Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/957 E. 2021/885 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11.02.2020
ESAS-KARAR NUMARASI :…
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, nüvekkili ile davalı arasında ”araç takip sistemi kiralama sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmenin niteliği itibarı ile kira sözleşmesi olmadığını, ticari nitelikli abonelik sözleşmesi olduğunu, hizmetinden faydalandırdığı araçlar için müvekkiline ödenmesi gereken ve 24 aya tekabül eden hizmet bedeli için davalıya hizmet bedeli faturası düzenlendiğini, davaya konu icra takibinde talep edilen tutarın ise davalının mobil takip hizmetinden faydalanmaya başladığı tarihten itibaren davacıya ödenmeyen ve takip tarihine kadar ay bazında vadesi gelmiş olan hizmet bedellerine ilişkin olduğunu, vadesi gelen ödemeleri tam ve zamanında yerine getirmeyen davalı aleyhine Ankara 24. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının ise takibe, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, itirazın kötüniyetli olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını beyan ederek itirazın iptaline, takibin devamına, takibe haksız olarak itiraz eden davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 7.10.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile 11.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda davalının takip tarihi itibarı ile 3.996,00-TL borçlu olduğunu, ancak 7.380,00-TL bakiye alacağın takip tarihinde henüz vadesinin gelmediğinin bildirildiğini, 7.380,00-TL alacağın ıslah tarihi itibarı ile muaccel olduğunu belirterek davayı ıslah ederek takipte istenen 3.996,00-TL yönünden itirazın iptaline; ıslahla artırılan kısım içinse 7.380,00-TL’nin değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, … … firmasının sahibi olduğunu, kiraya verdiği araçlarda takip sistemi kurmak istediği için 2013 yılında … adında davacı şirketin pazarlamacısı ile anlaştıklarını, o tarihten bu yana davacı şirket ile çalıştığını, davacı şirketten tanesi 375,00-TL’den 16 adet takip cihazı kiraladığını, kiraladığı sistemi de kullanmasına rağmen Mart 2017’de firmasına ait kiralık araçlardan birinin kaybolduğunu, 5 ay boyunca arabayı bulmadığını, kullandığı mobil takip sisteminde sorun olduğunu, aracı sonradan kendi çabaları ile bulduğunu, bununla ilgili Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette de bulunduğunu, araç kaybolduğunda… arayarak durumu izah ettiklerini, kendisine cihazın yurt dışından temin edildiğini ve yurt dışı ile görüşmesi gerektiğini söylediğini, ancak sonrasında kendisine dönüş yapılmadığını, aracı kendi imkanları ile bulunca cihazı sökerek iade ettiğini, onun da cihazı kargo ile davacı şirkete gönderdiğini, cihazların tamamını 375,00-TL’den 16’sının parasının tamamını peşin ödeyerek … isimli pazarlamacıdan kiraladığını, borcunun olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…Dava, taraflar arasında düzenlenen ”araç takip sistemi kiralama sözleşmesi uyarınca, cari hesap özetine dayalı yapılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine İ.İ.K.nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasıdır.
Ayrıca davacı vekilince 10.10.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile itirazın iptali yanında ”araç takip sistemi kiralama sözleşmesi’ne dayalı olan muaccel hale geldiği belirtilen 7.380,00-TL’nin de davalıdan tahsili talep edilmiştir.
İtirazın iptali davası yönünden davanın yasal bir yıllık süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
İtirazın iptali talebine ilişkin olarak yapılan değerlendirmeye göre;
Dava dilekçesi, cari hesap özeti, davalıya kesilen hizmet bedeli faturası, icra dosyası, davacı tarafa ait ticari defter incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında;
Davacı ile davalı arasında ”araç takip sistemi kiralama sözleşmesi”ne dayalı ticari ilişki bulunduğu, Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi yaptığı, davalı borçlunun borcunun bulunmadığını belirterek borca ve fer’ilerine itiraz etmek suretiyle takibin durmasına sebebiyet verdiği, alacaklının ise borçlunun itirazının iptali yönünde eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce alınan davacıya ait ticari defter, kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen SMMM bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli olduğu görülmüştür.
Alınan SMMM bilirkişi raporu ve heyet raporu diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde; taraflara ait ticari defter kayıt ve belgelerin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve davacı lehine delil gücüne sahip olduğu, davalı kayıtlarının işletme hesabı olması nedeni ile taraf defterlerinin birbirini teyit edip etmediğinin incelenme imkanı olmadığı, davacının davalıya düzenlediği faturanın 01.11.2017 tarih … seri nolu ve KDV hariç 10.006,72-TL olduğu, davalının davada sözü geçen cihazları almadığı yönünde bir iddiasının olmadığı, bu nedenle faturaların davalı tarafça alındığı hususunda da taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, kaldı ki faturaların düzenlendiği tarihe tekabül eden 03.05.2017 tarih ve … seri nolu sistem teslimat ve test formunun da dosyada yer aldığı, davacının ticari defter kayıtlarında dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak kayıtların bulunduğu 120.M.O.2.0 … alıcılar hesabının incelenmesinde; 2017 yılı kayıtlarında davalı adına toplam bedeli KDV dahil 11.808,00-TL olan davaya konu iki adet faturanın düzenlendiği, davalının 31.05.2017 tarihinde 432,00-TL’yi borcuna mahsuben ödediği, bakiye borcun 11.376,00-TL olduğu ve 2018 yılına bu bakiyenin devir ettiği, bakiyesinin sözleşmeye göre 3.996,00-TL vadesi gelmiş hizmet kira alacağının düşülmesi ile 7.380,00-TL vadesi gelmemiş alacak bakiyesi görüldüğü, takip ve dava tarihinde davacının alacağının 3.996,00-TL olduğu, davacının 2017 BS bildirimlerinde davaya konu edilen alacağa ilişkin faturanın satış bildirimini yaptığı, davalıya davacı tarafa yemin teklif edip etmeyeceği hususunda beyanda bulunmak, yemin teklif edecekse yemin metnini sunmak için davetiye gönderildiği, duruşmaya gelmediği, gelip de beyanda bulunmadığı, yemin metni sunmadığı ve masraf yatırmadığı takdirde yemin hakkında vazgeçmiş sayılacağı hususunun belirtildiği, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davalı talimat duruşmasına katılmadığı,
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile 3.996,00-TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına karar vermek gerektiği değerlendirilmiş, alacak sözleşme ve faturaya dayandığından likit olduğu kabul edilerek ve takibe haksız olarak itirazda bulunduğu belirlenmekle İ.İ.K.’nun 67/2. maddesi uyarınca kabulüne karar verilen 3.996,00-TL’nin %20’si olan 799,20-TL icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Davacının ıslah ile talep ettiği 7.380,00-TL alacak talebinin değerlendirilmesi;
Davacı vekili 10.10.2019 tarihinde harcını ikmal ettiği ıslah dilekçesinde; bilirkişi heyetinin raporunda davalının takip tarihi itibarı ile müvekkil şirkete 3.996,00-TL borçlu olduğunun ancak 7.380,00-TL alacağın takip tarihi itibarı ile henüz vadesinin gelmediğinin rapor edildiğinin görüldüğü, bilirkişi heyetinin tespitleri ve müvekkil şirketinin kayıtlarından bakiye 7.380,00-TL alacağın ıslah tarihi itibarı ile muaccel olduğunun görüldüğü hususunu belirterek davayı 7.380,00-TL olarak ıslah etmiş, 3.996,00-TL yönünden itirazın iptali davası olarak, ıslahla artırılan 7.380,00-TL yönünden alacak davası olarak hüküm kurulmasını talep etmiştir.
Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası incelendiğinde 18.01.2018 tarihli ödeme emrinde 3.996,00 TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığı, 7.380,00-TL’nin takipte istenmediği, borcun sebebi kısmına; ”18.01.2018 vadesi gelen cari hesap alacağı: vadesi gelecek cari hesap alacağı 7.380,00-TL” yazılı olduğu görülmüştür.
Öncelikle belirtmek gerekir ki dava ve cevap dilekçelerinde bildirilmiş olan vakalar ve hukuki duruma göre karara bağlanır. Bir başka ifade ile hüküm uyuşmazlığın başlangıcından dava açılan güne kadar gerçekleşmiş olayları kapsar. Aksinin kabulü halinde tarafların dayandığı olguların dolayısı ile elde etmek istediği nihai talebin dışına çıkılması sonucunu doğuracağı gibi temyiz ve karar düzeltme süreçleri de dahil olmak üzere yargılamanın son aşamasına kadar gerçekleşecek hukuki ve fiili olguların nazara alınması sorununu ortaya çıkaracaktır. ( Yargıtay HGK … Karar)
Ayrıca somut olayımıza bağı nedeni ile belirtmek gerekir ki; Vadesi dolmamış bir alacak borçludan istenemeyeceği gibi böyle bir alacak kural olarak da dava yoluyla istenemez. Yani muaccel olmayan bir alacak için eda davası açılamaz. Çünkü bu halde genel kabule göre; davacının bu davayı açmakta doğmuş ve güncel bir menfaati mevcut değildir. Bu nedenle dava gerekli dava şartı bulunmadığından reddedilir. Doktrinde dava açıldığı tarihte muaccel olmayan alacağın yargılama sırasında muaccel hale dönüşmesi halinde hakimin davayı reddetmemesi bu alacağa hükmetmesi yönünde görüşler mevcuttur. (Hanağası Emel, Davada Menfaat Ankara 2009 s. 235,236) ( Budak Ali Cem Karaaslan Varol, Medeni Usul Hukuku Ankara 2017 s.148) (Pekcanıtez Hakan, Medeni usul Hukuk 15. Bası C:II İstanbul 2017 s. 1187)
Dava dilekçesinde 7.380,00-TL talep edilmemiştir. Oysaki alacağın sonradan muaccel hale gelmesi halinde yargılamaya devam edilerek esasa girilmesi yönünde değerlendirme yapabilmek için dahi dava dilekçesi ile muaccel hale gelmeyen alacağın talep edilmesi gerekmektedir. Aksi halde yukarıda yazılı olan Hukuk Genel Kurulu kararında açıklandığı gibi tarafların dayandığı olguların dolayısı ile elde etmek istediği nihai talebin dışına çıkılması sonucunu doğuracağı gibi temyiz ve karar düzeltme süreçleri de dahil olmak üzere yargılamanın son aşamasına kadar gerçekleşecek hukuki ve fiili olguların nazara alınması sorununu ortaya çıkaracaktır.
Ayrıca davacı vekili her ne kadar İtirazın iptali davalarında dava konusunun ıslah yolu ile artırılması mümkün olup, bu halde artırılan kısım yönünden tahsil davası olarak hüküm kurulacaktır şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … Karar sayılı içtihatına atıf yapmış ise de ; bu durum icra takibine yapılan itirazın öncelikle kısmen iptalinin talep edildiği durumlarda söz konusu olabilecektir.
İş bu nedenlerle ıslah edilen miktar yönünden talebin REDDİNE,
Açıklanan tüm bu gerekçeler ile davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİNE…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Fatura alacağının takip tarihi itibariyle henüz 3.996,00-TL kısmı muaccel olduğundan icra takibinin bu bedel üzerinden başlatıldığını, ancak dava sürecinde konusu 24 aylık araç takip sistemi kiralaması olan faturaya konu edilen ayların tamamının vadesi geldiğinden usul ekonomisi ilkesi gereğince davayı ıslah ettiğini, yani takip tarihi itibariyle vadesi gelmemiş olan alacak kalemleri yönünden ıslah etme zarureti doğduğunu, yerel mahkemece gerekçeli kararda “davacının 7.380.00-TL alacak talebi yönünden davanın reddine” dair tesis edilen hüküm ile müvekkilinin telafisi güç zararlara uğrayacağını beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen ”araç takip sistemi” sözleşmesi uyarınca, hizmet bedelinin tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….K. sayılı dava dosyasında verdiği 11.02.2020 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40-TL harcın düşümü ile kalan 4,90-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
09.06.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

….