Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/792 E. 2021/1093 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
…..

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04.03.2021
ESAS-KARAR NUMARASI : ……
Konkordato talep eden vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İSTEMİN ÖZETİ :
Konkordato isteyen vekili; müvekkili şirketin inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, yürüttüğü kamuya ait taahhüt işlerinde hakedişlerin zamanında idare tarafından ödenmemesi, ülkemize yönelik uluslararası ekonomik saldırı sonucu ortaya çıkan ekonomik koşullar sebebiyle maliyetlerde ortaya çıkan büyük artış sonucu Hükümetçe çıkarılacağı açıklanan Fiyat Farkı Kararnamesinin henüz yürürlüğe girmemesi sebebiyle mali yapısının bozulduğunu, inşaat maliyet fiyatlarının dolar artışıyla aşırı yükselmesi ile konut kredi faizlerinin yüksekliği sebebiyle satışların durma noktasına geldiğini, müvekkilinin içinde düştüğü durumdan çıkarak tüm borçları ödeme ve ticari faaliyetine devam etme gayretinde olduğunu, borçlarını 3 ayda bir garameten yıllık %19,75 faiz ile toplam 36 ayda ödeyeceğini ileri sürerek, öncelikle geçici ve kesin mühlet verilmesine ve konkordatonun tasdikine karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMANIN SEYRİ VE SONUCU :
İlk derece mahkemesince 14.02.2019 tarihli kararla; İİK. 292. maddesinde iflasa tâbi borçlu tarafından kesin mühletin verilmesinden sonra konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması halinde re’sen iflas kararının verileceğinin düzenlendiği, yine İİK. 287/5. maddesinde İİK. 292. maddesinin geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanacağının belirtildiği, geçici komiserler kurulu raporuna göre, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı saptanmakla, konkordato talep dilekçesinde borca batıklık bildiriminde bulunan ve konkordato geçici komiserler kurulu raporuna göre borca batık olduğu sabit olan şirketin İİK. 292/1-b maddesi gereğince iflasına karar vermek gerektiği, talep eden şirketin İİK. 297. maddesine aykırı olarak geçici komiserler kurulunun onayı olmaksızın malvarlığını azaltıcı işlemlerde bulunduğu anlaşılmakla, şirketin İİK. 297. maddesine aykırı davranışları sebebiyle İİK. 292/1-c maddesi gereğince de iflasına karar vermek gerektiği belirtilerek, istemci şirketin konkordato isteminin reddi ile geçici mühlet kararı ile mahkemece verilen tedbir kararlarının kaldırılmasına ve konkordato talep eden şirketin iflasına karar verilmiştir.
Karara karşı konkordato isteyen vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 11.04.2019 tarih ve….. K. sayılı kararıyla; İİK’nın 292. maddesinin b ve c bentleri yönünden borca batıklık koşulunun aranmamasına, talep eden şirketin konkordato başvurusu sırasında borçlarını ödeyemez hale geldiğini açıklayarak aciz halinde olduğunu belirtmiş olmasına göre, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca konkordato talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Dairemiz kararına karşı konkordato isteyen vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 23.12.2020 tarih ve …… K. sayılı kararıyla; davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddiyle, İİK 287/5. maddesinin yollaması ile 292/son fıkrasının “Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” hükmünü içerdiği, somut olayda, konkordato talep eden borçlu şirketin yetkili temsilcisinin yargılama sırasında mahkemeye çağrılarak dinlenmediği ve kanunun amir hükmünün yerine getirilmediğinin dosya kapsamından anlaşıldığı, bu durumda konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisinin mahkemeye çağrılarak dinlenmeden yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği belirtilerek, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararı ile bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin kararının bozulmasına, HMK’nun 373/1. maddesi gereğince Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi kararının kaldırılarak dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesince Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 23.12.2020 tarih ve ……. sayılı bozma kararına uyulmasına karar verilmiş; İİK’nın 287/5 maddesi yollamasıyla 291/son maddesi uyarınca konkordato isteyen şirket yetkilisi … duruşmaya davet edilmiş ve dinlenmiş; öncelikle her ne kadar, iflas kararı dışında konkordato talebinin reddine ilişkin kısım yönünden sair temyiz itirazları reddedilmiş ise de, Hukuk Genel Kurulunun……karar sayılı İlamında belirtildiği üzere açık onama yapılmadığından konkordato talebinin reddi yönünden de usuli kazanılmış haklar gözetilerek, bozma ilamı sonrasında değerlendirme yapmak ve hüküm kurmak gerektiği, iddia, savunma ve komiserler kurulu raporuna göre konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı saptanmakla, konkordato talep dilekçesinde borca batıklık bildiriminde bulunan ve konkordato geçici komiserler kurulu raporuna göre borca batık olduğu sabit olan şirketin İİK. 292/1-b maddesi gereğince şirketin iflasına karar vermek gerektiği; istemci şirketin yönetim organının tüm işlem ve eylemlerinin şirket faaliyetlerine nezaret etmek üzere görevlendirilen geçici komiserler kurulunun şirket yönetim kurulunun onayına tabii tutulduğu, ancak şirket yönetiminin konkordatoya tâbi olmasına rağmen alacaklı …’e ait borcu 20.02.2019 keşide tarihli, 17.707,41 TL’lik çek ile, ……A.Ş.’ye ait borcu 20.04.2019 keşide tarihli, 14.500,00 TL bedelli çek ile, ……Ltd. Şti.’ye ait borcu 20.02.2019 keşide tarihli, 14.000,00 TL bedelli çek ile geçici komiserler kurulunun onayı olmaksızın ödediği, yine geçici komiserler kurulunun onayı olmaksızın geçici mühlet süresi içerisinde şirket hesabından …’ün 08.11.2018 tarihinde 100,00 TL, 09.11.2018 tarihinde 100,00 TL, 09.11.2018 tarihinde 120.000,00 TL, 13.11.2018 tarihinden 400,00 TL para çektiği, talep eden şirketin İİK. 297. maddesine aykırı olarak geçici komiserler kurulunun onayı olmaksızın malvarlığını azaltıcı işlemlerde bulunduğu, şirketin İİK. 292/1-c maddesi gereğince de iflasına karar vermek gerektiği, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda İİK. 287/5 maddesi yollamasıyla İİK. 292/son maddesi uyarınca konkordato talep eden şirket yetkilisi …’ün dinlenmek üzere celp edildiği, 25.02.2021 tarihli duruşmaya mazeretsiz olarak gelmediği gerekçesiyle, istemci şirketin konkordato isteminin reddi ile geçici mühlet kararının kaldırılmasına, tedbir kararlarının 14.02.2019 tarihi itibariyle kaldırıldığının tespitine, geçici konkordato komiserler kurulunun görevine 14.02.2019 tarihi itibariyle son verildiğinin tespitine, istemci şirketin İİK. 292/1-b ve İİK. 292/1-c maddeleri gereğince iflasına, iflasın 04.03.2021 günü saat 10.23 itibariyle açılmasına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Konkordato isteyen vekili istinaf dilekçesinde; gerekçeli kararda “…İİK 287/5 maddesi yollamasıyla İİK 292/son maddesi uyarınca konkordato talep eden şirket yetkilisi … dinlenmek üzere celp edildiği mahkememizin 25/02/2021 tarihli celsesine mazeretsiz olarak gelmediği gözetilerek aşağıdaki şekilde ara karar oluşturulmuştur” dendiğini, halbuki müvekkilinin 25.02.2021 tarihli celseye korona temaslısı olduğu için gelmediğini, bu durumun vekili tarafından zabta geçirildiğini, Mahkeme gerekçesinden şirket yetkilisinin mahkemeye hiç gelmediği ve bu sebeple eski hükmün tekrar edildiği anlaşılsa da bu durumun gerçeğe aykırı olduğunu, şirket yetkilisi …’ün 04.03.2021 tarihli duruşmaya katıldığını ve beyanlarını sunduğunu, iflas kararının bozulmasıyla birlikte iflas kararının kalktığı hususunun İflas Müdürlüğüne bildirilmesi gerekirken Mahkemece buna da aykırı davranıldığını, konkordato isteyen şirket yetkilisinin Mahkeme huzurundaki beyanında yaklaşık 13.500.000,-TL borçtan 6.500.000,-TL borcu iflas sürecinde iflas idaresinin verdiği çalışma izni çerçevesinde çok zor şartlar altında ödediğini, hali hazırda kamudan aldığı işleri yürüttüğünü beyan etmiş olmasına rağmen; vekil olarak ileri sürdükleri şirkete değişen şartlar ve süre sebebiyle yeni bir ön proje hazırlamak için süre verilmesi, konkordato komiseri atanması, konkordato tedbirleri hakkında karar verilmesi taleplerinin değerlendirilmediğini, olumlu/olumsuz bir karar dahi verilmediğini, hem konkordato istemleri, hem de iflas bakımından ilk karardan itibaren geçen 2 yıldan fazla süre ve değişen şartlar, ödeme savunması dikkate alınmaksızın son bilanço ve mizanlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar verildiğini, mahkemenin tekraren yer verdiği gerekçelere katılmanın mümkün olmadığını, komiser heyetinin üç gün içinde birbirine tamamen zıt, çelişki içeren iki rapor sunduğunu, şirket yetkilisinin komiserlerin bilgisi dışında şirket mevcudunu azalttığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, mahkemece komiser heyetinin 07.11.2018 tarihinde atanmış iken komiserlerin göreve 15.11.2018 tarihinde başladıklarını, bu sırada müvekkili şirketin çalışmalara devam ettiğini, …..bağlı üç ayrı şantiyede çalışmaların devam etmesi için iddia edilen ödemelerin yapıldığını, bu ödemelerin bir kısmının şantiyelerin devamı için zorunlu harcamalar olup kalanın ise şantiyelerde çalışan işçilerin günlük yevmiye ve iaşe bedelleri olduğunu, şantiyelerde çalışan işçilerin günlük yevmiyelerini almadıkları takdirde şantiyeleri terk ettiklerini, bu halde ise işlerin durma zorunda kalacağını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, öncelikle müvekkili şirkete ait son bilanço ve mizanların bilirkişi marifeti ile incelettirilmesine, iflas kararının bozulmakla ortadan kalktığından şirkete konkordato komiseri atanmasına, şirkete yeni bir ön proje sunmak için süre verilmesine, konkordato tedbirlerinin uygulanmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
İstem, konkordatonu tasdikine ilişkindir.
Yukarıda özetlendiği üzere, İlk derece Mahkemesinin konkordato isteminin reddi ile istemci şirketin iflasına dair kararı ve bu karara karşı istemci vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Dairemiz kararı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 23.12.2020 tarih ve …….. sayılı kararı ile istemci vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddiyle İİK’nın 292/son maddesi uyarınca konkordato isteyen şirket temsilcisi duruşmaya çağrılmadan iflas kararı verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek bozulmuştur.
İlk derece Mahkemesince hükmün gerekçe bölümünde dayanılan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.04.2018 tarih ve ….. K. sayılı kararında; “Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.
Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu nedenle bozma kararından sonra da Mahkemece HMK’nın 297’nci maddesinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmek zorundadır.
…Bu nedenle, mahkemenin direnme kararı verilmesi sırasında, kararın hüküm fıkrasında yer alan ve bozmaya konu yapılmayan kısım yönüyle de ilk hükümdeki gibi karar verilmesi gerekmektedir.” denilmektedir. Nitekim İlk derece Mahkemesince, bu ilke doğrultusunda konkordato talebinin reddi yönünden usuli kazanılmış haklar gözetilerek hüküm kurmak gerektiği vurgulanmış; “diğer temyiz itirazlarının reddine” ibaresiyle bozma kararı kapsamı dışında kalan kısımlar yönünden usuli kazanılmış haklar gözetilerek yeniden hüküm kurulmuştur.
Öte yandan dosya kapsamından, konkordato isteyen şirket yetkilisinin İİK’nın 292/son maddesi uyarınca çağrıldığı 25.02.2021 tarihli duruşmaya gelmediği, istemci vekilince müvekkili şirket yetkilisinin covitten dolayı gelemediğini belirttiği, Mahkemece 2 nolu ara kararıyla, “Davacı vekilinin beyanı nazara alınarak konkordato talep eden şirket vekilinin yeniden İİK 292/son maddesi uyarınca meşruhatlı davetiye ile celbine (APS)” karar verildiği, şirket yetkilisi adına duruşmanın bırakıldığı 04.03.2021 tarihi için yeniden meşruhatlı davetiye çıkarıldığı, şirket yetkilisinin 04.03.2021 tarihli duruşmada hazır olduğu ve dinlendiği anlaşılmıştır. Bu nedenle İlk derece Mahkemesi kararının gerekçe bölümündeki “…konkordato talep eden şirket yetkilisi …’ün dinlenmek üzere celp edildiği mahkememizin 25.02.2021 tarihli celsesine mazeretsiz olarak gelmediği gözetilerek aşağıdaki şekilde ara karar oluşturulmuştur.” belirlemesi hatalı olmuştur. Ne var ki İlk derece Mahkemesince Yargıtay bozma kararı ile oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek hüküm kurulduğundan bu yanlışlığın sonuca etkisi olmamıştır.
Bu açıklamalara ve dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve özellikle mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin istinaf itirazları incelenemeyeceğine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca, konkordato isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nın 353/(1)-b.1. maddesi uyarınca, konkordato isteyen vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Konkordato isteyen vekilince yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-Karar tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
07.07..2021 tarihinde, İİK’nın 293/son maddesi yollamasıyla İİK’nın 164/2. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 07.07.2021