Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/786 E. 2022/282 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10.12.2020
ESAS-KARAR NUMARASI :…
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkil firmanın …..Ltd. Şti. firmaları ile imzalamış bulunduğu taşeronluk sözleşmesi gereğince Alanya-Gazipaşa ve Kahramanmaraş-Afşin tünel işi yapımını üstlendiğini ve edimlerini yerine getirmek üzere davalı firma ile makine kiralama sözleşmeleri imzalandığını, müvekkili şirketin yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalı şirketten kiralanmış bulunan makineler için davalı şirketin operatör temin edemediğini, sözleşme konusu makinelerin hizmet dışı kaldığını ve makinelerin ayıplı olmaları nedeniyle sık sık arızalandıklarını, günde fiilen 12 saat çalıştırılamadığını, arızalanan makineler için servis çağrıldığını, ancak makineler için istikrarlı bir çalışma elde edilemediğini, sözleşme gereğince müvekkili firmanın her birinin 52.510,00-TL olan 10.08.2014, 18.08.2014, 10.09.2014 ve 18.09.2014 keşide tarihli toplam 210.040,00-TL tutarında 4 adet çek verdiğini, 10.08.2014 tarihli 52.510,00-TL tutarındaki çekin tahsil edildiğini beyan ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 18.08.2014 keşide tarihli, 52.510,00-TL bedelli çekten dolayı müvekkilinin davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin davacıya ayıplı makine teslim etmediğini, iddia olunan arızalar ile ilgili olarak müvekkili şirkete herhangi bir yazılı bildirimde bulunulmadığını, kiralanan jumbo makine ile önce delme işlemi yapılarak makinenin parka çekilebileceğini, akabinde dinamitle patlatma yöntemi ile açılan yerlerdeki kaya, taş vs. malzemelerin yükleyici makineler ile tünel dışına çıkarıldığını, açılan tünelin yan yüzeylerine püskürtme betonu atıldıktan sonra tekrar jumbo makinesi çalıştırıldığını, sürecin bu şekilde devam ettiğini, bu türden işlerde jumbo makinesinin bazen 4-8 saat bazen 8-12 saat çalıştırıldığını, müvekkili şirketin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, makineler ile birlikte 2 operatörün temin edilerek davacı şirket şantiyesine gönderildiğini, ancak operatörlerin davacı şirketin konaklama ve şantiye şartlarını beğenmedikleri için ilk gün işi bıraktıklarını, aynı gün akşamı müvekkili şirket tarafından ayrılan operatörlerin yerine yeni operatörlerin şantiyeye gönderildiğini beyan ederek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “…Dosyamızda taraf delilleri toplandıktan sonra alınan bilirkişi raporunda özetle; kira sözleşmesine konu makinelerin 12 saat üzerinden çalışma esasına göre kiralandığı, çalıştırılan süre de nazara alınarak çalışma karşılığı davalı tarafından tahsili gereken tutarın 9.413,46-TL+KDV olarak hesaplandığı, sözleşme konusu iş makinelerinin yıpranmış ve bakımsız iş makineleri olması nedeniyle sık sık arızalanarak hizmet dışı kalmasından kaynaklı açılan iş bu davada sözleşmede öngörülen şekilde 12 saat üzerinden bu makinelerin çalışmasının teknik yönden mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Bu itibarla, toplanan deliller ve mahkememizce de denetime elverişli görülmekle benimsenen bilirkişi raporu dikkate alındığında; taraflar arasındaki makine hizmet sözleşmesi gereğince davalı şirketin sözleşme konusu edimini gereği gibi yerine getirmediği, sözleşmede davalının edimi olarak öngörülen günde 12 saat makinelerin çalıştırılması edimini sözleşme konusu makinelerin teknik yönden yetersizlikleri nedeni ile davalının davacıya karşı tam olarak ifa edemediğinin bilirkişi raporundaki çalışma süresine ilişkin hesaplama ile sabit olduğu, davalı Şirketin ifa ettiği edimi yönünden talep edebileceği iş bedeli alacak miktarının dava konusu olmayan ve daha önce ödendiği anlaşılan diğer çeklerin davalı tarafından tahsili ile ödendiği, bu durumda dava konusu çekin davalı lehtar yönünden karşılıksız kaldığı ve davalının sözkonusu çeke dayalı olarak talepte bulunmayacağı kanaatine varılmakla; haklılığı kanıtlanan davanın kabulüne, bedelsiz kalmasına ve karşılığı olmamasına rağmen dava konusu çeki takibe koyması nedeni ile kötüniyeti sabit olan davalı aleyhine davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davacı şirket tarafından iddia edilen arızalarla ilgili olarak müvekkili şirkete herhangi bir yazılı bildirimde bulunulmadığını, davacı şirket tarafından sözlü olarak arıza bildirimi yapıldığı durumlarda, derhal yetkili servis gönderilip, … firmasının mobil servis elamanlarının aynı gün arızalara müdahale ettiğini, ayrıca yerel mahkeme kararında yer alan, kiralanan makinelerin yıpranmış, bakımsız ve eski olduğu yönündeki tespitlerin de taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından kiralanan makinelerin 2011 model olup, kiraya verildikleri tarihte (2014 yılı) üç yaşında ve çalışma saatlerine bakıldığında yeni sayılabilecek makineler olduğunu, Antalya-Gazipaşa tünel inşaatı için kiralanan makinenin çalışma saatinin 890 saat, K.Maraş-Afşin tünel inşaatı için kiralanan makinenin çalışma saatinin ise 1152 olduğunu, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmelerin 11. Maddesinde de açıkça görüldüğü üzere makinelerin günde toplam olarak azami 12 saat kullanılması gerektiğini, bahsi geçen madde hükmünün, makinelerin her gün asgari ve/veya mutlaka 12 saat çalıştırılmasına yönelik olarak değil, azami 12 saat kullanılmalarına yönelik sınırlayıcı özellik gösteren bir düzenleme olduğunu, iş sırasını tam olarak ve zamanında yerine getirmeyen davacı şirketin işbu kusurundan doğan zararının yerel mahkeme kararı ile müvekkili şirkete yüklenmiş olmasının açıkça kanuna, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili şirket tarafından sözleşme hükümlerine uygun olarak iki operatör temin edilerek davacı şirket şantiyesine gönderildiğini, makineler ile gönderilen operatörlerin davacı şirketin gösterdiği konaklama yerini ve şantiye şartlarını beğenmediklerinden ilk gün işi bıraktıklarını ve aynı günün akşamı müvekkili şirket tarafından ayrılan operatörler yerine iki operatör temin edildiğini, açıklanan nedenlerle, davacı şirketin müvekkili şirketten kaynaklı herhangi bir iş kaybı yaşamadığını, söz konusu makinelerin iddia edildiği gibi davacı şirkete 04.07.2014 tarihinde değil 01.07.2014 tarihinde teslim edildiğini, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmede, makinelerin teknik arızalardan dolayı bir ayda toplam 4 güne kadar arızalanması durumunda kira bedelinde herhangi bir kesinti yapılmayacağının hükme bağlandığını, dolayısıyla makinelerin bir ayda 4 güne kadar arıza giderme sürelerinin olduğu ve bu durumun davacı şirketin de kabulünde olduğunu, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme hükümleri incelendiğinde, kira bedellerinin hakedişe göre ödeneceği şeklinde bir uygulamanın bulunmadığını, ödemelerin aylık kiralama esasına göre gerçekleştirileceğinin görüleceğini, davacı şirket tarafından kiralanmış olan makinelerin iadesinin yine davacı şirket tarafından görevlendirilmiş olan treyler araçla yapıldığını ve nakliye bedelini kendilerinin ödediğini, her iki makinenin de müvekkili şirkete teslim edildiği sırada çalışır vaziyette olup, bu hususun şantiye servis raporları ile de sabit olduğunu, söz konusu raporlar incelendiğinde, raporlar arasında açıkça çelişki bulunduğunu, zira, taraflar arasında akdedilen sözleşmede makinelerin aylık kirasının 44.500,00-TL+KDV olarak belirlenmiş olup, işbu tutarın maktu olduğunu, sözleşme hükümlerinde motor çalışma saatlerine göre aylık kira bedelinin belirleneceğine dair herhangi bir ibare ve/veya düzenleme yer almadığını, bahsi geçen makinelerde motor saatinin hiçbir zaman makinenin çalışma saatini tek başına göstermediğini, yani motor çalışma saatinin yüksek olmasının makinenin fazla çalıştığı ya da yıprandığı kanaatini oluşturmaması gerektiğini, öte yandan, arıza kayıtlarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, 20.10.2015 tarihli bilirkişi raporunda dosya kapsamındaki arıza raporlarına istinaden yapılmış olan hesaplamalarda fahiş hataların bulunduğunu, davacının kendisinden kaynaklanan zararını müvekkili şirkete yüklemek amacıyla huzurdaki davayı açtığını, müvekkili şirket tarafından dava konusu kira sözleşmelerinde belirtilen kira süresi boyunca sözleşmeye konu iş makinelerinin başka firmalara kiralanmadığını ve bu yönde başka firmalarla sözleşme akdedilmediğini, buna rağmen davacı şirketin haksız ve mesnetsiz şekilde kira sözleşmesine konu makineleri kira süresinin bitiminden önce iade etmesiyle birlikte müvekkili şirketi maddi zarara uğrattığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, operatörlü iş makinesi hizmeti sözleşmesine dayalı olarak iş bedeline mahsuben davalı tarafa verilen çek nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/473 E., 2020/768 K. sayılı dava dosyasında verdiği 10.12.2020 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun “esastan” reddine dair Dairemiz kararı, Harçlar Kanunu Genel Tebliği eki (1) sayılı Tarifenin A-III-1-e uyarınca işin esası ile ilgili olduğundan, alınması gereken 3.586,95-TL istinaf karar harcından peşin alınan 897,00-TL harcın düşümü ile kalan 2.690,00-TL’nin davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
23.02.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 25.02.2022