Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1139 E. 2022/1119 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

…..

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : …..

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili müvekkili ile dava dışı … arasında akdedilen sözleşme nedeniyle davalı şirket ile “… tüm riskler sigorta poliçesi” düzenlendiğini, dava dışı …… isimli şahsın ekin ve fidan ekili tarlasına elektrik tellerinin düşmesi sonucunda yangın çıktığı iddiası ile ….. Asliye Hukuk Mahkemesinde … aleyhine dava ikame edildiğini, davanın müvekkili şirkete ihbar edilmediğini, kararın kesinleşmesi ile ödeme yapmak zorunda kalan …’ın, yapılan ödemenin müvekkili şirketten rücuen tazminini istediğini, müvekkili tarafından davalı şirkete ihbar ve ödeme talebi ile başvuruda bulunulmuşsa da ödeme yapılmadığını iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 17.686,03 TL’nin davalıya ihbar ve ödeme talebinde bulunulmasından itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya konu edilen zararın poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davacının talebinin zaman aşımına uğradığını, davacı sigortalının henüz ödemediği bir tazminat nedeniyle eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince “…davacı ile dava dışı … arasında 28/05/2010 tarihli,…..sorumluluk alanında bulunan elektrik dağıtım şebekelerinin arıza onarım ve bakımı işine ilişkin sözleşme düzenlendiği, davacı ile davalı arasında ise; …. ilişkin olarak 11451198 no’lu … … … sigorta poliçesi düzenlendiği, poliçe döneminde dava dışı … tarafından …. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde 2016/52 E. sayılı dosya kapsamında, … aleyhine tazminat istemli dava açıldığı, iş bu dava neticesinde hükmedilen 17.686,03-TL’nin … tarafından …’na ödendiği, … tarafından iş bu ödemenin 28/05/2010 tarihli sözleşmeye istinaden davacı ….. Şirketi’nden talep edildiği, ancak dava tarihi itibariyle davacının herhangi bir ödemesinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
TBK’nun 73. maddesi gereğince, rücuen tazminat davası açılabilmesinin ilk şartı, tazminatın tamamının ödenmesidir. Buna göre, davacının rücu talebinde bulunabilmesi için dava tarihi itibariyle yapılmış bir ödemesinin bulunması gerekmektedir. Ödeme yaptığı anda rücuya hak kazanacaktır. Dava tarihi itibariyle davacı tarafça tazminatın ödenmediği, bu suretle, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-h maddesi uyarınca davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı…” gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde:
– Dava dışı … ile … arasındaki davanın müvekkiline ihbar edilmediğini, müvekkilinin hasardan haberdar olmadığını,
– Davalının poliçe özel şartlarına göre ödeme yapması gerektiğini, rizikonun teminat kapsamında kaldığını,
– Sigortanın sorumluluk sigortası olduğunu ve üçüncü kişinin zararının karşılanması gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/706E., 2022/249K. sayılı dava dosyasında verdiği 11/04/2022 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken harç peşin olarak alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.

29/06/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1-a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,-) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi. (G. K. Yazım Tarihi: 30/06/2022)

…….