Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1105 E. 2022/1806 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2022/1105
KARAR NO : 2022/1806
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23/09/2021
ESAS-KARAR NUMARASI : 2021/113E., 2021/517K.
DAVACI :1
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacılar vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davacıların Ankara İş Mahkemelerince verilen ve ödenmeyen işçilik alacaklarının tahsiline dair ilamların icraya konularak davalı şirkete icra emirlerinin gönderildiğini, icra emrinin tebliğ edilmesine rağmen davacıların bu alacaklarının hala ödenmediğini, davalı şirketin iflasına karar verilmesini istediklerini, aynı taleple daha önce açmış oldukları davada borç yapılandırma protokolü sonucu anlaşma sağlanması nedeniyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, ancak davalı tarafından protokol gereğini yerine getirilmediğinden tekrar dava açıldığını ancak derdestlik nedeniyle davanın usulden reddedildiğini, dosyaların kesinleştiğini ve iş bu davanın açıldığını, ödeme yapılmaması nedeniyle yeni bir dava olduğunu, bu davanın açılması için gereken ilk masrafların, İİK. 166. maddesi uyarınca yapılması gereken ilanlar ve “iflas avansı” yönünden “adli yardım” isteğinde bulunduklarını ve davacıların 6100 sayılı yasanın 334 ve devamı maddeleri uyarınca adli yardımdan yararlandırılmasını istediklerini ileri sürerek, İİK 159. maddesi uyarınca iflas muhafaza tedbiri uygulanması ile ilamlı alacakları ödenmediğinden davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; tarafların sulh olmaları nedeniyle ilama bağlanan alacağın ödenmemesine değil sulh protokolüne dayanılabileceğini, davacılara verilen kesin süreye rağmen iflas avansı yatırmadığından davanın reddedilmesi gerektiğini, her bir davacı yönünden davaların tefriki gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Mahkememizin 23.09.2021 tarihli celsesinde, her bir davacı yönünden Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce tesis edilen hükümde protokole istinaden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi ve taraflar arasında akdedilen borç yapılandırma protokolünün 4.maddesinde açıkça davalının peşpeşe 2 taksit ödemediği takdirde temerrüde düştüğü kabul edilerek yeniden icra takibine kaldığı yerden devam edilebileceğinin ve doğrudan doğruya iflas davası açılabileceğinin hüküm altına alınması karşısında davalı vekilinin kesin hüküm itirazını esas hükümle birlikte istinaf yasa yolu açık olmak üzere reddine karar verilmiştir.
Ayrıca davacıların adli yardım talebi mahkememizin 16.02.2021 tarihli ara kararı ile değerlendirilmiş, davacılar …, …, … ve …’in adli yardım talebinin HMK. 334 vd. maddeleri gereğince reddine, davacı …’ın ise sadece iflas avansına yönelik adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiş, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/40-40 D.İş-karar sayılı ilamı ile davacıların adli yardım talebinin reddine ilişkin karar reddedilmiş, müteakiben ilk ret kararından sonra sunulan belgelere dayalı olarak yeniden yapılan adli yardım istemi mahkememizin 16.03.2021 tarihli ara kararı ile yeniden ret yönünde hüküm tesis edilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, işbu iflas istemli davada davacılar arasında ihtiyarı dava arkadaşlığı mevcut olup, her bir davacını ayrı ayrı iflas avansı ve iflas ilanına ilişkin gider avansını yatırması zorunludur. Nitekim, davacılardan birisi tarafından iflas avansı yatırıldığında, diğer davacılar tarafından iflas avansı yatırılmadığı takdirde iflas avansını yatıran davacının hükümden önce davadan feragat etmesi veyahut hüküm kesinleşmeden önce iflas avansını yatıran davacının alacağının ödenmesi karşısında mahkememizde iflas avansından yoksunluk hali doğacaktır.
Yukarıda açıklanan gerekçeye binaen, mahkememizin 16.02.2021 tarihli tensip zaptı ile davacılar …, …, … ve …’e iflas avansını yatırması, tüm davacılara ise iflas ilanına esas olmak üzere 2.000,00-TL gider avansını yatırması için kesin süre verilmiş, kesin sürenin hüküm ve sonuçları ihtar edilmiş, İİK. 181.maddesi yollamasıyla, İİK’nun 160. maddesindeki “İflas isteyen alacaklı ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masraflardan sorumludur. Mahkeme, masraflar ile iflas kararının kanun yolları için gerekli bütün tebliğ masraflarının peşin verilmesini ister.” şeklindeki amir düzenlemeye rağmen davacılar …, …, … ve … iflas avansı ve iflas ilanına ilişkin gider avansını, davacı … ise iflas ilanına ilişkin gider avansını mahkeme veznesine depo etmemiş, bu suretle iflas kararı verilebilmesi için gerekli olan şekli şartın her bir davacı tarafından yerine getirilmediği saptanmakla, davanın ayrı ayrı usulden reddine,…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: mahkeme kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olup kaldırılması gerektiğini, mahkemeye davacılar bakımından fakirlik belgeleri sunulduğunu, adli yardım talebinin reddinin haksız olduğunu, adalete erişim ve hak arama hürriyetlerinin önüne geçildiğini, 12/02/2021 ve 13/03/2021 tarihli ara kararlarındaki ödenmesi gereken harç ve avanslar bakımından açıklık bulunmamasının da davanın reddolunması sonucunu doğurduğunu, … yönünden iflas avansına yönelik adli yardım talebinin kabülüne karar verilmişken iflas ilan masraflarının yatmaması nedeniyle ret kararı hatalı olmuştur, … yönünden iflas ilanına ilişkin gider avansının ödenmesi hakkında taraflarına herhangi bir tebliğin de bulunmadığını beyan ederek istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davalı şirketin iflası istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve özellikle davacı … yönünden Mahkemece tensip ara kararı ile ilan masraflarının yatırılması için kesin süre verilerek tensip zaptının tebliğinin sağlanmış olmasına göre; davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/113E., 2021/517K. sayılı dava dosyasında verdiği 23/09/2021 tarihli kararına yönelik davacılar vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin olarak alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
16/11/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
İİK’nin 164 ncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17/11/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır