Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/68 E. 2021/468 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)
ESAS NO : 2021/68
KARAR NO : 2021/468

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/11/2020
ESAS-KARAR NUMARASI : .

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Dava kooperatif ortaklığından çıkma payı alacağı için başlatılan icra takibinden dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince eldeki davanın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99’uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca ticari dava sayıldığı; Türk Ticaret Kanunu’nun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesinin 1 numaralı fıkrasına göre “…ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması”nın dava şartı sayıldığı ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 18/A maddesinin 2 numaralı fıkrasının son cümlesinde “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar…” verileceği hususunun belirtildiği,
Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Dava şartlarının incelenmesi” başlığını taşıyan 115’inci maddesine göre mahkemenin dava şartlarının varlığını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağını ve dava şartının eksik olması halinde “…davanın usulden reddine karar…” verileceği hükmünü içerdiği,
Menfi tespit davasının bir miktar para yönünden borçlu olunmadığının tespitine yönelik olarak açılan dava türü olduğu, bu davaya karşılık olarak alacaklı tarafından aynı davada karşı dava ile veya ayrı bir dava ile alacak yahut tazminat davası açabileceği, aynı olaya ilişkin karşı dava veya ayrı bir dava yolu ile açılacak alacak yahut tazminat davasının arabuluculuk dava şartına tabi tutulmasına rağmen aynı olaya ilişkin menfi tespit davasının arabuluculuk dava şartına tabi olmayacağının düşünülemeyeceğini; borçlu olmadığı bir parayı ödeyen kişinin açacağı istirdat davası ile ödeme yapmadan menfi tespit davası açan kişinin farklı dava şartlarına tabi tutulmasının da düşünülemeyeceğini; bu nedenle borçlu olunmadığına yönelik olarak açılan menfi tespit davalarının da arabuluculuğa tabi olduğunun kabulünün gerektiği ;
Somut olayda açılan davanın arabuluculuk dava şartına tâbi olduğu, gerek dava dilekçesi içeriğinde gerek dava dilekçesi eklerinde arabuluculuğa başvurulduğuna dair bir belgenin bulunmadığı, bu hali ile dava şartı olan arabuluculuğa başvurma şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde eldeki davanın menfi tespit istemine ilişkin olduğunu ve konusunun bir miktar paranın ödenmesine ilişkin tazminat ve alacak davalarından bulunmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE
Dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit (borçlu bulunulmadığının saptanması) istemine ilişkindir.
7155 sayılı Yasanın 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ticari davalarda dava şartı olarak zorunlu arabuluculuğu öngörmüştür.
Anılan maddenin 1 numaralı fıkrası şu şekildedir:
“Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır”.
Öncelikle yasayla Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114’üncü maddesinde gösterilen genel dava şartlarına ek olarak bir özel dava şartı getirildiğinden, bu dava şartının ne şekilde anlaşılıp uygulanacağı üzerinde durmak gerekir.
Dava şartları mahkemece bir davanın esasına girilebilmesi için varlığı ya da yokluğu zorunlu şartlardır. Dava şartları taraflarca ileri sürülmese dahi hakim tarafından re’sen dikkate alınır. Dava şartı tamamlanmıyor ya da tamamlanamıyor ise mahkemece davanın usulden reddine karar verilir (HMK m.115).
Bu bakımdan dava şartlarının yanlış uygulanması bir dava engeli ve mahkemeye erişim hakkı ile bu kapsamda adil yargılanma hakkına saldırı sayılır (AİHS m.6).
Özel dava şartlarının bu niteliği gereği dar biçimde yorumlanmaları gerekir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi zorunlu arabuluculuk dava şartını “…konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri…” ile sınırlı tutmuştur.
Somut olayda dava bir alacak ya da tazminat davası olmayıp borçlu bulunmadığının tespiti istenmektedir. Ortada henüz herhangi bir karşı dava ya da ödeme yokken, olası karşı davanın ya da eldeki davanın istirdata dönüşmesi gibi ihtimallerin değerlendirilmesi suretiyle dava şartlarının geniş yorumlanması ve vatandaşların adalete erişiminin engellenmesi doğru değildir.
Açıklanan nedenlerle menfi tespit davası “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” cümlesinden olmayıp, zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi değildir.
Yukarıdan beri açıklanan nedenlerle menfi tespit davası açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulmasının bir dava şartı olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle HMK m. 353/1-a.4 düzenlemesi uyarınca aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1-a.4 gereğince Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …./…… E., ……../…… K sayılı dava dosyasında verdiği 20/11/2020 tarihli kararın ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
24/03/2021 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 353/1-a ve 362/1-g gereğince KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır