadığı anlaşılmakla, kısmen fesih talebinin de reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle: dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, davalının 20.06.2021 tarihli yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu meblağın ödenip ödenmeyeceği veya projeye eklenip eklenmeyeceği hususunun kendileri için bir soru işareti taşımakta olduğunu, konkordato projesinin tasdikine karar verilen 04.11.2020 tarihli mahkeme kararında 20.06.2021 tarihinden itibaren üçer aylık eşit ödemelerle itfa edilmesi gereken ve bugüne kıyasla 3.431.000TL daha az olan projeye esas borca ilişkin borçlu tarafından vadesinde ödeme yapılmadığını, davalı firmanın hiçbir şekilde bankaya ödeme yapmak için müracaat etmediğini, davalı yükümlülüklerini yerine getirmediğinden konkordatonun kısmen feshi gerektiğini, bu konkordatonun borçluyu kayırmaktan ve geri kalan taraflara zarar vermekten başka hiçbir görevinin bulunmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının öncelikle İİK m. 308/f uyarınca tamamen feshini veya Dairemiz bu kanaatte değil ise İİK m. 308/e uyarınca davacının müvekkili bankaya yükümlülüklerini yerine getirmediğinden kısmen feshine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Talep, konkordatonun tamamen feshi olmadığı takdurde kısmen feshi istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; talep eden alacaklı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/568E., 2022/131K. sayılı dava dosyasında verdiği 02/03/2022 tarihli kararına yönelik talep eden alacaklı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin olarak alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına.
3-Talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
28/09/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
İİK m. 308/a gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …