Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1075 E. 2022/991 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2022/1075
KARAR NO : 2022/991

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 15/06/2017
ESAS-KARAR NUMARASI : 2007/384E., 2017/482K.
DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacı vekili yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı kooperatifin 30.11.2005 tarih 66 sayılı yönetim kurulu kararı ile müvekkilinin 129 ve 130 kayıt numaralı iki hisseye sahip olduğunu, kendisine aynı tarihli üye kimlik kartı verildiğini ancak müvekkilinin 2006 ve 2007 genel kurullarına davet edilmediğini, üyeliği ile ilgili kendisine bir bilgi de verilmediğini ileri sürerek, öncelikle davacının 129 ve 130 numaralı üyelikler için kooperatif üyesi olduğunun tespit tescilini, bu istemin kabul görmemesi halinde yönetim kurulu kararı altında imzası bulunan diğer davalılardan şimdilik 10.000,00 TL’nin işlemiş ve işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davalının 30.10.2005 tarihinde kooperatif yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini, davacının dayandığı yönetim kurulu karar tarihinde görevde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …, Ankara 13. Noterliği’nin 24.06.2004 tarih ve … yevmiye nolu karar defterinin 66. sayfasının boş olarak iptal edildiğini, davacının iddia ettiği gibi bir kararın alınmadığını, söz konusu kararın sahtecilik yapılmak suretiyle oluşturulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …, usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi’nce “…07.07.2014 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden dava dilekçesinin ekinde yer alan yönetim kurulu kararının alındığı tarih itibariyle davalı …’ın yönetim kurulu üyesi olmaması nedeniyle kararı imzalamaması gerektiği, dava konusu kararın yetkili yöneticilerin imzalarını ihtiva etmemesi ve anılan karar sayfasının kooperatif yetkililerince boş bırakıldığının anlaşılması nedenleriyle, kararın hukuki sonuç doğuracak gerçek bir karar olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, davacının kooperatif üyeliğinin kooperatif tarafından benimseme ile kabul edilip edilmediği yönündeki inceleme için kooperatifin defter, belge ve kayıtlarının incelenmesi gerektiği, ancak dosya kapsamında bu yönde bir inceleme yapılamadığı bildirilmiştir.
Dava dilekçesinin ekinde yer alan 30.11.2005 tarih 66 sayılı yönetim kurulu kararı fotokopisinin incelenmesinden davacının 129 ve 130 kayıt numaralı iki hisseye sahip olduğuna karar verilmiş olup karar davalılar tarafından imzalanmıştır. Davalı … ve … tarafından anılan karardaki imzalara itiraz edilmiş olup, davacı yanca belge aslı dosya kapsamına ibraz edilememiştir. Her ne kadar anılan belgenin fotokopisi üzerinde imza incelemesi yapılmış ise de yapılan imza incelemesi ile her türlü şüpheden uzak kesin bir sonuca varılamamıştır. Davalı …’ın 30.10.2005 tarihinde kooperatif yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini, 07.11.2005 tarihli 63 sayılı kararla da yönetim kurulu üyelerinin …, … ve … olduğu anlaşılmıştır. Dava dilekçesinin ekinde yer alan yönetim kurulu kararının alındığı tarih itibariyle davalı …’ın yönetim kurulu üyesi olmaması nedeniyle kararı imzalamaması gerektiği, dava konusu kararın yetkili yöneticilerin imzalarını ihtiva etmemesi ve aslına anılan karar sayfasının kooperatif yetkililerince boş bırakıldığının anlaşılması, davacı vekili tarafından davalı … ve davalılar … ‘a karşı yemin hakkının kullanılmamış olması nedenleriyle davalılar … ve …’dan davacının talep edebileceği bir alacağın olmadığı kanaatine varılmış ve anılan davalılar hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir. Davacının alacağının temeli 30.11.2005 tarihli protokolden kaynaklanabilir. Anılan protokol ise yalnızca davalı … tarafından imzalanmış olup, protokol altındaki imzanın aidiyeti hususunda davalıya çıkarılan tebligat usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinden anılan bu davalıya karşı davacının açtığı davasının kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili 09.06.2016 tarihli celsede davalı kooperatif dışındaki davalılara karşı davaya devam ettiklerini, kooperatife karşı açılmış davalarını atiye terk ettiklerini beyan etmiş olup, davacının bu davalı hakkındaki talebi ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Yönetim kurulundaki değişik Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmediğinden bu hususun üçüncü kişiler ve davacı için bağlayıcı olmadığını, davacının üyeliğe kabulüne ilişkin Yönetim Kurulu Karar Defterinin 66. sayfasının boş bırakılmış gösterilmesinin ve tüm bu işlemlerin davacının dolandırılmasına yönelik olduğunu, bir an için davalı …’ın tüm bu işlemleri tek başına yaptığı düşünülse dahi davalı …’ın bu işlemlerinin önlenmeme yönünden yönetim kurulu üyelerinin de kusurlu olduğunu, davalıların zararının giderilmesinden müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarını beyan ederek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif üyeliğinin tespit ve tescili, olmadığı takdirde yöneticilerin sorumluluğu nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
1-HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve özellikle istinafa gelen taraf sıfatına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Mahkemece verilen kararda; haklarındaki davanın reddine karar verilen davalı … ve … yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmiştir.
Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin Genel Hükümlerinin 3/2. maddesi, “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” hükmünü içermektedir. Buna göre mahkemece, haklarındaki davanın reddine karar verilen davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
6100 sayılı HMK’nın “Duruşma yapılmadan verilecek kararlar” başlıklı 353. maddesi, “(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;…b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;…2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,..duruşma yapılmadan karar verilir.” hükmünü içermektedir.
Buna göre Dairemizce, davacının vekalet ücretine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, kararı düzelterek aşağıdaki gibi yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle; Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/384E., 2017/482K. sayılı dava dosyasında verdiği 15/06/2017 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; HMK m. 353/1,b,2 gereğince, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/384E., 2017/482K. sayılı dava dosyasında verdiği 15/06/2017 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
” 1- Davacının davalılar … ve … hakkında açmış olduğu davanın REDDİNE,
2- Davacının davalı kooperatife karşı açmış olduğu davası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3- Davacının davalı …’a yönelik açmış olduğu davasının KABULÜ ile 10.000,00 TL dava tarihi 10.07.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte anılan davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 683,10 TL harçtan peşin ve tamamlama ile alınan 163,10 TL harcın düşümü ile kalan 520,00 TL harcın davalı …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacının dosya, pul, davetiye, yazışma ve bilirkişi ücreti olarak sarf ettiği 3.648,20 TL, harç olarak sarf ettiği 267,10 TL olmak üzere toplam 3.915,30 TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde, istek halinde masrafı içerisinden alınmak kaydıyla davacıya iadesine,
6-A.A.Ü.T. uyarınca 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
7- A.A.Ü.T. uyarınca 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,”
3-Peşin alınan istinaf karar harcının davacıya iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
08/06/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GER. KARAR YAZIM TARİHİ : 04/07/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …