Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2022/1037 E. 2022/1029 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1037 – 2022/1029
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

ESAS NO : 2022/1037
KARAR NO : 2022/1029

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24.12.2021
ESAS-KARAR NUMARASI : 2019/400 E., 2021/865 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davacının iş yeri sigorta poliçesi ile sigortaladığı iş yerinde davalıların maliki olduğu gayrimenkulde bulunan elektrik panosunda çıkan yangının sigortalı iş yerine sirayet etmesi sonucunda maddi hasar oluştuğunu beyan ederek sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen 76.099,69-TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili duruşmadaki beyanında, yangının meydana gelmesinde ve hasarın artmasında sigortalının kusuru olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Dosya kapsamına sunulan deliller değerlendirildiğinde; davacı sigorta şirketi tarafından iş yerinde çıkan yangın sonucu sigortalının uğradığı zararın TTK’nun 1472. maddesi uyarınca zarar sorumlusu olarak davalılardan TBK’nun 69. maddesi hükmü uyarınca bina maliki sıfatıyla sorumlu oldukları ileri sürülerek rücuen tazminat isteminin haklı olduğu anlaşılmıştır. Yangının meydana gelmesinin yangın raporu ve bilirkişi raporuna göre elektrik tesisatından kaynaklandığı anlaşıldığından davalı bina malikleri zarardan sorumludurlar. Buna karşılık davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminat ancak tarafların kusur sorumlulukları ve gerçek zarar ile sınırlı olarak zarar sorumluluğundan rücuen talep edilebilir. Yangının çıktığı iş yerinin lastik depolama ve satış iş yeri olması, fotoğraflara göre binanın yapısı dikkate alındığında uzun süre iş yerini kullanan sigortalının lastik depolama ve elektrik panosunu ve elektrik tesisatını kontrol etmeyerek zararın meydana gelmesinde ve artmasında müterafik kusurlu olduğu yerleşik yargısal uygulamalarla da kabul edilmiştir. Bu nedenle davacı tarafından belirlenen ve ödenen zarar tutarı 76.099,69-TL’den takdiren belirlenen %30 oranında müterafik kusur karşılığı indirim yapılarak hesaplanan 53.269,78-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiş, kısa kararda maddi hata yapılarak 55.369,78-TL yazılmış ise de buna ilişkin tavzih kararı yazılarak davanın kısmen kabulüne…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Karara dayanak bilirkişi raporunda, davalıların bina ve yapı maliki sıfatıyla zarar ile illiyet bağını kesen mücbir sebep ya da üçüncü kişinin sorumluluğunu kanıtlayamadıklarından zarardan sorumlu oldukları ve ödeme tarihi itibariyle zararın hurda tenzili sonrası 88.228,23-TL ve poliçe kapsamında % 10 oranında iş durması teminatı ilave edildiğinde 97.051,05-TL olduğunun belirtildiğini, mahkemece denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda belirtilen tutar üzerinden müterafik kusur indirimine gidilmiş olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, yangının yangın raporu ve bilirkişi raporuna göre elektrik tesisatından kaynaklandığı anlaşıldığından davalı bina maliklerinin zarardan sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından sigortalısına ödenen tazminatının tarafların kusur sorumlulukları ve gerçek zarar ile sınırlı olarak zarar sorumluluğu nedeni ile rücuen talep edilebileceğini, dava konusu olayda 76.099,69-TL hasar ödemesi yapıldığı sabit olup davanın müterafik indirim olmaksızın tümden kabulü gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dava, işyeri sigorta poliçesi nedeni ile sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay İBK’nin 22.03.1944 tarih ve 37 E., 9 K. sayılı kararında, “…Sigortacının, sigortacılık mutlak bir ticari muameledir diye kanuni halefiyetine istinaden açacağı rücu davası için dava ikamesi icap eder, denecek olursa, menşei, mahiyeti ve illeti aynı olan ve haksız fiil faili için tecezzisi mümkün bulunmayan bir borç için, iki ayrı kaza merciinde birden dava açılmış olabileceği kabul edilmiş olur. Bu ise kanuna ve hukuka uygun düşmez.
Bu itibarla, sigortacının, sigorta poliçesinden münbais olmayıp, kanundan aldığı selahiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği davada hukuk mahkemesine başvurulması gerekir.” denmiştir.
Buna göre, TTK’nın 1472. maddesine dayalı tazminat davaları, sigorta şirketince halefiyet hakkına dayalı olarak açılmış olup, sigorta poliçesinden doğmadığından, mutlak ticari dava olduğu söylenemez. Bu davalarda davacı sigorta şirketinin halefi olduğu sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 29.11.2016 tarih ve 13158 E., 9204 K., Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2016 tarih ve 1084 E., 1497 K., aynı Dairenin 20.09.2016 tarih ve 6280 E., 7990 K., 20. Hukuk Dairesi’nin 10.02.2016 tarih ve 2015/15593 E., 2016/1517 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir.
6100 sayılı HMK’nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları…. görürler” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı sigorta şirketinin sigortalısının halefi olarak açtığı davada, davalıların maliki oldukları işyerinin dava dışı sigortalı … tarafından kiracı sıfatıyla kullanıldığı, davalılarla dava dışı sigortalı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesi olduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
HMK’nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HMK’nin 353/(1)-a.3. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak kararın kaldırılması nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususunun somut olayda olduğu gibi, açıkça istinaf konusu edilmese dahi istinaf mahkemesince re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Buna göre ilk derece mahkemesince, Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Kararın kaldırılması nedenine göre davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şu aşamada yer olmadığı değerlendirilmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/400 E., 2021/865 K. sayılı dava dosyasında verdiği 24.12.2021 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
Kararın kaldırılması nedenine göre davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şu aşamada yer olmadığına.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde iadesine.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
15.06.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 16.06.2022

Başkan Üye Üye Katip