Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)
ESAS NO : 2022/1063
KARAR NO : 2022/1474
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/01/2022
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/191 E.-2022/32 K.
DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
Davacılar …, …, … ve … vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacılar vekili … Yapı Kooperatifine de husumet yönelttiği dava dilekçesinde; davalı kooperatifin 2010 yılından bu yana genel kurul toplantılarını yapmadığını, en son 08.01.2017 tarihinde 129 kişi ile bir toplantı yaptığını, derdest Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/308 E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda da görüleceği üzere, kooperatifin 4936 üyesi bulunduğunu, bu üyelerin istifa etmediklerini, kooperatiften tasfiye payı beklediklerini, kooperatif yönetiminin tapu teslim imza listesinin önüne “istifa ve” kelimelerini sonradan ekleyerek sanki bu listeyi imzalayan istifa etmiş gibi bir uygulama yapıp, daha sonra da bu listedeki istifa etmiş gibi kabul ettikleri yönetim yandaşı veya kendi akrabaları olan 90 kadar kişiyi tekrar üye yazmak suretiyle hirçok geçersiz kararlar aldıklarını, “istifa ve” eklentisinin sonradan yapıldığının çıplak gözle de anlaşıldığını, üyelerden usulüne uygun şekilde istifa dilekçesi alınmadığını, bu nedenle kooperatifin üye sayısının halen 4936 olduğunu, 129 kişi ile yapılan genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğunu, kooperatif yönetiminin 2010 yılında seçildiğini, Kooperatifler Kanununun 57. maddesine göre en fazla 4 yıl için seçilebileceklerinden ve bu süre de dolduğundan yetkili olmadıklarını, haklarında sahtecilikten dava açıldığını, C. Başsavcılığında haklarında devam eden soruşturma bulunduğunu, dava konusu genel kurul toplantı çağrısının yetkisiz kişilerce yapıldığını, bu nedenle seçilmiş kişileri de davalı gösterdiklerini ve kooperatife kayyım atanması gerektiğini ileri sürerek, 08.01.2017 tarihli genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine ve kooperatife yönetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Davalı …’nin iflas etmiş olması nedeniyle bu davalı yönünden davanın tefriki ile mahkememizin 2021/720 Esas sırasına kaydının yapıldığı ve İİK madde 194 gereğince bu davalı yönünden davanın ikinci alacaklılar toplantısının 10 gün sonrasına kadar durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır…
Dosyada yer alan kooperatiften istifaya dair belgeler incelendiğinde, davacılardan …, …, …’ın kooperatife istifa dilekçelerini gönderdikleri, …… mirasçısı olarak miras payı olarak tapu verilmesini ve kooperatif ortağı olmak istemediğini beyan ettiği, …’ın kooperatif ortaklığını devrettiği anlaşılmaktadır. Bu kişilerin kooperatif ortaklıklarının sona erdiği kanaati hasıl olmaktadır. Bunun yanı sıra davacı …’nın 03.02.2020 tarihinde ortaklığını devrettiği, buna ilişkin kooperatif tasfiye kurulunca karar alındığı görülmektedir. Davacı …’nın ise davalı kooperatifin 5156 nolu üyesi iken, tapu teslimi ve istifa talebinde bulunduğu, davalı kooperatifin 07.07.2010 tarihli 96/2 nolu Yönetim Kurulu Kararı ile istifasını kabul ettiği anlaşılmakla, bu davacının davalı kooperatiften 24.12.2009 tarihinde istifa ederek davalı kooperatif üyesi olmadığı anlaşılmıştır….
işbu davanın genel kurul kararlarının batıl olduğunun tespitine ilişkin olması nedeniyle kooperatif üyeliğiyle sıkı sıkıya bağlı bir hak, talep ve dava olması, davanın başında var olan üyeliğin yargılamanın sonuna kadar devam etmesinin gerekmesi, aktif husumet ehliyetinin davanın sonuna kadar bulunmasının zorunlu olması nedeniyle davacılar …, …, …, …, … ve … tarafından açılan davanın HMK madde 114/1-d, 115/2 gereğince aktif husumet/ ehliyet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı …’ın 07/09/2017 tarihli, davacı …’nın ise 03/02/2020 tarihli feragat dilekçesi verdikleri, dilekçelerinde davadan feragat ettiklerini ve davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Davalı kooperatif vekili 07/04/2017 ve 10/04/2017 tarihli dilekçeleri ekinde davacı … ile… mirasçısı …’ın davadan feragat ettiklerine ilişkin dilekçelerini dosyaya ibraz etmiş ise de, davacılar … ve… mirasçısı …’ın HMK’ya uygun olarak bizzat mahkemede kimlik tespiti yaptırarak ve yazı işleri müdürü tarafından havale edilmiş bir şekilde vermiş oldukları davadan feragat dilekçeleri olmadığı anlaşılmakla, davalı kooperatif vekilince sunulan davacılar … ve… mirasçısı …’ın davadan feragat ettiğine ilişkin beyanları dikkate alınmamıştır.
HMK’nun 307. maddesine göre feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat davayı sonuçlandıran taraf işlemlerindendir. Feragat halinde mahkemece davanın reddine karar verilir.
HMK’nun 312. maddesine göre feragat eden yargılama giderlerinden sorumludur.
Davacılar …’ın 07/09/2017, …’nın ise 03/02/2020 tarihli dilekçesindeki davadan feragat beyanları dikkate alınarak mahkememizce bu davacılar tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş” denilerek, davacılar … ve … tarafından açılan davanın HMK’nın 307-312. maddeleri uyarınca feragat nedeniyle reddine, davacılar …, …, …, …, … ve … tarafından açılan davanın ise HMK madde 114/1-d, 115/2 gereğince aktif husumet/ ehliyet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar …, …, … ve … vekili istinaf dilekçesinde; yargılama sürecinde dinlenen tanık beyanlarından müvekkillerinin toplantıya katılma iradelerinin olduğu, istifanın gerçekleşmediği, müvekkillerinin iradelerini genel kurul tutanağına şerh edilmesi noktasında da davalı kooperatif yöneticilerinin kasti müdahaleleriyle şerhin tutanağa alınmadığının görüldüğünü, bilirkişi raporlarında, davalı kooperatifin yönetim kurulunun önceki dönem genel kurulda seçiminin batıl olduğuna ilişkin Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/308 Esas ve 2019/115 Karar sayılı kararı doğrultusunda yetkisiz bir yönetim kurulunun genel kurulu toplantıya çağıramayacağı ve yapılan genel kurulun yok hükmünde olduğunun tespit edildiğini, davalıların “İstifa ve Tapu Teslim Tutanağı” başlıklı tutanakların başlık kısmında yer alan “İstifa ve” ibaresini tutanağa sonradan ekledikleri gerekçesiyle Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.11.2021 tarih ve 2021/305 Esas ve 2021/569 Karar sayılı kararı ile görevi kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından cezalandırılmasına karar verildiğini, müvekkillerinin dava tarihinde davalı kooperatiften herhangi bir istifa niyeti bulunmadığını, gerekçeli kararda Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf incelemesi ile yetkili olarak gösterilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından tesis edilen kararın istinafı hususunda Kayseri Bölge Adliye Mahkemeleri yetkili olduğunu, İlk derece Mahkemesince kooperatifin yönetim kurulunun önceki dönem genel kurulda seçiminin batıl olduğuna ilişkin Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/308 Esas ve 2019/115 Karar sayılı kararı dikkate alınmaksızın karar verildiğini, bu kararla müvekkillerinden bazılarının istifalarının gerçekleşmediğinin tespit edildiğini, davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalıların kötüniyetle davanın açılmasına sebebiyet verdiklerini, yoklukla maluliyetin tespiti için dava sonuna kadar üye olma zorunluluğu bulunmadığını, müvekkillerinden …’nın hiç bir şekilde istifa etmediğini, diğer müvekkillerinin davadan sonra istifa etmişlerse de bu davayı devam ettirmelerine engel bir durum olmadığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve talepleri doğrultusunda karar verilmesine veya dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dava, genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
-5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun Ek 1. maddesinde, “Yargı çevresinin değiştirilmesinden önce istinaf incelemesinden geçen dosyalar, yeniden istinaf incelemesine konu edilmesi halinde de ilk incelemeyi yapan bölge adliye mahkemesince sonuçlandırılır.” hükmünü içermektedir.
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 26.06.2019 tarih ve 230 sayılı kararı uyarınca 02.09.2019 tarihi itibariyle faaliyete geçmiş ise de, Dairemizin 15.06.2017 tarih ve 2017/580 E., 2017/612 K. sayılı kararıyla, İlk derece Mahkemesinin, davacıların davalı kooperatife yönetim kayyımı atanması ve 08.01.2017 tarihli kooperatif genel kurulunda alınan kararların uygulanmasının dava sonuna kadar ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 15.03.2017 tarihli ara kararı ile ilgili istinaf incelemesi yapıldığından 5235 sayılı Kanunun Ek 1. Maddesi uyarınca Dairemiz istinafa konu 18.01.2022 tarihli nihai kararla ilgili istinaf incelemesi yapılması hususunda yetkilidir.
-İstinaf yoluna başvuran davacılar …, … ve …’nın yargılama aşamasında davalı kooperatifin ortaklığından istifa ettikleri davacılar vekilinin de kabulündedir.
-Davacı … yönünden;
Dosya kapsamından, “… Kooperatifi İSTİFA VE TAPU SENEDİ TESLİM TUTANAĞI” başlıklı tutanakta 1624. sırada davacı …’nın isminin bulunduğu, isminin hizasında, Teslim Tarihi sütununda: “24.12.2009”, Tapu Senedinin Teslimi sütununda: “1 adet tapumu teslim aldım”, Vekaleten imza sütununda; İmza, Not sütununda: “Kardeşi” açıklamalarına yer verildiği,
Davalı yönetim kurulu başkan ve üyelerinin imzasının bulunduğu 07.07.2010 tarihli kararda 2 nolu bent ile, “İstifa ve Tapu Teslim Tutanağı ile tapusunu alan üyelerimizin istifalarının kabulüne” karar verildiği,
Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.11.2021 tarih ve 2020/305 E., 2021/569 K. sayılı kararı kapsamından; davacılardan …’nın katılanlar arasında yer aldığı, davalılar aleyhine “Görevi Kötüye Kullanma, Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği” suçlarından dolayı kamu davası açıldığı, sanıkların Kayseri Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 19/02/2020 tarih ve… numaralı raporu ile de sabit olduğu üzere ”… Kooperatifi İSTİFA VE TAPU SENEDİ TESLİM TUTANAĞI” ile ”İSTİFA VE TAPU TESLİM TUTANAĞI 13 24.05.2010” başlıklı tutanağın başlık kısmında yer alan ”İSTİFA VE” kısmını tutanağa sonradan tahrifen eklemek suretiyle sahte belge düzenledikleri, işbu belgeyi de resmi niteliği bulunan karar defterine işledikleri, gerçekte istifa dilekçesi olmayan üyeleri istifa etmiş gibi, bu üyelerden bir kısmını da keyfi olarak yeniden kooperatife üye gösterdikleri, ”… Kooperatifi İSTİFA VE TAPU SENEDİ TESLİM TUTANAĞI” ile ”İSTİFA VE TAPU TESLİM TUTANAĞI 13 24.05.2010” başlıklı tutanaklarda imzası bulunmayan ve tapu senetleri posta veya kargo yoluyla gönderilen üyelere davet açıklaması yapılmaksızın 08/01/2017 tarihinde genel kurul toplantısı gerçekleştirdikleri gerekçesiyle görevi kötüye kullanma ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarından dolayı mahkumiyetlerine karar verildiği
Anlaşılmıştır.
Görüleceği üzere İlk derece Mahkemesince davacılardan …’nın istifa ettiği kabulüne dayanak yapılan “İstifa ve Tapu Teslim Tutanağı” başlıklı tutanakta davacının isminin hizasında vekaleten imza sütununda ismi belirtilmeksizin “Kardeşi” açıklamasına yer verilmiş, imzası alınan kardeşe davacı tarafça verilmiş herhangi bir vekaletname ve davacının kooperatife yönelik istifa iradesini yansıtan başkaca delil ve belge sunulmamıştır.
Buna göre davacı …’nın davalı kooperatifin üyesi olduğu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesine dayalı olarak iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu açıktır. Ne var ki iş bu dava, davalı yöneticilerin sorumluluğuna dayalı bir dava olmayıp genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkin olduğundan husumetin kooperatife yöneltilmesi yeterlidir.
Bu durumda İlk derece Mahkemesince, davacı … tarafından davalı gerçek kişiler aleyhine açılan davanın pasif sıfat yokluğu sebebiyle (esastan) reddine karar verilmesi gerekirken, dava şartlarının hatalı değerlendirilmesi suretiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Buna göre Dairemizce, istinaf yoluna başvuran davacı aleyhine kararın kaldırılması mümkün olmadığından bu yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.
Bu açıklamalara ve dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı … vekilinin tüm, davacılar …, … ve … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesinde genel kurul kararlarına dava açabilecekler arasında kooperatif ortakları sayılmıştır.
Hukuki yarar dava koşulu olup, mahkeme dava şartlarını re’sen incelemekle görevlidir. Hukuki yararın sadece dava tarihi itibariyle değil, dava devam ettiği sürece ve hükmün kesinleşmesine kadar devamı da gereklidir. Gerçekten de, ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu ortaklık sıfatı sona erecek olursa, artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın dava şartlarını düzenleyen 114/(1)-d maddesindeki taraf ehliyeti; davada taraf olabilme, usulî hukuki ilişkinin süjesi olabilme ehliyetidir. Taraf ehliyetine sahip olan kişi, davada davacı veya davalı olabilecektir. Bu nedenle, taraf ehliyeti usûli bir kavramdır. Taraf ehliyetine sahip olabilmek için medeni hukuktaki hak ehliyetine sahip olmak gerekir. HMK’nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, taraf ehliyetine de sahiptir. Buna göre tüm insanlar, hak ehliyetine ve dolayısıyla taraf ehliyetine sahiptir.
Aynı hükümde düzenlenen dava ehliyeti, fiil ehliyetinin medeni usûl hukukunda büründüğü şeklidir. Fiil ehliyetine sahip olan bütün gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptir. Dava ehliyeti ise, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. (HMK md. 51) Fiil ehliyetine sahip olan kişi, dava ehliyetine de sahiptir ve davayı yürütebilir, usûl işlemlerini yapabilir. Reşit olan ve temyiz kudretine sahip olan kişiler fiil ehliyetine sahiptir.
Bu durumda İlk derece Mahkemesince, davacılar …, … ve …’ın iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, HMK’nın 114/(1)-h ve 115/(2) maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davacıların taraf ve dava ehliyetine sahip oldukları hususu gözardı edilerek, çelişkili şekilde husumetten de söz edilerek, “davanın HMK madde 114/1-d ve 115/2 gereğince aktif husumet / ehliyet yokluğu nedeniyle usulden reddine” karar verilmesi doğru olmamıştır.
HMK’nın 353/(1)-a. maddesi, “Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:…4) Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması.” hükmünü içermektedir.
İlk derece Mahkemesince dava şartlarına aykırılık bulunduğu tespit edilmiş olup, hangi dava şartı olduğu hususunda hataya düşülmüş olduğundan, Dairemizce HMK’nın 353/(1)-a.4. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi uygun görülmemiş; davacılar …, … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle; HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı … vekilinin tüm, davacılar …, … ve … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davacılar …, … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.01.2022 tarih ve 2017/191 E., 2022/32 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Davacılar … ve … tarafından açılan davanın HMK’nın 307-312. maddeleri uyarınca FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacılar …, …, …, …, … ve … tarafından açılan davanın ise HMK madde 114/1-h, 115/2 gereğince hukuki yarar yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
3-Davacılar … ve … tarafından açılan ve feragat nedeniyle reddine karar verilen dava yönünden, davadan feragat etme tarihi ve davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu hususları dikkate alınarak Harçlar Kanunun 22. maddesi uyarınca alınması gereken 80,70’er TL harcın 2/3’üne isabet eden 53,80’er TL karar ve ilam harcından dava açılırken davacılar tarafından yatırılan 31,40’ar TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 22,40’ar TL karar ve ilam harcının davacılar … ile …’dan ayrı ayrı alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar …, …, …, …, … ve … tarafından açılan ve usulden reddine karar verilen dava ile ilgili olarak, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu hususları dikkate alınarak her bir davacı yönünden alınması gereken 80,70’er TL karar ve ilam harcından davacılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 31,40’ar TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 49,30’ar TL karar ve ilam harcının davacılar …, …, …, …, … ve …’dan ayrı ayrı alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yargılama boyunca yapılan; 100,00-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 100,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 200,00-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
7-Feragat nedeniyle reddine karar verilen dava yönünden davalılar …, … ve … lehine A.A.Ü.T. 6/1. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacılar … ve …’ndan alınarak işbu davalılara verilmesine,
8-Usulden reddine karar verilen dava yönünden davalılar …, … ve … lehine A.A.Ü.T. 7/2. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacılar …, …, …, …, … ve …’dan alınarak işbu davalılara verilmesine,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
“
III-1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53/son maddesi uyarınca genel kurul kararının bozulması bütün ortaklar için hüküm ifade edeceğinden istinaf yoluna başvuran dört davacıdan üçü tarafından yatırılan istinaf harçlarının istek halinde davacılar vekiline iadesine,
IV-İstinaf yoluna başvuran davacılardan biri adına yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
V-İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin istek halinde iadesine,
VI-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
05/10/2022 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 06/10/2022
Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza