Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1107 E. 2022/1066 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09.05.2022
ESAS-KARAR NUMARASI : ….
Konkordato talep eden vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Konkordato talep eden vekili, müvekkili şirketin tüm dünyayı etkisi altına alan Covid 19 salgınından dolayı şirketin faaliyet gösterdiği alanlarda tedarik ve satış süreçlerinde aksamalar nedeniyle 31.12.2021 tarihi itibariyle maddi güçlük içerisine girdiğini, borçlarını vadesinde ödeyememe tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını, Covid 19 salgını etkisinin ne kadar süre ile devam edeceğinin henüz net olarak tahmin edilemediğini, bu yüzden vadesi gelecek borçları zamanında ödeyememe riski ile karşı karşıya olduğundan borca batık duruma düşmemek için konkordato talebinde bulunduğunu, müvekkili …’ün, … ……Ltd. Şti.’nin ortağı olarak borçlusu olduğu banka kredilerine müşterek ve müteselsil sıfatıyla kefaleti bulunduğunu, … ……Ltd. Şti.’nin ortağı olması sebebi ile vadesi gelecek borçları zamanında ödeyememe riski ile karşı karşıya olduğundan borca batık duruma düşmemek için konkordato talebinde bulunma gereği doğduğunu, İcra ve İflas Kanunu’nun 285 ve 286. maddeleri çerçevesinde vade konkordatosu talep edilmekte olup, konkordato talebinin kabul edilmesi halinde müvekkillerinin icra ve haciz takipleri baskısıyla faaliyetini sürdürememe riskini bertaraf edip işletme faaliyetine devam ederek borçlarını ödeme gücüne kavuşacağını beyan ederek konkordato taleplerinin kabul edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin 10.02.2022 tarihli ara kararı ile; “…Davacı gerçek kişi … yönünden açılan davanın HMK’nun 167. maddesi uyarınca iş bu dosyadan tefriki ile mahkemenin ayrı bir esasına kaydının yapılmasına…” karar verilmiş, tefrik kararı sonrasında eldeki davada sadece … ……Limited Şirketi yönünden yargılamaya devam olunmuştur.
İlk derece Mahkemesi’nce “…Somut olayda, talep eden şirket yönünden mahkemenin 10.02.2022 tarihli ara kararı ile İİK’nun 286. ve 287. maddeleri gereğince şirkete 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, konkordato komiserler kurulunun hukukçu …, bağımsız denetçi … ile talep eden şirketin faaliyet alanındaki sektörde uzman …’nin görevlendirildiği, konkordato talep eden şirketin konkordato kapsamında kalan borçlarını tasdik kararının kesinleşmesini müteakip ilk altı ay ödemesiz, toplamda 36 ayda 30 eşit taksit ile tenzilat olmaksızın ödeme taahhüdünde bulunduğu dosya kapsamı ile sabit olup,
….
Geçici konkordato komiserler kurulunun mahkememize ibraz etmiş olduğu 27.04.2022 tarihli rapor ile, geçici konkordato komiserler kurulunun mahkemenin 09.05.2022 tarihli celsesindeki sözlü beyanları ve yine konkordato talep eden şirket yetkili temsilcisinin İİK’nun 292/son maddesi uyarınca mahkememizin 09.05.2022 tarihli celsesindeki sözlü beyanı doğrultusunda yapılan değerlendirmede;
– Mahkememizce davacı hakkında 3 aylık geçici mühletin verildiği, 10.02.2022 tarihli ara kararın 1-ca maddesi uyarınca konkordato talep eden şirketin gerçek olmayan bir alacaklı yaratarak konkordato sürecinin manüpüle etmesini önlemek saikiyle geçici mühlet tarihi itibariyle konkordato talep eden şirket tarafından ileri tarihli olarak keşide edilen tüm kambiyo senetlerinin listesinin tespiti için geçici konkordato komiserler kuruluna görev verildiği, yapılan görevlendirme doğrultusunda geçici konkordato komiserler kurulu tarafından 10.02.2022 tarihli ilk inceleme ve envanter raporu ekinde konkordato talep eden şirketin keşide ettiği tüm kambiyo senetleri listesinin ibraz edildiği, liste altına şirket yetkili temsilcisi tarafından “konkordato geçici mühletin verildiği 10.02.2022 tarih ve saat 15.31 itibariyle şirketimizin borçlusu olarak keşide ettiği 45 adet çek ve ciro ettiği 46 adet çekin bulunduğu bunlar dışında keşide ettiği, ciro ettiği, aval verdiği, kefil olduğu herhangi herhangi bir kambiyo senedi (bono, çek, poliçe) borcu bulunmamaktadır.” şeklinde açık beyanda bulunulduğu, konkordato geçici komiserler kurulu raporundan anlaşılacağı üzere beyan edilmeyen 4 adet keşideci konumunda olduğu 1.600.000,00-TL tutarlı ve yine 54 adet toplamda 73.808.915,15-TL tutarında çeklerde ciranta olarak imzasının bulunduğu, söz konusu çekler ile ilgili tespitin çek alacaklıları tarafından konkordato dosyasına yapılan başvurular üzerine tespitin yapıldığı, böylelikle rapor tarihi itibari ile 4 adet keşideci ve 54 adet ciranta konumunda olduğu ve her ikisinin toplamı olan 75.408.915,15-TL borcun bildirilmediği, her ne kadar bu durumu talep eden şirket temsilcisi ve avukatı yazılı ve duruşmadaki sözlü beyanları ile 4 adet keşideci konumunda oldukları çeklerin gerçek bir borç ilişkisine dayanmadığı için bildirmedikleri ve yine 54 adet ciranta konumunda oldukları çeklerin ise alacak-borç dengesine olumlu veya olumsuz bir etkisinin bulunmayacağını düşündüklerinden dolayı bildirmediklerini beyan etseler bile bu beyanlarının mahkememizce yetersiz görüldüğü, zira asıl olanın şirketin tüm ticari ilişkisinin kayıt altında tutulması olduğu, bildirilmeyen çek miktarlarının şirket alacak ve borç dengesini bozacak mahiyette olduğu, 4 adet keşideci konumundaki çekin gerçek bir borç ilişkisine dayanmadığına ilişkin dosyaya herhangi bir belge sunulmadığı gibi söz konusu çek alacaklısı tarafından mevcut dosyaya alacak talebinde bulunulduğu hususları göz önüne alındığında, mahkememizde talep eden şirket yetkilisi ve vekilinin beyanlarına itibar edilmemiş, söz konusu şirket tarafından keşideci ve ciranta konumunda olduğu yukarıda belirtilen çeklerin mahkemeye konkordatoyu talep aşamasında ve sonrasında bildirilmemesinin TMK.2 ile HMK’nun 29. maddesinde tanımlanan dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğünü ihlal ettiği, mahkememizce dürüst davranma yükümlülüğüne aykırı davranan şirketin konkordato sürecini manüpüle etmeye yönelik davranışlarda bulunduğu konusunda kanaat oluştuğu ve böylelikle şirketin İİK’nun 292/1-c maddesi uyarınca alacaklıları zarara uğratmak amacıyla hareket ettiği,
-Konkordato talep eden şirketin geçici mühlet tarihi olan 10.02.2022 tarihinden 31.02.2022 tarihine kadar dava dışı … … olan alacağına ilişkin 17.926.807,80-TL’lik bir azalaşın olduğu, bu azalışın sebebinin 11.02.2022 tarihli 4.322.930,00-TL bedelli, 16.02.2022 tarihli 4.210.240,00-TL bedelli, 22.02.2022 tarihli 2.718,720,00-TL bedelli, 25.02.2022 tarihli 2.641.813,50-TL bedelli, 28.02.2022 tarihli ve 4.033.104,30-TL bedelli 5 adet satış faturasına ilişkin olduğu, söz konusu satış faturalarında komiserlerin herhangi bir bilgisi ve onayının olmadığı, söz konusu faturalara konu;
Kablo 3×25 16 mm2 – 4.000 m ve 1.056.000,00-TL,
Kablo 3×25 16 mm2, 1.800 m ve 475.200-TL,
Kablo 3×95 50 mm2, 3.000 m ve 978.000,00-TL bedelli olmak üzere toplamda 2.509.200,00-TL’lik ticari malların tespitinin yapılamadığı, bu hususta mahkememizce tensip ara kararı uyarınca talep eden şirket vekilinden ve duruşmada temsilciden açıklama istenildiği, temsilci tarafından duruşmadaki beyanında stoktaki malların nerede olduğunu bilmediğinin beyan edildiği, talep eden şirket vekili tarafından ise söz konusu malların konkordato öncesi stoğa ait olduğunun iddia edildiği, bu çerçevede yapılan değerlendirmede talep eden şirket tarafından her ne kadar stokta tespit edilemeyen 2.509.200,00-TL’lik eksik stoğu konkordato öncesi stoğa ait olduğu iddia edilmiş ise de bu iddianın yerinde olmadığı, zira konkordato komiserleri raporunda açıkça geçici mühlet tarihinden sonra keşide edilen 5 adet faturaya ilişkin stok tespitinin yapıldığı ve açıkça raporda tespit edilemeyen stoğun keşide edilen 5 adet faturaya ilişkin olduğunun belirtildiği, bu nedenden ötürü talep eden şirket vekilinin bu iddiasının yerinde olmadığı, yine talep eden şirket vekili stok sayımlarını yıl sonu itibari ile yaptıklarını, bu nedenle ara bilançoda eksilen stoğun görülmediğini iddia etmiş ise de, bu iddianın da yerinde olmadığı, zira mal girişinin komiser raporunda belirtildiği gibi geçici mühletten sonraki 5 adet faturaya ilişkin olduğu, söz konusu 5 adet fatura kapsamında geçici mühlet tarihinden sonra şirkete giren stoğun çıkışının da kayıtlı olmasının gerektiği, kaldı ki geçici mühlet tarihinden sonra stoğa giren ürünlerin talep eden şirketin geçici mühlet tarihinden komiser raporunun ibraz edildiği tarihe kadar devam eden ve stok azalışını sebebiyet verecek hiçbir işinin olmaması hususu da göz önüne alındığında, mahkememizde talep eden şirketin bu iddiasının da yerinde olmadığı, geçici mühlet tarihinden komiser raporunun sunulduğu tarihe kadar talep eden şirketin devam eden hiçbir işinin olmamasına ve yine stok azalmasına sebebiyet verecek bir satışında bulunmamasına rağmen stokta geçici mühletten sonra stoğa giren 2.509.200,00-TL’lik ürünün bulunmamasının talep eden şirket yönünden İİK’nun 292/1-c maddesi uyarınca alacaklıları zarara uğratmak amacıyla hareket ettiği mahkememece kabul edilmiştir.
-Geçici konkordato komiserler kurulu mahkememize ibraz etmiş olduğu 27.04.2022 tarihli raporda …. tarafından keşide edilen 21.02.2022 tarihli 147.500,00-TL’lik fatura her ne kadar danışmanlık bedeli olarak keşide edilmiş ise de, ….A.Ş. tarafından öncesinde 15.02.2022 tarihinde aynı bedel üzerinden keşide edilen ve akabinde talepte bulunan şirket tarafından iade konusu edilen fatura ile şirket yetkilisinin beyanında meskun faturanın konkordato başvuru sürecinde hazırlanan makul güvence raporu ve diğer mali hazırlığa istinaden olduğunun rapor edildiği, söz konusu rapordan da açıkça anlaşılacağı gibi mühlet öncesine ait bir borcun mühlet içi bir borç olarak gösterilmeye çalışıldığı, bu eylem ile talep eden şirketin mühlet öncesi diğer alacaklıları İİK’nun 292/1-c maddesi uyarınca zarara uğratmak amacıyla hareket ettiği yönünde mahkemece de kanaat oluşmuştur.
Geçici konkordato komiserler kurulunun mahkememize ibraz ettiği 27.04.2022 tarihli raporundan konkordato talep eden şirketin aktif mal varlığının 102.215.887,43-TL olup, borç toplamının ise 71.372.616,52-TL olduğu, bu suretle şirketin borca batık olmadığı anlaşılmış olup, yukarıda açıklanan gerekçelere binaen İİK. 292/1-c maddesi uyarınca; Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 352342 sicil numarasına kayıtlı … ……… İİK’nun 287/5. maddesi yollamasıyla İİK’nun 292. maddesi uyarınca geçici mühlet kararının kaldırılmasına, konkordato isteminin REDDİNE,
Mahkememece verilen tedbir kararlarının 09.05.2022 günü saat 14.38 itibari ile kaldırılmasına,
Konkordato komiserler kurulunun görevine 09.05.2022 günü saat 14.38 itibari ile son verilmesine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran konkordato talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Müvekkil şirketin … ……Ltd. Şti. ünvanı ile Ankara merkezli olup … ……..A.Ş.’nin taşeronu/alt yüklenicisi olarak görev yaptığını, … ……A.Ş.’nin Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/86 E. sayılı dosyası ile geçici mühlet kararı aldığını, müvekkili şirketin … ……A.Ş.’nin taşeronluğunu yaptığından hali hazırda var olan alacaklarını alamama tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını, bu nedenle firmanın da sıkıntılı duruma geldiğini ve nakit sıkışıklığı yaşadığını, müvekkili şirketin borca batık olmadığını, varlıklarının borçlarını karşılamaya yettiği hususunun 27.04.2022 tarihli komiserler ara raporunda tespit edildiğini, müvekkili şirketin hali hazırdaki mal varlığının dahi borçlarını karşılamaya yetebilecek durumda olmasına rağmen 7 adet sözleşme imzaladığını, imzaladığı sözleşmeler ile nakit sıkışıklığının çözüleceğinin açık olduğunu, bunların sadece 3 aylık geçici mühlet süresince imzalamış olduğu sözleşmeler olduğunu, sürecin devam edecek olması halinde bu sözleşmelerin artacağını ve şirkete nakit akışının da hızlanacağını, ancak bu hususun mahkeme tarafından dikkate alınmadığını;
09.05.2022 tarihli duruşmada müdahale talebinde bulunan tarafların beyanlarının alındığını, alacaklıların çoğunluğunun müvekkilleri hakkında kesin mühlet kararı verilmesini talep ettiğini, çünkü müvekkillerin konkordato süreçlerinin devam etmesi halinde alacaklıların, alacaklarının tamamına kavuşacaklarını;
Mahkeme kararında beyan edilmiş olan çeklerin herhangi bir ticari ilişkiden kaynaklı olmadığını, gelir ve gider takibi yapılmadığı için kayıtlara alınmadığını, konkordato ilanından sonra çeklerin firmalardan iadesinin beklendiğini, karara konu olan çeklerin adetinin 58 ve bu çeklere ilişkin müdahil talebinin ise sadece 2-3 adet olduğunu, bu durumun dahi çeklerin ticari bir ilişkiden kaynaklanmadığı ve iade edilebileceği hususunu açıkça ortaya koyduğunu, kararda çek miktarlarının şirket alacak ve borç ilişkisini bozacak mahiyette olduğunun beyan edildiğini, ancak 54 adet çek için müvekkili şirketin hali hazırda ciranta konumunda olduğunu, cirantaya başvuru halinde cirantanın da rücu hakkı doğduğunu, işbu çeklerin kayda alınması halinde hem alacak hem borç hanesinde kayda almak gerekeceğini, müvekkili şirketin çekleri sadece alacak olarak kaydetmesi halinde yerel mahkemenin gerekçeli kararında belirttiği gibi şirketin konkordato sürecini manipüle etmeye yönelik davranışlarda bulunduğunun iddia edilebileceğini, ancak müvekkili şirketin bu yönde bir işlem yapmadığını;
Müvekkili şirketin dava dışı … … olan alacağına ilişkin 17.926.807,80-TL’lik bir azalaşın olmasının mali tablolarında olumlu bir gelişme olduğunu gösterdiğini, alacağının bir kısmını tahsil etmiş olmasıyla birlikte mal varlığının yaklaşık 14.000.000,00-TL’den 31.000.000,00-TL’ye yükselmesini sağladığını, aralıklı envanter yöntemini kullandığını, bu sistemde sayımların yıl sonlarında gerçekleştiğini, çok fazla mal giriş çıkışı olduğundan kayıtlarında yer alan stok rakamı ve fiili stok arasında fark olma ihtimali olduğunu, mal varlığında olumlu gelişmeler ile var olan borçlarını ödeyebilmeyi düşünerek bu sözleşmeleri imzaladığını ve malzemeleri aldığını, sistemsel bir hatadan kaynaklı olarak müvekkilinin alacaklıları zarara uğratmak amacı ile hareket ettiğini beyan etmenin hukuka aykırı olduğunu;
Müvekkili şirket ile … … ve …. A.Ş. arasında danışmanlık ilişkisi bulunduğunu, danışmanlık sözleşmesinin geçici mühlet sonrasında da devam ettiğini, gönderilmiş olan faturanın bir kısmının konkordato geçici mühleti sonrası doğmuş alacak olduğunu, müvekkili şirketin alacaklıları zarara uğratmak kastı içinde olduğuna dair beyanla konkordato talebinin reddedildiğini, ancak alacaklıları zarara uğratmak kastı ile hareket ettiğine dair somut bir delil bulunmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Talep, İİK’nun 285 vd. maddeleri uyarınca geçici, kesin mühlet ve konkordatonun tasdikine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre konkordato talep eden vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/96 E., 2022/336 K. sayılı dava dosyasında verdiği 09.05.2022 tarihli kararına yönelik konkordato talep eden vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına.
3-Konkordato talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara ilk derece mahkemesince tebliğine; harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına.
22.06.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nin 293 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 24.06.2022