Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/683 E. 2021/1076 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F D İ L E K Ç E S İ N İ N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N E S A S H A K K I N D A K A R A R)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22.10.2020
ESAS-KARAR NUMARASI :……
Konkordato isteyen ve alacaklılar vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Konkordato isteyen vekili 11.10.2018 tarihli dilekçesinde; müvekkili şirketin ekonomik dar boğaza girdiğini, borçlarını ödeyememe tehlikesi doğduğunu, nakit akım dengesizliğini gidermek, ödeme kabiliyetinin devamlılığını sürdürmek, itibarı korumak ve olası bir iflas halinden korunmak amacıyla konkordato talep ettiklerini belirterek, öncelikle geçici ve kesin mühlet verilmesini, neticeten İİK 305 ve devamı maddeleri gereğince konkordatonun tasdikini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince;
Konkordato talep eden şirket yönünden 11.10.2018 tarihinde 3 ay geçici mühlet verildiği, 11.01.2019 tarihinden geçerli olmak üzere geçici mühletin 2 ay süre ile uzatıldığı, 11.03.2019 tarihli ara kararı ile İİK’nın 289/3. maddesi gereğince 1 yıllık kesin mühlet verildiği, talep üzerine kesin mühletin 13.03.2020 tarihli ara karar ile 11.03.2020 tarihinden geçerli olmak üzere 3 ay süre ile, 02.07.2020 tarihli ara karar ile 09.09.2020 tarihinden geçerli olmak üzere 1 ay süre ile, 09.10.2020 tarihli ara karar ile ise 09.10.2020 tarihinden geçerli olmak üzere 15 gün süre ile uzatıldığı,
Komiserler Kurulunca 29.09.2020 tarihli raporun ibraz edildiği,
Konkordato tasdik projesine göre “adi alacaklılara alacaklarının tamamının, konkordato tasdik tarihinden itibaren 6 ay ödemesiz, 60 ay vade ile faizsiz olarak ödenmesine” ilişkin teklifin, İ.İ.K’nun 302/3. maddenin gerektirdiği kaydedilmiş alacaklıların dörtte birini ve adi alacaklıların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edildiği ve 2004 sayılı yasanın 302. maddesi uyarınca teklifin kabul edilmiş sayılacağı, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu, kabul edilen konkordato projesine göre teklif edilen ödeme tutarının borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek miktardan fazla olacağı, rapor tarihi itibariyle 206. maddenin 1. sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödendiği ve mühlet içerisinde komiserin izniyle akdedilmiş ödenmemiş borçların bulunmadığının anlaşıldığı, şirketin rehinli alacaklılara yönelik teklifinin alacaklılar tarafından kabul edilmediği, böylece şartların oluşmadığı gerekçesiyle, Konkordato isteyen şirketin konkordato tasdik talebinin adi alacaklılar yönünden kabulüne, adi alacaklıların alacaklarının tamamının, konkordato tasdik tarihinden itibaren 6 ay ödemesiz, 60 ay vade ile faizsiz olarak ödenmesine, konkordato isteyenin rehinli alacaklılara ilişkin konkordato tasdik talebinin reddine,
İİK’nun 307. maddesi gereğince, şirkete ait işletmenin faaliyetinde kullanılan rehinli araçların muhafaza altına alınması ve satışının, finansal kiralama konusu araçların ise iadesinin karar tarihinden itibaren bir yıl süre ile ertelenmesine,
Tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli olarak kayyım atanmasına,
İİK’nın 308/b maddesi uyarınca alacakları itiraza uğramış olan tüm alacaklılara tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren 1 ay içerisinde dava açabileceklerinin ihtarına, dosya kapsamı itibariyle İ.İ.K.’nun 308/b-2 maddesi gereğince depo kararı verilmesine yer olmadığına,
Karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Konkordato isteyen vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkemece adi alacaklılar yönünden konkordato projelerinin tasdik edildiğini ancak rehinli alacaklılara ilişkin (üçüncü kişi rehini) konkordato projesinin tasdik taleplerinin reddedildiğini, istinaf süreleri bittikten sonra Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 16.02.2021 tarih ve….. sayılı kararında, konkordato talep eden şirket lehine tesis edilen ipotekle teminat altına alınan alacaklının nisapta adi alacaklı olarak göz önünde bulundurulması gerektiğinin belirtildiğini, somut olayda üçüncü kişilere ait taşınmazlar üzerine müvekkili lehine ipotekler tesis edildiğini, bu alacakların adi alacak olarak sayılması gerekirken rehinli alacak olarak sayıldığını, bu alacaklar adi alacak olarak sayıldığında alacaklılar toplantısının bu nisap üzerinden yapılacağını, alacak miktarına faiz işlemeyeceğini ve müvekkili şirketin rehinli alacaklılara yönelik projesinin de tasdik edileceğini, mali açıdan zor durumda olan müvekkilinin haciz baskısı olmaksızın çalışarak borçlarını ödeyebileceğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili Banka’nın yargılama sürecine katılımının sağlanmadığını, İlk derece Mahkemesine ve Konkordato Komiserliğine başvurularak alacak bildiriminde bulunulduğunu, müvekkili Banka ve vekillerinin UYP sistemine kaydının yapılmadığını, dosyaya erişiminin sağlanmadığını, karardan haricen haberdar olduklarını, kararın tebliğe çıkarılmadığını, müvekkili Banka’nın alacak miktarının nisaba dahil edilen meblağdan çok daha fazla olduğunu, alacaklar hakkında doğru bir inceleme yapılmış olsa ide konkordatonun tasdiki için aranan nisap sağlanamayacağından konkordato talebinin reddi yönünde karar verilmesi gerekeceğini, adi alacaklıların alacaklarına hangi tarihte hangi tutarda kavuşacağı hususunun aydınlatılmadığını, davacı borçlunun borcunu müvekkili Banka kayıtlarına göre ödeyeceğini kabul ve taahhüt ettiğini, mahkemece alınan bilirkişi raporlarının bir kısmının kendilerine tebliğ edilmediğini, raporların denetime elverişli olmadığını, konkordato isteyenin uygulanabilirliği olmayan proje ile talepte bulunmasının alacaklıların alacaklarına kavuşmalarına engel olmaya çalıştığını kanıtladığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı …. vekili istinaf dilekçesinde; borçlunun mali durumunu düzelteceğine dair beyanları ile düzenlemiş olduğu proje şirketin mali gücü ile orantılı olmamakla birlikte başarıya ulaşma ihtimalinin çok düşük hatta olanaksız olduğunu, konkordato isteyenin tek amacının tedbir kararları ile borçlu olduğu şirketlerin alacaklarının tahsilini geciktirmek olduğunu, konkordato projesine kaydedilmiş alacak toplam tutarlarının dikkate alınmadığını, alacak miktarlarının olduğundan çok daha düşük gösterildiğini, mahkemece borçlunun soyut beyanları dikkate alınarak oluşturulan projenin tasdik edildiğini, borçlu şirket tarafından müvekkilinin alacaklarının ticari defterlerine çok daha düşük işlendiğini, borçlunun beyanları esas alınarak müvekkili alacağının haksız şekilde çekişmeli hale getirildiğini, mahkemece gerekçe gösterilmeksizin çekişmeli alacaklara yönelik pay ayrılmamasına karar verildiğini, İİK’nın 305. maddesindeki konkordatonun tasdiki şartlarının bulunmadığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve konkordato isteminin reddine karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili Banka’nın nisaba dahil edilen alacağı ve niteliğinin hatalı tespit edildiğini, borçlu tarafından bildirdikleri alacaklarının bir kısmının gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğini, yaptıkları itirazın Mahkemece ihtarname sunmadıkları gerekçesiyle reddedildiğini, daha sonra ihtarnameleri sunmalarına rağmen Mahkemece itirazları doğrultusunda hüküm kurulmadığını, konkordato komiserlerinin de nihai raporlarında alacakları ile ilgili çelişkili beyanlarda bulunduklarını, müvekkili Banka’nın alacağının kabul edilen alacak tutarı, ne kadarının rehinli, ne kadarının adi alacak olduğu hususlarının açık olmadığını, bu durumun yapılan oylamada aranan çoğunluğun hesaplanmasında hatalı tespite neden olduğunu, borçlunun alacaklıya zarara uğratma amacıyla hareket ettiğini ve İİK’nın 297. maddesine aykırı davrandığını, Banka ve finans kurumları dışındaki alacakların dayandırıldığı çeklerin miktarının bankaların alacak miktarından fazla olduğunu, hukuk sisteminde yeni sayılabilecek konkordato sisteminde tasdik için gerekli çoğunluğun manipülasyonla sağlanabildiğinin süreç içinde gözlendiğini, alacağa konu çeklerin keşide tarihleri ve alacaklıların istemci firma ile gerçekleştirmiş oldukları ticari ilişkinin yoğunluğunun Komiserlikçe ve Mahkemece yeterince irdelenmediğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve istemin reddine karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili Banka uzmanlarınca yapılan inceleme sonucu istemci şirketin mevcut faaliyetlerini verimlilik ve kârlılıkla sürdüremediği, kredibilitesinin azaldığı ve nakit açığının büyüdüğü bu dönemlerde faaliyetlerinde giderek daha fazla yabancı kaynak kullanımına yöneldiği, borçlanmasının arttığı hatta bazı duran varlıkların kısmen kısa vadeli yabancı kaynaklarla finanse edilerek finansman hatalarının yapıldığının anlaşıldığını, bu anlamda firmanın yaşamakta olduğu finansman sıkıntısının geçici bir darlığı değil kronik ve yapısal bir problem olduğunu gösterdiğini, firmanın borca batık olduğunun net bir biçimde anlaşıldığını, inandırıcı ve uygulanır olmadığı halde salt çoğunluk sağlandığından bahisle projenin tasdik edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 6 ay ödemesiz dönem sonunda alacaklılara ödeme yapılamayacağı ve firmanın iflası son derece net iken projenin tasdikinin doğru olmadığını, nisap ve hesap karmaşasına itirazlarının sonuçsuz kaldığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı …. … …vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili Banka’nın Kredi Genel Sözleşmelerinden kaynaklanan alacağının komiserler kuruluna bildirildiğini, borçlu tarafından tek taraflı olarak bildirilen rakamlar üzerinden işlem yapıldığını, itirazlarının alacaklarının dayanağı belgeler sunulmuş olmasına rağmen belge sunulmadığı gerekçesiyle haksız olarak reddedildiğini, borçlu firmanın tek taraflı olarak bildirdiği alacak rakamı üzerinden konkordatonun tasdik edildiğini, ayrıca istemci firmanın konkordato projesinin uygulanılabilir nitelikte olmadığını, istemcinin konkordato isteminde samimi ve iyiniyetli olmadığını, konkordato kapsamında verilen sürelerden yararlanarak icra takiplerinden kurtulma amacı güttüğünü, konkordato ödeme projesine göre borçlunun hangi kaynaklardan ödeme yapacağının dahi açık olmadığını, müvekkili Banka’nın çek sorumluluk bedellerinden doğacak olan gayrinakdi alacağının ise konkordato kapsamına hiç dahil edilmediğini, gayrinakdi alacakların da mutlaka konkordato projesinde gösterilmesi gerektiğini, özellikle yüksek meblağlı teminat mektupları paraya çevrildiğinde bu durumun konkordatonun başarıya ulaşmasını dahi etkileyebileceğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve konkordatonun reddine karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; istemcinin projekte ettiği kazançları sağlayamayacağının dava sürecinde somut olarak ortaya çıktığını, istemcinin tedbir korumasında olduğu kesin mühlet sürecinde astronomik tutarda zarar ederek borca batık hale geldiğini, sunulan teklifin gelirle orantılı olmadığını, bu şartlar altında istemin kabul edilmiş ve rehinli malların da paraya çevrilmesinin ertelenmesine karar verilmiş olmasının yasaya aykırı olduğunu, ilk revize projede kazanç kaynağı olarak gösterilen işlerin sonraki projede yer almadığını, geçici ve kesin mühlet sürelerinin dayanağı olan projelerin iki yıl boyunca uygulanmadığını, istemci şirketin ilgililerinin konkordato müessesesini borçlarını ödememek için kullandıklarını, 18.09.2020 tarihli komiser raporundan istemcinin araçlarının hemen tamamının davadan hemen önce alındığı, bu araçların büyük bölümünün sadece ikişer taksitinin ödendiği, ayrıca leasingli malların kira borçlarının davadan sonra ödenmediğinin anlaşıldığını, finansal kiralama sözleşmelerinin aynen ifasını üstlenmeyip, kira borçlarını dava sürecinde ödememek sureti ile bu sözleşmelerin fesih edilmesine neden olan / buna zemin hazırlayan istemci lehine leasingli malların iadesinin ertelenmesine karar verilmiş olmasının yasanın amacına ve içeriğine aykırı olduğunu, konkordato projesinin yaklaşık altı yıllık zamana yayıldığını, istemcinin halihazırda 57 adet olan kamyon ve tır çekicisinin 40 tanesini finanse edip bunlar üzerinde rehin hakkı sahibi olan rehinli alacaklılar ve iş makinelerinin sahibi olan leasingli alacaklılar ile borç yapılandırmadığı dikkate alındığında, 6 yıla yayılan konkordato sürecini başarı ile tamamlamasının mümkün olmadığını, kabul oyu kullanan … … A.Ş.’nin toplam adi alacağın % 39’unu temsil ettiğini, istemcinin büyük oranda … … A.Ş’ne olan borcunu ödemek için istemde bulunduğunun anlaşıldığını, rehinli alacağına işleyen faizi yasa uyarınca ödemekle yükümlü olan davacının iki yıllık dava sürecinde rehinli alacaklılar ile borç yapılandırmasına gitmediğini, alacağın teminatı durumundaki araçlar iki yıldır ağır işlerde kullanılarak yıpratıldığından değerlerinin azaldığını, teminatın rehinli alacağı karşılayamaz hale geldiğini, rehinli alacaklıların zararının artmasına neden olacak şekilde rehinli malların paraya çevrilmesinin ertelenmesine karar verilmiş olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, komiser raporunda istemcinin kesin mühlet sürecinde oluşan borcu ile ilgili alacaklıların teminat isteyip istemediklerinin belirtilmediğini, İİK’nın 305. maddesinde sayılı konkordato tasdiki koşullarının oluşmadığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve istemin reddine ve istemcinin iflasına karar verilmesini, aksi düşünülürse rehinli malların paraya çevrilmesinin ertelenmesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; İİK 285 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan konkordato mühleti verilmesi için aranan şartların oluşmadığını, projenin alacaklıları zarara sokacak nitelikte olduğunu ve konkordatonun özüne aykırı olduğunu, bildirdikleri alacaklarının bir kısmının borçlu tarafından kabul edilmemesi üzerine mahkemece hesap kat ihtarnamesi tarihi itibariyle muaccel hale gelen 815.242,41 TL nakdi alacak üzerinden nisaba katılmalarına karar verildiğini, alacaklarının eksik hesaplandığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve istemin reddine, aksi halde toplam 923.360,12 TL. üzerinden alacaklarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Konkordato isteyen vekilinin istinaf başvurusu yönünden;
İİK’nın “Kanun yolları” başlıklı 308/a maddesi, “….. Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir…” hükmünü içermektedir.
İlk derece Mahkemesi kararı, konkordato isteyen vekiline 28.12.2020 tarihinde tebliğ edilmiş, konkordato isteyen vekilince 14.04.2021 tarihinde istinaf yoluna başvurulmuştur. Konkordato isteyen vekilince istinaf yoluna başvurma harcı ile istinaf karar harcı yatırılmamış ise de, istinaf başvurusunun İİK’nın 308/a maddesindeki 10 günlük istinaf süresinden sonra yapılmış olduğu anlaşıldığından, anılan harçların tamamlanması için dosyanın geri çevrilmesine gerek görülmemiştir.

Süresinden sonra yapılan istinaf istemleri hakkında, HMK’nın 346/(1). maddesi gereğince mahkemece bir karar verileceği gibi, aynı Kanun’un 352/(1)-c. madde hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebileceğinden konkordato isteyen vekilinin süresinden sonra sunulan istinaf dilekçesinin reddi gerekmiştir.

II-HMK’nın 355. maddesi uyarınca re’sen yapılan istinaf incelemesi yönünden:
İİK’nın 289. maddesinin 3. fıkrasının ilk cümlesi; “Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir.” hükmünü, 5. fıkrası ise, “Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı aya kadar uzatılabilir. Borçlu da bu fıkra uyarınca uzatma talebinde bulunabilir; bu takdirde komiserin de görüşü alınır. Her iki hâlde de uzatma talebi kesin mühletin sona ermesinden önce yapılır ve uzatma kararı vermeden önce, varsa alacaklılar kurulunun da görüşü alınır.” hükmünü içermektedir.
İcra ve İflâs Kanunu mühletin tanımını yapmamış ve hukuki niteliğini göstermemiştir. Yasa koyucunun konkordato süresi ya da mehli gibi bir kavram yerine mühlet kavramını başlangıcı ve sonu belli bir zaman dilimini ifade etmek üzere bilinçli biçimde seçtiği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda mühlet bittikten sonra uzatma mümkün değildir.
Somut olayda mahkemece istemci şirkete 11.03.2019 günü bir yıl kesin mühlet verilmiş, borçlu tarafından mahkemenin inceleme yapmasına olanak bırakacak şekilde 19.02.2020 günü uzatma istenmiş ve mahkemece kesin mühlet için öngörülen süre dolduktan sonra 13.03.2020 tarihli kararla “kesin mühletin sona ereceği 11.03.2020 tarihinden başlanarak 3 ay süreyle uzatılmasına” karar verilmiştir. Uzatma kararında uzatma süresinin başlangıcı olarak her ne kadar 11.03.2020 günü gösterilmiş ise de sona ermiş ve hüküm ve sonuçlarını tamamen kaybetmiş mühletin uzatılmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca istemci için mühlet 11.03.2020 günü itibariyle sona erdiğinden, onun için devam eden bir konkordato prosedürünün mevcudiyetinden söz edilemez. Sonradan verilen uzatma kararlarının ve kesin mühlete bağlanmış sonuçların uygulanma kabiliyeti de bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, İlk derece Mahkemesinin 22.10.2020 günlü kararı düzeltilerek, konkordato isteminin usulden reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmelidir (HMK m. 353/(1)-b.2).
III-Alacaklılar vekillerinin istinaf itirazlarına gelince:
Kararın niteliğine göre alacaklılar …… vekillerinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığı anlaşılmıştır.
KARAR :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 346/(1). ve 352/(1)-c. maddeleri uyarınca, konkordato isteyen vekilinin İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355 ve 353/(1)-b.2. maddeleri uyarınca, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.10.2020 tarih ve….. sayılı KARARI DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
“1-Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün ….. numaralı sırasında kayıtlı …’nin konkordato isteminin USULDEN REDDİNE,
2- Verilen bütün tedbir kararlarının 12.03.3030 günü itibariyle kendiliğinden ortadan kalktığının tespitine,
3-Konkordato Komiserler kurulunun görevinin 12.03.2020 günü itibariyle kendiliğinden sona erdiğinin tespitine,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL’nin düşümü ile kalan 23,40 TL’nin konkordato isteyenden alınarak Hazineye irat kaydına,
5-Konkordato isteyence yapılan yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Alacaklılar …. tarafından yatırılan 148,60’ar TL. istinaf yoluna başvurma harcının konkordato isteyenden alınarak ayrı ayrı adı geçen alacaklılara verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın kararın kesinleşmesini müteakip yatırana iadesine,”

III-Yukarıda (III) nolu bentte açıklanan nedenlerle, alacaklılar …. vekillerinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
IV-Alacaklılar …. tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde iadesine,
V-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
05.07.2021 tarihinde, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GER. KARAR YAZIM TARİHİ : 05.07.2021