Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1084 E. 2022/1753 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1084 – 2022/1753
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2022/1084
KARAR NO : 2022/1753
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23/09/2021
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/482E., 2021/639K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalılardan… İnşaat’ın davacı bankanın … şubesinin kredi müşterisi, diğer davalı … İnşaat’ın borçlarının müşterek borçlusu ve müteselsil kefili olduğunu, davalı… İnşaata … Bankası A.Ş.’ye hitaben 13/03/2015 tarihli 4.750.000,00 USD tutarlı kesin teminat mektubu verildiğini, taraflar arasında 14/0172014 tarihinde genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, … Bankasının 05/05/2017 tarihli yazılı talebiyle teminat mektubu tutarı 4.750.000,00 USD’nin TL karşılığı olan 16.958.450,00 TL’nin davacı banka tarafından … hesabına ödendiğini, … 17.Noterliğinin 05/05/2017 tarih ve … nolu ihtarnamesi ile …’a ödenen teminat mektubu tutarı, ödenmemiş komisyon tutarı ve BSMV’sinden oluşan toplam borç tutarı 4.762.468,75 USD’nin (TL karşılığı 17.002.965,93 TL) davalı şirketler tarafından davacı bankaya ödenmesinin talep edildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine … 13.İcra Müdürlüğü’nün 2017/10818 E. sayılı dosyasından toplam 17.278.328,77 TL üzerinden davalılara karşı iflas yolu ile adi takip yapılarak ödeme emri gönderildiğini, her iki davalının da borca itiraz ettiğini, takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, davalıların takibe itirazlarının kaldırılarak, depo kararı çıkarılmasını, depo kararına rağmen borç ödenmezse davalı şirketlerin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … İnş. ve Tic. A.Ş. vekili; Dava konusu olayda kefaletin koşullarının oluşmadığını, borç kaynağı gösterilen sözleşmenin tamamında davalı firmanın imzasının bulunmadığını, dava konusu sözleşmenin kefile ilişkin bilgilerin yer aldığı 41.sayfasında el yazısı ile belirtilen beyanların sözleşmede kefil olarak imzası bulunan davalı firma yetkililerine ait olmadığını, takip talebinde belirtilen borç miktarının sözleşmede yazılı kefalet limitinin üzerinde olduğunu, kefalet koşulları oluşmadığından davanın reddi gerektiğini, davalının tahakkuk ettirilen fahiş tutardaki faiz ve komisyon ücretinden sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı… İnş.San.A.Ş. vekili; Borcun dayanağı Genel Kredi Sözleşmesi incelendiğinde sözleşmenin sadece 1. ve 40. sayfalarında davalı firmanın imzası bulunduğunu, sözleşmenin matbu nitelikte olduğunu, davalı firmanın imzası bulunmayan sözleşme sayfalarında yer alan hükümleri kabul etmediğini, davacı bankaca kaleme alınan dürüstlük kuralına aykırı davalı firmanın menfaatine aykırı hükümlerin genel işlem koşulu niteliği ile TBK 20. madde uyarınca hükümsüz olduğunu, sözleşmede müvekkilinin imzası olmayan sayfalarda yer alan hükümlerde komisyon ve faizlerin hangi oranda alınacağının belirtilmediğini, asıl borçla birlikte fahiş tutardaki komisyon oranı ve asıl borca ve komisyon oranına işletilen faizi kabul etmediklerini, takip konusu tutarın davalı firmanın karşılayamayacağı bir tutar olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Davalı … İnş. ve Tic. A.Ş. yönünden yapılan yargılama sonunda; Davalı kefil vekili tarafından cevap dilekçesi ile, kefaletin koşullarının oluşmadığını, borç kaynağı gösterilen sözleşmenin tamamında davalı firmanın imzasının bulunmadığını, sözleşmenin kefile ilişkin bilgilerin yer aldığı 41. sayfasında el yazısı ile belirtilen beyanların sözleşmede kefil olarak imzası bulunan davalı firma yetkililerine ait olmadığını iddia etmiştir.
TBK’nun 583. Maddesinde; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.” hükmü yer almıştır.
Taraflar arasında akdedilen Sözleşmenin Müşterek Borçlu Müteselsil Kefiller başlıklı 73.maddesinde; “Müşterek borçlu ve müteselsil kefiller bankanın 66 sayfadan oluşan Genel Kredi Sözleşmesinin tamamını okuduğunu, her sayfayı paraf etmeye gerek olmadığını, tüm sözleşme hükümlerinin haklarında geçerli olacağını kabul ve taahhüt ederler.” denilmiştir. 73. maddenin altına davalı … İnşaat firması tarafından kefilin adı soyadı/ünvanı, kefil olunan miktar sayı ve yazı ile, kefalet türü, kefil olunan tarih, kefilin adresi kısımları doldurulmak suretiyle firma kaşesi üzerine imza atılmıştır.
Davalı vekilinin itirazı üzerine, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan raporda sonuç olarak; İnceleme konusu Genel Kredi Sözleşmesinin 41.sayfasında yer alan “… İnşaat ve Tic. A.Ş.”, “4.750.000 USD”, “Dört Milyon Yedi Yüz Bin USD” ve “Müteselsil” yazıları ile… ve…’ın mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla… ve…’ın eli ürünü olmadığı bildirilmiştir.
Adli tıp raporu da dikkate alındığında, TTK’nun 583.maddesinde belirtilen kefaletin geçerlilik koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davalı … İnş. ve Tic. A.Ş. yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı… İnş. San. A.Ş. yönünden yapılan yargılama sonunda; Somut olayda; taraflar arasında, kredi sözleşmesi imzalandığı konusunda anlaşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmazlık; sözleşmenin geçerliliği ve davalının sözleşmeye dayalı düzenlenen teminat mektubunun bankaca tazmini nedeniyle borcunun olup olmadığı ve miktarı noktalarında toplanmaktadır.
Her ne kadar davalı vekili sözleşmenin tüm sayfalarının imzalamadığından sözleşmenin geçersiz olduğunu savunmuş ise de; Sözleşme eki olan Ek-3’te davalı… A.Ş.’nin sözleşme maddelerini okuduğuna ve sözleşme hükümleriyle ilgili itirazı bulunması halinde davacı bankaya bildirilmesi aksi halde sözleşmenin koşullarının olduğu gibi kabul edildiğine dair belgeyi 03/01/2014 tarihinde imzaladığı, belgenin alt kısmına “GKS 03/01/2014 tarihinde incelenmek üzere tarafımca elden teslim alınmıştır.” İfadesinin el yazısı ile yazıldığı görülmüştür. Yine sözleşme eki olan Ek-4’te davalı… A.Ş.’nin sözleşme maddelerini okuduğuna, anladığına, çelişkili hükümleri banka ile müzakere ettiğine, her sayfasını ayrı ayrı imza ve paraf etmesine gerek olmadığına, sözleşme hükümlerinin haklarında geçerli olduğuna dair belgeyi 14/01/2014 tarihinde imzaladığı görülmüştür. Bu nedenle davalının sözleşmenin her sayfasına imza atmasına gerek olmadığı, tüm sözleşme hükümlerinin geçerli olduğuna dair beyanda bulunup imzaladığı, dolayısı ile tarafların karşılıklı mutabık kaldığı anlaşılmakla davalı vekilinin itirazı yerinde görülmemiştir.
Yine her ne kadar davalı vekili sözleşmenin hükümlerinin genel işlem koşulu niteliği ile TBK’nun 20. madde uyarınca hükümsüz olduğunu savunmuş ise de; Sözleşmelerin imzalanmasından önceki tarihte, asıl borçlu ve kefillerin kendi yazı ve imzaları ile, sözleşmeleri okuyup bankadan bilgi aldıklarını ve bir suretini aldıkları belirttikleri, tarafların tacir oldukları da dikkate alındığında genel işlem koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce alınan bankacı bilirkişi ve hesap uzmanı bilirkişi raporlarının usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli olduğu görülmüştür.
Davacı vekili mahkememizin 16/05/20219 tarihli duruşmasında alınan imzalı beyanı ile; Her ne kadar bilirkişi depo kararı ile birlikte alınması gereken günlük faizi hesaplamamışsa da depo kararının tebliğinden itibaren ödenecek olan günlük faizden vazgeçtiklerini, böyle bir taleplerinin bulunmadığını, bilirkişi tarafından belirlenen alacak ve masraflar dikkate alınarak depo kararı verilmesini talep ettiklerini belirtmiştir. Bu nedenle bilirkişiden yeniden rapor alınmamış ve mevcut rapora göre depo emri çıkartılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliler ve alınan bilirkişi raporlarına göre; İcra takip tarihi itibariyle asıl borçlu… İnş. San. A.Ş.’nin depo emrine esas … 13.İcra Müdürlüğü’nün 2017/10818 Esas sayılı dosyasında; 16.958.450,00 TL teminat mektubu alacağı, 42.396,13 TL teminat mektubu komisyon alacağı, 244.705,72 TL takip tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.245.551,85 TL alacak, icra müdürlüğü dosyasında alınan 31,40 TL başvurma harcı ve 86.391,64 TL peşin harç ile 261.080,52 TL icra vekalet ücreti olmak üzere toplam 17.593.055,41 TL borcunun bulunduğu, böylece davalının itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak 18/02/2021 tarihli duruşmada borçlunun itirazının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce borçlunun itirazının kaldırılmasından sonra, yukarıda belirtilen ve hesap bilirkişisi tarafından tespit edilen, depo emrine esas asıl alacak, icra masrafı, vekalet ücreti ve tahsil harcı miktarı olan toplam 17.593.055,41 TL’nin tebliğden itibaren 7 gün içinde mahkeme veznesine depo edilmesi, ödeme yapılmaması halinde takip eden ilk oturumda iflasına karar verileceği hususunda ihtaratı içerir, davalı şirkete İİK. 158/2. maddesi gereğince depo emri çıkartılmasına karar verilmiş, depo emrinin usulüne uygun tebliğine rağmen davalı şirket tarafından depo kararının gereği yerine getirilmemiştir.
Böylelikle, … Ticaret Sicil Müdürlüğünün… sicil numarasına kayıtlı davalı… İnş. San. A.Ş.’nin İİK’nun 43. maddesi gereğince iflasa tabi olduğu, davalı şirketin muamele merkezi itibariyle İİK’nun 154. maddesi kapsamında mahkememizin yetkili olduğu, iflas talebinin İİK’nun 166/2. maddesinde öngörülen biçimde usulüne uygun olarak ilan edildiği, İİK’nun 158/2 maddesi gereğince davalı şirketin depo kararı gereğini yerine getirmediği, davacı vekili tarafından İİK’nun 160. maddesi gereğince ilk alacaklar toplantısına kadar olan masraflar ile kanun yolları için gerekli tüm masrafların mahkeme veznesine depo edildiği, bu suretle İİK’nun 155 ve devamı maddelerinde öngörülen iflas koşullarının somut olayda gerçekleştiği anlaşılmakla, davanın davalı… İnş. San. A.Ş. yönünden kabulü ile; … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne… sicil no ile kayıtlı davalı… İnş. San. A.Ş.’nin İİK’nun 155 vd. maddeleri gereğince iflasına…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davalı … İnşaat AŞ yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, davalı yetkililerinin açıkça kötüniyetli olduğunu, müvekkili banka ile Genel Kredi Sözleşmesi imzalayan … İnşaat AŞ’nin yetkilisi ve… İnşaat AŞ’nin yetkilisinin aynı kişi olan… olduğunu, …’ın imzasını inkâr etmediğini ancak kefalet beyanı yazılarının eli ürünü olmadığını ileri sürdüğünü, ve dolayısıyla kefalet koşulları oluşmadığından davanın reddini istediğini, …’ın bu yöndeki beyanı yerel mahkeme tarafından basiretli bir tacirin beyanı olarak değerlendirilerek davanın reddine gerekçe olduğunu,hakkın kötüye kullanılması yasağı ve dürüstlük kuralının gözardı edildiğini, yerel mahkemece eksik inceleme yapıldığını, davalı … İnşaat AŞ’nin diğer bankalar ile imzaladığı Genel Kredi Sözleşmelerinin tamamının celp edilmediğini, Yüksek Seçim Kuruluna yazılan “tatbike medar yazı örneklerinin istenmesine” dair yazının cevabı beklenmeden bilirkişi incelemesi yaptırılarak kararın oluşturulduğunu, GKS’nin aslının Adli Tıp kurumuna gönderilmesine karar verilerek müvekkili bankanın savunma imkânlarının kısıtlanmaya çalışıldığını,elyazısı örneklerini veren şirket yetkililerinin huzurda bulunmadıkları bir ortamda celse arası tutanak ile beyanda bulunduklarını, bu hususu reddeddiklerini ve yeniden el yazısı örneklerini vermelerini talep ettiklerini beyan ederek, … İnşaat ve Ticaret AŞ yönünden de davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, iflas yoluyla takibe itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-… 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/482E., 2021/639K. sayılı dava dosyasında verdiği 23/09/2021 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin olarak alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4- HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
09/11/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
İİK’nin 164 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 179/c maddesinin birinci fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 09/11/2022
Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır