Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1123 E. 2022/1137 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2021
ESAS-KARAR NUMARASI : …

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili şirketin sahip olduğu lisans ve sair sözleşmeler kapsamında … … hattı üzerinden izole bölge yöntemi ile 2010 yılından itibaren davalı kurumun iletim hatları kullanılarak İran’dan elektrik enerjisi ithal etmekte olduğunu, ithal edilen elektrik enerjisi için davalı ile yapılan sözleşme bağlamında sistem kullanım bedelinin davalıya ödenmekte olduğunu, sistem kullanım bedellerinin ve sair bedellerin iletim hatlarının hangi oranlarda kullanılacağına göre değiştiğini, sistemin ne ölçüde kullanıldığının PMUM denilen … kayıtlarından anlaşıldığını, sözleşmenin maksimum (tam kapasite) 400-450 MW elektrik enerjisinin sistemden geçirilmesi yönünde olduğunu, ancak davalının kararları ve uygulamaları sebebiyle tam kapasite kullanılmamakta olduğunu, davalı kurumun çoğu zaman daha az elektrik ithaline ve dolayısıyla daha az sistem kullanımına izin vermesine rağmen sanki tam kapasite elektrik ithali ve tam kapasite iletim hattı kullanılıyormuş gibi tamamı üzerinden sistem kullanım bedeli talep etmekte olduğunu, davalı ile yapılan sözleşmenin 4.7 maddesi hükmünün açık olduğunu, davalı kurumun sistemden geçen elektrik miktarını planlı veya plansız olarak tamamen kendi inisiyatifiyle artırıp azaltmakta olduğunu, davalı aleyhine aynı nedenlerle 2015 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran ayı sistem kullanım faturaları kapsamında fazladan ödemek zorunda kaldıkları bedellerin iadesi için Ankara 7 ATM 2015/798 esas sayılı dosyası ile ikame ettikleri davanın 2017/527 karar sayılı kararı ile davalı aleyhine sonuçlandığını, davanın istinaf ve temyiz aşamalarında da onandığını, İstanbul 11 ATM 2019/1244 D.İş dosyası ile yapılan delil tespiti ile Ekim 2010-Mayıs 2016 tarihleri arasında davacıdan haksız olarak 18.872.063,60 TL’nin bazı dönemlerde gecikme faizleri ilave edilerek tahsil edildiğinin belirlendiğini ileri sürerek 18.872.063,60 TL ile davalıya ödenen gecikme faizleri ilave edilerek oluşacak toplam miktarın ödeme tarihlerinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını,
Müvekkili kurumun … iletim hatları vasıtasıyla iletilebilecek elektrik enerjisi için kapasiteler yayınladığını, şirketlerin de bu kapasiteden kullanmak istedikleri miktarlar için EPDK’ya lisans başvurusu yaparak lisans aldıklarını ve müvekkili ile … Kullanım Anlaşması (sözleşme) imzaladıklarını,
Müvekkili kurumla davacı şirket arasında 154 kV’luk … … hattı üzerinden en fazla 40 MW elektrik ithalatı yapılabilmesi için 16.11.2009 tarihinde (sistem kullanım anlaşması yerine geçen) … Kullanım Anlaşması imzalandığını ve imzalanan bu anlaşma kapsamında 22.10.2010 tarihi itibarıyla elektrik ithalatının başladığını, anlaşmaların 40 MW kapasite üzerinden 09.05.2011 tarihinde, 28.03.2012 tarihinde ve 14.03.2014 tarihlerinde yenilendiğini,
Yine davacı ile 400 kV … … hattı üzerinden en fazla 80 MW elektrik ithalatı yapılabilmesi için 13.09.2010 tarihinde (sistem kullanım anlaşması yerine geçen) … Kullanım Anlaşması imzalandığını ve imzalanan bu anlaşma kapsamında 28.09.2010 tarihi itibarıyla elektrik ithalatı başladığını, anlaşmanın 09.05.2011 tarihinde 150 MW kapasite değerine göre, sonrasında 02.11.2012 ve 14.03.2014 tarihlerinde anlaşma ekinde yer verilen mevsimsel kapasite değerlerine göre yenilendiğini,
İmzalanan bu anlaşmalarla EPDK Kurul Kararı ile onaylanan İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama ve Uygulama Yöntem Bildirimi uyarınca, kullanıcılara aylık olarak düzenlenen iletim bedeli faturalarının gönderildiğini,
Davacı tarafça … … hattı üzerinden 22.10.2010 tarihi itibarıyla ve 400 kV … … hattı üzerinden 28.09.2010 tarihi itibarıyla elektrik ithalatı başlatılmış olmasına rağmen, müvekkili kurumca düzenlenmesi gereken iletim bedeli faturalarının bazı konulardaki uygulamaya ilişkin belirsizlikler nedeniyle Eylül 2011 tarihine kadar düzenlenemediğini,
Sonrasında belirsizliklerin ortadan kaldırıldığını ve geriye dönük olarak Ekim 2010-Ağustos 2011 dönemlerine ait iletim bedellerine ilişkin alacak faturaları düzenlenerek davacı tarafa gönderildiğini,
Ağustos 2011 dönemi sonrasında ise ilgili dönemlerde yürürlükte olan Yöntem Bildirimi hükümleri çerçevesinde belirlenen aylık iletim bedeli faturaları düzenlenerek davacı tarafa gönderilmeye devam edildiğini, … Kullanım Anlaşmalarında yer alan kapasite değerleri ile aylık demant ölçümlerinin karşılaştırıldığını ve ilgili ölçüm dönemine ait aylık sistem kullanım ve sistem işletim faturalarında yüksek olan değere göre faturalandırma yapıldığını,
2012 yılında Yöntem Bildirimi metninde bazı güncellemeler yapıldığını, iletim bedeli faturalarının hesaplanmasında uygulama değişikliğine gidildiğini, 22.12.2011 tarihli ve 3575 sayılı EPDK Kurul Kararı ile onaylanarak 01.01.2012 tarihiden itibaren uygulanmaya başladığını, buna göre anlaşma güç değeri ile ölçüm demant değeri karşılaştırılarak yüksek olan değerin faturaya esas olarak alındığını,
Davacı tarafa Ocak 2012 dönemi itibarıyla 154 kV’luk … … hattı ve 400 kV … … hattı üzerinden gerçekleştirdiği ithalat faaliyetlerine istinaden düzenlenen aylık iletim bedellerinin, … kullanım anlaşmalarında belirtilen tahsis edilmiş kapasite miktarları esas alınarak hesaplanmaya başlandığını,
2012 yılında uygulanan Yöntem Bildirimindeki ……. 2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarında yürürlükte olan yöntem bildirimlerinde aynen devam etmiş olup, … kullanım anlaşmalarında yer alan tahsis edilmiş kapasite miktarları esas alınarak fatura düzenlenmesi yönündeki uygulamaya devam edildiğini,
2010 ve 2011 yıllarında yürürlükte olan yöntem bildirimlerinde … kullanıcılarının … ile imzalayacağı belirtilen Sistem Kullanım anlaşmasının aslında hiç gerçekleşmediğini, sistem kullanım anlaşması yerine bu kullanıcılarla imzalanan … Kullanım Anlaşmalarının esas alındığını, 2012 yılında yapılan yöntem bildirimi değişikliği ile imzalanan anlaşmanın Sistem Kullanım Anlaşması değil … Kullanım Anlaşması olduğunun hüküm altına alındığını
Davacı şirket, müvekkili kurumca açıklanan kapasite miktarlarının tamamının kendisine tahsisi için başvuru yapmış olup, feyezan dönemleri ve diğer dönemler için açıklanan kapasitelerin tamamını kullanmayacaksa basiretli bir tacir olarak bu kapasitede enerji ihtiyacının olmayacağını hesaplayarak daha düşük bir kapasite tahsisi için EPDK’ya lisans başvurusu yapabilecekken, kapasitenin tamamının şirketlerine tahsisi yönünde çaba sarf ettiğini,
İlgili mevzuat kapsamında iletim bedellerinin düzenlenmesi aşamasında, sistemi kullanan şirketlerin sistem kullanımından bağımsız olarak kullanıcıya tahsis edilen kapasite miktarının esas alındığını, zira ilgili şirkete tahsis edilen kapasitenin başka hiçbir iletim sistemi kullanıcısının kullanımına tahsis edilemediğini,
Anlaşmanın 4.7 maddesinde tanımlanan kesinti veya kapasite azaltılmasına gidilmesi halleri istisnai durumlar olup, bu durumların oluşması halinde müvekkili Teşekkülce yapılması gerekli fatura iadesi işlemlerinin zaten yapıldığını, … Kullanım Anlaşması Madde 4.7’nin, elektrik enerjisi ithalatının yalnızca kesintiye uğraması yani ithalatın tamamen durdurulması (sıfırlanması) durumunu ifade ettiğini,
Dava dilekçesinde yer alan, “,,,Sistem kullanım bedelleri ve sair bedeller, iletim hatlarının hangi oranda kullanılacağına göre değişmektedir….Ancak delil tespit dosyasından da görüleceği üzere müvekkil Şirket iletim hatlarını tam kapasite kullanıyormuş gibi iletim ve sair bedelleri ödemek zorunda bırakılmıştır.” ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını,
İzole bölge besleme yöntemi ile ithal edilebilecek elektrik enerjisi kapasitesinin, EPDK tarafından şirkete tahsis edilen kapasite (MW) doğrultusunda iletim sistemi teknik şartları dikkate alınarak belirlenecek bir tüketim bölgesinin, (teknik şartlar doğrultusunda en yaklaşık kapasitede olacak şekilde) …Sisteminden ayırarak ilgili dönem için tamamen karşı ülke elektrik şebekesinden beslenecek şekilde ayarlanması prensibini içerdiğini, ayrıca izole bölge besleme yöntemi, her saat tahsis edilen maksimum kapasitede elektrik enerjisinin transferinin gerçekleştirilmesine olanak sağlayan bir yöntem olmayıp, izole bölge besleme yönteminde gerçekleşen enerji transfer değerlerinin müvekkili Teşekkülün inisiyatifine göre değil tamamen ayrılan tüketim bölgesinin anlık talebine göre değişkenlik arz ettiğini, davacı şirketin basiretli bir tacir olduğu göz önüne alındığında, izole bölge besleme yöntemi ile elektrik ithalatının bu temel prensibinin de bilinmesi gerektiğini,
Ayrıca belirlenen izole bölgenin günlük tüketim bilgileri açısından; her gün için bir önceki günün gerçekleşen verilerini içerecek şekilde saatlik bazda düzenlenen günlük programların müvekkil kurum … İşletme Müdürlüğü tarafından davacı şirkete kurumsal e-posta üzerinden ticareti süresince gönderildiğini,
Davacı şirketçe daha önce Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/798 E ve 2017/527 K sayılı dosyasında açılan ve 23. Hukuk Dairesince verilen 2017/1879 ve 2018/357 nolu Karar ile davacı taraf lehine sonuçlanan dava ile iş bu dava konusunun hiçbir alakası olmadığını, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/798 E ve 2017/527 K sayılı dosyasında açılan davanın konusu Nisan-Haziran 2015 döneminde davacı tarafa yapılan kapasite sınırlandırması olup, mahkemenin … Kullanım Anlaşmasının 4.7 maddesi kapsamında bu dönemi kesinti olarak değerlendirmesi ve bu yönde karar vermesi sonucunda davacı tarafa gerekli iade işleminin yapıldığını,
Ancak iş bu davadaki itiraz konusunun, Kasım 2010-Aralık 2016 dönemlerinde yürürlükte olan mevzuat hükümleri çerçevesinde müvekkili Teşekkülce düzenlenen aylık iletim bedellerinin hesaplamasında esas alınan MW değerlerinin mevzuata göre belirlenmesi yerine, davacı tarafın ilgili aylarda ithalatını gerçekleştirdiği elektriğin ölçüm değerlerine göre hesaplama yapılması talebi olduğunu, böyle bir talebin kabul edilmesinin mümkün olmadığını,
Müvekkili … tarafından yapılan tüm işlemlerin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın usulden veya esastan reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Taraflar arasında imzalanan … kullanım anlaşmaları ile…. …. tesisleri üzerinden izole bölge yöntemi ile belirlenen bölgelerin elektrik enerjisi ihtiyacının davalıya ait enerji iletim tesisleri kullanılarak İran’dan ithalini gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Davacı yan, Ekim 2010- Mayıs 2016 tarihleri arasındaki döneme ilişkin davalı tarafından düzenlenen faturalarla haksız ve fahiş miktarda tahsilat yapıldığı iddiası ile fazla ödenen bedelin istirdadı talebinde bulunmuştur.
Yapılan bilirkişi incelemesinde dava konusu edilen dönemde 154 kV … … hattı ve 400 kV … … hattı üzerinden gerçekleştirilen elektrik enerjisi ithaline ilişkin olarak taraflarca imzalanan enerkonneksiyon kullanım anlaşmalarında belirtilen tahsis edilmiş kapasite miktarları esas alınmak suretiyle davalı tarafından iletim bedellerinin hesaplanarak fatura düzenlendiği, ödeme bildirimlerine taraflar arasındaki anlaşmanın 4.4 maddesi kapsamında tebliğden itibaren 15 gün içinde herhangi bir itiraz yapılmaksızın bu bedellerin davacı tarafından ödenmiş olduğu tespit edilmiştir.
Davacı yan, istirdat talebini … Kullanım Anlaşmalarının 4.7 maddesine dayandırmış olup … Kullanım Anlaşmalarının 4.7 maddesinde ‘… sisteminin kullanımında …’dan kaynaklanan planlı kesintiler veya … Yönetmeliğinde belirtilen iletim sistemi kısıtları nedeniyle elektrik enerjisi ithalatının kesintiye uğraması durumunda bu süreye karşılık gelen sistem kullanım fiyatı kullanıcıya iade edilir.’ düzenlemesi bulunmaktadır.
Davacı tarafından emsal gösterilen kesinleşmiş Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/748 esas 2017/527 karar sayılı davasında davalı …’nin talimatı ile belli dönemlerde kapasitesinin düşürülmesi nedeniyle ihtirazi kayıtla fazla ödenen fatura bedelinin iadesine karar verilmiş olduğu, somut uyuşmazlıkta ise bilirkişi heyeti ek raporlarında ifade edildiği üzere davacı tarafından taahhüt edilen kapasite miktarının altında elektrik ithalatı yapılmış olmasının sözleşmenin 4.7 maddesinde belirtilen …’dan kaynaklanan planlı kesintiler ve iletim sistemi kısıtları nedeniyle oluşmadığı, izole bölgelenin talebine göre kapasite altında elektrik ithalatının yapılmış olmasından kaynaklandığı anlaşılmakla davalı tarafından davacının taahhüt ettiği kapasite değerleri üzerinden iletim sistemi kullanım faturalarının düzenlenmesinin taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin ayrılmaz parçası olan EPDK tarafından onaylı İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama ve Uygulama Yöntem Bildirimi hükümlerine ve taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine göre yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla davacı tarafından sözleşmenin 4.4 maddesine göre itiraz edilmeksizin ödenen iletim sistemi kullanım bedelinin iadesi talebinin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Elektrik Piyasası İthalat ve İhracat Yönetmeliğinin 17. maddesinin 8. fıkrasında, “Sistem İşletmecisinin yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı ilgili tüzel kişilerin tahsis edilmiş kapasite haklarını kullanamamaları veya kapasitelerinde azaltma meydana gelmesi durumunda, Sistem İşletmecisine ödenmiş bulunan kısıt yönetimi bedelinin kullanılamayan döneme tekabül eden kısmı ilgili tüzel kişiye geri ödenir.” hükmünün düzenlendiğini, taraflar arasında imzalanan … kullanım anlaşmalarının 4.7. maddesinin, “… Sisteminin kullanımında …’tan kaynaklanan planlı kesintiler veya … Yönetmeliğinde belirtilen iletim sistemi kısıtları nedeniyle elektrik enerjisi ithalatının kesintiye uğraması durumunda bu süreye karşılık gelen sistem kullanım fiyatı kullanıcıya iade edilir.” hükmünün düzenlendiğini, taraflar arasındaki sözleşmede … tarafından kaynaklanan planlı kesintiler veya iletim sistemi kısıtları nedeniyle elektrik enerjisi ithalatının kesintiye uğraması durumunda kesinti süresine karşılık gelen bedelin müvekkiline iade edileceğinin açıkça kararlaştırıldığını,
Mevzuatta veya sözleşmede “izole bölgenin talebi” nedeniyle kapasite altında elektrik tahsis edilmesi durumunda davalı kurumun fazla tahsilat yapacağına ilişkin hiçbir hüküm bulunmadığını, İlk derece Mahkemesince davalı tarafın taahhüt ettiği kapasite altında müvekkili şirkete kullanım yaptırdığının belirtildiğini ancak bu durumun …’tan kaynaklanan planlı kesintiler ve iletim sistemi kısıtları nedeniyle oluşmadığı, izole bölgenin talebine göre kapasite altında elektrik ithalatının yapılmış olmasından kaynaklandığı gerekçesi ile davanın reddedildiğini,
Taraflar arasındaki sözleşmenin amaç ve kapsamını belirten 1. maddesinde, “1.1. Bu anlaşmanın amacı, kullanıcının, Türkiye’ye İran’dan elektrik ithalatı yapabilmesi için, Türkiye ve İran elektrik sistemleri arasındaki … Tesislerinin Türkiye sınırları içerisinde kalan ve … mülkiyetindeki bölümünün kullanımı ile ilgili hüküm ve şartları belirlemektedir.” hükmünün düzenlendiğini, izole bölge yönteminin … hatları kullanılarak elektrik ithalatı yapılması için kullanılan bir yöntem olduğunu, yani … hattı, izole bölge ve sair tüm … tesisinin …’a ait olduğunu izole bölgenin talebini yöneten ve belirleyen kurumun zaten davalı olduğunu, oysa İlk derece Mahkemesi kararında “izole bölge talebi” olarak ayrı bir mevcudiyet, davalı taraftan bağımsız bir güç bulunuyormuş gibi hüküm kurulduğunu,
Kararda davalı tarafın taahhüt ettiği kapasiteyi kullandırmamasına rağmen kullandırmış gibi tahsilat yapmasına “…’tan kaynaklanan planlı kesintiler ve iletim sistemi kısıtları nedeniyle oluşmadığı” hükmüne nasıl varıldığına, bu kesintilerin neden oluştuğuna, tam kapasitenin neden tahsis edilemediğine dair somut bir açıklama bulunmadığını,
İlk derece Mahkemesi tarafından faturaya itiraz edilmediği gerekçesine de dayanılmasının hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.4. maddesinde …’ın hatası nedeniyle fazla tahakkuk edilen tutara ödeme bildiriminin tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde itiraz edilebileceğinin belirtildiğini, müvekkilince faturaya itiraz edilmemesi durumunun faturanın içeriğinin mutlak olduğu hükmünü doğurmadığını, kaldı ki, yargılama esnasında faturaların müvekkili şirkete tebliğ edildiğini gösterir bir belge veya sonuca ilişkin bir araştırma yapılmadığını,
Müvekkil şirketin Piyasa Mali Uzlaşma Merkezi (PMUM) sisteminden geçmiş aylardaki iletim sisteminin ne kadar kullanıldığını dolayısıyla ne kadar elektrik ithali gerçekleştiğini sonradan öğrendiğini, bu durumun farkına varılması üzerine İstanbul 11. Ticaret Mahkemesinin 2019/1244 D. İş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti istendiğini, …. öğretim görevlisi Dr. … tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda müvekkilinden haksız olarak tahsilat yapıldığının tespit edildiğini, yine yargılama sırasında alınan kök bilirkişi raporunda da müvekkili şirketin alacaklı olduğunun tespit edildiğini, Mahkemece kök bilirkişi raporundan haksız bir şekilde ve gerekçe belirtilmeksizin sarfı nazar edilen ek bilirkişi raporunun karara esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, kök raporda taraflar arasındaki anlaşmaların 4.7. maddelerine göre elektrik ithalatının kesintiye uğraması, … tarafından hatlardaki arıza, bakım ve onarımlar için, planlı kesintiler için önceden bildirim yaparak ya da yönetmelikte belirtilen iletim sistemi kısıtları nedeniyle hattın enerji iletimine kapatılarak yapılan enerji ithalatının durdurulmasını ifade etmekte olduğu ve bu durumda da iletim sistemi kullanım bedellerinin davacı şirkete iadesinin yapılması gerektiğinin belirtildiğini,
Ek raporda aynı anlaşma maddesi olumsuz olarak kullanılarak faturaların hukuka uygun olduğu ve kök rapordaki görüşlerden sarfınazar edildiği, iade edilmesi gereken bedellerin talep edilebilecek bedeller kapsamında yer almadığı, müvekkil şirketin faturalara itiraz etmediği görüşüne yer verilerek 180 derece değiştiğini, kök rapor ve ek raporlar arasındaki böyle muazzam çelişkinin bulunması ve bu çelişkili ve haksız ek raporların ilk derece mahkemesi tarafından karara esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu,
Hükme esas alınan 05.10.2021 tarihli ikinci ek raporda ilk ek rapora itirazların değerlendirilmediğini, ilk ek raporun -fahiş hata yapılan belirli bölümleri çıkarılmak suretiyle- aynen tekrarlanarak rapor tanzim edildiğini,
Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/748 E. – 2017/527 K. sayılı kararı kesin hüküm teşkil ederken ilk derece mahkemesi tarafından hiçbir hukuka uygun açıklama yapılmaksızın bu kararın yok sayıldığını, anılan mahkemece 2015 yılına ilişkin Nisan, Mayıs ve Haziran ayı sistem kullanım faturaları kapsamında yapılan fazla ödenen bedellerin istirdadına karar verildiğini, bu kararın, kanun yolu yargılamasında da onanarak kesinleştiğini, işbu davada ise farklı dönemde kesilen faturalar gereği fazla tahsil edilen bedellerin talep edildiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki … Kullanım Anlaşmaları uyarınca fazla tahsil edildiği iddia edilen sistem kullanım bedellerinin istirdatı istemine ilişkindir.
Davacı tarafça Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/798 E. sayısına kayıtlı dava ile, davalının 14.04.2015 tarihli yazısı ile 14.04.2015-Haziran 2015 sonuna kadar barajlarda doluluk oranı ve boşuna su atılmaması bakımından elektrik enerjisi ithalatının 100 MW olarak gerçekleştirildiğinin bildirildiği ancak davalı tarafça tam kapasite üzerinden sistem kullanım bedelinin hesaplandığı belirtilerek, taraflar arasındaki … Anlaşmasının 4.7. maddesine dayalı olarak Nisan, Mayıs Haziran 2015 tarihlerinde fazla ödenen sistem kullanım bedelinin istirdatı istemiyle dava açıldığı, Mahkemenin 20.09.2017 tarih ve 2017/527 K. sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verildiği, kararın istinaf ve temyiz aşamalarından geçerek bu şekliyle kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
İş bu davada ise Ekim 2010-Mayıs 2016 tarihleri arasında iletim hatlarının tam kapasite kullanılmamasına karşın sistem kullanım bedelinin tam kapasite üzerinden hesaplandığı iddiasıyla fazla ödenen tutarın istirdatı istenmiştir.
HMK’nın 303/1. maddesinde “Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, her iki davanın tarafları aynı ise de, dava sebebi ile ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucu aynı olmadığından Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kesin hüküm oluşturmadığının kabulü isabetli olmuştur. Davalı tarafça, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.1. maddesine uygun olarak tahsis edilen kapasiteler dikkate alınarak sistem kullanım bedelleri hesaplanmış olup, İlk derece Mahkemesince sözleşmenin 4.7. maddesindeki …’tan kaynaklanan planlı bir kesinti olmadığının kabulü isabetli olmuş, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kuvvetli delil de oluşturmadığı anlaşılmıştır.
Bu açıklamalara ve dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
II-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
III-Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
IV-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
V-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
04.07.2022 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 04/07/2022
….