Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/853 E. 2021/1458 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ …..
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)
…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

……

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16.07.2020
ESAS-KARAR NUMARASI : ……
Konkordato isteyen vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Konkordato isteyen vekili 23.10.2018 tarihli dilekçesinde; müvekkili şirketin bilişim ve iletişim teknolojileri geliştiren ve hayata geçiren, mühendislik, sistem entegrasyonu, proje yönetimi, kurulum, bakım ve onarım gibi hizmetleri ile birçok alanda hayatı kolaylaştıran ve verimliliği artıran projeler yaptığını, ülkenin içinde bulunduğu mali ve ekonomik yapının etkisinde kalarak finansal yapısının bozulduğunu, projelerinde kullandığı ekipmanı dövizle tedarik etmesi nedeniyle zarar etmeye başladığını, bazı sözleşmelerin iş sahibi şirketlerce haksız şekilde feshedildiğini, savunma sanayi projelerinin sekteye uğradığını, müvekkili şirketin borcunun 43.947.799,88 TL. olduğunu, yapılandırılması talep edilen borçların büyük bölümünün (30.619.412,19 TL) bankalara olan borçlar olduğunu, borçlarını 6 ay ödemesiz 36 ay gibi bir vadede ödemeyi öngördüklerini, halihazırda davacısı oldukları derdest davalarda kazanılması muhtemel alacakların borç yapılandırmada kullanılacağını, mevcut projelerden elde edilmesi muhtemel kaynakların da borç yapılandırmada kullanılacağını ileri sürerek, öncelikle geçici ve kesin mühlet verilmesini, daha sonra da konkordato talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince;
13.11.2018 tarihli kararla İİK’nın 287/1. maddesi gereğince 3 ay geçici mühlet verildiği, 12.02.2019 tarihli ara karar ile geçici mühletin iki ay uzatıldığı, 12.04.2019 tarihli ara karar ile İİK’nın 289/3. maddesi gereğince 1 yıllık kesin mühlet verildiği,
30.06.2020 tarama tarihli konkordato komiserler kurulu raporuna göre, alacaklıların projeye red oyu verdiği, konkordato talep eden davacı şirket yönünden konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı kanatine varıldığı, istemci şirketin borca batık olmadığı ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinin mevcut olmadığı gerekçesiyle, konkordato talebinin İİK’nın 292 ve 308. maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstemci şirket vekilince süre tutum dilekçesi sunularak gerekçeli kararın tebliğini müteakip gerekçeli istinaf dilekçesi sunulacağı belirtilmişse de, gerekçeli kararın tebliğinden sonra istinaf dilekçesi sunulmamıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
HMK’nın 355. maddesi uyarınca re’sen yapılan istinaf incelemesi yönünden:
Yukarıda özetlendiği üzere konkordato isteyen vekilince önce süre tutum dilekçesi niteliğinde dilekçe sunulmuş, gerekçeli kararın tebliğinden sonra da gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmamıştır. Buna göre HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzenine aykırı hususlar yönünden istinaf incelemesi yapılmıştır.
İİK’nın 304 maddesinde; “Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.
Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz.” düzenlemesi yapılmıştır.
Mühlet içinde borçlu takip hukuku ve maddi hukuk alanında koruma altına alınırken, komiser ve borçlunun belirli iş ve işlemleri tamamlaması beklenir. Mühletin başlangıcı ve sonu belli olduğundan Yasa mühlet için öngörülen sürelerin aşılması ihtimalini öngörmemiştir. Ancak bu ihtimal her zaman söz konusu olabilir. Sorunun çözümlenebilmesi için öncelikle bu sürelerin hukuki niteliğini belirlemekte yarar vardır. Mühlet hukuki niteliği bakımından zamanaşımı ya da hak düşürücü sürelerden değildir. Bu nedenle mühlet içinde yapılan ya da yapılamayan işlemlerin maddi hukuk anlamında bir hak kazandırması ya da kaybettirmesi söz konusu değildir. Nitekim İcra ve İflâs Kanunu’nun kesin mühletin etkilerini düzenleyen 294, 295, 296 ve 297. maddeleri hak kaybı ya da iktisabı sonucunu doğurmamakta, bunların kullanılmasını sınırlamakta ya da ertelemektedir. Aynı nedenle mühletlerin kesilmesi ve durmasından da söz edilemez. Eğer yapılması gereken işlemler mühlet içinde yapılmamışsa bunun tek yaptırımı mühletin koruyucu etkisinin sona ermesidir.
Somut dosyada İlk derece Mahkemesince;
-İstemci şirkete 12.04.2019 tarihinde kesin mühlet verildiği,
-11.02.2020 tarihinde dosya re’sen ele alınarak (konkordato komiserinin İİK’nın 296. maddesi uyarınca mahkemenin mühlet içinde karar vermesine yeterli olacak süreden önce raporunu mahkemeye tevdi etmesi gerektiğinden dosyanın re’sen ele alınması da doğru olmamıştır.), kesin mühletin 12.04.2020 tarihinde biteceği belirtilerek konkordato talep eden şirket hakkında konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceği, verilen kesin mühletin uzatılıp uzatılmayacağı hususlarının duruşmalı olarak değerlendirilmesine ve duruşmanın 09.04.2020 tarihine bırakılmasına karar verildiği,
-25.03.2020 tarihli ara kararıyla, duruşma her ne kadar 09.04.2020 tarihine bırakılmışsa da … İdari İşler Başkanlığı’nın 13.03.2020 tarih ve 12362 sayılı genelgesi ile … ilişkin alınacak tedbirlere dair duyuru ilanı ile Sağlık Bakanlığı’nın tavsiyeleri ve 25.03.2020 tarihinde çıkan yasa gereği sürelerin durmuş olması da gözetilerek duruşmanın 14.05.2020 tarihine bırakılmasına karar verildiği,
-30.04.2020 tarihli ara kararıyla, duruşma her ne kadar 14.05.2020 tarihine atılı ise de … İdari İşler Başkanlığı’nın 13.03.2020 tarih ve …… sayılı genelgesi ile …. ilişkin alınacak tedbirlere dair duyuru ilanı ile Sağlık Bakanlığı’nın tavsiyeleri, 25.03.2020 tarihinde çıkan yasa ve bu tedbirlerin uzatılmasına ilişkin 29.04.2020 tarih …… karar sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla HSK’nın 30.04.2020 tarih …. sayılı yazısı gereği sürelerin durmuş olması da gözetilerek duruşmanın 16.07.2020 tarihine bırakılmasına karar verildiği,
-30.06.2020 tarihinde komiserler kurulunca nihai raporun sunulduğu,
-16.07.2020 tarihli duruşmada da istinafa konu nihai kararın verildiği
Anlaşılmıştır.
Mahkemece 11.02.2020 tarihli ara kararıyla kesin mühletin uzatılıp uzatılmayacağı hususlarında karar verileceği belirtilerek duruşma 09.04.2020 tarihine bırakılmışsa da, gerek 09.04.2020 tarihli duruşma ile ilgili 25.03.2020 tarihli ara kararında; gerekse 14.05.2020 tarihli duruşma ile ilgili 30.04.2020 tarihli ara kararında kesin mühletin uzatılması ile ilgili herhangi bir karar verilmemiştir. Kesin mühletin dolacağı 12.04.2020 tarihine, 7226 Sayılı Yasa’nın Geçici 1. maddesi ve 30.04.2020 tarih ve….. sayılı….. yayımlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanı Kararının 1. maddesi ile öngörülen 86 günlük durma süresinin eklenmesiyle kesin mühletin 07.07.2020 tarihinde dolduğu belirlenmiştir.
İlk derece Mahkemesince en son bu tarih itibariyle tasdik konusunda bir karar verilmesi gerekirken (İİK m. 304/I), hukuka aykırı olacak ve yasa ile belirlenen sürelerin hakim tarafından değiştirilmesine izin vermeyen genel hukuk ilkesini çiğneyecek şekilde, 30.04.2020 tarihli ara kararı ile duruşmanın kesin mühletin dolduğu tarihten sonrasına, 16.07.2020 tarihine bırakılması ve kesin mühletin bitiminden sonraki bu tarihte sadece konkordato isteminin usulden reddine dair karar verilmesinin mümkün olduğu gözden kaçırılarak esasa ilişkin nedenlerle konkordato isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, HMK’nın 355 ve 353/(1)-b.2. maddeleri uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek konkordato isteminin usulden reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-HMK’nın 355 ve 353/(1)-b.2. maddeleri uyarınca, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.07.2020 tarih ve ….. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Konkordato isteyen … ….. konkordato isteminin USULDEN REDDİNE,
2-Kesin mühletin sonuçları ortadan kalktığından tedbirler ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-Konkordato isteyenlerce yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile, eksik 18,50 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın gideri içerisinden alınarak yatıranlara iadesine,”
II-Konkordato isteyence yatırılan istinaf harcının istek halinde, gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
III-Karar tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
14.10.2021 tarihinde, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 14.10.2021