Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/82 E. 2022/262 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
….
….
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07.07.2020
ESAS-KARAR NUMARASI : …
Davalılar vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili kooperatifin 2000 yılında kurulup 2011 yılında inşaat faaliyetlerine başladığını, 30 adet villa ve bir adet sosyal tesis bekçi evi imal etmesi gerekirken hali hazırda 20 adet villanın inşa edildiğini, ayrıca iki adet sadece iç ve dış duvarı inşa edilmiş, çatısı kapanmamış villasının bulunduğunu, müvekkili kooperatifin süresi 30 yıl olarak belirlenmiş ise de ana sözleşmesinde belirtilen işler henüz tamamlanmadığından tasfiye halinde olmadığını, bu nedenle Kooperatifler Kanununun 81/2. maddesinin uygulanmasının söz konusu olmadığını, davalı … …’nun akçalı vecibelerden kaçınmak düşüncesiyle Şubat 2016 tarihinde istifa ettiğini, kooperatif üyeliğini devretmeksizin kendisine verilen taşınmaz hissesini öz kızı olan diğer davalıya muvazaalı bir şekilde devrettiğini, Kooperatifler Kanunu 17. maddesine göre ayrıldığı yıl bilançosuna göre yapılacak yedek akçeler ve genel giderlerden payına düşenin indirilmesinden sonra yaptığı ödemelerin istirdatı hakkı saklı kalmak kaydı ile kooperatiften edindiği tüm haklarını iade etmesi gerektiğini, davalı …’ın davalı … …’nun öz kızı olması, babasının kooperatif yönetiminde yer alması hususları değerlendirildiğinde davalıların iyi niyetli olduklarından söz edilemeyeceğini ileri sürerek, Ankara İli … içerisinde yer alan…. taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili kooperatif adına tesciline, aksi halde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL.’nin istifa tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş;
20.12.2019 tarihli dilekçesi ile terditli olan alacak taleplerini atiye bıraktıklarını belirtmiştir.
Davalılar vekili; müvekkillerinden … …’nun davacı kooperatifin üyesi olup, 2015 yılına kadar bir dönem yönetim kurulu başkanlığı yaptığını, bu dönemde ferdileşme işlemi yapılarak kur’a sonucunda çıkan bağımsız bölümlerin tapularının üyelerin tamamına dağıtıldığını, müvekkilinin üyelikten doğan hakkını davalı kızı … adına tescil ettirdiğini, bütün ödemelerin … tarafından yapıldığını, 1163 sayılı Kooperatifler Yasasının 81. maddesine göre konut yapı kooperatiflerinin yaptıkları konutların tapularını ferdileşme suretiyle üyelerine vermekle amacına ulaşmış sayılacaklarını, genel kurulca tasfiye kararı alınmamış olmasının bu statüsünü değiştirmeyeceğini, buna göre kooperatifin üyesinden verdiğini geri isteyemeyeceğini, davacı kooperatifçe eski yönetim kurulu üyesi olan müvekkili hakkında aidat borçlarının tahsili için icra takibi yapıldığını, iş bu davada talep edilen alacağın da icra takibiyle talep edildiğini, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/21 E. sayılı dosyasında açılan itirazın iptali davasının derdest olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, kabul anlamına gelmemek üzere davacı kooperatifin müvekkilinden üyeliğinden dolayı aldığını isteyebilmesi için genel kurul kararı alınması gerektiğini, davacının tapu iptali ve tescil istemine ilişkin eksik harcı tamamlaması gerektiğini savunarak, davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince, “…Davalı ……. kooperatif üyesi olup kooperatiften 12.02. 2016 tarihinde istifa ettiği, dava konusu bağımsız bölümün kooperatiften tahsis edilen bağımsız bölüm olduğu hususları ihtilafsızdır….
Kooperatifin 2013 yılında ferdileşmeye geçtiği ancak henüz tasfiyeye girmediği anlaşılmaktadır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 81. Maddesine göre, “Konut yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır.
Dava dilekçesi ve eklerinden anlaşıldığı üzere, Kooperatifin ferdileşmeye dayalı olarak üyeleri adına tapu kaydı tesis edildiği alt yapı üst yapı imalat ve inşaat işlerinin bitmediği ana sözleşmede belirtilen tüm işlerin tamamlanmadığı anlaşılmaktadır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 81/2. ve anasözleşmenin 85/son madde hükümleri uyarınca, konutunu istifa nedeniyle geri verme yükümlülüğünde değil ise de, davalının istifa tarihine kadar inşaat finansman gideri, genel giderler ve tasfiye giderinin tamamından sorumludur. İstifadan sonra da konutu kullanmaya devam etmiş ve genel hizmetlerden faydalanmış ise, bu faydalanmanın karşılığı olan genel giderlerden de sorumludur. Kooperatif tarafından üyeler lehine yapılan faydalı harcamalar TBK’nun vekaletsiz iş görme hükümlerine göre de talep edebilir. Yönetici olarak kooperatifi zarara uğratmış ise zarardan da sorumludur.
Davalının kooperatife aidat veya başka bir sebeple borcu olup olmadığı bu davanın konusu olmadığından alacak borç miktarı tespiti yapılması, kooperatif kayıtlarının mali yönden incelenmesine gerek duyulmamıştır.
Davalı hakkında Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde derdest olan tazminat ve aidat alacağı davaları derdesttir. İlgili dosyalar UYAP üzerinden incelenmiş, aidat alacağı dosyası bilirkişi raporu alınması aşamasında, sorumluluk davasının da ceza davalarının neticesi beklediği görülmüştür. Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde davacının alacaklı olduğu tespit edilirse davacı alacağını davalıdan İİK hükümlerine göre tahsil edebilecektir. İlama dayalı alacağın tahsili için borçlunun haczi kabil malı bulunmadığı takdirde İİK nun 277 ve devamı maddelerine göre açılacak tasarrufun iptali davasına konu edebilecek, mülkiyet değişmeden taşınmaz üzerinde haciz ve satış yetkisi kazanabilecektir.
Davacı alacak iddiasını hem Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde derdest olan 2017/21 Esas sayılı dosyasındaki aidat borcuna hem de derdest olan 2017/777 Esas sayılı dosyasındaki sorumluluk davasına dayandırmıştır. Derdest davaların varlığı cevap dilekçesinde ileri sürülünce davacı vekili alacağın tespiti talebi atiye terk etmiştir. Kooperatif lehine verilmiş henüz kesinleşmiş bir ilam ve belirli bir alacak bulunmamaktadır. Muvazaa nedeni ile tapu iptal davası açılması için hukuki yararın varlığı gerekmektedir. Bunun içinde davacı öncelikle davalıdan alacaklı olduğunu ispat etmelidir. Muvazaa davaları ile ilgili zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. Davacı alacağın varlığını ispat ettikten sonra ya TBK ya göre muvazaa nedeni ile tapu iptal yada İİK 277 e göre tasarrufun iptali davası açabilir. Tasarrufun iptali davasında da TBK nun 19. maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı inceleme konusu yapılacaktır. Tasarrufun iptali davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. (HGK nun 2014-17-2389 Esas )
Netice olarak, Kooperatifler Kanunu bakımından somut olaya bakıldığında davalının kooperatife borcu olması tapunun iptali ile kooperatif adına tescilini gerektirmez.(Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/488 Esas ve 2015/3088 Karar sayılı ilamında da kooperatiften istifa eden ancak borcu olan üyeye verilen bağımsız bölümün geri alınmasının mümkün olmadığına karar veren yerel mahkeme kararı onanmıştır.) TBK da düzenlenen muvazaa iddiası bakımından ise, davalı … … ile diğer davalı arasındaki işlem muvazaalı ise muvazaanın ispatı halinde tapunun tekrar davalı … … adına tescilinin talep edilmesi gerekirken dava dilekçesinde tapunun davacı kooperatif adına tescili istenmiştir. Kaldı ki davalı … …’nun kooperatife borcunun varlığı konusunda kesinlemiş bir mahkeme kararı bulunmamaktadır. Henüz bir alacağın varlığı belirlenmeden açılan davada TBK’nın 18. ve 19. maddelerinin uygulanma olanağının esastan tartışılması mümkün görülmemiştir.” gerekçesiyle davacının tapu iptali tescil talebinin reddine, 10.000,00 TL’lik talebi atiye terk edildiğinden bu konuda hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, İlk derece Mahkemesince hiç bir araştırma yapılmaksızın eksik araştırma ile davanın reddine karar verildiğini, davalı … …’nun istifa döneminde ciddi miktarda aidat borcu bulunduğunu, bu borçlardan sorumlu olduğundan bu davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğunu, kooperatif defter ve kayıtları incelenseydi müvekkilinin alacaklı olduğunun görüleceğini, davalı … …’dan istifa sonrası tapuyu devralan diğer davalı olan kızı …’ın söz konusu taşınmazın statüsünü bildiği kesin olduğundan iyiniyetli sayılmasına olanak bulunmadığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dava, kooperatif ortaklığından istifa nedeniyle Ankara … sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı kooperatif adına tescili istemine ilişkindir.
Ticaret sicili kayıtlarından davacı kooperatifin adresinin 29.06.2012 tarihinden itibaren “…” olduğu anlaşılmıştır.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 15.06.2012 tarih ve 347 sayılı kararı ile … Adliyesi kapatılarak Kızılcahamam Adliyesiyle birleştirilmiştir. Kızılcahamam Adliyesi ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 26.03.2014 tarih ve 141 sayılı kararına göre Sincan Ticaret Mahkemesi görev alanında olmayıp, en son Hakimler ve Savcılar Kurulunun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresi içerisine alınmıştır.
HMK’nın 14. maddesine göre, ortaklık ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, kooperatifin ortaklarına ya da ortakların bu sıfatla diğer ortaklar veya kooperatife açacağı davalarda kooperatif merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Anılan yetki kuralı, kamu düzenine ilişkin ve kesin nitelikte olduğundan, davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece re’sen dikkate alınması da gerekir.
Tapu kaydının iptali istenen taşınmazın kooperatif ortaklığı nedeniyle davalı … … adına ferdileşme suretiyle tapuda kaydedildiği, uyuşmazlığın salt taşınmazın aynıyla ilgili olmayıp davalı … …’nun davacı kooperatif ile ortaklık ilişkisinden kaynaklandığı anlaşıldığından; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, dava tarihi gözetilerek uyuşmazlığın çözümünde … Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) yetkili olduğu gerekçesiyle kesin yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/(1)-ç ve 115/(2) maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasının incelenmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, HMK’nın 353/(1)-a.4. maddesi uyarınca, esası incelemeden İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Kararın kaldırılması nedenine göre davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 353/(1)-a.4. maddesi uyarınca, esası incelemeden Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.07.2020 tarih ve 2019/525 E., 2020/299 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
4-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk derece Mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği ve harç iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
16.02.2022 tarihinde, HMK’nın 353/(1)-a ve 362/(1)-g maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17.02.2022