Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/732 E. 2021/1461 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

…..

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18.09.2020
ESAS-KARAR NUMARASI : ……
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Konkordato isteyen vekili 05.12.2018 tarihli dilekçesinde; müvekkilinin … yetkili servisi olarak otomobil sektörünün içinde yer aldığını, 2004 yılında … markasını da bünyesine ekleyerek … … Türkiye’nin Ankara … olduğunu, her iki markanın satış, servis, yedek parça, 2. el araç hizmetlerini ve grup şirketlerinden…… acenteliğini de yaptığını, müvekkili şirketin 2016 yılının Şubat ayının sonunda bayiliğini devrettiğini ve 2016 yılından sonra ortaklık yapısı bakımından organik bağ bulunan…… Tic. A.Ş. ile birlikte inşaat sektörüne adım attığını, müvekkilinin mevcut durumda borçlarını ödeyemez hale geldiğini, borçlarını ödeyebilmek ve şirketin faaliyetlerini devam ettirebilmek için konkordato mühleti talebinde bulunmak zorunluluğu doğduğunu, müvekkilinin iflası halinde bir çok alacaklının zarara uğrayacağını belirterek, öncelikle geçici, daha sonra kesin mühlet verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince;
İİK’nın 286. maddesi uyarınca istemci şirkete, 24.12.2018 tarihinde 3 aylık geçici konkordato mühleti verildiği, 19.03.2019 tarihinde geçici mühletin 2 ay uzatılmasına ve 24.05.2019 tarihinde İİK 289/3 maddesi gereğince davacı şirkete 1 yıllık konkordato kesin mühleti verildiği,
24.05.2020 tarihinde sona erecek olan 1 yıllık kesin mühletin 7226 sayılı Kanunun geçici 1 maddesi gereğince 18.08.2020 tarihine kadar uzadığının tespit edildiği,
Komiserler kurulu tarafından 13.08.2020 tarihinde nihai rapor sunulmuş olmakla, 14.08.2020 tarihli ara kararla İİK 304 maddesi gereğince tasdik yargılamasının başlanmasına, İİK 304/2 maddesi gereğince kesin mühletin 1 ay uzatılmasına karar verildiği,
Konkordato komiseri tarafından sunulan raporda, şirketin varlıklarının 15.021.177,51 TL tutarında olduğu, borçlarının 64.001.311,10 TL tutarında olduğu, şirketin varlıklarının borçlarını karşılayacak düzeyde olmadığı, kaydedilmiş alacaklı sayısının 11, kaydedilmiş alacak miktarının 42.368.068,24 TL olduğu, kabul oyu veren alacaklı sayısının 1 ve alacak miktarının 10.383.658,00 TL olduğu, rehinli alacaklılar yönünden alacaklı sayısının 3, alacak miktarının 16.994.033,09 TL olduğu, kabul eden rehinli alacak miktarının 15.000.000,00 TL ve alacaklı sayısının 1 olduğu, konkordato projesinin alacaklılar toplantısında alacak yönünde nitelikli çoğunluğu haiz olarak kabul edilmediği hususlarının bildirildiği,
İİK 302/4 maddesine göre konkordato projesi için oy kullanabilecek alacaklıların sayısı ve alacak miktarına göre projenin kanunun aradığı çoğunlukla kabul edilmemiş olduğu,
Komiserler kurulunun nihai raporu ve duruşmada alınan beyanına göre istemci şirketin borca batık olduğu, İİK 179 maddesi gereğince sermaye şirketi olan davacının borca batık olmasının doğrudan iflas sebebi olduğu ve aynı kanunun 308. maddesi gereğince doğrudan iflas sebeplerinin mevcut olması halinde konkordato talebi reddedilen sermaye şirketinin iflasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek,
İstemci şirketin konkordatonun tasdiki isteminin reddine, İİK 308 maddesi gereğince iflasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Konkordato isteyen vekili istinaf dilekçesinde;
-Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunun hesaplama yönünden hatalı olduğunu, 25.12.2018 tarihinde sunulan … ve 24.05.2019 tarihinde sunulan… şirketin sahip olduğu, rayiç bilançoda varlık kalemleri içerisinde yer alan Ankara ili …… yapılan değerlemede Aralık 2018 ayında 45.650.000 TL olduğunun belirtildiğini, ancak 05.08.2019 tarihinde mahkemeye sunulmak üzere hazırlanan nihai rapora esas alınan bilirkişi raporunda bu arsanın rayiç bedelinin 18.310.000 TL olarak belirlendiğini, komiserler tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden re’sen ve yeminli olmayan bir bilirkişi ile değerlendirme yapılmış olmasının yerinde olmadığını, bu durumun müvekkilinin konkordato projesinin haksız olarak reddedilmesine neden olduğunu, müvekkilinin konkordato ile kendini toparlayıp ticari varlığını sürdürebilecekken bu fırsatın elinden alındığını, -Müvekkilinin konkordato projesinin temelini teşkil eden arsa üzerinde anlaştıkları müteahhitle birlikte inşaata başlama planları bulunurken bu planları hayata geçirmek için makul süre verilmeden konkordato için komiserler tarafından aksi yönde değerlendirme yapılması ve mahkemece de şirketin iflasına karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, zaten zor durumda olan şirketin ekonomik açıdan kendini toplaması için süre verilmeden nihai raporda borçlunun raporda belirttiği hiçbir faaliyeti icra etmediğinin belirtildiğini, bu değerlendirmenin gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin bu süre içerisinde konkordato projesini revize etmeye çalıştığını,
-Kaldı ki mahkemeye sunulan son komiser heyeti raporunda dikkate alınan bilirkişi raporunda marka değeriyle ilgili olarak “şirketin marka değerinin şirketin mal varlığı hesaplanırken bu hesaplamalara dahil edilmemesi gerektiğini”n belirtildiğini, ancak bu beyanın gerçeklikten uzak olduğunu, zira mahkemeye sunulan komiser raporunda ve ek raporda belirtildiği üzere şirketin marka değerinin 1.256.443,33 TL olduğunu, bu hususun bilirkişi raporunda dikkate alınmadığını, ancak raporda ve daha sonrasında komiser heyeti raporunda belirtilenin aksine markanın şirketlerin en önemli aktiflerinden biri olduğunu,
-Alacaklar kurulunun usulüne uygun toplanmadığını, katılan alacaklılar için gerekli kimlik saptamaları yapılmadığını, kim olduklarına ve gerçekten alacaklı olup olmadığına bakılmaksızın toplantı yapıldığını,
-Ayrıca müvekkilinin alacaklı bankalara olan borçlarının bir kısmının üçüncü kişiler tarafından müvekkil şirket lehine verilen ipotekler ile karşılandığını, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 23. Hukuk Dairesi’nin 03.06.2020 tarihli kararında “Eğer rehinli mal borçluya değil de bir üçüncü kişiye aitse, bu alacak adi alacak sayılır ve konkordatoya tâbidir…. Açıklanan nedenlerle üçüncü kişinin malvarlığına dahil malların rehniyle temin edilen alacakların adi alacak sayılarak bu çerçevede işleme tâbi tutulmasında da yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.” şeklinde hüküm tesis edildiğini, komiser raporunda bu durum dikkate alınmadan esasında adi alacak olarak kabul edilmesi gereken alacak kalemlerinin rehinli alacak olarak kaydedildiğini, bu alacakların adi alacak olarak kabil edilmesi halinde oylamanın akıbetinin değişebileceğini,
Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, konkordato mühleti verilmesi ve konkordatonun tasdiki istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve özellikle Mahkemece 10.07.2020 tarihli İİK’nın 302/6. maddesine göre verilen ara kararlarında konkordato isteyen vekilinin istinaf dilekçesindeki itirazı doğrultusunda ipoteğin 3. kişi tarafından verilmiş olması nedeniyle alacaklıların alacağının adi alacak olarak değerlendirilmesi gerektiğinin kabul edilmiş olmasına ve marka değeri ile arsanın değerinin talep gibi 45.650.000 TL. olarak şirket aktifine eklenmesi durumunda dahi borca batıklık durumunun değişmemesine göre, konkordato isteyen vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… sayılı dava dosyasında verdiği 18/09/2020 tarihli kararına yönelik konkordato isteyen vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından tekrar harç alınmasına yer olmadığına,
3-Konkordato isteyen tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
13.10.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nin 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 14.10.2021
…..